27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

I2EKİM 1997. SAYI 603 1 en hcr öğrenc i on un iç in bir sanatçıydı. Öğrencilerine önccliklc özgüven ve sevgi aşılamayaçalışırdı. Çallı Atölyesi'ndengelipgeçenler, tutkulu bir sevdaya tutulmuşçasına düşerlerdi resmin peşine. Çallı için önemli olan, öğrencilerinin özgün sanatçı kimliğini kazanmalanydı. öğrencilerindcn Elif Naci, Çalh'ya duyduğu sevgiyi en öz haliyle şöy le anlatıyordu: "Nezamanbiriftiharfırsatıelimegeçtiyse, ben sadece, 'Çalh'rtın talebesiyim' dedimvebubanabütünömrümcekafigeldi". Hilmi Ziya Ülken ise, Çallı'nın özgün ve özgür olma tutkusunun kaynağını şu sözlerlebetimliyordu: "Çallı, devrinin heyecanlarını yakaladı. Nazmi Ziya gibi empresyonizmden öğrendiklerinebağh kalmadı. Istanburungüzelli Arsivden bir fotoğraf... ği,Osmanlıtarihi,Lale Dcvri, Balkan Harbi, CihanHarbi.lstiklal Savaşı, Mevlcviler,cazibesine tutulduğu renk ve şekil dünyasının ruhunda açmış bahçeleriydi. Mevzuun bir sanatkâra ne gibi ufuklar açtığını hiçbir zaman unutmadı. Kendını 'fildişi kulesine' kapatmadıvebununiçindaimaaradi..." Sanatçı kimliğinin özgür ortamlarda gelişebileceğine duydugu inançla "Sanat insan malıdır" diyordu "Isterim ki insan olan vatandaş resmi sevsin. Bu iş para ile pulla değildir. Banabirçorba içirene bir tablo verebilirim. llhamı cemiyet sipariş eder. Sanatkâr dayaratır... Zannetmeyinizki Allah'la ressam arasında sıkı fıkı bir dostluk vardır. Hayır...Birgünbilemelaikeningelipkulağıma bir şey fısıldadığını görnıedim. Ancak, daima hatırladım ki Paris'te tahsilde iken oturduğum Sirkeci'nin en perişan otellerinden birikılığındakipansiyonumunihtiyarkapıcısı kaç defa, 'Bana küçük bir tablo yap, buradabirsencbcdavaotur'demişti." "Bebek Camü" Yaşamı boyunca insan sevgisini yüreğindcneksiketmedi. Küçük mutluluklar,yiirelında Ankara'da açtığı ilk sergiyi bir gün ğinin heyecanla dolmasına yetti. Sevincini, Mustafa Kemal de gezdi, resimlcr hakkında hüznünü,kızgınlığınıdobradobrakoyduordeğerlendirmeleryaptı.Çallı'nınresimlcri taya. Açık yürekliliklc yaklaştı insanlara. üzcrine şunlan söyledi: "Çallı, doğum yerinin efe tipinı ne güzel Devletadamları,yazarlar, sanatçılarlaolcanlandırmıştır. Önun ruhundaki efelik bu duğukadar; sokaktaki adamladayakın iliştablosunda tam olarak görülmektedir. Yalnız kiler kurabilmesi, insana duyduğu sevginin bir tarafını tenkit edeceğim, tablodaki atlar göstergesiydi.tlişkilerindeönemverdiğien çok tavlı ve güçlü olarak yapılmıştır. Savaşta önemli unsurdürüstlüktü. Dürüstvesamimi olduğu siirecc kimden gel irse gelsin her tür bizlerbirparçaarpaekmeğinigüçbulurken, atlarımızarpadenilennesneyiunutmuşlarlü eleştiriye göğüs gerdi. Hele bu eleştiriler dır. Çal lı sen bu atları biraz zay ı flat ki bu tabsanatına yönelik ise daha bir can kulağıyla lo tam odevrinanlamınıtaşısın..." dinledi. Güzel Sanatlar Birliği 'nın 1925 yı 13 şunlan söylüyordu: "Daimafakirhalliydi.Elineparageçmez değildi. Fakat bohem tabiatlı olduğu için ya elindekiavucundakinibirgecedebaşkasına yedirir;yahutbaşkalarındanycr,içerdi..." Içkiyi severdi Çallı. Güzel de içerdi. Bu konudaonunlayarışabileeektekkişi.yakın dostuAhmetRefik'ti. Içkialemlerinde Çallı ve Refik'in maceraları düşmczdi dillerden. Hasan Ali Yücel, tadına doyum olmayan anılardanbirini şöyle aktarıyordu: "Bir gün iki kadehdaş, içmcye başlarlar. Ahmet Refik Ada vapurunu kaçırır. Sabaha karşı Çallı'nın Fındıklfda Akademi binasının yani eski sarayın halayıklar vc uşaklar kısmındaki iki odalık dairesine düşerler. Çallı sarhoşmisafirini kendi yatağından başka yatıracak yer bulamaz, fakat onuverıneye de razı olmaz. O sıralarda sattıgı tablo parasıylaalınmışbirŞirazhalısıüzerine Ahmet Refik'iyatınrvehalıyısızmışolan Refik'in üzerine yuvarlayarak Mısır mumyalarına benzetir; kendi de yatağına yatıp rahatça uyur. Ahmet Refik sızmahaligeçipdehafiften kendine gelmeyebaşlayınca, rahat netes alamayarakuyanır,mezardaolduğunusanarak korkuylabağırmaya başlar ve bir makara gibi odanın ortasında yuvarlanıp