26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

28EKİM200I.SAYI814 11 ma yaptık. Bizim yayınlanmız arasında Türkiye'de Ermeni meselesi diye biryayın belki çıkmadı, ama örneğin sergilerimizde, 100 yıl başında Ermenilerin yaşamöykülerini (Aile Albümleri / Ara Güler) anlattık. Son yıllarda özelliklc yakın tarihimiz edebiyatın konusu oldu vc tarihçUerle cdcbiyatçılar tartışmaya başladı... Bence tarihi ronıanlara büyük bir ilginin olması üzülecek bir şey değil; tanı tersine buna sevinmeliyiz. Sorunu Türkiye'de tarih araştırmalannın azlığı, geriliği ve bunların kendilerini.edebiyatüretmektençıkaramamalannda, bilimsel çalışmaya dönüşememelerindearamarruzlazım. Hğertarihçilikte olumlu bir gelişme sağlanabilirse bu ilgi, tarih araştırmalanna da yönel ik bir ilgi olacaktır. Bundan sevinç duynıamız lazım. Yeterki; herkes kendi görevini yapsın ve iyi yapsın. Tarihçiler edebiyatçılığaözenmesin. Bir de yerel tarih çalışmanız var... Tarihi süreçleri anlamamızı ve yorumlamamızı kolaylaştıran yalnızca büyük şehırde değil, aynı zamanda bir küçük kasabada tarihsel süreçlerin nasıl gerçekleştiğinin bilgisidir. 20 kentte bu proje uygulanıyor. Bir sergi, birprojenasıl hazırlanır, basınlailişki nasıl kurulur, kent müzeleri nasıl kurulabilir gibi broşürler ve bültenlerle, buralardaki çalışmalan teşvik ediyoruz. Çok yoğun bir göçün yaşandığı ülkedeyiz, çok küçük bir azınlık, doğduğu evi, bakkalını yerinde bulur. Böylc bir hareket sizin çalışmalarınızı ne kadar zorlaştırıyor ya da ne kadar heyecan katıyor? Soruyu çok doğru sordunuz, bu hem çalışÇtNAItlN GÛIGESİNDE len, Türkiye'deki bölümünü bizim üstlendiğimiz, 15yaşındaki 120()kişiyleyapılanbir anket, gençlerimizin tarih kitaplannı tarihsel romanlardan daha az güvenılir ve ınandırıcı bulduklarınıgösterdi. Ulusalkımlikelbette önemli, ama insanlar bu kimlığin yanı sıra başka kimlikleri de zanıan boyutu içinde öğrenmeli, yaşamalı ve yaşatmalı... Hâlâ yanıt aradığımız bir soru var: Doğulu muyuz, Batılı mı? Tarih Vakfı çalışmaları, bu soruya dayanıtarıyor mu? Sanıyorumevet. Ülkemizınınsanları, kendilerini hem Doğulu, hem Batılı olarak göriirler ve varlıklannı; savaşlar yapmak ve bir bölümiiyıkılmışdevletlerkurmakdışında, özel bir kültiir geliştirmiş insanlar olarak kavrarlarsa, sanıyorum gelecekle daha iyi hesaplaşabilirler. Örneğin, yemek, giyim, inanışlar, doğaylailişki, Aııadolu'daçeşitli grupların birbirleriyle ilişkisinin tarihi, bu kinıliğizenginleştirenunsurlarolabilir... Ncredcysebütünkuşaklar, uygarlıktarihinden kopuk bir tarih eğitimi aldı... Arkadaşlarımızdan Zafer Toprak'ın yaptığı bir çalışmaya göre 1920'ler ile 30'ların başında, henüz bir ulusun kurulmakta olduğu ve o y üzden kendi kendisıyle meşgul olmanın çok daha yüksek olmasmı beklediğimiz bir dönemde, tarih kitaplannın yüzde 80'i dünya üzerine, Avrupa üzerine, Asya üzerine... Bu oran bugün, yine Toprak'ın hesaplamalannagöre, yüzde 10'un altında, gerisi TürkIslam tarihi... Demek ki; Türkıye dünyayla ilişkilerıni gelıştirirken birçok alanda daha yoğun bağlantılarkurarken, tarih eğitinıinde kendini içe kapatan ve kendi kimliğinıgeliştirmeyiçocuklarınkafalanna bel 1 i kalıplar soknıakta bulan bir ülke... Neden? Sanıyorum, öncelikle yurttaşınave gençliğinegüvensizohııanın, eğitimi aktif.yaratıcı, kendi kararlarını kendisi veren bir yurttaş yaratma süreci olarak değil, hayli mekanik bir koşullandırma süreci olarak anlamanınbir sonucu. Tarih eğitimine bir güvenlik sorunu değil, bir eğitim sorunu olarak yaklaşamazsak bu yanlışı düzeltemeyiz. Tarih Vakfı'yla birlikte bir ilkten de söz edebiliriz sanırım; sözlü tarihçilikten... Evet, sözlü tarihçilik denen tarihçilik tipi, Tarih Vakff yla birlikte gündeme geldi. Ve ne güzel ki; şu an birçok üniversitede, birçok başka çevrede sözlü tarih projeleri var. Genellikleanılarınıyazmayan,yazılıbelgebırakma oranı düşük bir ülkede, kişilerin anılannın, uzman sözlü tarihçiler tarafından, ya video ya ses bantlarına kaydedilerek belgeselleştirilmesi çok önemli biraraç. Bizbunu son 8 yıldıryapıyoruz ve önümüzdeki yıl da şimdiyekadargerçekleştirdiğimiz450'den çok görüşmenin dışında, bin yeni kişiyle "Tarihin I OOOCanlı Tanığı" adlı birprojeyi gerçekleştirmek istiyoruz. Kinı olacak bu bin tanık? Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde, çeşitli toplumsal kesimlerden, çeşitli mesleklerden, etnik, dinsel, kültürel gruplardan yaşı 75'iaşmışbinkişiyısaptayıp,ayrıntılımülakat yapmayı hedefliyoruz. Şu an bunun kaynağını bulmak çabasınday ız. Yayımlayamadığınız, engellcndiğiniz alanlar oldunıu? Tarih Vakfı olarak şöyle birçizgi tutturmayaçalıştık; biz küçük, aktif, çatışmacı, militan birgrubıın sivil toplum kuruluşu olmayacağız, politikaya, günlük parti politıkalarına hiç kanşmayacağız, ama Türkiye'de bu alanda, demokrasinin sınırlarını zorlamak için üzerimize düşen ne varsa yapacağız. Dolayısıyla birçok konuda çok radıkal davranışlar içinde olmadık, ne var ki Türkiye'de tarihçilik, sosyal bilinıler, Türkiye'nin dünü ve bugünü arasındaki bağlantının kurulması alanında, daha önce yapılmamış bir dizi çalış Silier: Tarih dostu olmanızı öneriyorum. malanmızı zorlaştınyor hem de çok önemli kılıyor. Şunu söylemek mümkün, Türkiye birçok ileri Batı ülkesinın 19. yy.da hatta bazılannın 18. yy.da, çok çok 20. yy.da geçirdiği hızl ı bir göç ve ı lımlı bir kentleşme ve sanayileşme sürecine yeni girmiş. Dedesinin evinde oturmaya devam eden kentli insan sayısı ne yazık ki çok düşük. Ama bu düşüklüğün altında, tarihi eser koruma sistemimizin etkisizliği, devletin bu alana yasaklamalar dışında hiçbir kaynak ayırmaması, bu mirasın öneminin bilinçlerimızde kapladığı yerinin darlığı da yatıyor. Bu köksüz topluma nasıl bir kimlikçizersiniz? Çabucak boyun eğen ya da hay di savaşa denildiğinde bir an bile duraksamayan bir kalabalık mı? Her şeyden önce sorumsuz ve pasıf, şikâyetçi, edilgen, çevresindeki her şeyi kendi dışındaki tüm faktörlerin, aktörlerin rolüyle açıklayan, ama kendını bütün bu süreçler karşısında acız gören veya böyle gönııemizi tercih eden bir yurttaştipininyaygınlığında tarih bilincinineksiklığininpayı var... lstanbul Müzesi projeniz vardı, ne kadar yolalındı? Bu projeden vazgeçmedik, ama engellemelernedeniyle45 yıldırduraksadı. Hukuki durum vakıf lehine biçımleniyor. Yargıtay itirazımızı haklı buldu ve davayı reddettı. Şimdi internet ortanıında açtığımız sanal • müzeyi geliştiriyoruz, bu aynı zamanda müze projemize de destek olacak. Onuncu yılda, genişlcmek, daha fazla kişiyivakfınbünyesincalmakdüşünülüyormu? Biz Tarih Vakfı'nı klasik bir vakıf olarak kurmadık,arkamızdazenginbiraileyoktu, büyük bir şirket de. Üyeleri çeşitli mesleklerden aydınlar olan vakıftı. Şimdi Tarih Vakfı'nı, göreceelit,dar bir grubunüyeliğinden çıkanp "tarih dostu" dediğimiz geniş bir grubun sahiplenmesini sağlamak, yani üye sayımızı önümüzdeki yıl iki bin beş yüz kişıye çıkarmak istiyoruz. Tarihin keyifli, meraklı, hoş ve insanı geliştiren bir alan olduğunun farkında olan herkese Tarih Vakfı 'na başvurup tarih dostu olmayı öneriyorum... ^ beratguncikan@turk.net CUMHURİVn Yerel tarih gruplarının hrosürlerinden... Cumhuriyet'in 75. yılında düzenlenen Vç Kııytk ( ıımhııriyet SergisL. ON YILDA TARİH VAKFI •• 200'e yakın kitap yayımlandı. •• 20 sergi hazırlandı. •• 25 kurum ve sektör tarihi araştırması yapıldı. *• 120 civarında bilimsel toplantı örgütlendi. •• 25 bin kitap, 1300 dergi, on binlerce fotoğraf, 500 kişi ile sözlü tarih görüşmesi içeren bir kütüphanearşiv oluşturuldu. *• Sekiz ciltlik Istanbul Ansiklopedisi ve üç ciltlik Sendikacıhk Ansiklopedisi çıkarıldı. •• Habitat zirvesinde Anadolu'da Konut, Dünya Kenti Istanbul sergileri açıldı. •• Cumhuriyetin 75. yıl kutlamaları tasarlandı, iki büyük sergi dahil dokuz proje uygulandı. Dünya Kenti Istanbul sergisi için hazırlanan Istanbul maketi...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear