Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
H AFTANIN KONUĞU 'Nereye gidersek gidelim, biz yabancıyız' Yaşantısının 22 yılını Mısır'da geçirmiş olan Costas Ferris, Yunanistan'da ellili yılların sonunda oluşan "Grup" adlı sinema kuşağı içinde yönetmen yardımcısı idi. Bugün ise Yunan sinemasmm önde gelen temsilcilerinden biri... Ferruh Yılmaz/KOPENHAG ostas Ferris tipik bir Akdenizli. Heyecanını, duygularını hemen belli eden, sıcak ve içten bir tip. 1984 yılında Berlinde Gümüş Ayı ödülü alan Rebetiko filmiyle bu yıhn tstanbul Uluslararası Film Festivali'nde de yer alan Ferris'le, Yunan Filmleri Haftası dolayısıyla geldiği Kopenhag'da buluştuk. Filmlerin gösterildiği Delta Sinemas'nın girişindeki ilk karşılaşmaya da daha sonra kaldığı otelin kahvaltı salonundaki görüşmeye de sıcak bir hava hâkim. Costas Ferris'in Türk gazetecisi olduğumu öğrendığınde, ilk tavrı büyük bir heyecan; "Turkiye'den gelen bir gazeteciyle konuşmak benim için çok daha büyük bir zevk, biz birbirimizi daha iyi anlanz" diyor. Hemen arkasından Rebetiko'nun tstanbul Uluslararası Film Festivali'nde yasaklanmasından duyduğu üzüntüyü dile getiriyor ve bunun bir yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını söylüyor. Rebetiko'nun ABD dağıtıcısı, filmin başına, filmle hiçbir ilgisi olmayan ve Ermeni katliamı iddialarına yer veren bir giriş^azısı yerleştirmiş. Filmin bu yazıdan dolayı yasaklandığını anlatan Costas Ferris, "Bu yazının benimle ve filmimle bir ilgisi yok" diyerek bu yazının neden filmin başma konduğunu anlayamadığını söylüyor. (Film sadece girişteki bu yazıdan dolayı değil, Türkiye'deki şehir isimlerinin Yunancasının kullanılması nedeniyle de sansüre uğrarruştı). Filmin bu yılki festivalde gösterilmesi ve daha sonra da sinemalarda vizyona girecek olması ise rahatlatmış onu. Rebetiko ya da bütün dünyada gösterildiği ismiyle "Rembetiko." (Yunan alfabesinde b harfi bulunmadığı için b sesi, m ve p harflerinin birlikte yazılmasıyla elde ediliyor) savaş dolayısıyla Yunanistan'a göç etmek zorunda kalan milyonlarca Rumdan daha sonra Yunanistan'ın en ünlü şarkıcılarından biri olan Marika'yı konu alıyor. Filmi izleyen birçok kişi Marika'nın hayat hikâyesini, aynı isimli şarkıcıların hayat hikâyelerine benzetiyor. Costas Ferris ise Marika'nın hikâyesinin, Marika Ninu, Rosa Eskenazi ve Marika isimli şarkıcıların hikâyelerinin bir derlemesi olduğunu söylüyor. Filmde, Turkiye'den göç eden Rumların Yunanistan'da karşılaştıkları baskılar, sefalet ve yarattıkları 'Rebetiko kUltürtt' anlatılıyor. Rebetiko müziği de "Küçük Asya"lı Rumların beraberlerinde getirdikleri müzik Uzerine kurulu, ancak konuları hep esrar, hapishane, umutsuz aşk olan bir alt kültür müziği. Diktatör Metaksas tarafından yasaklanan bu müzik, orta ve üst sınıflarla, sol kesimde de pek hoş karşılanmıyor. Rebetiko müziğinin gerçek anlamda 1970'li yıllarda bir rönesans yaşadığı söylenebilir. Böylesine güçlü ve iyi bir hikâye uzerine kuriılu film ne yazık ki ele aldığı fikri yeterince "Küçük Asya"lı Rumların filmi Rembetiko'nun yönetmeni Costas Ferris: C Theo Angelopulos lle birlikte, yenl Yunan slnamasının Ande gelen Islmlerl arasında sayılan Costat Ferris, (fotoğrafta, sağda; "Rembetlko" fllmlnln Marlka'sı Sotirla Leonardou lle), bugüne kadar yüzlerce kısa film, televlzyon fllml, bir opera, bir rock oratoryosuyapmış; tlyatro oyunlan sahnelemiş. Ferris'in filmleri arasında, komedi ve korku filmleri, biçlm denemeleriyle uğrastığı "deneysel sinema örnekleri" de var. Costas Ferris'le bir kabvaltı sırasında, yenl fllmlnln müziğini besteleyecek olan Thesla Panaylotu esllğinde konustuk... geliştirip uygulavamıyor. Modern Yunan tarihini bilmeyen birisi için, Rebetiko kUltürünün kaynağı, neden baskı altında olduğu, hatta baskı altında olup olmadığı bile pek açık değil filmde. Yönetmenin tarihi geri plana itme düşüncesi, hikâyeyi tarihsel koşullarından tamamen kopardığı için film bir şarkıcının pek de iyi işlenmemiş acılı hayatına dönüşüyor. Halbuki filmin mesajı, son sahnelerden birinde Marika'nın can dostu Yorgo'nun sözleriyle açık: "Nereye gidersek gidelim biz yabancıyız hep." Bu Yunanistan dışında yaşayan Rumların durumlarını ve duygularını en iyi anlatan cümlelerden biri... • Neden böyle bir konuyu seçtiniz? raber yine bizim gibi değişik ulusların çocuklanndan oluşan yan mahallenin çetesiyle kavga ederdik. Yani mesela, kendi mahallemdeki Mısırh ya da Türk çocuğa arka çıkmak için pekâlâ yan mahalledeki Rum çocukla kavga edebilirdim. lşte ben bu duyguyu bütün hayatımca içimde taşıdım. Taa ki dünyadaki bütün insanlan birleştiren şeyin müzik olduğunun farkına varıncaya kadar. MUziğin bütün kültürlerin, ırkların, dinlerin buluştuğu ortak nokta, buluşma noktası olduğunu kavradım. Müzik en mükemmel dil aslında... Aynca dünyanın neresinde olursa olsun, iktidarlar acıyı dile getiren müziklerden de hoşlanmazlar. Bu tür müzik, dünyanın her yerinde genellikle baskıya uğramıştır. Ben de bu nedenle uzun yıllar baskıya uğramış Rebetiko müziğini, Rebetiko müzisyenlerini seçtim, onların acılarını yansıtmaya çaJıştım. Onların hayatları akıp giderken, geri planda adına tarih denilen bir şeyler olup bitiyordu. Bu onların hatası değildi. Onlar böyle bir tarihi oluşturmak için hiçbir şey yapmadılar. Onların tek derdi yaşamlarını sürdürebilmekti. • Filmde tarihi geri planda vermek istediğinizi söylüyorsunuz. Ancak bu geri plandaki tarihi, kendilerini ilgilendirmesine rağmen Türkler bile pek tanımazlar. Savaş sonrası karşılıkh kitlesel göçleri bilen çok azdır. Filmde Marika'nın ailesi tzmir'den Atina'ya göç ediyor. Ama niye, ne zaman ve nasıl göç ettikleri hiç açık değil. Sonra Rebetiko müziğinin polis baskısı altında olmasının nedenleri, dönemin siyasi ve toplumsal koşullan gibi noktalar da tanımayanlar için meçhul. Gerçi Yunanlılar bu tarihi kendi açılarından bilirler, ama bu filmi seyredecek Türkler ve Avrupalılar açısından filmin perde arkasmdaki tarih, olayı kavramaya yetecek kadar açık değil. •Gördüğümüz kopya kötü bir kopyaydı. Bazı sahneler eksikti. Obür taraftan bilinçli bir seçim bu. Yunan ordusu, Atatürk'ün ordusuyla savaşıyormuş, Fransız hükümeti, Yunan hükümetiyle anlaşma yapmışmış, işe tngiliz hükümeti de karışmış, bütün bunlar beni ilgilendirmiyor. Biz basit insanlanz. Tarihi bizler yapmadık. Aslında fakir halk neredeyse bütün bunların niye olup bittiğini bile anlamıyordu. Resmi dilde lzmir'deki olayın adı, "Smyraa felaketP'dir. Felaketi yaratan kim olursa olsun. Olay bir felaketti. Sonra Yunanistan'da Metaksas diktatörlüğü vardı. Metaksas diktatörlüğünü Türkler yaratmadı. • Ben aslında Mısır'da yaşayan Rumlardarum. Hayatımın 22 yıb Mısır'da geçti. Biz, Yunanistan'ın dışında doğup büyüyen Yunanlılar, başka bir dünya görüşüne, başka tUrlü duygulara ve değişik bir kultüre sahibiz. Biz Ulkemizi çok severiz ve vatanseverizdir, ama şovenist değilizdir. Ben çok fakir bir mahallede doğdum. Mahalledeki çocuklar arasında güçlü bir arkadaşlık vardı. Biz Rumlar, Mısırlılar, Maltalılar, Türkler, ttalyanlar, hatta lngilizler birbirimizi tutardık, bir çeşit çocuk çetesi kurmuştuk. Birbirimizle kavga etmek yerine, hep be 6