durur. Bu gürültü ile uyanan Çallı, mutat ağır hareketleriyle toman açar. Ahmet Refik kan ter içinde ve tabii kızgınbir halde Çalh'ya çıkışır,'yahu, ölmeden benı mezara sokmanın sebebi ne? Boğulacaktım. Böyle şaka mı olur?' Çallı, kendisine yapılmış bu itinaya bu anlayışsızlığı göstermesini hayretle karşılayan bir eda ile 'Aman canım' dcr, 'ben seni bu evin en kıymetli eşyası olan Şiraz halısına sardım, budamı makbule geçmedı?' Sorunlarkarşısındaçözümegitmeyiyeğledi.Gün geldi, yaptırdığı resmin parasını ödemeyen bir adamın portresini' Borcunu Ödemeyen Adam' adı altında Beyoğlu'nda Haraççı Kardeşler'in vitrininde sergiledi. Gün geldi, bir tablosunu masaya koyup bakan lsmet lnönü'yü"Paşam,obıraskeripaftadeğil,resimdir,resmeöylebakılma7"diyeuyardı... Türk resminde isim yapmış olan ustaların çoğuÇallı Atölyesi'ndenyetişti.C'emalTollu,Nurullah Berk, TurgutZaim, Halil Dikmen,Nuri lyem, Mahmut Cuda, Cevat Dereli, Eşref Üren... Atölyesi sevgi ve tutkunun içiçe geçtiği verinıli bir üretim alanıydı. Hiçbir öğrencisini kendi çizgisini izlemesi • "Neyzen" Her kim olursa olsun, hangi sınıftan gelirse gelsin dostlannı birbirinden ay ırmaz; herkese aynı sevgi ve ilgiyi gösterirdi. Döneminin ünlü bürokratlarından Falih Rıfkı Atay, Çallı ile ilgili anılarındanbirinişöyleanlatıyordu: "Bir zamanlar büyük bir hevesle benim portremi yapmayabaşlamıştı. Üçdörtdefa atölyesine gittim. Sonuncu gidişimde, 'Atnan Falih, afedersin' dcdi. 'Bir paralı müşteri geldi. Başka tuvalim olmadığı için senınportrenisildim,onunkiniyaptım."' Atay, Çallı'nın bohem ki^iliği üzerine dc GIRAY'DAN 'ÇALLI VE ATOLYESI KITABI Türkiye İş Bankası, Ibrahim Çallı'yı 7 ekim21 kasım tarihleri arasında Istanbul Resim Heykel Müzesi'nde düzenlenecek kapsamlı bir sergiyle anıyor. Çallı ve 1914 Kuşağı, uzun bir aradan sonra sanatseverlerle yeniden buluşuyor bu sergide. Sergl kapsamında, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlanan; Dr. Kıymet Giray'ın hazırladığı 'Çallı ve Atölyesi' başlıklı kitap ise, sergiyi bütünleyen bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Giray'ın kitabı, Çalh'nın Türk sanat dünyasındaki yerini zengin bir kaynak araştırmasına dayanarak gözler önüne seriyor. Glray, Çallı ile ilgili bilgileri derlemeye, öncelikle sanatçının öğrencileriyle konuşarak başlamış. Kitabın hazırlık aşamasını şöyle anlatıyor Giray: "Çallı, Mahmut Cuda, Alı Avnı Çelebi, Cevat Dereli hakkında yapılan incelemelerin kaynak noktasıydı. Sanırım Çallı'yı en çok anlatan Cevat Dereli oldu. Dereli'ye yöneltilen kendisiyle ilgili tüm soruların yanıtı Çallı olarak geri dönüyordu. Dereli'nin Akademi ile ilgili anılarını Çalh'nın atölyeye girişi, dersleri, bir başka söylemle, sohbet olarak akıp giden sanat öğretileri donatıyordu. Geceler Çallı ile oturulan sofraların çevresinde aynı varsıl sohbetlerin sürüp gitmesi anlamındaydı. Akademi ise, doğrudan doğruya Çallı ile özdeş bir anlam zenginliğı demekti". Ibrahim Çallı ve atölyesi hakkında dosyalar dolusu belge ve bilginin peşine düşen Giray, kitabında Adnan Çoker'in fotoğraf arşivinden de yararlanmış. 'Ibrahim Çalh'nın Yetişeceği Sanat Ortamına Genel Bakış', 'Ibrahim Çallı'nın Yaşamöyküsü', 'Ibrahim Çallı'yı Yetiştiren öğretim Sistemi', 'Ibrahim Çallı ve Atölyesi', 'Ibrahim Çallı Atölyesi Ressamları', 'İş Bankası Koleksiyonu'nda Çallı Atölyesi Resimleri', başlıklarını içeren kitap Çalh'nın renkli yaşamından kimi enstantenelere de yer veriyor. Kitabı kaleme alış amacını "Çallı ve atölyesini ayrıcahklı bir bütünlük içinde aktarmak" olarak açıkhyor Giray: "Çalh'nın yaşamını ve sanatını okurken duyumsadığım ikilemi; sürekli olarak insanın yüzünü aydınlatan bir sızılı gülümseyişe dönüşen ince bir hüznü aktarmaya, anlatımımda sakh tutmaya önem verdim. Çallı'nın yaşamını saran o durdurulamayan heyecan fırtınalarını sanata olan karasevdasını yazmaya çalıştım." ^ Çallı 'ya göre, sanüdığının aksine ressamla Allah arasında sıkı bir dostluk yoktu... y,,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear