Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
U N lira da, u/erine tuz biber ekti. Kötii bir geccden sonra Pazar, Çamlıhcmşin yolu ile ulaşlığımız Aydcr Kaplıcası yaşadıklanmızı bize unutturdu. Ancak Ayder birkaç yıl önce çok daha iyiymiş. Yeni açılan geniş yolun, ulaşımı kolaylaştırırken çevrenin de acilen belonlaşmasına yolaçması burasının gcleccği konusunda İcaramsarlığa itti bi/.i. Çok katlı beton oteller (hatta birinin adı da Hilton'du) turizmi geliştirmck yerine öldürmek için kurulmuş adcta . Aydcr'den ayrılıp bir başka yaylaya, F.lcvit'e doğru yola koluyduk. Elevit yolu üzerindeki bir kartal yuvasını andiran Zil Kalesi yapım tarihi saptananıanıış bir Orlaçağ kalesi. Yolda gördüğümü/ ş.claleler, çiçekler, özellikle de kışın gelen çığ kalıntılan Elevit'in güzelliğini pekiştiriyor. Yayla sakinleri bizi önce kıışkuyla karşıladılar. Ancak konuşmaya başlayıp sohbeti koyulaştınnca aynlmak zor oldu. Dağlardaki güzellikleri bırakıp tekrar kıyıya inmek fikri ve Fındıkhan deneyimi dönüşü zorlaştırmıştı. Ancak Vakfıkebir'de Büyük Liman Oteli'ne girincc korkulanmızın yersiz olduğunu anhıdık. Sonunda servisi düzgün bir olel bulabilmiştik. Subah bir başka doğa harikası olan U/.ungöl'e gitmek üzere yola koyulduk. U/ungöl de, Ayder gibi betonlaşmakta olan bir mcsirc yeri. Göl çevresini dolaşırken, karşılaştığımız kadınlann hepsi ot biçmektcn dönüyorlardı. Dinlcnmckte olan bir yaşlı kadın, kadınlann çalışmu şartlarının ağıriığından sözetti. Köyiin crkeklerinin yazın inşaatlarda çalışmak ü/ere köyden ayrıldıklannı, döndükleri zaman ise kahvede vakit geçirdiklerindcn yukındı. Buna rağrnen bölgede bir anaerkil düzen scziliyor. Rehberimiz de bunu deneylerini aktararak doğruladı. Uzungörde başlayan yağmura rağmcn Cimil Köyü'ne doğru yola çıktık. C'imil, dörl mahalleden oluşan bir dağ köyii. Oraya vardığıınızda köy sakinleri camideydi. Cami çıkışmda karşılaştığımızda bizi evlerine konuk etmek için adeta zorlayarak, çoktan unuttuğumuz "Tanrı Misafiri" anlayışını bize hatırlattılar. Uzungöl'de başlayan yağmur, 2500 metre yükseklikte kara dönüştü ve bize temmuz ayında kar altında yürüme zevkini tattırdı. * Doğu Karadcniz'in olağanüstü doğa güzelliği ve dağlarda eski ermeni ve gürcü yerleşjmlerinin adcta birer nişanı olan kiliseler , gezimizin kilit sözcükleriydi adeta. Kentlere indiğimizde ise, otellerde neyle karşılaşacağımızı bilememenin ürküntüsü, "turizm mi, ne turizmi?" dedirtıyordu insana. Üstelik kiliselcrin hali de içleracısıydı. Doğu Karadeniz 'e sahip çıkmanın zamanı ise, fazlaca gecikmiş de olsa, "şimdi". < 20 eçen aylarda, tstanbul Taksim Ciup'te bir Brezilya Danslao gösterisi olmuştu. Geceye Füsun ile birlikte, ü/erindc "Füsun Ö/bilgcn ve eşi" yazan davetiye ile gittik. Böylece benim adım doğal olarak "Ve eşi" oldu. . Gösteri bittikten sonra tam aynhyorduk ki, bize vc diğer konuklara yukarıda yemek verileceğini ve özel Brezilya yemeklerinden tattıracaklannı söylediler. Doğal olarak, düşünmeden kabul ettik. Yeni tat arama maceramıza birisi daha ekleniyordu. Fasulyenin Brezilya kökenlisi G kâğıt kalemimle de tarifleri yazmayı başardım Fejuade Fasulyenin adı Fejuade imiş ve Istanbul'da Balık Pazarı'nda satılıyormuş. Ali Usta doğal olarak çok kişiye pişirdiği için bana dört kişilik tejuade'den yaptığı yemegi tarif etti. Ben size dört kişilik bir tarif vereceğim. Fasulyenin ilk işlemi aynen bizimki gibi. Yani önce ıslatıp bekletiyoruz. Sonra kaynatıp suyunu atıyoruz. Sonra yine fasulyeyi (bu tanımı bir kilo fasulyeye göre yapıyorum.) bir kocaman soğan, bir havuç, dcfne yaprağı, tane karabiber, tülbente bağlanmış yanm demet maydanoz sapı ile birlikte pişiri leri sosisleri bir yana alıyoruz, fasulyeyi ise tencerede bırakıyoruz. Servisi ise ayrı ayn yapıyoruz Değişik bir tat çıkıyor. Bizim damak tadımıza yakın ama ilginç. öneri bizden, gerisi size kalmış. Ben bu fasulyeden buldum ama Ali Ustanın söylediği gibi beş çeşit sosis koymadan yaptım. Yanm kilo fasulyeyi, orta boy bir soğan ve yanm havuçla pişirdim, güzel oldu. Bence denemelisiniz. İrmlk Pllavı Fejuadenin yanında bir de irmik vardı. Ama bizim bildiğimiz gibi tatlı değil tuzluydu ve bizim pilav gibi fasulyenin yanında yeniyordu. Deyimi doğru buldunTgaliba. Bu bir irmik pilavıydı. Ali Ustanın tanımına göre irmik (Yanm kiloluk paket) mısırözü yağında kavnıluvor Ivice kavrıılduktan sonra â^ftâü^ Yemek selfservisti. Tepsilerimizi alıp sıraya girdik. Bizim normal kuru fasulye ve barbunya fasulyesi arası, değişik bir fasulye ile yapılan değişik bir yemek ve irmikle yapılan bir pilav yedik. Yemeği yer yemez Füsun'dan kâğıt ve kalem ödünç aldım ve aşçı Ali Usta'nın yanına gittim. (Gazetecilik alışkanlığım olmadığı için henüz kağıt kalem taşımıyor, sürekli başkalanndan istiyorum. Zamanla öğreneceğim.) Ali Usta, hem önünde uzayıp giden kuyruğa servis yapmanın hem de bu arada bana o ilginç yemeklerin tariflerini yazdırmanın zorluğunu yaşadı. Ama bir kolayını bulduk. Konuklann şaşkın bakışlan arasında, elime bir kepçe alarak serviste Ali Usta'ya yardım ettim ve bu arada tencerenin arkasındaki yoruz. Bizını lasulyc gıoı ıçınc salça ya da domates konulmuyor. (Yağını ise hangi yağı genellikle kullanıyorsanız ona göre katın. Ben bu tür yemeklerde mısırözü yağı kullanıyorum.) Ayn bir tencerede döş etti ve tranç eti birlikte pişiriliyor ve bir kenara bırakılıyor. Bir başka tencerede ise toplam bir kilo gelecek şekilde değişik sosisler katılıyor. Ali Usta yine Balık Pazanndaki Şütte'den Frankfurter, Avcı, Gravyerli vb. sosisler aldığını ve bu ayn çeşitleri birlikte kaynattığınl söyledi. Şimdi lafımızı toparlayalım. Fasulyeyi pişirdik. Etleri ayn, sosisleri ayn pişirdik. Şimdi tüm bunlan biraraya getirip birlikte şöyle bir üklatıyonjz. Ne yazık ki işimiz hâlâ bitmiyor. Birlikte tencerede tıklatma sona erince et üzerine bir fıncan su serpiliyor. Kavrulma ve su serpmeden sonra tuz katılıp irmik pilavı bekletiliyor. Bu irmik pilavının bir de harcı var. Haşlanmış yumurta, içi doldurulmuş yeşil zeytin, taze yeşil soğan, maydanoz ve haşlanmış tavuk ciğcri. Tüm bunlar tavla zan büyüklüğünde doğranıp irmiğe katılıyor. Fejuadeyi bulup bulamayacağınızı bilemem ama, irmik pilavını denemenizi mutlaka öneririm. Son derece güzel ve ilginç bir yemek. Fasulyenin yanında olduğu gibi, et yemeklerinin, ızgaralann hatta sebzelerin yanında da yenebilir. Hem son derece basit. Hem de farklı. Umanm pişirir ve kulaklanmı çınlatırsınız. ^ C U M H U R İ Y E T 0 I R 8 İ 9 A Û U S T O S 1992 S A Y I 3J3