Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Balalayka 'da Kemal Sunal oynayacaktı amafilm, sonunda onun anısına çekilebiUL Bagrollerde Ozan Güven, LJğur Yücel, Yekaterina Rednikova, Cem Davran... Kadınlara yaslanan bir fîlm 1. Sayfanın devamı Uçaktaydık ve çaresizdik. ölüm Kemal'i usul usul aramızdançekipgötürüyordu. Ilk kezgörünen bir şeydi ölüm. KemaPlebirlikte sadece çok sevdiğim bir arkadaşım ölmüyordu, içimde o güne kadardemlediğim bir film de ölüyordu. ölüm sanki her şeyın üstünden akıp gidiyordu, bir nehir gibi ve ben onu izliyordum. Kendine has bir oyuncu, bir halk kahramanı ölüyordu ve bir film ölüyordu. O ölüm günlerinden sonra bir süre içim boşalmış gezdim. İçimde o güne dek neler biriktirdiysem onların tümünü yitirmiş gibiydim ve film filan çekmek istemiyordum. Ama bir kural vardır, perde açılır ve hayat devameder. O günlerde filmin Avrupa Konseyi Eurimages Fon'uyla ilgili işlemleri yürüten Dünya'yı (Ali ve Işıl Özgentürk'ün kızı) Eurimages temsilcisi şöyle teselli etmiş: "Üzülme, böyle durumlar her zaman olabilir, bak bizim desteklediğimiz bir Fransız filminin yarısında başoy uncu öldü, filmin bitiminde de yönetmeni. Adamcağız montaja bile giremedi. Ama film bitti." Hanka bir teselli. Ama öyle. Hayat devam cdiyor. Ilkhafta, bir daha film çekmeme konusunda çok kararlıydım. Ama eş dost mutlaka çekmek gcrektiğini söylediler. Herkes şu örneği vcriyordu: "Boğulmaktan son anda kurtulan bırmın hemen yeniden denize girmesi gerekir. Bunu başaramazsa bir daha denizebilebakamaz."Etkilibirörnekti.Aynca film ekibı (200 kişı) bcni Batum 'da beklıyordu. Bir otelde canlan sıkılarak ve ölümü düşünerck. On gün sonra içimde her şey yitmış öylece Batum'a gıdcn uçağa bindim. Tek başınaydım ve Batum'a indiğimde motor diyecektim. Oy sa sadece gökyüzüne bakıp öylece kendimi ve her şeyi unutmak istiyordum. Sadece sen değil oyuncular da sanki ölüme karşı mücadele ediyorlar. Bir enerji patlaması yaşanıyor fîlmde, içten gelen bir patlama. Yeniden nasıl başladın? Batum'da gökyüzüne sığınmadım ama içimdeki ilk çocukluğa ve omasum, örselenmemiş embriyoya sığındım. ölüm ve Ahlak içimde çatışıyordu artık. îçimdeki o saf embriyo aşkı. Aşkı kutsayan bir film yapmaya başladığıtnı, filmin onuncu gününde yeniden sevinçle fark ettim. Ve o saflık Olga'yı oynayan genç kızın yüzünden bana ve bütün filme yansımayabaşladı. Dehşetli korkuyordum. İçimdeki saflığın, fılme de yansıyan yaşama sevincinin herhangi bir biçimde elimden alınmasından korkuyordum. Ve ınanılmaz aksiliklcrin arkası gelmiyordu. Bir gün otobüsümuz çalınıyor, öteki gün kızlardan birini yılan sokuyor, bir sonraki gün yemekten zehirleniyorduk, bir sonraki gün negatifler bozuk çıkıyordu. Ben hiç uyumuyordum, bir vampire benzemiştim. Rakibim deölümdü. Sette diğer filmlerinin setlerinden daha sakin olduğun söyleniyor? Evet, her zamankinden daha sakindim. Ama kimscyle de yakınlaşmadım. özellikle her şeyi sadece kendıme saklıyordum. Bulduğum o müthiş saflığı. Sanki film bir kurtanlmış bölgeydi. Onu yeryüzünün tüm pisliğinden, komplekslenndcn kurtarmak istiyordum. Bu içine kapanman oyunculan nasıl etkiledi? Bence etkısi mükemmel oldu. Hepimiz bir yola girmiştik. Soluk soluğa o yolu tamamlamaya çalışıyorduk. Herkes en üst performansını göstermek için elinden gelen her şeyi yaptı. Filmde gerçeklik duygusu öylesine baskın ki, seyirci çıkarken konuşuyor. "Oyuncular oynanuyor, sanki yaşıyoıiar." Bir ara basında oyuncular senaryoya itiraz eden konuşmalar yapmışlardı, hatta seni senaryoyu değiştirmekle suçlamışlardı. Bu doğrusu beni çok şaşırtmıştı. Çünkü film bir ahlak meselesidir ve film bitmeden filmin aley hinde ve lehinde konuşulmaz. Biz esküerden böyle gördük. Bu neden oldu sence? Belki de biraz fazla dcmokrat davrandım. Bu konuda fazla konuşmak istemiyorum. Sadece Türkiye 'de her alanda olduğu gibi bu alanda da bir ahlak sorunu ve bilgi eksikliğinin olduğunu söyleyebilirim. Yönetmen setin tek hâkimidir ve o gerek gördüğünde her türlü değişikliği yapar. Çünkü filmi yapan odur. Dünyanın her sctinde değişmeyen tek kural budur. Bunu herkesın öğrenmesi gerek. Alfabenin A harfi gibi. Bilmiyorum neden, hangi duyguyla film setinde adeta yönetmeni basına şikâyet ettiler. Şimdi dc röportajlarına bakıyorum hâlâ bazıları neredeyse silah zoruyla oynamışlar gibi bir hava yaratmak istiyorlar. Oysa bu filmde hiçbır filmde olmadıkları kadarbaşarılılar. tlkkez Ali Özgentürk sette Tanya (Yekaterina Rednikova) (7e...