23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

10 YAZAN: NODAR DUMBADZE ÇEVİRİ: HASAN MİDİLLİOĞLU Guria'da, Romanlar"Çaçan" yada "Çingeneler" diyeçağrılırlar. 1943yılınınTemmuz'undaköyebırhabergeldı:Zenoba'ya Çaçanlarla.Çingenelergeldiler; Laşadcresı kenannaçadırattılar. Sanki köye "Kaçaklar" geldi diye düşündüm. Çünkü "Çingcnclerşeytangibı.parasızpulsuz.yıkıkdökükgaripbinlendır" dıye düşünürüz Guria'da. Kontrol etmek için onların çadırlarına doğru yollandım. Dededen kalma antika bıçağı, filintayı yanıma aldım. Bıçağı belime soktum. Bu filinta 1905 yılından berı hıç patlamamıştı. Patlayacağını da sanmıyordum. Çünkü en son 19O5'te patlamıştıveopatlamadaçakmağıkınlmışvebirdahaçakmağını onarmayı kımse düşünmemişti. öyle, ya da böyle çadırlara sokuldum; gizlendim ve uzaktan dikizlemcye başladım. Çingeneler... Benim gürültücülerim... Dansözlerım... Türkücülerim... Serserilerim... Ve sevgililerim... Ve esmer Romanlarım. Çingeneler, dağlarda kaybolmuş bu köyde Rusça konuşan birçocukbuldukları içinçokşaşırdılarvesevindiler. Evlatlarıymış gibi çocuğu sevdiler. Çocuk orada çok az kaldı. O gün karavanlarını, atlann takımlannı onardılar. Konak yerlerini yeniden düzenlediler. Erkekler körüklerini, örslerini vc tczgâhlannı kurarak çalışmaya başladılar. Demir parçacıklanndan üç ayaklı oturaklar, demir halkalar, oraklar, nacaklar ve tırpanlar yapmaya başladılar. Onlann"Kimi gebe"kadinlan, kimi evliliğeyakın genç kızIarı; hepsi çok güzel kara gözlü çingene kadınlan, çekirge sürüleri gibi köyün meyve ve sebze bahçelerine sızdılar. Guria Kadınlan çetin cevizolmasaydt dallarda yapraklarbile kalmayacaktı. Hepsinibirgündemidenizehkıştırmayın. Yannadabırakın birşeyler!.. diye, köy lüler çingene kadınlanna bağınyorlardı. Aslında hiç kimseyi dinlemeyen çingeneler, neden bu söylenenleri dinliyorlardı ve kendi dillerinde çocuklanm uyanyorlardı ki! "Dolu geldi ama taşa hiçbir şey yapmadı" sözü şu anki çingene kadınlarının davranışlanna çok uygun düşüyordu. Çingeneler için çok şeyler söylenmiş, yazılmış, tiyatro eserlerine konu olmuşlar, filmleri çevrilmiş dünyada... Aynı isimde benim de biröyküm var. Ben daha ne diyebilirim!.. 1943 yazında, iki hafta boyunca bizim köyde olanlann çok enteresan olduğunu düşünüyorum. O zamanlar bütün köy degilse bile yansı, yakınlannı savaşta y itirmişti. Bilirsiniz Gürcü köylerinde sülale sülale otururlar. Çoğu birbirının kanını taşırlar ve yakın akrabadırlar. Cepheden gelen her ölüm kâğıdı sonrasında en az beş aile siyahlara bürünürdü. Işte böyle yansı siyahlara bürünmüş köye çattı çingeneler. Gülen, oynayan, danseden çingeneler bu eylemlerini en aza indirdiler. Ancak yeryer Gürcü dilenci ve çingenelerin küfurlcrı patlıyordu. Ne ki bu ilenç ve küfürleri hiçbir zaman kavgaya vardırılmadı. Ben çingenelerle hemen arkadaş oldum. Yetimolduğumuöğrenincebeni konaklamayerlerine götürdüler. lstersem çingene bile olabıleceğımı söylediler. Kim bilir, zamanla 'Baron' bile olabilirmişım. Ama ben, şinenemin keçisine çobanlık yapmayı, köy kadınlan ile çingene kadinlarına tabiki parasız tercümanlık yapmayı ve de gitarla çingene şarkılan çalmayı tercih ettim. Adamların tercümana pekdegereksiniınleriyoktu. Bilirsiniz pazardiliuluslararası birdildirvetercümanistemez. Oğlum, bana iyi bir falcı çingene kansı getir. Ben de senin içinbirşeyleryapanm. Benim Vano için birşeylersöylemesini istiyorum. Vano'nun mektubu geç kaldı. diye yalvanyordu komşu. Ben de getiriyordum. Agrapira'nm yanında falcı bir kadın vardı. Bana da onu getir. Ona iyi haberlcr vermişti. Bende senin için bir şeyler yapanm. diye yalvanyordu diğer komşu. Falcı çingene kadınlan birçokölüyücanlandırdılarsöylemleriyle. Canlananlann yakınlan gözyaşlannı kuruladılar. Sönmeye yüz tutan ocaklar yeniden alevlendi. Bu işlerin hepsini onlar, bir avuç tütüne, iki üç yumurtaya, bir parçapcynire,birküçükmısırekmeğikınntısına,birşişeAdese şarabına, kimi zaman bedava... bir bardak soğuk su fiyatına yapıyorlardı. • • Bir sabah, Dzenaledze'nin kansı bizim avluyageldi ve Şinene'yeseslendi. Ne oldu Nina? diye sordu Şinenem. Kerkadze'nin kadını. Çocuğunu ödünç vermelisin, dedi komşu. Hep kalsın. Bulursan! Biryararı olursa. Benim için bir şcy "... Çfngİİİler... Benim gurultıİCİftl^B?^ Dansozlttrfm* tiirkiicülerim... Serserilerim..< Ve *>t»vgilHerlfo... Vc csmer Romanlarım, Çingeneler, tfaglarda.fc«ybolmui| bu koyde fcuRÇ» komiftnn bir CMMIk buldukl*rl Için Çok ^aştrdılar ve s«vitn<îior. Evlatlnrıymif jgibi cuğu fi»vflllor. Çocuk orada çok az kaldı..." Dansçı ve hırsı yapmıyor. Bütün gün o çıngenelerin yanında sürtüyor. Gitara vurupduruyor. Dün, kendisi gibi beş kaçak getirdi. Bahçemde ağıza sürecek de olsa ne kiraz kaldı ne pırasa. Toprağın altında ve üstünde az da olsa bir şeyler vardı. Hiçbir şey kalmadı. diyerek, cllerini umarsızca göğe açtı. Sürdürdü konuşmasım: Bıraktılar... Bitbıraktılar. Dünakşamdanberibitleniyorum daçıkaramadım. Yine de ödünç vermelisin. Dedimya... Bulursan senin olsun. Hediyegibi verdı Şınene'm beni. Bunlan kulaklanmladuydum. Birağaçta arta kalan kirazları başaklıyordum. Indim ve Dzenaledze'nin kansına yaklaştım. Ne idi Büyükanne Nina? Beni neden istiyorsun? Benim için birçingene kansı getirırsen.benbiliyorsun senin için neyapacağımı. Benim Grişa için falbaktırmak istiyorum. Büyükanne Nina, buğulanmış gözleriyle bana bakıyordu. Nasıl"Olmaz"diyebilirdim.Gittim.Yoldadüşünüyordum. Bu umarsız kadına kimi getirecektim. Oğlunun ölüm haberini verenkurşunladelinmişmektupevindeduruyordu. Üçyıldırağlıyordu. Yinedeumutlabekliyördu. Görüyordum. Annekalbi başka. Gözüy le görmey ince inanmıyor. Bir umut ışığı var yüreğinin içinde. Bu düşüncelerle gcldim çingenelerin konak yerine. Herl bir şeyler bulmak için gitmişti. Yalnız konak yerinin sorum su Nikola'nın hamile kızı Oksana'ya rastladım karavanda. I kuzuncu ayında idi. Yürümekte zorlanıyordu. Çöktüm. Oksana, gırtlağımı kesme! "Hayır" deme bana. Benir gel. Umarsız bir kadın! Amabirazmoral ver. Nesi var ki okadının? diye sordu Oksana. Elbette var ki seni istiyor. Şüpheyle söylendim. Savaş zamanıydı ve bizim köyde açlık vardı. Meyve vepancaryerdik. Söylenerek doğruldu Oksana. Hatırımı kırmadı. Benin geldi. Büyükanne Nina, bizi görünce hayalet görmüş gibi şaşın Bana kimi getirdin çocuk. Bu hamile kadının doğumu gel se ebeyi nereden bulacağız? Vahlanarak elleriyle yanaklarına vurdu hafıfçe. Sen sıkılma. Kcndı başının çaresine bakar. Sakınleştirdim. Ne diyor? diye sordu Oksana. Yalansöyledim. Çok genç. Falcılığı nerden bi liyor? diyor. Rahat olsun. Söy le, kova, su, bir avuç tuz, bir altın yüzük,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear