Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Sıra sıra sepetler Birçok el sanatı gibi yavaş yavaş ortadan kalkıyor sepetçilik mesleği de. Oysa yaşamımızın her alanında, su damacanasından odunkömür taşımaya kadar birçok yerde kullanıyoruz sepetleri. Geleceğin zeytin satıcıları "sele zeytini" diye bağıramayacaklar, çocuklar "sepet sepet yumurta" diye oynayamayacaklar bu gidişle. Erdal Yazıcı Yaşamın her alanında S epet yaptmcılığı, ülkemizde yok olmaya yuz tutmu> mesleklerden bıri. Çok az sayıda atölyede son anlarını yaşayan bu mesleğe yıllarını vermış insan lar ise son çabalannı harcıyorlar. Diğer meslek dalları yeniliği, gelişen teknolojiyi kabul etmişler ama sepet atölyeleri tüm gelişmelere kapalı ve dededen babadan yöntemlerle üretimlerini sürdürüyorlar. Konfeksiyon atölyesinde el ve ayak gücüyle çalışan makineler, yerini elektrikle çalışan, yüksek devirli, birçok huneri olan makinelere bıraknıışlar. Atölyelerde bu işi yürütenlerin çoğu Karadeniz kökenli. Kastamonu (Abana, Cide), Sinop yörelerinden olanları çoğunlukta. Istanbul'da bu işi yürüten 12 dolayında atölye var. Bu atölyelerde bir, bazılarında iki veya üç kişi çalışıyor. Çalışanlarda çırak, kalfa, usta ayrımı yok. Hepsi de bu işin ustası. Diğer atölyelerde görülen çocuk çıraklara burada rastlamak olası değil. Çalışanlarda en küçük yaş 3035 dolayında. Yeni yetişen kuşakta bu işe rağbet yok. Yeni kuşak bu işi bilmiyor. Böyle olunca da, son seferini yapan buharlı lokomotifler gibi bu işin de çahşanları elleri iş tuttuğu, güçleri erdiği kadar bu işi sürdüreceklerini söylüyorlar. Sepetin hammaddesi kestane veya fındık ağacı. Bu ağaçlar kesilir kesilmez, esnek olabilecek, kıvrılacak kalınlıkta ince ince dilimler halinde kesiliyor. Dilimlenen ağaçlar yaş olduğundan istenilen şekil verilebiliyor. tlk önce sepetin iskelcti yapıhyor. Hangi amaçla yapılacaksa buyüklük ve küçüklüğüne göre iskeleti kuruluyor. Sonra dokuma işlemi başlıyor. Dokuma işlemi az da olsa köylerde yapılan yolluk dokuma işlemine benziyor. Sadece hammaddeleri değişik. Bu işte çalışan bir kişi günde yaklaşık 68 tane sepet örebiliyor. Sepetler amacına göre boy boy yapıhyor. En küçüğü su damacanası için yapılanı. Ardından üzüm sepeti, odun, kömür sepeti geliyor. En büyükleıi de sebze hallerinde hamalların ve bahçıvanlaıın '/ kullandığı '/. sepetler. .Sepetler jfr t ekmek taşımada, çöp taşımada da kullanılıyor. Tahtakale'de, sepet yapılan atölyelerden birindeyiz. Burada, atölyelere ağaç sağlayan, yapılan sepetleri pazarlayan Dursun Demircan'la ) I beraberiz. Ağaçları Şile ve Kandıra'dan ""* sağladığını söylüyor ve ekliyor; "Bu iş kazançlı bir iştir. Fakat yeni yetişen nesil bu işe niçin Sepet yapan ustaların sayısı gıderek azalırken, yeni nesil bu ışe hıç ılgı duymuyor Azaları uretımın yerini ıse plastık doldurmaya çalışıyor Artık yukardakı göruntuler de yavaş yavaş dergılerın sararmış yapraklarında gorulebılecek atılmak istemiyor, niçin öğrenmek istemiyor, anlayamıyorum. Türkiye'de Izmir'e, Adana'ya, Mersin'e, Ankara'ya biz mal gönderiyoruz. Yurtdışına bile sepet gonderiyoruz. Birkaç yıl önce Amerika'dan istek geldl.on bin tane gönderdik. tstek gelirse yine göndeririz.Azda olsa Fransa'ya da göndermiştik." Aynı atölyede bu işe yıllarını vermiş emektar bir ustayla karşılaşıyoruz. Adı Selim Akyuz. Altmışbeş yaşında. BağKur'dan emekli olmuş. Selim usta; "Bu işe 1936 yılında başladırn. 1939'a kadar çırakiık yaptım. O yıldan 1987 yılına kadar aralıksız çalıştım. Emekli ye ayrıldıktan sonra bu işi bıraklım. Şimdi BagKur maaşıyla geçinmeye çalışıyorum. Bu işi orta yaştaki insanlar yüriitüyor. Sayıları parmakla sayılacak kadar az. Çocuklar ve çıraklar için çok zor ve agır iştir. Istanbul dışında çok az yerde atölye kaldı. Benim bildigim Kandıra'da, Gemlik'te, Orhangazi'de birer ikişer atölye kaldı. Yapdgımı/ agır işe göre sepetlerin fiyatı bedava... En kuçugu damacana için olanı 900 lira. Digerleri bu> ııkluklerine gore 15002000, hamalların kullandıgı 89 bin lira dolayında. Bo>lc giderse 1015 yıl sonra bu meslek yok olur. 35 yaşındaki insan bu işi ne kadar yürütebilir" diyor. Başka bir emektar usta da Kemal Kayağlu. Kemal usta da Kastamonu'nun Abana ilçesinden. "39 yıldır bu işi gördügunuz bu atölyede yapıyorum. Bu işi babamdan ögrendim. Babam bu işe omrunu verdi. 39 yıl önce ne isek şimdi de aynıyı/. Dikili bir agacımız yok. Yaşanlımız aynı. Eşimle birlikte bu işi bu yıla kadar beraber yaptık. O şimdi emekli oldu. Ben de bu işi fazla surdurccegimi sanmıyorum. Vergimizi zamanında ödüyoruz. 39 yıldır aynı atolyedeyiz. Burası onceleri belediyenindi. Sonraları vakıflara geçti. Şimdi vakıflaria mahkemeliğiz" diyor. Ve ilgisizlikten yakınıyor. Kemal usta da bu mesleğın çok yakında ortadan kalkacağı göruşünde. Sepetler yaşamın her alanında kullanılıyor. Bağda, bahçede, şehirde her yerde... Şchrin orta yerinde lüks otolann, 1520 tonluk kamyonların arasında en fazla 100 kg. kapasiteli sepetleri göruveriyoruz. Taşıyan güç makinc değil insan... Sepetler Anadolu'da birçok yöremizde kullanılmaktadfr. En çok kullanılan yöremizse Karadeniz olmalı. Karadeniz bölgemizin engebeli, dağlık yerleşim birimlerinde tek taşıma aracı sepet. Tarladaki ürünıi ve günluk ihtiyaçları taşımada kullanılıyoı. Doğu Karadeniz'de dağınık bir yerleşim biçimi görülur. Her tepede 35 ev bulunur. Bu tepelerden ürünü satışa götürmek, ev için gerekli ihtiyaçları eve çıkarmak sepetlerle yapılır. Rize yöresinde tarladan toplanan çayiar, sepetlerle 1015 dakikalık, bazen de yarım saat uzaklıktaki çay alım yerlerine götürülür. Anadolu'nun diğer yörelerinde sepetler hayvanlara karşılıklı olarak bağlanır ve böylece bağ, bahçe, tarla işlerinde gere'kli yiik taşınır. Atölyelerin birer birer kapandığı, çalışanları n da parmakla sayıldığı sepetçilik mesleği ortadan kalktığında, şehirde ve kırsal kesimde sepetin yerini ne alacak dersiniz? Plastik sepetler mi? Onu da zanıan gösterecek... D 8