Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23 MART 1997. SAYI 574 yayeteceğini hissettim. Buanlayışa vardıktan sonra, üst yapısıyla şiirleşmiş bir Rodin yapıtının, hâlâ sağlam bir heykel olarak kalabilişindekigizeulaşmaçabasınagirdim. Bubeni,CharlesBlanc'a,MatilaGhyka'ya, Jean Charbonneaux 'ya ve Modulorlarla da LeCorbusier'egötürdü. Onlardanaldığım referanslarla Pythagoras, Platon, Aristotcles, Euclides, mistik değerler vc mitoslarla yüzyüzegcldim. (1)" Gezer'inhacimselifadelerindekavramların, duygulanımların geometriye, matcmatiğe dayanan temel bir düşüncede şekillendiğini görürüz. Soyutkavramlan,matematik gibi somut bir diişüncc sistcmiyle ele alırken, soyuttan somuta geçişin sürecini, "evrenveinsanı"örnekleyereksanatıniçindcnasılyorumladığınısorduğumdabudüşüncesini şöyle açıklıyor: "Sanatın temcl yapısı soyuttur. Bunuheykeldeaçıklayacak olursak; biçim ve hacim denen şeyler aslındatamamensoyutşcylerdirve geometriye oturur. Vedebunlararasındaki ilişkilertamamen gcometrik, hatta sayısal matematik tir. Soyut en sağlam temel yapıdır, evrenı oluşturanyapıdır. Sizevrenintümünügörcbiliyormusunuz?Göremiyorsunuz. Halbuki ortaya çıkan somut bir gerçek var. O somut gerçek doğada görsel olarak gördüğümüz ve bulabi leceğimiz gerçcktir. Insan yapısını ele aldığınız zaman da kollar, eller, bacaklar, başı görüyorsunuz. Geriyedoğru gidin vara vara nereye varıyorsunuz. Hücrelcre varıyorsunuz ve daha da giderek atom Uzun Saçlı Kadın lara ulaşıyorsunuz. Oraya vardığınız zaman da orada yatar zaten." Yani akıl hayırderse bunların birbirlerine oranında da matematisezgi pek bir şeye yaramıyor değil mi? "Taği görürsüz. Ama görünüşte siz bunu hissebii, şüphesizöyledir ama onl an buluşturmak demezsiniz. Yani soyutlamadadabirsomut da sanatçının yetkinliğidir zaten.." Gezer'in gerçeğe gidiyorsunuz. Işte sanatçının görevi hayalgücünü nelerbesliyor? "Hayalgücü dedebiryerdealgılanamayandışçcperlerde,alt diğiniz şey sanatçının mizacıyla, kültür biriyapıda olan bir içe gidişı, temel gidişi bulma kimiyle, çevresiy lc, kendi alanındaki deneyaçalışmaktır. Işteodünyayı verirkende sayimleriyledonanmışbirgüçtenbaşkabirşey natın prensiplerine aykın düşmeden, o pren değildir. Bu donanım ne kadar varsılsa, sasipleri koruyarak sözünü söylemesi gerek natçınınhayalgücüdeoorandazengindirdisanatçının. Benimdeyaptığımbu..." yebiliriz. Hayalgücüm 77 yıllık hayatımda Gezer, matematiksel düs,ünceninbazında estetikdeğerlereulaijmasındamatematiğin kendine has bir gizi olduğunu söylüyor bana. "Nasıl bir gizbu?"dediğimde şöyle yanıtlıyor: "Matematiğin kendisinde estetiğe dönüşmegİ7İ vardır. Estetiğin temel yapısında özellikleorantılarsistemininkökü zaten matematiğedayanır. Ama estetikteki matematik hiçbir vakit derslerde okunulan problemler gibi katı, kuru, durağan bir şey değildir. Matematik bütün bir evreni yorumlayaeak bir sistemin adıdır ve doğay ı duyumsayıp algılayan, yorumlayan sanatçı bu gize formüller, reçetelerkullanmadan ulaşır." Yani eserlerinizdematematikselformüllerleyolaçıkmıyorsunuz, öyle değil mi? "Formülle, reçeteyle sanat yapı lacağına inanmıyorum ben. Sanatın hiçbir formülüyoktur. Fornıül sanatçının kendisidir. Yaptığımeserlermatematik veriye sahiptir. lstediğim ifadeye ulaşmak için gerçekleştirdiğim biçimler, biçimlerin ölçiisü spontancdir. Katiyyen hesap yapmam ama sonradan eser tamamlunıp hesaba vurulduğunda estetiği y aratan matematiksel ölçüleribulursunuz.."Gezer, LaC'orbusier'in "Sanatçı olağanüstü duyarlı bir medyumdur"sözüneçokkatıldığını ifadeediyor bana. Peki,kendiliğindenvarılanbuestetikgize nasılulaşıyor Gezer? Tekkelimeyleyanıtlıyorsorumu. "Şüphesizsezgilerimle"diyor. Sezgi mi sadeeediye üstelıyorum sorumu.. "Tabii akıl da devreye girer sonradan ama sanatçıyı harekete geçiren sezgileri ve hayalgüeüdür. Ben hayalgücümle başlarım eserime. Belli belirsizbirtasarım zaten beynimde oluşmuştur. Hayalgücümün ışiğındacserim oluşmaya başladığında bu ke/ akıl devreye girer ve sezgilerimidenetler. Yanikararınıverir. Onaylarveyaonaylamaz. Onayladığında akıl ve sezgi buluşmuştur vc başarı edindiğim bütün birikimlerintoplamıdır. Ve butoplamınverileriylebeslcnir..." çimle, üslu'üun uy um içınde olmasıdır. Benimkullandığımüslup, ifadeetmekistediğim şcyi hacim halinde koyabilen fonndur. Vcrmek istediğim mesaj o formun sınırlan içinde, uyum içinde ortaya çıkmalıdır. Bundan kastım şu, ifade aşırı bir şekilde daha birinci plana çıkıyorsa formu dışlıyor demektir. Bu da eserde bir sarkma, hırpalanma meydana getirir. (,'ünkü mesaj, hacimin diriliğini, ifade sınırlannı zorluyorsabana göre heykel leşemez. Ve öne çıkan şey ne ise biçim vcyaüslup,diğirininaynntısı, yapısı olarak kalır ki, o zaman, o eserin sanat eseri değerine ulaşması mümkün değildir." Gezer "Sanatın prensiplerine bağlı kalmakşartıylahertürlüoyunuoynayabilir sanatçı" diyor ve ekliyor, "Sanat zaten bir bakıma oyundurve insanoğlununoynayabildiği oyunların en güzelidir çünkü o oyunun sonunda bir eser koyar ortaya.." Peki bu oyunda rastlantılar, sürprizler, şaşırtıcı sonuçlarhangisüreçtedahasıkkarşısınaçıkıyor. Bu her çalışmasmda olan bir şey mi? "Bu her zaman olmaz. Çünkü disipline edilecek bir şey değildir. Eserlerimin üzerinde çalışırkenözelliklebaşlangıçta,kendiliğinden çıkan hacimler vardır. O ortaya çıktığı zaman bir yandan çalışırken, bir yandan o hacmin oluşumunu izlemeye başlarsınız. Ortaya çıkan veya oluşmakta olan hacim diyelim hiç de sizin kafanızda düşündüğünüz, kurguladığınız, amaçladığınız biçim değildir. Tamamen dışmdadıramabakıyorsun uzkigayetolumlu bir hacim. Bütün mesele o anı yakalay ıp, korumakta yatar. Fark edip onu geliştirmck ve açmak. Inanılmaz şaşırtıcı,heyecanlandırıcı bir süreçtirbu.Son derece de doğaldır sanatta bu sürprizlerin insanın karşısına çıkması. Çünkü dediğim gibi sanat, hayal içinde yapılan biryolculuktur. Serüvenli bir yolculuktur. Nc zaman, ne çıkacağı da bazen bel li olmaz. O macerayı yaşarken sanatçı aynı zamanda dikkatli de olmakzorundadır. Kaçırmayagelmez. Anlıktır çünkü. Yakalayacaksınız." 30'ayakınanıtheykeleimzasınıatan Gezer'in serbestçalışmalarındagergin,diri bir anlatımı izleriz. Antalya'daki "Ulusal YükselişAnıtı",TBMM'deki"ÖzgürlükveBağımsızlık Anıtı", Hacettepe Üniversitesi'ndeki"BayraklaşanAtatürk","FatihAnıtı"hepkitledengekompozisyonveestetik duyarlılığınçerçevesindediri,net,vurucubir anlatımaulaşırlar. Buanlatımındeviniınlerini, statikliğini, yalınlığını, varsıllığmı vurgularken, Gezer, zıtlaşan değerleri yan yana koymaktan çekinmez. Sanatının şaşırtıcılığı da gizi de burada yatar zaten. Sezgiler hayalgücünün içinde yol alır. Nerede dikkat göstcreceğini, nerede aldırış etmeyeceğini bilir. Sezgi, aklın da önüne geçer. Bilinenin ötesine yapılan biryolculukturbu. Sancılıdır,meşakkatlidir. linönemlisi de birbütünleşmeyi gerektirir. H l = l'dir der Hüseyin Gezer sonuçta.. Birkadınlaerkeğin birleşmesinde, birananın 13 Anne ve Çocuk "Teselli' Inatçı 3 Neden sevgi? Sanatsal çalışmalarında sezginin gücüne büyük önem veren Gezer'e "Neden sevgi, akıla nazaran daha ön plandadır" diye soruyorum."Çünkübilineninötesinegeçmedikçe yaratma mümkün olamaz. Sezgi, bilinenin ötesine geçmektir. Sanatçı bir bakıma hayaladamıdır. Hayalgücününiçindekidoğruları seçmek, ayıklamaksa bir sezgi iijidir.Bu aslında sadece sanatsal alanda değil, bilimsel alanda da böyledir. Bilim adamları da aynı sanatçı gibi bütün bilgilerinin ışığında sezgiye ihtiyaç duyarlar. Ve bir bakıma da buna muhtaçtırlar. Birşeyinicatedilmesi,keşfedilmesi, bulunması bilinenın ötesine gcçmek değil midir? Oraya geçmek için de sezginin mutlak öncülüğü gerekir. Tabii, bütün bu se?gi, hayalgücü dediğim şeyler aynı zamandabilgiye ihtiyaç duyarlar. Sanatın gcreklerini, prensiplerini göz önüne almadan sanatsal bir değere ulaşamazsınız." Sanatsal görüşünde biçim mı,üslupmuön planda?"Biridiğerinin önüne hiçbir şekilde ge( çemez. Sanatın gereklerin denbiride b i "Adern"! Beklerken kucağındaki çocuğu sarmalamasında ulaştığı ifade yani sevgı, yani aşk, yani encrji dediği şey, sanatının içindeki anlatımda kapalı kalamayacak bir encrjiyi, gücü doğurur içinde. Çekim gücüdür bu. Yani evrenin yasası dediği... 1 + 1 = 1 görüşübukezsanatıylakarşıkarşıyageldiğimizdedoğrulanır. Sevginin matematiksel gizidir bu. H l = l'in nasıl oluştuğu ise içimizdesaklıdır....^ (1) Hüseyin Gezer Heykellerı.Emlak Sanat Galerısı, Dr. Kıymet Gıray Yaralı At ve Yavrusu