23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

CUMHURİYET DERGİ 1951'de,Bremen'de yapılmıştı. Beyaz bir kuğudan farksızdı. îki katlı, tepesinde de kaptan köşkü olmasına karşın yine de ince uzun siluetiyle dikkatleri çekmişti. Ama yıllar acımasızdı. Tam işe yaramaz birhurdaya dönüşmek üzereydi ki yeniden doğdu. Yeniden doğuşundan sonra çıkacağı ilk seferde, Bergama vapuru iki saatlik bir körfez gezisi yaptı. Gezinin konukları arasındaki Zeynep Oral yazdı. ta iroko ağacından yeni zemin yapıldı. Sarı pirinç dikmeler yerleştirildi. Çalışmalar ilerledikçe sanki eksikler çoğahyordu. örneğin geminin filikaları yoktu. Tersaneden emekli olmuş ustalara habersalındı.Ömurlerinifilikayaparakgeçirmiş ustalar bulundu. Onlar, artık yitmekte olan zanaatlarını hatırlamanın mutluluğu içinde işe sarıldı. "Bergama" için maundaniki filikayaptılar... Geminin usturmaçaları yediği darbeler sonucu can çekişiyordu. Yine ustalara başvuruldu. lsmail ve Vedat Usta'nın hatırlamasına gerek yoktu, zanaatlarını zaten hiç unutmamışlardı. On iki ustın maçayı gece gündüz çalışıp yetiştirdiler... Bütün bunlar beş ay gibi bir zamanda oldu bitti. (Şu son cümleyi yazması kolay, ama siz bir de bu işi gerçekleştirenlere sorun!!!) Vegemlkalkıyor "Bergama" vapuru, yeniden doğuşundan sonra çıkacağı ilk seferde, iki saatlik bir körfez gezisi yapacaktı. Gezinin konukları arasındaydım. Vapura Konak iskelesinden bineceğimi sanmıştım. Yanılmışım. Hatırlıyorum, yarım asır önce değilse de, hemen sonrasında, ortaokul yıllarında çıkmıştı bana, "tamam, artık yalnız gidebilirsin Karşıyaka'ya" izni... Alsancak'ta otururduk ama Alsancak'ta o zamanlar iskele yoktu. Okulum Güzelyalfdaydı ama Güzelyalı'da da iskele yoktu. Yalnızca Konak iskelesindenbinilirdiKarştyakavapuruna... Konak iskelesini geçip, Güzelyah'yı da geçip, Üçkuyular iskelesine vardım"Bergama"yabinmekiçin... Konak iskelcsiyle birlikte, bir sürü şey geride kaldı. Bir zamanların vapura yetişme telaşı, arkadaşlarlabuluşma coşkusu, kim geliyor, kim gelmiyor, dönüş vapuru kaçta, sende kaç para var, bende kaç para var, Ayşe vapuru kaçırdı, Vivet de gelmeyecek miydi, oh kendimizi şu vapura attık, dünya varmış... Hele vapur hareketetti mi, özgürlük duygusu gibi bir şeydi yakaladığımız... Hiç telaşsız,sakin, Üçkuyular iskelesinin ucuna yürüyorum. "Bergama" yeni gelinlerden farksız. Güzel mi güzel, alımh mı alımlı. Ahmet Piriştina, tünı konukları karşılıyor, kızıy la müthiş gurur duyan bir babanınheyecanı içinde... Vapurda bir salondan ötekine geçiyorum. Toplam üç salon, dört de "Amerikan bar" var. Deri kaplı koltuklarıyla, sarı pirinç aksesuvarları çoğaltan aynalarıyla, nostaljikaydınlatmasıyla,incedeninceye düşünülmüş binbir ayrıntısıyla, çocukluğumungemilerinehiçbenzemiyor. Belki deanılanmbeniyanıltıyor... Belki hatırlamıyorum, belki unuttum... Anımsadığım Karşıyaka vapurlanndan çok, Paris' in eski kahvelerine benziyor bu gördüklerim... Sakın o vapura biner binmez yakalandığım özgürlük duygusu, oynuyor olmasın bana bu çağrışım oyununu! Bergama yola koyuldu Onu görür görmez, aklıma Orhan Veli'nin "Denizi Özleyenler lçin" şiıri takıldı.Hani, "Gemiler geçerrüyalarımda,/Allı pullu gemilcr, damların üzerinden;/ Ben zavall ı,/ Ben y ıllardır denize hasret..." diye başlargider... İşte allı pullu süslenmiş, karşımda durııyordu.Damların değil, denizinüzerinde... Rüyada değil, tzmir'inİJçkuyulariskclesindeydik... " O " dediğim, "Bergama" adlı vapur... lzmir' in en eski vapuru... "Neydi o deli gibi gidişimiz,/ Bembeyaz köpüklerle, açıklara!/ Köpükler ki fena uzun siluetiyle dikkatleri çekmişti. O tarıhte Ege sularına gelmiş, lzmir Körfezf neyerleşmişti.Martılarınarasına, dalgaların arasına, ikikıyının arasına... Tam da o yıl, 1951 de benim çekirdek aılemlstanburdantzmir'egöçmüştü. Böylelikle bahçelerde değil, sokaklarda oynama devri başlamıştı. Hatırlıyorum, o zamanlar dcniz, beton bir duvarla kentten henüz koparılmamıştı. Kordon boyundaki iki katlı evler, palmiyelerle neredeyse aynı boydaydı ve "arkadakilere" de denizi görme, rüzgârı duyma fırsatı verirdi. çıkacak "Bergama" vapurunun akıbeti ne olacak dcrken... (Nasıl unutulur, Yavuz zırhlısından jilet yapmayı becermişiz!) Derken, lzmir BüyükşehirBelediyeBaşkanı Ahmet Piriştina "Bergama" vapurunu orijinal haline getirme ve lıalkın hizmetıne koyma kararı aldı. Başkanlık danışmanı Murat Katoğlu, tasarımcı Metin Deniz,belediyeyeait'İzdeniz", lzmir Deniz lşletmeciliği Genel Müdürü Ahmet Seçer kollarısıvadıveçalışmayabaşlandı. Geçen nisan ayının sonunda "Bergama", lzmir Çakalburnu ters anesineçekil ül J ^™HKr^ Bergama vapuru, o gün bugün yarım asır boyunca bir o yana, bir bu yana KarşıyakaKonak iskeleleri arasında gidip gelmişti... Ama zaman... Zaman, dişlileri arasında "Bergama" vapurunun da yeniliğini, gençliğiniöğüttü.Kuğunungüzelliği,lzmir'in imbatına, deniz çamuruna, pisliğine, atıklarına, insanlannhoyratlığınadayandı,dayandı ama sonunda zamanın acımasızlığınadayanamazoldu. Vapurların da insanlar gibi akıl ermez bir kısmeti olsa gerek... Hurdaya ha çıktı ha di. Makine dairesi, motoru ohjinalliği korunarakyenilendi.Elektriksistemideğiş kalpli değil,/ Köpükler ki dudaklara benzer;/ Köpükler ki insanlarla/ Zinaları ayıp değil. Gemiler geçer rüyalarımda,/ Allı pullu gemiler, damların üzerinden;/ Ben zavallı,/Ben yıllardır denize hasret." lzmir'in en eski vapuru "Bergama", kısa bir süre önce, lzmir Belediyesi tarafından orijinal hale getirilip, yeniden hizmete kotuldu. 1951 'de, Almanya'da, Bremen'de yapılmıştı Bergama gemisi. Beyaz bir kuğudan farksızdı. İki katlı, tepesinde de kaptan köşkü olmasına karşın yine de ince tirildi...Irgatlanmekanikolarakçalışır hale geldi ama günümüz teknolojisine uygun olanaklar da sağlandı... Kaptan köşküne elli yıl içinde belki de elli kez boya vurulmuştu. Bütün o yağlıboyalar kazınıp atı ldı. Kaptan köşkü tik ağacıyla kaplandı... lthal etrnek yerine, Denizli'de özel yumru demirlerdöktürüldü. Balık sırtı lamademirler imal ettirildi... Trabzanlan tik ağacından yapıldı... Saç duvarlar ınaunla kaplandı... Ahşap zemin ortaya çıkarıldı. Alt kat Salonlan geçip, arkagüverteye çıkıyorum. Hasırkoltuklardanbirine gömülüyorum. Ve gemi kalkıyor... Hayır bu kez özgürlük duygusu gibi bir şey değil içimisaran. Başkabir... Birfark var...Sanki bir eksiklik...Ne olabilir...Zamanla ilgili değil... Görüntüyle ilgili değil... Bir rürlüadınıkoyamadığım bir şey... Neydi... Neydi... Tamam buldum! Bu deniz kokmuyor!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear