26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

16KI8AÖYKÜ CUMHURİYET DERGl Sezer Ateş Ayvaz'dan bir öykü BEÜRLENMİŞ YAKINLIKLAR A SEZER ATEŞ AYVAZ 1956 Antakya doğumlu. tstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümünü bitirdi. lstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi kürsüsünde; 'Türk Romanının Kcndiliğinden Felsefesi: Politik Roman' konulu tezle doktora kurlannı tamamladı. 1986AbdilpekçiFilm Eleştirisi Yanşması ve 1987 Akademi Kitabevi öykü Yanşmasf nda başan ödülleri aldı. Çeşitli gazete ve dergilerde şiir, eleştiri, inceleme yazılan, öyküleri yayımlandı. 'Aynalarda Yaz' isimli öykü kitabı Afa Yayınlan'nca yayımlandı. Yukarıdaki öykü, basıma hazırlanan yeni öykü kitabından. rdısırayürüyorum. Kendini usul bir yürüyüşe kaptırmış gidiyor. Nereye gittiğini bilemiyorum. Çıktığı kapı ıîe arasındaki uzaklığı çoğalttıkça adımlarında uçarı bir acelecilik,sekişindebirhafiflik,sabahın bu erken saatinde yüreğinde duyduğucoşkuyaeşlikedenbiryürüyüş tutturmuş. Yüreğinin onu kapıp götürdüğü bir yere gidecek. Kcndimi göstcrmeden adımlarımı hesaplayarak izliyorumonu. Havanın ılıklığına aldanmadan, gömleğimin üst düğmesini kapatıyorum. Sabahınnemli serinliği,köşebaşlarında yüze vuran rüzgâr sakınmasız yakalayabilir bedenimi. Bir elim gömleğimin yakasında yavaşça dönüyorum köşeyi. O, gözleri yukarlarda, gökyüzünde bir yay çizerek ilerleyenkuşsürüsünüizliyor. Biliyorum, böy le zamanlarda aklından çılgınca şeyler geçer, en hafif deyimle çocukça şeyler. Genç bir kadın olduğuna aldırmadan, sabahçı kahvelerine gitmek, kıyıda şarap içen bahkçılarla söyleşmek, bir yükseltiye orurup kendisine bakanlara aldırmadan gözleriyle denizin ufuk çizgisini yakalamak. En kötüsü, geniş caddelere, kalabalıklara kanşıp bilinçsiz bir nokta olarak savruluşu. Sanki düşteymiş gibi kendini kalabalığın akışına bırakması,pasajlara,pasajlann içindeki dükkânlara bir gölge gibi süzülüşü. Sergilenen her nesneye elleriyle dokunup onlann ruhunu hissetmek istemesi. Yürürken gözüne ilişen bir aynaya kendine yabancılaşarak bakışı. Onu izlerken en korktuğum durumdur bu ve başı sonu belli olmayan bir kalabalığın, yığının parçası olması. Aldınşsız,akıl süzgecinden geçirmeden, rüzgann ardısıra gideceği günler hep böyle yapar; gözlerindeki siyahlan çoğaltır, saçlannıdüzensizbirsalınımabırakır. Benim onu ızlediğimi bile bile bu denetlenme duy gusuna aldırmadan kaçıp uzaklaşırevden. Dudaklarında bir şiir dizesinin henüz dökülmüş sözcükleriyle, sözcükler arasında bağlantılar arar. lstediği sesi, dizeyi bulana dek dönmez. Bazen tek sözcüğün peşinde sabahladığı, bazen de biten şiirleri eskiteceğı konuşmalarladolaştığı olurordan oraya. Oysa onun yaşamımıza kattığı savrukluğu dengelemeye çalışmak beni ne kadar yoruyor bilmiyor, onun kalabalıklar içindeki yitişini izleyerek savunmasız kalışım, sürekli izleyerek, yaşamımızı iyice içinden çıkılmaz bir druma getirmesini önleme çabam hcp bundan. Öyle sorumsuz bir dağınıklığı yaşıyor ki tüm gücümle onun dengesini yitireceği anı önceden bilebilmek ve gelebilecek tehlikeleri engellemek istiyorum. Hele nesnelere dokunurken kapıldığı esriklik, onlara karşı duyduğu o düşsel yakınlık duygusu vc birer kişilik yakıştırma isteği.. Biliyorum ki, benim adımlarımın akıl kontrolündeki kararlılığı, yaşam karşısında büsbütün çözülüp dağılmamızı önlüyor. Ama O, bütün çabalarıma, İcoruyucu ataklığıma gerekli saygıyı göstermiyor. Hele son günlerde bütün tartışma konulannı reddediyor, ona sundugum kanıtlan görmezden geliyor. Geniş hoşgöriime karşı sabnmı taşıracak noktayı zorlamaktan kaçınmıyor. Evden çıkışındaki o ürpertili acelecilik, giyinişi ve makyajındaki abartılı aldırmazlık, onu uyardığım konularda davranışlarıylabelirttiği inatlaşma vehepsinden önemlisi önümde beni böyle hiçe sayan yürüyüşü. Izi, durağı, bütünlüğü olmayan yollan güvenilir bulmadığımı, amacı olmayan davranışların insanları yanıltacağını söyledim ona. Beraberliğimizi yitirdiğimizde nasıl dağılıp parçalanacağımızı bilmiyor. Ayrı yollarda nasıl çaresiz, bir başına kalacağımızı, eksik ve anlamsız bir dünya yaratacağımızı.. Ben de, sorumluluk duygusuyla, inceleyen, yorum layan aklın, insan davranışlarına kattığı ölçülülüğü hatırlatıyorum ona. O buna aldırmasa da, işte böyle arkasından yürüyorum. Onu yaptıkları ve düşündükleriyle, her an yüz yüze getirecek bir hcsaplaşma içinde tutuyorum aramızdaki mesafeyi. Ne daha çok ne daha az. Onu görebilecek ama adımlarını durdurmayacak bir denctimi sürekli kılmaya savaşıyorum. Ama bugün, O, hicbir denetlemeyi evetleyecek durumda değil, ardısıra gittiğimi bile bile, benden kaçıp kurtulmak, uzaklarda, anımsanamayacak bir anı olarak bırakmak istiyor. Kimi zaman bunu tam başaracakken, beni artık aynmsay amayacağı bir noktada bırakabilecekken, dönüp, ne yaptığımı görme, beni anlama isteğine yenildi. İşte karşıdan karşıya geçişinde, kararlı bir gözden kaybolma çabası, adımlarında benden kurtulup, özgürleşme heyecanı. Belli ki bugün benim soluğumutümüyle unutmak istiyor. Birlikteliğimize, birbirimizden ayn kalarak da yaşayabildi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear