23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Kantarın topuzunu kaçırmayanlar Okkayı kiloya çevirip el kantarlarını yapan Hacı Mustafa Tuzcuoğlu'nun torunları, hassas teraziler dışında her türlü tartı aletini yapmayı sürdürüyorlar. Erdal Yazıcı leksander Graham Bell, 111 yıl önce, telefonü ıcat ettığı zaman epey keyıflenmiş, mutlu olmuştur herhalde. Ya Kastamonulu Mustafa Tuzcuoglu, 1938'de Istanbul'da, "Okka" ayarını kiloya dönüştürup el kantarı yaptığı zaman, ne kadar sevinmıştir acaba?.. Müzık aletlerınden cumbüşün mucıdi Zeynel Abidin Cumbuşse, kiloya gore ayarlanmış kantarı bulan da Mustafa Tuzcuoğlu!.. Hacı Mustafa, okka ayarını kiloya dönüştürdüğünden beri A Okka, kiloya çevrilince İstanbul'da, Emınönu ıle Unkapanı arasında, bır sokak baştan başa tartı aletleri satan işyerlerıyle dolu. Sokağın ılk gırışınde bır işyerının tabelasında, "Kantarın mucidi Hacı Mustafa Tuzcuoğlu" ya/ıyor. lşyerınde "mucıt" dedenın torunu Kemal Tuzcuoğlu1 yu, dedesı gıbı el kantarı yaparken değıl de "hassas" bır terazıyı onarırken buluyoruz. Kemal Tuzcuoğlu, "Tabelada yazıldığı gibi, el kantarının ınucidi dedemdir. Okkayı kiloya çevirip bu el kantarlarından yaptı. Bu işyerlerinde çalısanların çoğu, dcdemin çıraklarıdır" dıyor. Babasıyla bırlıkte, ölçu aletleri yapımını surduruyor Kemal Tuzcuoğlu. Konuşurken, "kantar mucidı" dedenın torunu olmaktan gurur duyduğu, her halınden belli oluyor... Her türden tartı aletı yapıp satıyorlar. Yalnız "hassas terazi"ler, onların işı dejil... tşyerlerınde tamamı el işçiliğiyle yapıan bu tartı aletlerinın satışını, "son sistem hassas teraziler" ne derecede etkiledi? "Mucit dede"nin torunu, "Satışlarımızı olumsuz etkiliyor. Hele terazi satışlarımız iyice azaldı. Bunu artık kullaııan kalmadı. Hassas teraziler, marketten mahalle bakkalına kadar her yere girdi. Bu bizim terazileri, yakında müzeye kaldırırız herhalde..." diyor. Kantarcılar sokağını baştan başa geçtiğimızde, tanık olduğumuz en ilginç özellik, bu işı yürütenlerin tamamına yakınının Kastamonu yoresınden olmasıydı... Çırağından ustasına kadar... Tamamı el ışçilığıne dayalı ufak çaplı bu ışyerlerınde "hassas teraziler" dışında, tüm tartı aletlerıni görmek olası. Bu işyerlerınden bir tanesınde, mengeneye sıkıştırdığı demire elındekı eğeyle bıcim veren bir ustayla karşılaşıyoruz. Adı Mahir Porsuk. Yıllarını bu işe vermiş bır usta... Kantar yapımcılığını babadan, dededen öğrenmiş. Ürettıklerı sadece el kantarı; bağda, bahçede, köylük yerlerde 50 kg'dan 200 kg'a kadar ağırlık ölçen bir tartı aleti. Bu el kantarlarının fiyatları da otuz bın liradan yüz seksen bın liraya kadar değişiyor. Mahir Porsuk, "işinin ehli" bir usta. fşini şöyle anlatıyor: "Kantann demirini piyasadan sağlanz. Mengeneıde tesviyesini yaptıktan sonra, uzerine sayılan yazanz. I>aha onceden, sandan dokulmuş topuzlan geçirilmiş, denge ayarı yapılmış kantarda, 50 kg. tartar, hareketli lopuzun durduğu yeri işaretleriz. İşaretli yerle bas kısmı cetvelle olçerek on, beş ve bir kiloları bulmuş oluruz. Yapımının tamamı el işçiliğine dayandıgından, iş agır oluyor. Çıraklarla birlikte 15 gunde ancak 13 tane kantar yapabiliyoruz. Ülkemizde bu iş Trabzon, tzmir ve tstanbulda yapılıyor." Fotoğratlar İRDAL YAZICI lışlarımızda dıışıne var. Baskullerin yapımında kullandıgımız hammaddeler çok pahalı. Altmış bin lira>a sattığımı/ bir baskulden on bin lira ka/anırsak, opup başımıza koyu>oruz. Yaptığımız iş titizlik isteyen ince bir iştir. Çok dikkatli çalışmak zorundayız. Agırlıklı olarak, baskul >api)oruz. Piyasaya >eni çıkanlar a/ da olsa salı>larınım etkili>or. Ama biz, baskullerimizi daha ıı>gun bir tıyatla satıyoru/. Bizim 120 bin liraya sattıgımız bir baskul yerine 'hassas' turden alırsanız, 800900 bin lira vermek zorunda kalırsınız." "Kaçak" şeytan kantarı Bıraz ileride, başka bir işyerınde ıse el terazileri yapılıyor. Atölyede, Saim Bat, tum dıkkatiyle terazinin dengesını bulmaya çalı>ıyor. Burada kalfa olarak çalışıyor. Bu ışle, ılkokul yıllarından bu yana uğraşıyor. "Sdım Kalfa", on sekiz yaşında Artık ustalığa adım atmak üzere. Genellıkle yaptıkları terazileri seyyar satıcılara sattıklannı soyluyor ve eklıyor, "Yaptığımız iş. oyle goruldjğu kadar kolay değildir. Tera/i çok hassas ayarlanrtıası gereken bir alettir. Kefeleri tutan kol 'sarı'dan dokulmuş olarak bi/e gelir. Mengenede onu tesviyeden geçiririz. Kefeleri taklıktan sonra deııgesini sağlarız. Yaptıklarımızın en kuçuğu yarıın, en bujuğu ise beş kg. tartar. Terazileri daha sonra damgalalınz." El terazıleriyle yan yana duran yaylı el kantarının yapımını soruyoruz: "Bunlara halk arasında 'şeytan kantarı' denir. Bunları biz yapmıyoruz. Kaçak olarak yapılıyor. \aylı oldukları için ağırlık tartıldıgında yay uzayabilir. Onun için guvenilirlikleri azdır. Üstunde damgası da yoktur zaten." Satışların durgun olduğunu söylüyor Saım Bat ve ekliyor: "Bu el terazilerinin satışı gittikçe azalıyor. 1520 yıl sonra bunlar yapılıp satılır mı bilemem..." Onların yerinı ne alır? sorusuna da, "Buna kesin bir şey soyleyemem; ama daha gelişmişi ve kullanımı daha kolay olanı alır herhalde," diyor. Makine gücüne adeta direnerek, kendı geleneksel yöntemleriyle üretimlerinı sürdüren bu zanaatkârlar, insanüstü bir çabayla ayakta kalmaya çalışıyorlar... Elektronik sanayiinin yeni ürünleri sokak başlannı tuttu; ama kişisel çabalarla, yaratıcı insanlarımızın, ürünleri yine de kendilerine bir yol buluyor, direnebildiklerı kadar dıreniyorlar. D istanbul'da, Emınönü ıle Unkapanı arasındakı sokaklardan bırınde, kuçuk dükkânlarda bannan kantarcılar, hassas terazileri ve basküllerı kendilerıne rakıp görmuyor, "Terazının. kantarın hassası, dağda bayırda ış yapmaz" dıyorlar Terazinin hassası dağda, bağda olmaz... Bu tartı aletlerinin guvenilırlıklerini sorduğumuzda usta, yüztınü bıraz asarak cevap veriyor: "Kesinlikle doğru tartarlar. Bunlara nc kadar emek veriyorum goruyorsunuz. Bitir diklen sonra, 'Olçüler ve Ayarlar Kurumu' na onaylatıp damga vurduruyonız. Boylecc doğruluklan kanıtlanıyor. Kantarın dengesinin saglan.na.si, uzerine sayıların dogru yazılması, baştan sonuna dek titizlik ve dikkal isteyen bir işıir." Kısacası, Mahir Usta, "kantann topuz ayannı" kaçırmadan, doğru yapılması gerektiğini söylüyor. Müşterilerinin Anadolu ağırlıklı olduğunu belirtiyor. "Hassas tartı alet leri çıkalı, ışler ne durumda" dedığımizde ise, "Bunlarla dagda, bağda, bahçede tartı yapılır. Onlar bizim isimizi etkilemez. O dediğiniz 'hassas'lann dagda, bağda işi ne" dıye yanıtlıyor. Yan tarafta, başka bir ışyerındeyız. Atadan babadan öz be öz bir kantarcıyla, Mehmet Usfa'yla beraberız. Soyadlan, TV dizisindekı "Nöri Kantar'Marda olduğu gibi, uydurma değıl, "Kantar!.." Mehmet Kantar'lar aılesı, soyadlarını yaptıkları işten almışlar. Mehmet Kantar, yaş olarak altmışına merdiven dayamış. Ilk gençlik yıllarından bu yana, bu işe emek ve gönül vermiş. Şu an çalışmıyor. Sadece çocuklannın yaptıkları ürünleri pazarlıyor. Mehmet Kantar, ışleri hakkında şunları söylüyor' "Işyerimizde baskül ve diğer tartı aletleri yapıyoruz. 'Hassas teraziler' çıkalı, sa 19
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear