26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

19EYLÜL 1999. SAYI 704 nasılsınız, Bay Spillane" "Tam formundayım."Sonrabanadönöyor:"Biliyormusun, insanlar beni görünce, 'Mickey Spillane! Biz seni öldü sanıyorduk,' diyorlar. 'Nasıl olur da ağızda bir parça patlamış buğday tadına benzeyebilirsiniz?' onlara anlatıyorum." Geniş çevreyolunda sarsıla sarsıla ilerlerken o bir yandan konuşuyor: "Ben bir yazanm, muharrir değil." "Aradaki fark ne?" "Bir yazar para kazanır." 46yıldırSouthCarolina'daki Murrell's Inlet'teyaşamasınakarşın,NewJersey'deyetişri. 9 Mart 1918'de New York'ta doğdu, ünlüdedektifi ise29ytl sonra, 1947'dekaleme aldığı "Kanun Benim" romanıyla oluştu. lkinci Dünya Savaşf nda Amcrikan Hava Kuvvetleri 'nde savaş pilotu olarak görev yapan Spillane, 31 kitabaimzaattı.Bunlardan 13 'ü Mike Hammer dizisini oluşturdu. NevvJersey'deyetişmesiSpillane'ninşivesini açıklamak açısından yanlış gibi görünebilir ama burnunuzu mandal layıp, dudaklannızı sıkıp ağzınızın ucunu haf ifçe aralık bırakırsanızbukonuşmatarzınaulaşabilirsiniz. Çokgitmcmiştik ki banabirkartgösterdi: Artıktedavüldenkalkmışbırtüfeğikullanma izni. "Ne diye artık kullanılmayan bir tüfeği taşıma gereksinimi duyuyorsun?" diye sordum. "Belki birini vurma gereği doğabilir... Amaan, şaka yapıyorum." "Peki neden aldın?" "Nedeni yok. Ben askeri eğitim aldım. Ne denli yeterli olduğunu göstermek zorundasın o zaman." "Yani birini öldürebileceğinden emin olmak zorunda mıydılar?" "Tabii." Fakat öyküde bir yamuk vardı: "Eğcrbir eyalette birini vurmaya kalkışsaydı bu olasıliklabırpolisolurdu."Burasıacayipbireyalet. Yakın zamana kadar çürümüş bir polis örgütümüz vardı. Asıl tuhaf olan, eğer bir polis sana silah çckcrse vc scn de karşılık olarak onasilah çeker veöldürürsen masum sayılıyorsun.Onun sana silah çekmesipekbeklenen bir şey değil. Ama kayıtlı bir silahın olduğunun bilinmesi işe yarıyor. "Bu adamın silahı var. 'Bcni öldürebilir,' diyor. Böylece seni rahatsız etmiyor." "Yani asıl neden polis için caydırıcıolması." "Sen en iyisi buna inan... Ama bunu yazarken dikkatli ol: Ben kötüpolisleri kastediyorum." Bir süre sonra, tahtadan yapılmış ferah evinin verandasında oturmuş çene çalıyor, biryandan da kumsalabakıyoruz;kulaklarımızdarüzgânnahenkli sesi çınlıyor, arada bir geçen hız motorlan bu ahengi bozuyor. Tam o sırada üçüncü eşi Jane görünüyor. Mickey bana dört çocuğu olduğunu söylemişti. Veeklemişti:"Karımı da sayarsan beş" Jane ondan 30 yaş küçük. Sortuyla danseder gıbi yürüyor ve bir kediyavrusugibihamağakıvrılıpçıplakbacaklannı uzatıyor. Bir Mike Hammercümlesianımsıyorum:"Banadoğruyürüdü,kalçalarıneşelibirmerhabadercesinesallanıyordu." Ama hemen fark edeceğimiz gibı burada hiçbir şey göründüğü gibi değil. "O bir entelektüel," demişti bana arabada. "Politikayı seviyor. Onunla cadılar bayramında evlendim. Bunun bir clçabukluğumuyoksa bir lütufmu olduğunu hâlâanlayabılmışdeğilım." 16 yıldırevliler. Jane Spillane adlibirhataya karşı açılan kampanya başlatmış vc geçenlerdederüşvetekarşı olan bir listedenbölge savcılığı için adaylığını koyınuş. "Bu yalnızca yönelimsel bir iş," diyor bana. "Ama seçimden iiç gün önce, bir huktık geçmişi olmayanlarbölge savcısı olamaz diye bir yasa gecirdiler. Böylece bir yasa sahibi oldum Jane Spillane Yasası." Mickey politikadan nefret ediyor; o, balık avından söz etmekten hoşlanıyor. Jane ve ben politikadan konuşmayı sürdürüyoruz. "Clinton 'dan nefret ediyorum," diyor. "Ben sağ kanadın uluslararası fesadından yanayım." Mickey karısına dönüyor, "Sana bir şey söyleyebilirmiyim?" diyor. "Tabii." "Neden bana bir fincan kahvc vcrmiyorsun?" "Ohh, affedersin," demesiyle kalkıp mutfağa yönelmesibiroluyor. Biraz daha politikadan söz ettikten sonra, "kahveme tatlandıncı koydun mu?" diye soruyor. "Tabii," diyorkansı. "Peki kanştırdın mı?" "Evet." Biz eşiyle konuşurken o oturduğu yerde ıslık çalıyor. "İnsanlar bana böy le bir şovenist erkek domuzla nasıl evli kalabildiğimi soruyorlar. Ben de onlara bunun her dakikasını sevdiğimi söylüyorum." Sonra eşinisinemayagönderiyor. Ortaokul yıllarında, 14 yaşında, Jersey'de Daily Elizabeth Journal'e yazılar yazarak nasıl profesyonel olduğunu anlatıyor. "Gelccek kuşaklariçin yazmıyorum," diyor. "Gclecek kuşak, şimdi. Evin bacasını tüttürebilmek için yazıyorum. Ama para canlısı değilim. Elbette, yılda 200.000 adet satıyor kitaplanm, amaçoğu25 sentlik cep kitapları. Buray 146 yı 1 önce 15.000 dolara aldım. Şimdi değeri 1.5 milyon dolara vurdu. Kimseye tek kuruş borcum yok." On y 1 önce, onlar evden uzaktayken kasır1 ga komşularının evini yerle bir etmiş, onlarınkini de. Eski müsvettelerin de olduğu koca bir kütüphane yok olup gitmiş. Evi yeniden inşaetmiş. Şimdi yeni bir Mike Hammer kitabı üzerinde çalışıyor. Yazdığı 40 kitabın ikisi çocuklara y önelik. Başka kapı lar da çaldı. Hollyvvood'daki deneyim olumsuzdu. 80'li yılların televizyon dizilerinde dahabaşarılıoldu. Birsirkte yıllarcaçalıştı. Pearl Harbor'un he 13 nistlerden hâlâ o kadar korkuyor musun? McCarthy'ninyaptıklannıonaylamışmıydm?" "McCarthy bir bitli kafaydı. Işlerin nereye varacağını bilemedi. Obiraptaldı." Amerikalılardan nefret cttikleri içinFransızlardan nefret ettiğini söylüyor, hiçbir şekildeyolculuk etmeyi sevmediğini de. Her şey çok güzel; sesler hâlâ geliyor, hava ılık ve çeşitli çiçek kokularını taşıyor. tyi ama şaraplar nerede kaldı? Yoksa yok mu? Yadabira? Susadığımı anlatmak için soruyorum: "Sen bir zaman lar sıkı içkici değil miydin?" "Artık," diyor, "içmiyorum. Bazen, belki birbira. öyle salkım saçak barlara asılı kalmıyorum. Sigara da içmiyorum." Üstelik, artık, Hammerkitaplannın mekânını oluşturan New York'tan da nefret ediyor. Ama kolaçan etmek için ara sıra gidiyor. Şaşkınlıktan donakalmama neden olan son numarası, seçtiği din. Etkin bir Yehova Şahidi; bunun için ev ev dolaşıyor. (Sahneyi gözümünönünegetirebilyorum: Kapı tıklatılıyor, biradam açıyor, eşikte Mickey: "Ben Mickey Spillane ve ben bir Şahit'im." Adam güçlükle yutkunup şöyle söylüyor:" Yemin ederim ki, bunu yapan ben değildim, kardeşimdi") Ertesi sabah, bir dua toplantısının ardından otelime geldi. "Allah, Allah," dedi resepsiyondaki kız, "Mickey'i hiç giyimli ve kravatlıgörmemiştim."Oysa Mickey giyimlive kravatlı oradaydı işte ve elinde armağanlar vardı. Bunlardan biri birbroşürdü: BİLGİ. "Kanm keçileri kaçırdığımı düşünüyor," dedi. Ama ben bu davranışına teşekkürlerimi sundum. Çok güzel vakitgeçirmiştik. Verandada oturmuştuk, hatta bana silah koleksiyonunu bile göstermişti. Bir kucak dolusu tüfek ve meşin tabancalık. Sonra limanda' SarhoşJak'inyerindebiftekyemiştik.Songün birtaksiylehavaalanınagitmemeitirazetti, kamyonetini getirdi. Havaalanında bana dokunaklı birgüle gülc armağanı sundu; bir kesekâğıdı dolusu Dunkin'Donuts. Ama bir mafya sözü de verdi. "Şahit çocuklan seni Londra'da arayacaklar." Milyonlarcateşekkürler, Mickey.^ The Guardlan muhabirl Peter Lennon, Mike Hammer yazan Mickey Spillane lle buluşmaya glttlğlnde kendlslni bir öbek silahın Içlnde bulacağını düşünüyordu. Ama hlç ummadığı şeylerle karşılaştı. Deprem gecesl Değirmendere'de yKlrdlğlmlz arkadaşımız Nesrin Arman'ın Cumhurlyet Dergl İçin yaptığı son çevlrl... men ertesinde hava kuvvetlerine katıldı. Kitaplarına işleyen balyozumsu şiddetle ilk tanışması savaş sırasında değil (uçağıy la yalnızca Amcrikan kıyı şcridinde uçmuş), polisle başının derde girdiği zamanlarda. "Polısle başım uzun zaman dertte kaldı. Bunun nasıl olduğunu söylemeyeceğim. lşte öyle,dertteydi." "McCarthy dönemini fon alan dehşetli komünist karşıtı kitaplar yazıyordun. Komü Mike Hammer 'ların yazan Mickey Spillane ve e$i Jane Spillane..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear