Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
T İ Y A T R 0 T U N A M Ayşe Emel Mesçi, on üç yılAnadolu insanını yabancılara tanıttıktan sonra, şimdi bize kadınımızın dramını anlatıyor. 'Bir başına' yaşanan acı T arık Zafer Tuııaya Kültür Merkezi'nin tiyatro salonu tümüyle dolu; davetli kalabalığı küçiik salonun koltuklanna sığamamış, taşmış. Işıklar kararıp sahnede gencecik bir kadının sesi "Yolcu yolunda gerek" diye şarkı söylemeye başladığında, tüm bu kalabalık gözden yitiyor ve tiyatronun yolculuğubaşlıyor... Salondaki her kadın ve erkek sahnede yaşanan tck kişilik trajedinin karşısında yapayalnız kalıyor. Ayşe Emel Mesçi,13 y ıl Anadolu insanını anlatan oyunlannı yabancılara sahneledıkten sonra ilk kez kendı ınsanının karşısına geliyor, gelebiliyor. Ondörtyıl sonra Dünyanın bellı başlı festivallerinde alkışlanmi!» olan Mesçi, 14 yıllık aynlığın noktalanışının heyecanını yaşıyor, sanki yaşamını geçirdiği sahneye ilk kez çıkıyor. Yıllardır defalarca oynadığı "Kadınlar Bizim Kadınlarımız" oyununu sanki ilk kez o gecesahneliyor. "Ve kadınlar" bizım kadınlarımız: korkunç ve mübarek elleri lnce küçük çeneleri, kocaman gözkriyle anamız, avradımız, yârimiz ve sanki yaşamamış gibi ölen ve sofradaki yeri öküziimüzden sonra gelen. ve dağlara kaçınp uğrunda hapis yattığımız, ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki, ve karasabana koşulan veağıllarda. ışıltısında yere saplı bıçakların. oynakağırkalçalanvezilleriyle bizim olan. kadınlar. bizim kadınlarımız. Ayf* Em*l Masçl, oyunu Nâzım tilkmat'ln fllrlarlndan yaptıklan bastalaıia aplsod aralarını sOslamls. Fotoğraf. MEHMET ERDUR ca kadının paylaştığını bilmeksızın "birbaşına"yaşananbiracıyıdilegetiriyor. Dekorvekostümyok "Kadınlar Bizim Kadınlarımız"da dekor ve kostüm yok. Çünkü "görkemli ve destansı" bir trajediyi değil, görkem ve kahramanlığın yeşefdiği kamusal alandan soyutlanmış, önemsiz ve küçük işlerin mekânı "özel alan"a hapsedilmiş kadınlann "küçük ve önemsiz sorunlannı" dile getiriyor. Çünkü bir annenin, yaşamını adadığı oğlunun "terörist" olduğunu en son öğrenen kişi olması, yardım etmekten tümüyle âciz olduğu oğlunu ziyaret edebılmek için cinsel tacize boyun eğmesi nedir ki.. oğulun bir dava uğruna yaşamak zorunda kaldığı işkencelerin yarattığı kahramanlık öyküsünün yanında nedir ki... Kocası, üzerine genç kuma getirince sokakta kalan kadının, delirmenin kıyılannS A Y I 4 1 1 Tek kişilik tr«jedi Dario Fo ve Franke Rame'nin yazdığı Carlo Barsotti'nin yönettiği, iki episoddanoluşanoyuna, NâzımHikmet'inbuşiiri isim vermiş. Mesçi "Sürgün yıllarım boyunca görünmez varlığıyla adeta koruyucum gibiydi" dediği Nâzım Hikmet'in şiirlerinden yaptıkları bestelerle tüm episodların arasını süslemiş. Tek kişilik bir oyun "Kadınlar, Bizim Kadınlarımız"; çünkü tek kişilik bir trajediyi, dünyanın dört bir yanında milyonlarC U M H U R İ Y E T O E R G İ 6 Ş U B A T 1 9 9 4 da dolanışı "mantıklı ve nesnel" erkeklerin kararları karşısında gösterilen "kadınsı dengesizlik" duygulanna yenik düşme, doğuştan gelen bir mantık yetersizliğinden başka ne olabilir ki? Kendi kişiliğini oluşturmanın gereklerini yerine getirmesine izin verilmeyen, buna karşılık çocuklannın "kişiliğini" oluşturma görevi omuzlarına yüklenen; kendini başkalan için feda etmesi beklenen, ancak başka özverilenn gölgesinde kalarak bir "kahraman" değıl "tüm kötülüklerin anası" olma potansiyeline sahip belirsiz bir varlığa dönüşen kadınlar, "bizim kadınlarımız" nehısseder? Çocuklan erkek egemenliğinin garantisine, "şantajına" dönüştüğunde, öküze boyunduruk vurur gibi çocuklannın boyunduruğuna alındığında kadınlann elinde ka lan tek seçme özgürlüğü nedir? "Kadınlar, Bizim Kadınlanmız" bu sorulann cevaplannı, binbir yeni soruyu da deşerek perşembe, cuma, cumartesi ve pazar günleri Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde veriyor. Ancak cevap, bu önemsiz ve kadınsı sorulardan beklemeyeceğiniz kadar cüretkâr gelebilir; çünkü Medea "yeni bir kadının doğuşu için ölmek" karanyla cevap buluyor sorunlarına, üstelik sessiz sedasız bir ölüm değil, peşinde çocuklannı da götürerek ve haykırarak. Terörist annesinin rüyasında yaptığını, o gerçekten yapıyor; önce çocuklannı öldürüyor sonra kendini. Ve Medea salt bir oyun "kahramanı" değil, koca dayağından bıkarak çocuklannı yanına alıp Fırat Nehri'nin sulanna kendini bırakan "gerçek" kadının, "bizim kadınımız"ın sahnedcki yansıması sadece. ^ 15