Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ArifDamar, 1982 yılında üç ay hapis cezasma çarptırıldu ş+ yıl önce de Yunanistan'da Ulusal Kurtuluş Cephesi 'nin gerillalarından Nikos Beloyannis'in kurşuna dizildiğini düşünecek olursak, ben sezgilerimle tahkıkatın hiçbir neden yokken aylarca dondurulmasını TKP sanıklanndan da en azından birkaçını kurşuna dizmeyi düşünmelerîne bağladım. Bu konuTKP'lilerarasındahiçgündemegelmedi ama Bilal Şen'le yaptığım bır görüşmede bunu onunla tartıştım, onun da benim yorumumakatıldığını gördütn. Siz neden, nasıl tutuklanmıştınız? Bız beş arkadaş, Ilhan Berktay, Sevinç özgyner, Nuran Bozer, Vecdi özgüner ve ben gözaltına alındık. 195O'de Halim Spatar ve Erem Esen, Varşova'da Banş Festivali 'ne katılıyorlar, Sevim Tan da Paris'ten gelip onlara eşlik ediyor. Polis, Spatar'ı hastahanede yatarken tutukluyor ve Esen' in pcşine düşüyor. Beni Süleymaniye'de Şevki Akşit'le oturduğumuzYüksekTahsilGençliğiDerneği'nin üzerindeki evimizden aldılar. O zaman biz polise arama emrini sorardık, polisı de razı etmiştik, emir olmadan gelmezlerdi. Parti ve şiir... Peki, günliik ihtiyaçlannızı nasıl, neyle karşılıyordunuz? Tutuklanmadan önce işportacılık yapıyordum. Askcrdcn dönmüş ve ış bulamamıştım. Ağabeyım yüz lira sermaye vermiş, onunla tezgâh açmıştım. Neler yoktu ki tezgâhta, Ingiliz servis kaşıklan, dörtlü cezveler, bakır hamam taslan, daha sonra alüminyum tencereler, hepsini "ne alırsan yüz kuruş" diye satıyordum. Sonra Şevki Akşit de işsizkaldı ve beraber çalışmaya başladık. Parti malı denilen mallar da vardı, tüccann elinde kalmış çocuk pantolonu, yazlık kadın ayakkabısı ya da atlet. Böyle şeyleri toptan alıp satıyordum. Birarkadaşım vardı, Mustafa Arhavi, Turkçeyi iyi konuşamazdı, sonralan hapishanede bana bağınyordu: "Bu, Mahmutpaşa'daparti malı bunlar, parti malı bunlar diye satış yapıyordu." Benim Komünist Parti Soldan sağa: AhmetBilge, Cazım Aktimur ve Arif Damar (1987).. başlıyor, üstelik kadınlar koğuşunda... Evet, cezaevine yeni birmüdüratanmıştı, Yzb. Nihat. Yeni yönetmeliği yürürlüğe koydu, üç ayrı koğuşta yatan sanıklar aynı anda havalandırmaya çıkamayacaklar, koğuşlar arasında gidip gelmeler olamayacak, müdür koğuşa girdiğinde herkes ayağa kalkacak... Sanıklardan birkaç kişinin yeniden ifadesi alınmak üzere sorguya göturülmesi, ÎTÜ'lü sevilen öğrenci Abuzer özdemir' in dövülmesi bardağı taşıran son damlalar oldu. önce kızlaraçlıkgrevineyattılar, Sevinç özgüner, Mübeccel Kıray, Nuran Ertan, Solmaz, Güler Görkem, Muzafîer Eren, Nuran Bozer, Zehra Kosova. Konu erkekler arasında üç gün tartışıldı. Başta Saim Altıneş olmak üzere az sayıda aydın bu greve karşı çıktı. Erkekler neye karar verdi? Önce oya konmasında anlaşma sağlandı. Gizli oy lamada çoğunluğu tütün işçilerinden oluşan 130'u aşkın insan greve gidilmesine karşı çıktı, kırk kişi ise çoğunluğun kararma uymayıp greve başladı. On üç gün sonra Yzb. Nihat, GümüşsuyuHastanesi'neatandı, eski düzen yeniden kuruldu. Buarada $unu belirteyim: Dr. Şefik Hüsnü, R. Fuat Baraner, Mihri Belli, Şevki Akşit, EnverGökçe, Zekı Baştımar gibi parti yöneticisi olmaklasuçlananlar Sansaryan Han'daydılar. Bir Ahmet Fınncı Harbiye'deydi, yaşlı olduğu için greve yatmadı ama destek verdi... Bugün TKP arşivi açılıyor ama öncesinde bu tarihi dile getiren romanlar var... Evet. Bunlardan birı Vedat Türkalı. Kendisi çözüldü ve bunun verdiği kompleksle "Tek Kişilik ölüm"de TKP tarıhini yapay olarak anlattı, herkese Şefik Hüsnü'ye, Reşat Fuat'a, Mihri Belli'ye birkulp taktı. "Güven"de onlara saygılı, tavnnı değiştirmiş, demek ki kompleksten kurtulmuş. Şiire dönecek olursak, reel siyasetle şiiri yan yana getirmiyorsunuz, neden? Politikada mantık var, sanat mantığı ise mantık dışıdır, ikisi örtüşemez. Picasso, Komünist Parti 'ye girdikten sonra da aynı resmi yapmaya devam etti, eleştirilere de şöyle yanıt verdi: "Ben size ekonomi öğretiyor muyum?" Sürrealizm çok devrimci birhareket, Türkiye 'de ise sapma olarak algılandı. Ellili yıllar daha çok sosyalist gerçekçilik akımının etkisindeydi... Sosyalist gerçekçılikakımı, Rusya'daedebıyatın gel işmesıne bir katkıda bulunmadığı gibi, gerilettide. Ben sosyalistim,gerçekçiyim ama sosyalist gerçekçi değilim. Tamam şiir halk için yazılır ama halkın anlayacağı dilde yazılacak diye bir şey yok, halk acımasız bir şekilde cahil bırakılmışsa biz ne yapalım? Ben yine toplumcu mesajlar veriyorum amakendimi yazıyorum...^ beratguncikan@turk.net ' ' si 'nin mallarını sattığımı düşünüyormuş. En son yeni çıkan renk renk plastik mandallan satıyorduk ve bir hayli para kazanmıştık ama siyasi polis hiçbir zaman bunu ekmek parası için yaptığımıza inanmadı, irtibat kurmak içinkullandığımızı sandı... OrhanKemaPi kızdırıyorsunuz,tezgâhınızda ona da yer açmayarak... O sıralarOrhan Kemal Adana'dan gelmişti, parası yoktu. Evinde konukladığı kişi de Nâzım Hikmet hapisten kaçınca korkup Kemal'i evden atmıştı. Bizim çok para kazandığımızı duyunca, ben de bu işi yapmak istiyorum. Birgün Ikbal Kahvesi'nde Şevkı'yle ben oturuyoruz, "Beni aranıza almadınız" diye sitem etti. Biz de "Fenamı" dedik "Ünlüromancıoldun..." Sansaryan Han'dan Harbiye Cezaevi'ne götürülüyorsunuz ve açlıft grevi Damar, "TKP'de komünistler aztnhktayth" diyor.