27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

YINIIS NAI)İ ÖDİ LLERİ 1990 1991 Y A Y I M L A N M A M I Ş ÖYKÜ SEÇİCİ KİTABI K U R U L : luum Akııilı. Mclıh Cı'vıleı Aınlu\, l'nı/. l)ı. C'cval Çapcııı. üürol Sözen. Celal Uster. Dost Körpe 1972 yılında Istanbuida doğdu. ortaöğrenimini Nişantaşı Anudolu Lisesi'nde tamamladı. Hcılen Boğaziçi Vniversitesi /ts /daresi Böliimü'nde öğrenimini sürdürüyor. Körpe, iki buçuk yıldır öyküyuzıyor. (Sîmgesel olmayan bir hikâye) Kalbi Atmayan Adam Sıcak biryazgünüydü.Otobüsçok kalahalıktı. İnsanlarsoluklar ve viicııt ısıları arasında ter içinde kalmışlar, açık penccrclcrc yaklaşarak hira/ serınlemc\e çalışıyorlardı. Başörtülü bir kadın, elindeki seb/c dolu lurbaları ycrc bırakmı>. ikidebirdönüparkasındaki bıyıklı adama kızgmlık dolu bir scslcbir^cylcrso\lüyordıı. CJcnç birçocuk elindeki müzik dergisini katlamış, yelpa^egibi kullanıp scrinlemeye çalıijiyordu, Kimse ön koltuklardan bırindc oturan yaşlı adamın larkındu değildı. Adam pencereden dı^arıya sıkışan traflğe bakıyor ve sıkılıyordu. Sıcaktan öyle bıınalmı^tı ki gömleğının düğmelerini bira/ acmaya karar verdi. O /anıan garip bir şey oldıı. F.lini göğsüne dayamıştı. ama kalp atı^larını hissedemiyordu. Fvet. hissedenıiyordıı. Hissettiği bir tek !>ey vardı: Göğüskafesindeki, kalbininolması gereken yerdeki sessi/lik. Önce buna aldırmadı. Hatta oyalanacak bir şeyler buldıığu ıçin sevinmi^ti bile. Bileğindeki atardamara dokundıı. Hayır, oda scssizdi. El yordamıyla ^ahdamarını bulmaya çalıştı, ama başarılı olamadı. çünkü ijahdamarının yerini bulmasına yardımcı olacak hiçbir kalp atışı yoktu. O /aman elini bir daha göğsünedayadı, bu seferdaha saygılı bir tavırla. Ve kendisini hie de heyecanlandırmayan gerçeği kabul etmek /orunda kaldı. Kalbi atmıyordu. Göğüs kuicsinin içindeölü biryılan gibi yatıpduruyordu. "Bu ne kadar/amandan beri sürüyoracaba?"diyedüsündü. Kendiniçok hıızurlu hissediyordu. Çevresindeki kalbi atan o binlerce, milyonlarca insandan t'arklıydı. Ayağa kalktı. Başörtülü kadın hemen torbalarmı kapıp boşalan yereyerleşti. Adam ona aldırmadı. Kimseye aldırmıyordu. Bu kötü huydanyıllar önce va/geçmişti. Kapıya ulaşıncadüğmeye bastı. Kapı hemen açıldı. Adam otobüsten inerken yüzüne çarpan sıcak rüzgârı hissetti. Güneş bulutsuz gökyü/ünde gülümsüyordu. Ceketini koluna alıpsıra sıra dizili otomobillerin arasında yürümeye başladı. Kuyruk öyle uzundu ki sonu görünmüyordu. Ucunun sonsuzluğa doğru u/andığını hayal etti. Ufka doğru uzanan binlerce küçük araba. Bu arabaların şoförleri, elinde cekcti, yanlarından yavaş ama kararlı adımlarla yürüyüp geçen bu yaslı adamı hafif bir şaşkınlıkla seyrettiler. Aslında yaşlı olmayan yaşlı adamı... Kuyruk hafifçe ilerledi, sonra yine durdu. Adam en sevdiği di/inin az sonra başlayacağını düşündü. Ogünden sonra kalbi hıç atmadı. < Dost Körpe: 'Yazar, ruh doktoru gibidir' Dost Körpe 19901991 Yunus Nadi ödülü'nü "Yayımlanmamış öykü Dah'nda "Gölge"adlıöykü kitabıilekazandı. Dost Körpe, "Gölge" adlı öykünüzde söz ettiğiniz "sonsuzluk insanı"nın profilini çizer mlsiniz? ^ Sonsuzluk insanı çok esnek bir zihne sahip olan kişidir. Ikili ilişkilerde tavırlarını karşısındaki insanınkişiliközelliklerinegörebelirler, yani sosyal maskeleri bir tür zihinsel aynanın yansımalarıdır. Hayal gücü çok geniştir ve bu özelliği kendisini ve evrenin doğasınıtanımayayönelir Tümsorularınyanıtının ve sorulması gereken tüm soruların kişinin kendi içinde yattığına inanır, bu yüzden yaşamı ilerledikçe bireyselliğe doğru kayar ve bazen bu yöneliş ölümcül sonuçlar doğurur. "Heplmlz yalnızız, hepimiz hlkâyeyiz, ayrı bir sonsuzluğu yaşıyoruz," diyorsunuz. Sonsuzluk ve yalnızlık ka vramları arasında ne tür birllişklkurulabilir? ••Yalnızlık zihnimızin kelımelerle düşünmeyen bölumünün belki de en iyi tanıdığımız özelliğidir. Bence içimizde kimsenin asla erişemeyeceği noktalar var. Bu noktaların çoğuna biz de erişemıyoruz ve belki yazı yazmamızın, resim çizmemizin, dev tapınaklar inşa etmemizin gerçek sebebi de içimizde yatanbubilinmezliğeduyulankorku.Hepimizin beyni dıpsız birer sarmalı barındırıyor Duygu ve düşüncenin sınırsız evreni. Bu sonsuzluğu tek başımıza keşfetmeye zorlanıyoruz Oraya anne babalarımızı götüremeyiz Dostlarımızı ya da sevgilililerimizi de. Varlığımızın kaynağına doğru uzanan bu yolculukta tamamen yalnız ve sayunmasızız "Korku " ve "Klşisel ölüm" gibi öyküleriniz örülü. Psikolojinin edeblyata yansımasını nasıl değerlendiriyorsunuz? ••Her sanatçı şoyle ya da boyle insan doğasını kavramış olmalıdır Burada bahsettiğim kıtaplar okumak ya da psıkoloji terımlerı ezberlemekdeğil. Çevresindeki insanların ve en önemlisi kendısinin analizini yapmak. Kendını anlayan tüm insanları anlar. Sonuçta yazarın zıhninden okuyucunun zihnine doğru bir tür telepati olan edebiyatta yazar karakterlerinin davranışlarını yönlendiren motivasyonları çok iyi kavramalıdır. Bu bağlamda yazar, yaratıcı işlevinin yanında bir ruh doktoru görevini de üstlenir Karakterlerinin ruhsal dengesini korumak da onun elindedir, onları ölüme göndermekde. Son olarak üzerlnde çalıştığıruz öykü ya daöykülervarmı? ••Yarışmadan sonra altı öykü yazdım. Bunların üçü kısa öykülerdi Şu anda yedinci öykü üzerinde çalışıyorum. ^ 12 C U M H U R İ Y E T D I R 8 İ 3 0 H A Z İ R A N 1991 SAYI 2 7 7
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear