26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

14 İSTANBUL maazallah, boğulurlar. Geçen gün, Kumkapı 'daki halde bir tanesi denize düşüyor, yüzme bilmiyor, öbürü de atlıyordenize, kurtarayım diye, o da bilmiyor yüzmeyı." Balıkpazarı'ndaki balıkçıların vitrinlerinde, paketler içinde somon ftime, istavrit çirozu, balık yumurtaları, turna havyan, hamsi ançuez, taramalar, sanki eski Balıkpazan'nın ruhunu canlı tutmak için, alesta sıralı sırah duruyorlar. Sultan Abdülaziz'den bu yana, nefes alıp veren Balıkpazan, yeni Istanbul'dan da izler taşıyor. Tincrci çocular, tinerparası için, gözlerine kestırdıklerine yapışıyorlar. Hiç de az olmayan züccaciyclenn önünde, lstanbul'un herköşesinde görmeye alıştığımız mutfak gereçleri, üst üste konmuş televızyonlar aynı filmı gösteriyorlar. Eskice bır fılmde, Kadir lnanır, gazete kâğıdına sarılmi!} rakısını, genç sevgilisi Sevtap Parman'a veriyor. Acemi bir öpüş,me sahnesi. Kadir Inanır'ın, 56 figüraDemgâh, lmroz ve Boncuk Restoran gibi yerlerin sahiplerinin başı, yeni Refah Partili Belediye Başkanı ile dertte. Çünkü, meyhanelerin önüne masa çıkanlması zaman zaman yasaklanmış. CUMHURİYLT DERGİ SERDAR K1ZIK oskova Havaalanf nın kasvetli ve soğjk havasına 3.5 saatlik pasaport kuyruğu da eklenince sinirler iyice gerildi. Niye hiç bir turist tepki göstermez d.ye düşünürken, elim sağ yanağırna gitti. 23 yıl önce suratima patlayan tokatın sıcaklığı vurdu sanki. Bu kez, güldümve 14yaşınageridöndüm... Yeni taşındığımız bir kentin, kimselerini tanımadığım sokağında, halkevi binası baskınına tanıktımyanmyamalak. Ekipotosu,karakolla ilk tanışıklık ve ilk soru: "Moskof uşağı abilerinin adını söyle?" Oysa.değil "abileri", sokağımızdaki komşuları bile tanımıyordum henüz. Durumu anlatana kadar ardı ardına geldi tokatlar. O tokatlar ve Moskova, işte böyle yer etti belleğime... Iş gezisiydi Moskova, ticaret odası üyeleri vebirgrupgazeteciylebirlikte. Kentmerkezineyönelen otobüste, yıllar önce lzmir Fuan' nda Sovyetler B i rl iği pavyonundan aldığım broşüre göz atıyorum: "Durmadan gelişen Moskova'da değişmeyen tek şcy, halkın içtenliği, güleryüzlülüğü ve konukseverliğidir..." Turistik bir değerlendirme. Elbet, herkes böyle olamazdı. Üste Krepen çarşısı... . , ^ Butik sahihi Semiramis KözberL nı paldır küldür merdivenlerden aşağıyuvarlaması... Züccaciyecinin hemen yanıbaşında bir midyetavacı. Tavanın başında, besbelli yenı Istanbullu yüzler. Dükkânın içi, ccphesı silme, baştan aşağı bildik kırmızı karolarla kaplı. Masaların başında, ne söylendiğıni kolay anlayamayan dalgın, yorgunbirazda lstanbul şaşkını komi çocuklar. Her kebapçıda rastlayacağımıztürden masalara oturmuş kulağı küpeli, saçı bağlı, güleç yüzlü dclıkanlılar, postallı genç kızlar. Beyoğlu'nda sayıları gitgide çoğalan kitapçıları dolaştıktan sonra, bir bira ve iki çöp midyetavayla yorgunluklarmı gıderıyorlar. Istiklal Caddesi Sahne Sokak'tan girdığiniz Balıkpazan, Tarlabaşı'na kadar devam ediyor. Balıkpazan'nın öneınli bir kolu da, meyhanelerıyle ünlii Nevızade Sokağı. Sokaktaycralan, Kadır"ınyeri,Cumhuriyet Meyhanesi, Teras, Çağlar, Balıkpazan'nın, unutulmamast gerekli mekânlanndan biri de eski adı Krepen olan, Aslı Han Pasajı. "Krepen", Fransızca bir sözcük. Ayakkabıcılar anlamına geliyor. Ancak, şimdi burada bir tek ayakkabıcı bile yok. Eskinin, "nezih" meyhanelerini de unutmamalı. Şimdi Balıkpazarı, Nevizade Sokağı'na taşınan meyhanelerin yerinde, sahaflar, gazete bayileri, parfümeri dükkânlan, iplikçiler, düğmeciler yer alıyor. Balıkpazan'nın en önemli yapılarından, Üç Horan Ermeni Kilisise'ni geçince, Balıkpazan'nın can damarlarından Duduodalan Sokağı'na giriliyor. Bu sokakta neler yok ki.. Kelle paçacılar, kapı eşiklerinde maaile oynaşan kediler, ciğerciler, yetmiş y ıllık şekerlemeciler, şarküteriler, cenaze levazımatçılan, tek tük çiçekçiler... Sonra, Balıkpazan'nın köklü müesseseleri, Üç Yıldız, Şütte ve Saraylar. Her akşam bozulup, her sabah yeniden dizılen tezgâhlar. Tezgâhlarda, mercan turplar, fındık kadar domatesler, Çin turpları, yeni yetme cici ambalajlar içerisinde sunulan brokoliler. Öte yanda, ince belliçaybardakları,mesirmacunlan, mıdyc dolmalar ve çiğköfte. Besbelli, eski Istanbullu, hâlâ eski Istanbul'undayaşayanbeyazsaçlı hanım, yıllardır alışveriş yaptığı Giorgio Kazagrande'ye ait manavda, çantasını dolduruyor. Giorgio Kazagrande'nin ailesi, dedesinin babası zamanında yerleşmiş lstanbul'a. tstanbullu levanten mahcup, pek konuşmak istemeyen biri. Ne ki, komşusu Yani Özkoç, öfkeli mi öfkeli: "Kabalaştı kabalaştı insanlar. Nasıl kabalaştılar anlatayım. Bir gün bir müşteri geldi, manava. Giorgio Kazagrande yazısını tabeladan okuyarak, 'Bu adam ismi mi be?' dedi. Daha ne diyeceksın ki!" Gösterdiler, şimdi tabela, dükkânın içinde, görünmez bir yerde asılı duruyor. Yine de, "Beyoglu bir âlemdir, Beyoğluyaşayan,cıvıldalayan,kaynaşan, rahatlayan, gülen, eğlenen, yalnızlığaçarebulan, hemşıkırşıkır, hem koku gibi, buram buram iijiklınefisbırcaddedir"diyor,"Beyoğlu" adlı röpoıtajında Saıt Faık. "Beyoğlu'suz bır lstanbul düşünülemez." Ya, Balıkpazar'sız bır Beyoglu? Düşünebılır nusıniz?^ Moskova, faili meçhul Moskova 'da Kızıl Meydan 'da kilise (en üstte). Rus kadınlar sokakta behek satıyor (üstte).
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear