24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

S A 6 L I K Erdal Atabek Sıcaklarda ne içmeli? Günlük su gereksinmemiz birkaç litreyi bulur. Ve terlemeyle kaybettiğimizi yerine koymamız da gerekir. Aynca alınan sıvıda tuz yoksa, bu da unutulmamalı... Ikze limonun sıkılmasıyla elde edilen "limonata", hafif soğutulmasıyla hem uygun bir içecek olur hem de C vitamini vererek bedenin direncini arttırır, Ayran, içindeki yoğurdun proteiniyle, içine istenen miktarda tuz katüabilmesiyle, yaz günlerinin uygun bir içeceğidir. Bu üç içecek de hem istendiği kadar içilebilir hem de ucuz içecek olarak ailelerin bütçesini zorlamaz. Su, limonata, ayran, bu özellikleriyle ilk sırayı 'alırlar. Gazlı içecekler doğal olanları (maden sodası, maden suyu) ve yapay olanları ile (gazozlar, meyveli gazozlar, kolalar) yaz günlerinin sevilen içecekleridir. Maden sodası, içindeki sodyumla, aynı zamanda tuz gereksinmesini de karşılar. Adını da "gaz"dan alan gazoz ve gazoz türü içecekler, içdm hoşluğu verirler, mide rahatsızlıkları olanlarda kazıntı duygusu yaratabilirler. Aynı şey, kolalı içecekler için de geçerlidir. özellikle çocukların sık sık soğuk kolalı içeceklere sarılması, daha çok moda alışkanlığına dayalıdır. Gazozlar, meyveli gazozlar, kolalı içecekler, içlerinde şeker de bulunduğu için, bir süre sonra yeniden bir şey içmek duygusu yaratırlar. Yaz günlerinin çok sevilen içeceklerinden "bira", içindeki alkol nedeniyle (yüzde üç alkol vardır), deri damarlannı genişletir, bu da terlemeyi arttırır, bir süre sonra yeniden susuzluk duygusu baş gösterir. Yazın bira içenler, içtikten bir süre sonra terlemenin arttığmı, yeniden bira içmek isteği duyduklannı bilirler. Yaz günlerinin sıcak içeceklerinin başında çay gelır. Gerçekten de, çay sevenler, terlemeyi önlemenin en iyi yolu olarak çayı görürler. Bir ölçüde, çay gibi sıcak içeceklerin mide damarlarinda soğuk etkisiyle olan büzUlmeyi yaratması, daha kolay emilmesi etkisi vardır. Ancak, sürekli çay içilmesinin bazı kişilerde çarpıntı gibi, uyku kaçması gibi belirtiler göstermesi, başka bir sıcak içeceği gündeme getirmiştir. Bu da bildiğimiz "ıhlamur"dur. Yaz günlerinde sıcak ıhlamur, bir dilim de limonla içilince hem rahatlatıcı bir etki yapar hem de susuzluğu giderir. Soğuk içeceklerin çok soğuk içilmemesi doğrudur. Çok soğuk içecekler hem boğazın üşümesine yol açar hem de mide üzerinde olumsuz etkiler yapar. Bu bakımdan, özellikle çocukların çok soğuk içecekler içmesi konusunda dikkatli olunmalıdır. "Ne kadar içUmelidir?" Bunu en iyi belirleyecek olan, kişideki susuzluk duygusudur. Bedenden kaybedilen sıvı, kanın koyulaşmasıyla, "su düzenleyici mekanizma"yı harekete geçirir. Merkez sinir sistemimizde bir "hidrostat" vardır. Bu mekanizma harekete geçer ve gereken sıvı alınır. O zaman da susuzluk duygusu geçer. Genel olarak, alınması gereken sıvı miktarı, kaybedilen sıvı miktanna bağlıdır. Bu da, ortamın sıcaklığına, terlemenin hızına ve miktarına, diğer yollarla kaybedilen sıvıya bağlı olarak değişir. Günlük su gereksinmesi, birkaç litreyi bulur. llle de belirli bir miktar sıvı alınması kuralı yoktur. Ancak, susadıkça, gecikmeden sıvı alınması, eğer alınan sıvıda tuz yoksa, bir miktar da tuz alınması gerekir. "Susuz hayat olmaz" ilkesi, yaz günlerinde daha da doğrudur. • S ıcaklar iyice çöktü. Herkes gözünü meteoroloji raporlarına dikti, biraz kaygıyla, biraz umutla bek'iyor. Kaygı, sıcakların artacağı haberlerinden. Utnut, sıcak hava kütlesinin bize gelene kadar hızını kaybedip soğuyacağı haberinden. Havanın bize soğuyup da gelmesini dileyelim, ama biz bu arada ne yapalım? Sürekli terliyoruz. Bütün bedenimiz yapış yapış. Iki adım bir yere gitmek yeterli. Gözümüz içeceklerde. Ne içsek de susuzluğu kessek? Görmüş geçirmiş eski tstanbul efendisini dinliyorum: "Efendim, her şeyin alâsı bizdeydi. Unutuldu gitti. Şimdi, o has şerbetleri ne bilen kaldı ne hatırlayan. Zatıaliniz bilirsiniz, efendim, şerbet yapmak bir sanattı. Hakiki bir sanat. Hem de her evde yapılan bir sanat. Lâkin, asıl sanatkârlaı, devirlerinin usta şerbetçileriydi. Bir Asım Usta'nın şerbetini içmek, cennet sevabına erişmek gibiydi. Saray'ın nar şerbeti dillere destandı. Şimdi nerede ustalık, nerede zarafet? Aç bir gazoz, dik kafana, lak lak iç. Olsun bitsin!' Şerbet, saray içeceğidir, konak içeceğidir. Artık öyle şerbetler kalmadı. öyle ucuz, sulandırılmış reçelden mamul şerbetler, eskinin sadece adını kullanır. Şerbetlerin çeşitleri bile uzak diyarları çağnştırır: Demirhindi şerbeti, tunınç şerbeti, nar şerbeti. Nerede eski şerbetler? Görmüş geçirmiş halk adarru bu nostaljiyi paylaşmaz: "Efendi kardeşim, sen ayrandan şaşma. Ayranın ayağı yerdedir. Neden dersen, ayranın aslı yoğurttur. Yoğurdun aslı da süttür. Sutü veren koyunun dört ayağı da yerdedir. Koyun yerdeki otu yer, o da sonunda ayran olur. Şerbet konaklarda içilirdi bt un Ayran, köylü içeceğidir. Saraylılar ayranı kuçumserler. Şerbetin aslı meyvedir. Meyve nerde? Ağaan dalında asılı. Şerbet göklerden gelir, ayransa yerden. Sen, toprağa bak. Toprak sana her şeyin hasını verir. Amma ayran deyip geçme. öyle, karışık yoğurdu sulandırıp da verdiklerini ayran diye içme. Ayran, Yandım Çavuş ayranıdır ki herkes yapamaz, her yerde bulamazsın. Yandım Çavuş ayranını bir bulup içersen artık başka şey içemezsin" Su tutkunlan bunlan dinler, ama sudan vazgeçmezler: "Sen sudan vazgeçmeyeceksin kardeşim. Su deyince öyle musluk suyu değil. Şimdi öyle şişelere falan koyuyorlar, onlar da değil. Su, kaynak suyudur. Canım 'Taşdelen' suyu. 'Karakulak' suyu, 'Şeker' suyu, 'Hamidiye*... Safra kesesini çalıştınr, böbrekleri temizler, bağırsakları yoluna koyar. Kendine iyi gelen suyu bulursan ne doktor ararsın ne ilaç. Neden 'Taşdelen' demişler? Böbrek taşını, safra taşını eritir de ondan. Ama, şimdi satılanlara bakma. Hepsi çeşmeden doluyor. Kaynagından git de iç, sonra gel konuş" Ama televizyonda, radyoda ne şerbet reklamı var ne ayran reklamı. Biraz su reklamı yapdıyor, gerisi endüstrüeşmiş içecekler. Kokakola, PepsiKola, Şiveps, meyveli gazozlar... Çokuluslu şirketler, ulusal şirketler. tnsanlann susuzluk duygusuna seslenen yaygın bir pazarlama. Üretim, dağıtım, reklam... Tarihiyle, coğrafyasıyla, araştırmasıyla, reklamıyla "tÇECEK"lerin dinamik dünyası. Peki de, biz ne yapalım, bu sıcakları hangi içeceklerle göğüsleyelim? Derken, çaysever dostumuz başka bir tavsiyede bulunuyor: "Siz bu soğuk luklara bakmayın. Sıcağı sıcak keser. Dikkat edin, soğuk bir şey içince arkadan daha çok terlersiniz. Ben, sıcaklarda hep çay içerim. En iyisi çaydır. Susuzluğu da alır, sıcağı da keser. Siz çaydan şaşmayın!' "Sıcaklarda ne içelim?" sorusuna doğru yanıtı nasıl bulacağız? öncelikle bilmemiz gereken, terlemeyle kaybettiğimizi yerine koymamız gerektiğidir. Neden terlediğimizi daha önce belirtmiştik. Terleme, beden ısısını arttırmamak, sabit tutmak için işleyen bir mekanizma. Terle kaybettiğimiz de başta su, sonra da önemli olarak tuz. Doğal içecek olan "su", sıcak havalardaki içeceklerin başında yer alır. Hafıf soğutulmuş su, yazın içilebilecek en iyi sıvıdır. Bulaşıcı hastalık bölgelerinde, içilecek suyun kaynatılmasının çok iyi bir önlem olduğunu da belirtelim. Kaynatılan su, sonra hafif soğuk denecek derecede soğutulursa, içilecek en iyi sıvı özelliğini taşır. Eğer terleme çoksa ya da hareketle nızlı terleme oluyorsa, kaybedilen tuzun aynca alınması gerekir. Bu özellik, yaz sıcaklarında beden çalışması yapanlar, sporcular için önemlidir. Havalar sıcaksa, daha çok hoşgörü Sıcak havalann, insanları daha sinirli yaptığı doğru. Bir yandan yapış yapış bir beden, diğer yandan gerilen sinirier, bunaltıcı sıcakların istenmeyen bir etkisi daha. Çevremize bakalım, insanlar sanki barut fıçısı. En küçük bir bahane, insanların parlamasına yol açıyor. Bu sinirlilığin çeşıtlı nedenleri var. Su ve elektrolit dengesının bozulması, daha çabuk yorulma, tansıyon dediğimız damar basıncının değişmelerı, hepimızı daha sinirli yapıyor. Sinirlerin bozulması da, teıiemeye, tansiyon değişmelerine yol açarak, bir kısır döngü yaratıyor. Ne yapalım? Bir kere, aklımıza "sinırlenmemeyi" koyalım. Bu havalarda sinirlenmek, gerçekten de istenmeyen, tatsız sonuçlara yol açabilir. Bunu bilelim. Çevremizdeki her şeye daha hoşgörüyle bakalım. Günlük aksılıkler bitmez. Iştir aksar, trafiktir yürümez, evdir dınltısı bitmez... Aslında bunlar, her zamanki sorunlardır, ama şimdi bize daha çok batar. Sorunları erteleyelim. Sorunları küçultelım. Sorunları küçültemiyorsak, görmezden gelelim. Sorunları görmezden gelemiyorsak, kaçalım. Bu sıcaklarda iyisi, kafayı serın tutmaktır. Kimseyi ıslatmaya kalkmayalım, başımızı ıslatalım. El bileklerimizi ıslatalım. Ayaklarımızı ıslatalım. Kendi canımızı da sıkmayalım, kimsenin canım da sıkmayalım. Havalar çok sıcak. Aşırı hoşgörünün zamanıdır. Yapabilirsek, biz kazanırız. D
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear