Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 İRAN hissedcrsin. Çıldırmadık. Büyük çoğunluk, çıldırmakla sonuçlanacak bir tepkidense uzlaşmayı tercih etti. Her geçen gün biraz daha eksildik. lnsan ister istcmez nerede hata yaptık diye soruyor kendi kendine. Her şey daha farklı olabilir miydi? Kimbilir.belki!.. Devrimdcn hemen sonra "lslam Cumhuriyeti'ne cvet mi, hayır mı?" ikilemiylc sunulan referanduma verilen "Evet" yanıtının, tavizlerin yasal bir zorunluluk altında organize cdilmcsine hizmet edeceğini bilseydik eğer... Yüzyılların alışkanlığı anlamına da gelen vcrili değer yargılannın "lslam" sözcüğü ilc başlayan bir cumhuriyete hayır diyememek gibi bir koşullanma yarattığını ve söz konusu koşullanmanın ctkisiyle verilen her evet oyunun bir süre sonra kadınların şehir mezarlığında zina suçuyla taşlanmasına onay vermek anlamına geleceğini bilseydik cğer... lslam ve demokrasi... Bunun büyük bir yalan olduğunu; amaçları olan şeriat devletinc ulaşmak CUMHURtYET DERGt. 31 TEMMUZ 1994. SAYI436 TARIHLERLE İRAN önünde engel teşkil cdiyordu. Tasfıyesi yoluna gidildi. Bu, basit birtasfıyedcğildi. Devrim artık "mollalann devrimi" olarak anılabilirdi. Eski Ulusal Cephe taraftarları (liberal milliyetçiler) "murtad" ilanedildiler. Yaşamın bütün alanlarına yönelik işgal, restaurant, mağaza gibi özel işyerlerinc girerken de başörtüsü takma zorunluluğu gctirilmcsiy le birlikte önemli birmcsafe katetmiş oldu. Okullar, resmi daireler, hastanclcr.özcl işyerleri her yer, ama her yer girişte başörtünün hazır bcklctildiğibirercamiydi artık. Şubat 1980: "Şoray Negehban" elemanlannın, yani Koruyucu Şura'nın"velayeti fakih"kabul edilen Humeyni tarafından atanması onaylandı. Görcvleri anayasal hüküm ve uygulamalann şeriatlaçelişipçelişmcdiğini dcnctlemck olan bu meclisle birlikte, en üstte "velayati fakih"in (yasayı yorumlayan yöneticinin),onun altında "Şoray Negehban"ın, onun altında da "Hobregan Meclisi"nin yer aldığı bir teokratik rejim modeli, gereksindiği kurumlaşmayı sağlamışoluyordu. Nisan 1980: Liberal görünümlü Cumhurbaşkanı Beni Sadr, "lslam KültürDevrimi"nionayladı. Sol gruplara bağlı radikal öğrencilerin bunatepkisişiddctlioldu. Rejimin buna yanıtı, bütün üni vcrsitelerin ikiyıllığınakapatılmasıydı. öğretim programlan tam anlamıyla lslamileştirildi ve solcu öğrencilertasfıyeedildi. Aynı süreçte, 1979yazıyla 1980Nisanı arasında bütün temel sanay i dalları, bankalar, sigorta şirketleri ve dış ticarct millileştirildi. Ekonomık yapıdaki bu popülistradikaluygulamalara yaslananmollalar, binlerccinsanı "ahlaka aykın" tavnnı gcrekçe göstererckiştcnçıkardılar. Hazer kıy ısındaki bir kentte, balıkçılar, devletin balık tutulmasını sadece kendi kurumuyla sınırlandırmasına karşı ayaklandılar. Kcnt, üç hafta isyancıların denetimindc kaldı. Hakça bir düzen diyerek balıkçıların ekmeğiy lc oynayanlar, komşu diyerek kentlerden getirilen pastarlann müdahalesiyle isyanı bastırdılar. Eylül 1980: lran'atam 900 mılyur dolara mal olacak olan lranlrak savaşı başladı. Başlangıçta lslam Devrimi'nin yaygınlaştırılmasına ayarlı olan söy lem, y ıllar geçtikçe "ulusal bütünlük" kavramına doğru geri çekildi. Bu, bir zorunluluktu ve bu zorunluluk, sınır tanımayan lslamın iflası anlamına geliyordu. Iranlı ya da Iraklı, sonuçta akıtılan "tslamın kanı"ydı. Savaş bittiğinde her iki tarafın da bilanço bölümündc bir milyonun üzerinde ölüokunuyordu. Haziranl981:Halkın Mücahitleri 'nin koyduğu l&Sokaktan kovulmuşsundur. Bir süre .sonra evinin de her sığınak £ j £ a M a S î a î m gibi durumu zorunlu bir\kabullenişten ibaret olduğunu anlarsın. intihar anlamına geleceKomşuların tarafmdan ihbar edilebileceğin korkusuyla ne özgürce gın< bilseydik eğer , , , , , , . , .j.ı Li• n Veeğeronumuzdeders dolaşabüırsın evınde ne de ıstedığın muzığı dınleyebılırsın.ki bi birlikte söylcnmiş marşlar da unutulmuştu. Sokaklardan kovulan birlık vc özgürlük görüntülerinin yerini tek tip insan almıştı ve şarkıların yerini tektipleştirmenin marşı... "Herkes" sözcüğü "lyi Müslümanlar'Ma yer değiştirmişti. lran Marksistlcrinden Mathayi'nin bestclediği marşlar ilk aylardan sonra hiç bcstelenmemış muamclesi görmüştü. Golesorkhi, Daneşiyan, Musaddık Bahrengi diye birileri hiç olmamıştıkizaten! Günlük yaşamda Arapça ağırlıklı sözler yaygınlaşırken, devlet televizyonunda yayımlanan marş kliplerinde şeriata uygun kadın ve erkek tipoloji olarak boy gösteriyordu. Önce psikolojik baskı, sonra fiziki şiddet. Bu sıralama hiç değişmedi. Tipolojiye uygun giyinip davranmayan kadınlar sözel hakaretle kurtulduklannda kendilerini şanslı saydılar. Içlerinde bekâret kontrolünden geçirilenler de oldu, tırnaklan ojeli diye pastarlann san minibüsleri içinde hazır bekletilen böcck dolu poşetlere elleri sokulanlar da... Diklatörlük rcjimlcrinde korku ve şiddetin uygulayıcıları genellikle resmi görevlilerdir. Ama lslamda dine aykırı davranışlara müdahalc etmek her Müslümanın görevi olduğu için.görevli sözcüğü potansiyel bir büyüme dinamiğini sürekli içinde taşır. Bu, korkunun, daha tam bir deyişle korku yayıcısının çehresinin değişmesi anlamına gelir. Sokaklarbirtehlikedirartık. Sakallı erkekten ya da çarşaflı bir kadından "müstehcen" giyindiğin gerekçesiyle gördüğün hakaret içın başvurabileceğin herhangi bir merci yoktur. Sokaktan kovulmuşsundur. Bir süre sonra evinin de her sığınak gibi durumu zorunlu bir kabullenişten ibaret olduğunu anlarsın. Komşuların tarafından ihbar edilebileceğin korkusuyla ne özgürce dolaşabil irsin cvinde ne dc istediğin müziği dinlcycbilirsin. Hayatın en özel ve görünmez yerlerine yönelik bu müdahalc öylesine bir kuşatmayı içerir ki çıldıracağını alabileceğimiz bir lran ve Marşkllplerl Cezayir örneği olsaydı, kimbilir belki de her şey daha farklı olurdu. Humeyni... Rafsancani... Hameney... Oysa Hayyam'ın, Bahrcngi'nin ve Furuğ'un ülkesiydi lran. Ve bizler, en büyük düşü, balıkçının attığı ağı arkadaşlarıyla birlikte denizin dibıne çekmek olan küçük karabalıklardık. İlk kırkıncı günün üzerinden 15 yıl geçti. Soğuk mevsimin geçtiğine inandırmaya çalışıyorlar bizi. Ama biliyorum: Soğuk mevsimin başlangıcındayızhâlâ! Ve orada, onbirbindokuzyüzdoksandokuz küçük balığın yuvalannda uykuya cekildikleri bir ülkcde bir küçük kırmızı balığın gözünü kırpmadan denizi düşündüğünü bilmck beni rahatlatıyor. ^ * Din bakımından dogruyu önermek ve günah işlemekten sakınmak. ** Devrim muhafızlarının Farsça ismi *** Solcu şair Olesorkhi ile beraber idam edilen Bathayi'nin besleledigi marştan bir parça. 'lslam ve demokrasi'nin ne büyük bir yalan oldğunu anladık ama...