Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
M EKTUPLARDAN Osman Senemoğlu Erdal Öz'den Ali Püsküllüoğlu'na Istanbul, 31.7.1984 {SevgiliAli, Bunca zamandır kitap yayımlarım, ilk kez kitabın sahibinden böylesine bir mektup alıyorum, üstelik de bu sahip sensin, çok üzüldüm. Üzüldüm, çünkü yazdıklarında öylesine haklısın ki savunacak hiçbir şeyim yok. Hayır, kitabın adını arkadaşlığımıza güvenerek sormamış değilim. Sanki birlikte öyle kararlaştırmışız gibi bir duyguyla yapmışım demek o işi. Çok ayıp, neden, nasıl oldu, gerçekten bilmiyorum. Öylesine bir gaf ki kapak arkasında da içteki sunuş yazısında da Efsaneler diyegeçiyor adı. Çoçuk Yazını Ödülü'nde de haklısın. Sıralamanın değişiminde bilmiyorum o kadar haklı ınısın? Ama hakhlıkların bu kadar çoğalınca, onda da haklı olabilirsin. Bu kitabın öne alınmasında, aradan bunca zaman geçtiğine göre, bir sakınca kalmamıştır diyordum. Ama bunda da bir başka amacım yoktu. Yalnızca bu kitabın her şeyiyle hazırlanmış olması, kendiliğinden yayımını öne kaydırdı. Bektaşi'nin f resimlenmesi geç oldu. Şakacı Şiirler'se daha resimlenmedi bile: Yani ressamdan gelmedi. Çocuk kitapları piyasası öylesine kötü ki ayıp olmasın diye arasıra bir iki kitap basıyoruz, inan buna. Ancak yeni kitapların sayısı 35'i, 4O'ı bulacak ki, yeni bir dizi olarak taksitle satıcılar aracılığıyla pazarlayabileceğiz. Sana açıkça şunu söylemeliyim: Bu kitabının ilk dağıtımı 250'yi bile bulmaz artık. Böyle bu. Böyle olunca da, otuzkırk kitabı birden basamıyoruz. Öbür iki kitabını ekime kadar çıkarabilir miyim, bilemem. Ama belki öfkeyle yazılmış olsa da, "beni serbest bırakmanı da rica ederim" deyişine sesimi çıkaramıyorum, sen bilirsin Ali. Efsaneler konusunda ne öneriyorsun? Dilersen kitabı tümüyle yok edeyim. Dilersen tek tek ciltlerini açıp yeni kapak basıp geçirteyim. Bir şey söyle bana. Bakma bu işin getireceği zarara. Seni bunca mutsuz etmeye hakkım yok. Her şey için bağışla beni. Gözlerinden öperim. A Erdal Öz Geçen hafta okuduğumuz Ali Püsküllüoğlu 'nun (1935) mektubundan sonra Erdal Öz'ün yanıtmda sıra şimdi de... Yazarlığının yanı sıra yaytncılık da yapan E. öz 'ün yapıtlannı okuyunca insan; "Bu yazar, ne yazık ki tüm gücünü romancılığa ya da öykücülüğe vermeyip yayın işleriyle uğraşarak Erdal Öz kendini yıpratıyor, zamanını yitiriyor" demekten kendini alamıyor. Ama yayımladığı kitapları okurken de "lyi ki Erdal öz gibi yayıncılar var" diyor. Her iki temel uğraş alanında da başarılı olan E. öz, öykü ve romanlarında (Yorgunlar, 1960; Odalarda, 1960; Kanayan, 1973; Yaralısın, 1974, vb.) etkili ve yalın diliyle çarpıcı betimlemeleriyle, ilginç anlatım denemeleriyle siyasal ve toplumsal sorunları irdelemektedir. Yaytncılık alanındaysa Homeros, Gorki, Defoe, Gide, Lawrence ve Salinger gibi birçok yazarın yapıtlarının yer aldığı dünya klasiklerinden, Ataç, Akbal, Füruzan, Selimoğlu, vb. Türk yazarlarından, A. Haşim, T. Fikret, H. Yavuz, K. Özer gibi şairlere ve çağdaş dünya yazarlarına varıncaya dek hepsi üstün nitelikler taşıyan yüzlerce kitap sunmakta okurlara. Hem de kimi dönemlerde akılalmaz güçlük ve engellerle karşılaşarak. Örneğin, 1983 yılında, Adana'daki bir ilkokula gelen müfettişlerin, öğrenci çantalarını arayarak bulduk/arı Can Yayınlan 'ndan çıkan kitapları okul bahçesinde yaktıklarıni anlatıyor E. Öz. SaintExupery'nin, Kastner'in, Lindgren'in kitaplarının yakılması "çocuk kitapları" dizisinin hızını biraz kesmiş yayınevinde. A. Püsküllüoğlu'nun "lütfen izin altn" uyarısını yerine getirmek için iki kez görüştük Erdal öz'le. Birinci karşılaşmamızda mektuptan söz edince hemen "Olur yayımlayın" demişti, ama biz her şeye karşın, aradan altı yıl geçtiği için bir de mektubu okutalım da karannı ondan sonra versin dedik. İkinci kez mektupla gittik, okudu ve gülümseyerek basılmasında bir sakınca görmediğini belirtti. İki yazarımıza da teşekkürler... Alı Pusküllüoğlu