Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
B B AŞKENT GÜNLERİ Müşerref Hekimoğlu Arp dinlerken melekleri düşleyenler . irinci DUnya Savaşı'nda Yemen'de bir Eçadır, çadırda genç bir kurmay, taşbas'ması plaklardan klasik müzik dinliyor. O genç kurmay Ismel tnönü. Müzikseverliginin bir başka yönünü de Mevhibe Hanımefendi'den dinledim yıllarca önce Pembe Köşk'te bir çay söyleşisinde. Balayları sona ermeden cepheye gidiyor kocası. Eşine de bir piyano alıyor. Ayrılık günlerinde iyi bir arkadaş diyor. Mevhibe tnönü bir sürc ders de alıyor, ama sonra piyanoyu bırakıyor. Oysa Paşa'nın müzikseverliği giderek gelişiyor. Ankara'da Devlet Konservatuvarı öğretim Uyelerinden David Zirkin'den viyolonsel dersleri alıyor. Çankaya tepelerine viyolonsel sesi yayılıyor Pembe Köşk'ten. On yedinci ölüm yıldönümünde o viyolonsel de sahneye çıktı, Giirer Aykal'ın yönettiği Carmina Burana konserlerinde Paşa'nın viyolonseliyle çaldı F.ngin Şansa. Ben Ankara konscrini değil, lstanbul konserini izledim on yedinci yıldönümünde. Inönü'nün sevdiği yapıtlardan oluşan bir konser, en önemli bölümii de kuşkusuz "arp ve yaylı sazlar için konser aryası." Değerli sanatçımız tlhan Usmanbaş Inönü Vakfı'nın isteğiyle besteledi bu aryayı. Bu çağdaş yapıtı Sevin Berk'e sunuyor besteci. Arpın aryasını ondan dinliyoruz. Arp dinlerken çoğu kez melekleri düşler, şiirsel çağrışımlarla duygulanırız değil mi? Bu kez öyle değil, llhan Usmanbaş aryasında arpa başka bir nitelik veriyor. AJışılmışın ötesinde sesler duyuruyor. Inönü ile arp bütünleşir, Paşa'nın belli konuşmalarını vurgular gibi. Inönü anısına bir müzik yapıtının değerli sanatçımız Sevin Berk'e sunulması da hayli anlamlı. Miikerrem Bcrk veeşi Inönü'yü yakından tanıyan bir çift yıllar boyunca. Atatürk'ün müzik devrimini birlikte yaşadılar. Arp aryasını çalarkan Sevin Berk neler anımsadı, kulakları Inönü'nün sözleriyle nasıl çınladı kimbilir. Uzun yıllardır ilk kez konser izliyorum Istanbul'da. Başkentliler kadar coşkulu değil, ama salonun güzel bir kalabalığı var. Alkışlarda biraz acele ediliyor, dünyanın her yerinde rastlanan bir olay bu. Bilinçli dinleyiciler ancak birikimle oluşuyor. Konserden sonra Sevin Berk'e ulaşmak çok hoştu. Sevin Berk, Miikerrem Berk, llhan Usmanbaş, Atıfel Usmanbaş, baş kemancı Giilden Turalı, Orkestra Müdürü Özer Sezgin ve değerli kemancımız Ayla Erduran ile konserin sevincini paylaştık. Sevin Berk de, tlhan Usmanbaş da çok mutlu elbet. Arp aryası hayli güç, çağdaş bir yapıt. Coşkuyla alkışlanması umutlu bir olay. SHP Genel Başkanı Erdal Inönü Amman'a uçuyordu o şün. Eşi Sevinç Inönü ve Ömerlnönü'yü görİüm dinleyiciler arasında. Arp aryası onları ıasıl etkiledi acaba ? lstanbul Orkestrası'nın kimi üyeleri, solist:ri, besteciler, operacılar başkentten bir zantı. llhan Usmanbaş ile konuşurken Faıık Güvenç'in sesi çınlıyor kulağımda. Sopıno Belkıs Aran öğrencileriyle 75. yılını Jtlarken Devlet Operası'nın görkemli dönei canlanıyor gözümde. Maça Kızı'ndaki paGUmUşsuyu'ndan Boğaz'ı kucaklayan bir apartmanın aynalı salonlarını masal gibi ammsıyorum şimdi. Kimi Istanbullular giderek masallaşıyor. Cenan Sarç da masallar içinde güzel bir gerçek. Kimi olaylan konuşurken kahkahalarla gülüyor, düşle gerçek arasındaki incecik çizgileri çok güzel yakalıyor. Bir günümUzü de Eskihisar'da geçirdik. Osman Hamdi Bey'in evinde dolaştık. Yağmurlu bir gün, otomobilimiz sulara gömülerek bir serüven yaşadık yollarda. Köşke varınca geçmişe döndük birden, boş odalar, duvarlarda fotoğraflar, kapılarda Osman Hamdi Bey'in gülleri, çiçekleri, dışarda yağmur, karşıda deniz. Denizde bir motor görününce sofraya tabak ve çatal ekliyor Naile Hanım. Konukları varsa denizden geliyor Osman Hamdi Bey, yoksa trenle. Bu güzel köşk de yaşayan bir müze olabilir. Elbet abartmadan. Darıca'da Nur Alabay da büyük bir Osman Hamdi Bey tutkunu. Atabay, kulübü de bu tutkuyla kurduğunu söylüyor. Kimi tutkuların güzel ürünıi var. Osman Hamdi tutkusu daha ne ürünler verecek bakalım? Darıca tepesinden Nakkaştepe'ye uzanıyor. Başkent tepelerinden bir uzantıyı belirtmek istiyorum. Başkent Ankara ile lstanbul arasında kurulan bir köprüyü. Ülkemizin son durağı tstanbul bence. Paris'e, Londra'ya, New York'a uzananlar da var, ama küçük bir azınlık. Anadolu tstanbul'a uzanıyor, tüm zenginliğiyle kimi zaman arabesk boyutlara vararak. Nakkaştepe de Ankara kökenli bir ailenin, Koç topluluğunun lstanbul'un güzelliğine bir katkısı bence. Çirkinliğe karşı güzel bir tepki, eski Bizans'a çağdaş bir selam gibi. lstanbul'a gelince birkaç saatimi de o tepede geçirmekten çok hoşlanırım. Caıı Kıraç ile konuşuruz, Suna Kıraç ile konuşuruz, kimi zaman lnan Kıraç da katılır, ortak sorunları tartışırız. Koç Toplulugu cumhuriyetimiz ile boy veren bir kuruluş, kökü Ankara'da ama dalları her yere uzanıyor, ekonomik yaşamda sayısız tepeler oluşuyor. Bir kuşak boyuna sığan gelişmeler de kuşkusuz belli ilkelere dayanıyor. Bir aile kurumunun dev boyutlara ulaşmasının belli koşulları var, ayrıca belli bir yöntemi. Karşıda beton yığınları yükselmese Nakkaştepe nostaljiyi dindiren bir tepe bence. Bahçede eski yontular, salonlarda güzel tablolar, mutfağında lstanbul yemekleriyle güzel bir birikimi yansıtıyor. lstanbul'un doğal ve tarihsel güzelliklerine soylu bir katkıyı, içten bir selamı... Inönü aryasıyla başlayan bir yazıyı Nakkaştepe'de noktaiamam rastlantı değil. Yüzyılımız sona eriyor, yeni bir yüzyıla bir yıl daha yaklaşıyoruz yarın akşam. Yılın son günlerinde yalnız güzel olaylar yaşamadık. Savaş rüzgârlan, grevler, yürüyüşler de oldu, barış özlemi giderek derinleşti. Kulağımda o arp aryası, bir barış çağrısı gibi çınlıyor, yeni yılı da barış umuduyla karşılıyorum ben. Tüm okurlanma daima güzel günler yaşamayı diliyorum.n • Müşerref Hekimoğlu, Türk balesınin guzel bir döneminde parıldayan yıldızlarla: Soldan sağa, Meriç Sümen, Gülcan Tunççekiç, Binay Okurer, Jale Akyüz ve Hekımofllu... rıltısını dinliyorum masal türü.. Son günlerde gazetelerde adı çok geçen balecimiz Meriç Sümen de bale sahnesinde en parlak yıUarını Ankara'da geçirdi değil mi? Güzel danslan hâlfi belleklerde, yabancı bir bale öğretmenine davranışı nedeniyle yönetimde danslan kadar basarılı olmadığı söyleniyor, ama bu söylenti gerçekleri ne ölçüde yansıtıyor? Baleden söz ederken Ankara'da yaşanan "Türk adtmlı bale" olayı da gündeme geliyor sanatseverler arasında. Türk adımlı bale sözü ilginç çağnşımlar yapıyor doğrusu. Acaba kimden ve nerden esinleniyor? Nanuk Kemal Zeybek Kültür Bakanı olduğu zaman bu tür sözler etti, ama ciddiye alınmadı. Ayrıca Türk adımı bale dalında kaç kez denendi. Ninetle Dvalois Çesme Başı'nda, Oya Gürelli Deli Dumrul'da, Oytun Tufan da Yoz Döngü'de, Türk adımı denilen türü uyguladılar. Böyle saplantılar bana ters geliyor, bir bale yapıtını değerlendiren öğeler yalnız adımlar mı acaba? Duygu Aykal'ın çağdaş yapıtları Türk balesini onurlandıran yapıtlar değil mi her zaman? Bölgemizde savaş rüzgârlan eserken Duygu Aykal'ı çok düşünüyor, barışa selam danslarını özlüyorum. Türk adımlı bir bale yerine bir Duygu balesi sahnelenmeli bence. Bu sayfada Osman Hamdi Bey'in mektuplarını yayımladığımı okurlarımız anımsar belki. O mektupları okurken, torunu Cenan Sarç ile konuşurken Osman Hamdi'ye sevgim da saygım da çok derinleşti. Ama Osman Hamdi'ye sevgi ve saygıda böylesine tırmanışlar dUşünmedim doğrusu. Oysa bir Osman Hamdi yılı yaşıyoruz. Sergiler, açıkoturumlar, açıkarttırmalar, vakıf girişimleriyle giderek boyutlanıyor Osman Hamdi Bey. Ben de IstanbuPda en uzun günlerimi Cenan Sarç ile geçirdim. Osman Hamdi Bey'in torunuyla. Ağarmış saçları, aydınlık yüzü, dünyaya ve insanlara sevgiyle bakan gözleriyle dünya guzeli bir kadın. Dedesi tanısaydı ne güzel bir portresini yapardı kimbilir. Berin Nadi'ye teşekkür ederim her zaman, Cenan Sarç onun armağanı bana. Bir gün Nişantaşı'nda yeni açılan Viyana Kahvesi'ne gittik, Cenan Sarç'ın ABD'den tatile gelen torunu Kerim Sarç ve güzel arkadaşı, bir de Necla Erad Viyana ormanlarında dolaştık Osman Hamdi Bey ile, sonra Tel sokağında. Necla Erad ile orada, gençlik teşkilatında başlıyor dostluğumuz. Sonra Strazburg'a gitti, Avnıpa Konseyi'nde çalıştı yıllarca. Eğitim dalında iyi bir birikimi var, ama ülkemizde değerlenmiyor. Annesi Belkıs Erad'ı, babası Nazif Erad'ı, 9