15 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

28EKİM200I.SAYI814 sini içe ve dışa dönük olmak üzere ikiye ayırabiliriz. İçe dönük etki, esas olarak, Amerıkanhalkınındeğeryargılarını,yaşambiçımlerini,yabancılarabakışaçılarını, ekonomik ve hukuksal sistemlerini baştan aşağı tartışmaya ve gözden geçirmeye açmalan konulannda olacaktır. Dışa dönük etkilerın de ıki yönü olduğu düşünülebilir. Bınncısı azgelışmiş ülkelere daha çok yardım yapılmasi ve bu yardımların etkinliğinin arttırılması yönünde olabilir. Ikinci yön de, büyük olasılıkla, tüm dünyada terör örgütlerine ve teröre kaynak I ık edebilecek tüm örgütlenmelerevefikiroluşumlarınakarşısertönlemler almak bıçimınde olacaktır. Bu sonuncuişlevinBirleşmişMilletlerörgütütarafından üstlenilmesi kuşkusuz daha doğrudur. Ingiltere, Fransa, Almanya gibi diğer gelişmişülkelerdedebenzerdeğişmeler olması beklenebilir. Burada hemen şunu da belirtmek isterim ki, söz konusu bu etkileri ve değişmeleri fazla abartmamak gerekir. Bunlarsüre içindegerçekleşecek eğilimlerdirveneölçüdegerçekleşecekleri daha başka öğelere de bağlıdır. Türkıye'ye gelınce: Bu konuda iki hususu vurgulamak ıstıyorum. Birincısı ülkemizinoluşturulangelışmış ülkeler cephesinde yer almış olmasıdır. Bundan memnunluk ve ferahlık duyuyorum. Çünkü böy lece ülkemizin her yönden gelışıpilerlemesi,"muasırmedenıyetseviyesine ulaşması" kolaylaşmış olacaktır. Bunun nedeni, Türkiye'ye yardım edebilecek durumda olan ülkelerın bıze karşı duydukları giivensızlıklen ortadan kalkacak ya da azalacaktır. Böy lece son zamanlarda gelışmış ülkelerle gelişmemiş ülkeler arasında hızla açılan ve derınleşen uçurumunzenginlertarafındakalmamız sağlanmış olacaktır. Bu da ınsanlarımızı, çocuklarınıokutatnamanın,doktoragötürememenın, iyı besleyememenin, işbulamamanın, pasaportuna vize alamamanın ve daha nice çaresizliklere katlanmanın sıkıntı ve utancından kurtulmasını sağlayacaktır. Vurgulamak ıstediğım ikinci husus şudur: Bilindiğı gibi siyasal lslam yani irticai hareket bir süredir ülkemizde iktidara yönelik siyasal bir çaba içindedir. Bu çabanın başan şansı küçümsenmeyecek kadar ciddidir. Daha birkaç yıl önce bir süre iktidara tırmandıkları ve 28 Şubat kararlarıyla güç bela buradan uzaklaştırıldıkları unutulmamal ıdır. Ancak bu son terör olayında ülkemizin ilericigelişmiş cephede yer almış olması, irticai harekete ağır ve kapsamlı bir darbe olmuştur. Çünkü artık irticanın karşısına yalnız Türkiye'deki laikler değil, fakat yukarıda değindiğim gibi, tüm gelişmiş ülkeler çıkacaktır. Bu durum karşısında, artık olumlu bir gelecek vaat etmediği taraftarlarınca da bilinen tüm hareketler gibi, siyasal lslam da sürekli geri çekilecek, canlılığını ve cesaretini yitirecek ve giderek sönümlenecektir. Daha şımdiden bu sönüşün işaretlerı görülmektedir. Nitekim hükümetin Taleban'a karşı savaşmak üzere yurtdışına asker göndermek için sınırsız yetki istenmesine karşı ne TBMM 'de ne de sokaklarda türban konusunda olanlar kadar bile birtepki gösterilememiştir. ^ Taleban'dan da önce Şühedayani şehıtler (Shuhacla) adını taşıyan Afgan kadın örgütünün temsilcısi Sima Samar, Tageszeitung gazetesinin sorularınıyanıtlıyor. Şüheda, Pakistan 'daheşprojeninyanı sıra Afganistan içinde dört hastane ile toplam 20 bin öğrencisi olan 14 okulyönetiyor. Bunlarm arasında kız okullarıylakarma okullarda var... 44yaşındaki Sima Samar ise Kâbil 'de tıp okumuş bir doktor. 1984 'te Sovyetler den kaçıp Pakistan smmndaki Kuetta 'ya yerleşmiş. Samar 1989 danberi' 'Şüheda'' örgütününbaşkanı. Afganistan'da kadınların direnişi var mı, örgütlü nıü? Ne yazık ki çok organize değil. Ama direnişin değışik biçimleri olabiliyor. Örneğin şehirlerdeki yeraltı okullan veya değişik bölgelerdeki kız okullan. Taleban rejiminin koşullarında nasıl okul ve hastane istev cbiliyorsunuz? 1989'da Pakistan'dan bu ışe başladığımda Taleban yoktu. Elbette Taleban bugün kız okullarını sürekli kapatmaya çalışıyor, ama biz direniyoruz çünkü köy lerden büyük destek alıyoruz. Tabii bize her gün zorluk çıkarıyorlar. Gece saat birde Kalaşnikoflany la gelip hastaneye giriyor ve "şu ya da bu kadın doğru Sovyet işgalinin ardından Pakistan'a kaçan, ülkesindeki kadınlan uzaktan örgütleyen Dr. Sima Samar şöyle diyor: "Taleban, on yıllardır süren savaşın ürünüdür. Birçok genç adam, ailelerini geçindirmek için Taleban'a katıldı. Onlar kadınlara karşı değil, ama komutanlan ve mollalar karşı..." örtünmemişti veya erkek meslektaşıyla konuşuyordu" diyorlar. Aynı şey okullarda da oluyor. Geçen yıl bize bir mektup yollayıp bir "kız okulunu kapatın" dediler. Reddettik. O zaman sizi şeriata göre cezalandınrız dediler. Ben de dedimki: lyi, o zamanbenikızlarakitapve kalem verdim diye asın. O zaman dünya hiç olmazsa ne kadar ezildiğimizi görür. lşimiz çok zor ama imkânsız değil. Örgütünüz özellikle Hazara etnik aşiretinin oturduğu bölgede faal. Çalışmalarınıza bu yüzdcn mi göz yumuluyor? Evet. Hazaralılarla problemimiz yok. Taleban başa geçtığinde Hazara mollalan Taleban'la aramızda arabuluculuk yapıp onlara kız öğrencilerin kadın öğretmenlerce eğitildiğini, eğer okullar kapatılırsabununlslamaaykınolacağmısöylediler. Hazaralılar Şiidirler, Taleban Sünnidir, bu bölgede pek Taleban yoktur. Bizim Kâbil'de de ev okullanmız var. Burası Taleban' ın kalesi. Bu okullan tabii gizliyoruz. Bir öğretmenınevındeen çok 30 öğrenci ders görebiliyor. B u * *
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear