Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
esmeye başlamıştı. Gerçi hâlâ opera saati, valslcr vardı ama, dinleyici artık "asnmızın müziği" adı altında ycni programlarla lanışıyordu. Xavier Cugat Orkestrası'ndan ca/ dinleniyor. Ayten Alpman adlı genç bir yetcnek ca/. parçalan söylüyordu. Radyo Haftası dergisinin deyimiyle "çikolata renkli cici kız" Eratha Kitt de adeta bizden biri olmuştu. Ankara Radyosu'nda ilginç bir periyodik haber programı başlamıştı bu arada: "Türkiyc'de Marşal planı." "Radyo ile lngilizce" dersi ise bütün hızıyla sürüyordu. Batı ile aramızdaki mesafe, cn azından radyoda, gidcrek aziilıyordu. Buna ilginç bir örnek, Aralık 195.Vte alınan bir karan duyuran şu haberdi: "İstanbul radyosunda yapılan ıslahat hareketlerinden olmak üzcrc, ayda iki kere çalınan oyun havalan programdan kaldınlmıştır." 1954'c gclindiğinde ise artık, yine bu ıslahat hareketi çerçcvesinde, "radyo piycsleri" başlamıştı. Şaziyc Moral, Şükriye Atav, Galip Arcan gibi Şchir Tiyatrosu'nun ünlü oyuncuları, mikrofonun etrafına toplanıp, bir tiyatro oyununu seslendiriyordu. Bu piyesler, 1960'h yılların tiryakiliğine dönüşecck "Radyo Tiyatrosu"nun öncii örnckleriydi. Efektlcrle süslenmemişlerdi ve kuşkusu/ pek acemi kalıyorlardı, ama o günün koşullarında dinleyici rekorları kınyorlardı. "İLK'LER VE "EN'LER • Elektromanyetik dalgalarla yayın konusunda ilk patent 1896 yılında Marconi tarafından alındı Marconi, bu yüzden tarihe "radyonun mucidi" olarak geçti • İlk programlı radyo yayını, ABD'de Prof. Aubrey tarafından gerçekleştirildi. • Türkiye'de ilk düzenli radyo yayını, 4 Mart 1927 tarihinde Istanbul'da başladı. İlk radyo stüdyosu da, 19 Nisan 1927 tarihinde, Sirkeci'deki Büyük Postane'ninüstkatındaaçıldı • Türkiye'nin, geniş bir alanda dinlenebilen güçlü radyo yayınları ise 28 Ekirn 1938 tarihinde Ankara Radyo su'ndan başlatıldı. Aynı tarıhlerde ya•yına başlaması planlanan Istanbul Radyosu ise, 2. Dünya Savaşı yuzünden 1949 yılında hizmeteaçılabildi • Dünya'nın "en çok ilgi gören konuşmacısı" olarak kayıtlara geçen falcı Hovvard Sheldon, 1974 yılında, beş saat süren bir canlı yayın sırasında tam 388bın299telefonaldı. • Dıskjokeylik dışında, "hiç kesintisiz en uzun süre" yayında kalma rekorunu 1981'de Lary Norton adlı bir programcı kırdı Norton, aralıksız 484 saat (20 gün 4 saat) yayında kaldı. 3 1 Bu piyesleri seslendiren oyunculann ünü, bir anda Istanbul'u aşıp lürkıye'ye yayılıyordu. ama o yıllarda spikcı ler, bugünün (ö/clliklc de özel TV kanallannın) spikerlerinc oranla ündcn yana pek şanslı dcğildi. Ancak birkac kişi, neredeyse bir ^arkıcı ya da sincma oyuncusu kadar tanınıp sivrilmiijti. öıneğin bir Orhan Boran... Sunduğu programlarla, daha 1950'lerde bir ıdol olmuştu. Konserlcrin eğlence progranılarının, sohbctlerinin hep canlı yayınla gercekleş)tirildiğı o yıllarda Orhan Boran, mikrolbn hâkimiyetiyle aranan. dinlenen isimdi. Ama radyonun asıl aranan ismi, Zcki . Müren'di. İstanbul Radyosu'nun "birinci sınıl" sanatkârlar" kategorisine gıren devrin ünlü şarkıcılanna, ayda üc ! defa yanmşar saat aynlırken Zeki Mü ] ren'in program süresi 40 dakikaydı ! Radyoya sahip şanslı evlerde bir konser j salonu scssizliği içinde Zcki Müren'in programı dinlenirdi. ı O yıllar, gerçekten de radyonun altın [ yıllarıydı. "Ajans" hiç kaçırılma/, saatler ona göre ayarlanır, sesi nadiren kısı j lırdı. Daha transistöre epey zaman var | dı. O nedenle yatağın basjucuna taşınmaz, salondaki büİede dururdu. Radyo, yaşamın önemli ve saygın bir parçasıydı. Ne var ki altının panllısı giderek azaldı. Radyo DP'nin oyuncağı olmaya baijlamış, parti ocaklarına katılanlann saatler böyu sıralanmasıyla DP'lilere bile düğmeyi kapattırmışlı. Ve tabii bu arada rakibi de ufukta görünmeye başlamışü. 1954 yılında İstanbul Tcknik Üniversitesi'nin ilk TV yayınlan, radyo günlerinin sonunu habeı veriyordu. Gerçi bu yayınlar, Üniversitc'nin 501 nolu anfisinde, isliklal Caddesi'ndeki birkaç mağa/ada, Pangaltı'da Radyo Şar müessesesinde ve daha üç beş mağazada izlenebiliyordu yalnızca. Ama buralarda perşembe günleri 17.00 18.00 arası toplanan heyccanlı kalabalıklar, o küçük kutunun yeşil ışığını soluklaştırmaya başlamıştı. Ya şimdi? Gcnç Radyo... Metro FM... Numbcr One... Radyo geri mi dönüyor? Belki. Onu "Kullananlar" yanlışlar yaptı, cmirler yağdırdı, dersler verdi, ama yine de radyo çok iyi bir dosttu. 1940'larda gençler radyolarını açıp Arjantin tangolannı denedi, 1950'lerde caza aşina oldu, 1960'larda ıninicik transistörlü radyolanyla gecenın karanlığında "Dilek Pınan"nı dinledi. 1970'lerde uzaklaştı. 1980'lcrin gençlcri ise yalnızca TVvidco kliplerini tanıdı. 1990'larda gençler yeniden radyoyu keşfedecck mi? Belki. O güzel radyo günleri... Çevirirsini/ düğmesini. Minik ycşil ışık yanar ve Zeki Müren'in genç sesi odaya dolar: "Bir muhabbct kuşıı tla ben olurum, sevdiye..." • < 13 CUMHURİYETDER0İ9AĞUSTOS1992SAYI333