Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
AZ BİLİNEN YÖNÜ ılan Batı türü telekızlar, hostes eneğine gölge düşürüyor. Geyşada, "gey" sözcüğü, sanat demek. Kyota'da geyşa yerine daha çok "geyko" kullanılıyor. Böylece geyşa, sanatçı kadın anlamına geliyor. Geyşa yerine "geigi" sözcüğü nün de kullanıldığı oluyor. Bu sanatı yorucu bir eğitimden geçerek öğreniyorlar. Geyşa okullarına "geyigi gakko'' deniliyor. Mayko ise Kyoto'da geyşa çıraklarına verilen bir ad. Bunlar çok genç kızlar olup, belli yürüyüş biçimleri, kimonolan, makyajlarıyla sanki birer taş bebeği andınyorlar. Bunları, Kyoto' da çifter çifter gezerken sık sık görmek olası. "Abla" durumunda olan geyşa, genç kardeşine geyşa dâvranışlarının inceliklerıni öğretir. Gerçi kıdemli olan her geyşa bunu yapabilir. Gözlemle öğrenip yetişmek "minarai"diye adlandırılan bir yöntem. On, on iki yaşında kızlar çayhanede hizmetçi (şikomi) ola rak çalışırken, çevrelerini gözlemleyerek geyşahğın inceliklerini öğrenirler. Bu arada şamisen denilen telli çalgıyı ve klasik dansları öğrenmek için çok yorucu ve çileli dersler görürler. içeri sokmaya başlıyor. Bu bir hafta süresin ce gıderek daha derine doğru sürüp gidiyor Kıza güven geliyor ve haftanın sonunda kız lık zarı bozuluyor. Ancak günümüzde bu ge lenek kalmamış, daha kızlar ortaöğretim ya şında her şeyi biliyorlar ve bu işi gönülleri nin çektiği biriyle kendileri yapıyorlar. May ko için tam geyşa olmadan önce bu bir eriştirme töreni yerine geçiyor. Bununla birlikte "mayko" iken geyşa olanlar içinde bâkireliğini koruyanlara da rastlanıyormuş. Geyşanın kendi topluluğunun lokantası ya da çayhanesinin dışında gittiği partilere, "tode" deniliyor. Bunlar bir çayhane, bir lokanta, belki bir yüzme havuzu ya da bir golf alanı olabiliyor. Müşteri bunların giderlerini ödüyor. Böyle yerlerde bunu düzenleyen müşteri, eşit ölçüde geyşaların da eğlenmesine, hoşça vakit geçirmelerine özen gösteriyor. Burada müşteri kendi büyüklüğunü, gönlünün yüceliğini de göstermek istiyor. Bir aile şirketi ve kendi malı olan işletmenin başındakiler daha çok geyşa kullanıyorlar. Burada, işletmenin parası mı harcanıyor, yoksa kendi özel parası mı gibi bir sorun da yok. Ancak kişisel olarak bir geyşalı parti düzenleyenle, bir iş toplantısı yapmak arasında, oldukça önemli bir ayrım var. lkincisiade, geyşa asobi denilen, "geyşa ile birlikte tat almak sanatı" yoktur, kişisel bir tat yoktur. Çünkü geyşanın bir sanatçı olmasının yanı sıra, geyşa tutanın da bundan tat alma sanatı olmalıdır. Bu nedenle de Japon olmayanların, geyşa ile ilişkisi de tat alma sanatını bilmedikleri için olsa olsa yurtlarına döndüklerinde tanıdıklarına "geyşaya gitmiş" olduğunu söylemekten öte bir anlamı olmayacaktır. Japon eıkekleri, partilerde geyşaların eşliğinden hoşlanmakja birlikte yatak konusunda çekingen oluyorlar. Çayhanede topluluk içindeki durumlarını korumak için geyşa ile i}i yatağa götürmekten çekiniyorlar. Ancak geyşanın sürekli müşterisi ona çok değerli armağanlar veriyor, sanki nikâhh karısı gibi onu rahat ettirmek sorumluluğunu yükleniyor. Bunun yanı sıra bir geyşa kendine bir âşık da tutabiliyor. Ne var ki asıl müşterisini seviyor, bu ona yetiyorsa ayrı oir âşığı da olmuyor. Geyşa konusunda önemli bir konu Japon erkeğinin yaşamında nikâhh karısı ile geyşa bağlamıdır. Japon kadını SHlME evıne bağlıdır, kocasının arkadaşlan, meslektaşlan ile ilişkisi, bir bakıma "toplum yaşamı" yoktur. Evhlik, kimı kez aşkla başlamakla birlikte, genelde duzenlenerek yapılıyor. Arabulucular, çopçatanların katkısıyla gerçekleşiyor. Evlilik, yerine getirilmesı gereken, en doğru bir iş. Kadın genç yaşta doğuruyor, bü'Un vaktini çocuklarını yeiiştirmeye ve ev işlerine ayırıyor. Aıle butçesi de onun sorumluluğunda, kocası tüm kazancını ona \enyor, kadın kocasına bir ccp harçhğı ayırıyor. Uç ay boyunca kaldığım üniversitede, tanıdığım öğretim ve araştırma üyelerinden, arada bir, karılarının kendilerine çok az harçlık verdiğinden yakındıklarım duymuştum. Ama erkek, evinin dışında alabildiğine özgür, gece yemeklerini dışarda yiyor, içkili toplantılarda buluıiLj...r. karısı onun başka kaoınlarıa oluşunu doğal karşılıyor. Buna karşın geyşa, erkeğin evınde >\ , bulamadığı gereksinimı '' karşılıyor. Erkeğin, "toplum içindeki eşi" oluyor, ona arkadaşlık ediyor, onun estetik duygularını okşuyor, erkek arkadaşlan, meslektaşlarıyla 'oplantılarını süslüyor, bu toplantılara "kadınca" bir boyut getiriyor. Çekingen olan nikâhh kadının yerine, geyşa konuşkan ve nükteli. Evde karısının romantik ya da seksüel çekiciliği yokken, geyşa bunu, erkekle yatsın yatmasın, tamamlıyor. Her ikisinin de geçimi erkekten, ister koca ister müşteri olsun. Bir bakıma birbirine alabildiğine zıt; ama birbirlerini bütünleyen kutuplar. Aralannda kıskançlık da olmuyor, geyşalar evlenmedikleri için evli kadının, kocasının kendisinden ayrılıp geyşa ile evleneceği korkusu olmuyor. Tersine kendi eksiklerini başka bir kadının tamamlamasmdan mutluluk duyuyorlar. Buna karşın kocasının barlardakı bir hostesle, bir konsomaıris ya da işyerindeki sekreter kızla ilişkisini kıskanabiliyor. 1976 y h n d a yapıls»n bir araştırmaya göre Japonya'da yaklaşık 17 bin geyşa varmış. Geyşaların en çok bulunduğu bilinen yer eski başkent Kyoto'dur. Öyle kı, turistlerin satın aldığı Kyoto kartpostallarında geyşalı kartlar çok sayıda, sanki kentin simgesi gibi. Bu arada Tokyo'da da geyşalar var, ancak bu çok az biliniyor. On milyonu aşkın Tokyo'da bunların varlığından, kamuoyu pek haberli deAyrıca iki kentin geyşaları arasında birtakım ayırıcı özellikler var. Geyşalar "hanamaçi" denilen topluluklar içinde yaşıyorlar. Kyoto'da evleri, çalıştıkları çayhane ve ana anlamına "okasan" (çayhanenin yöneticisi, bir çeşit patron) ile kıdemce önde gelen ve deneyimli büyük abla "onesan" ve çeşit li hizmetliler birbirlerine çok yakın, içli dışlı yaşamalarına karşın, Tokyo'da bir topluluğa ya da bir hanamaçi'ye bağlı geyşa, daha bağımsız yaşar, ancak gece işi için hanamaçiye gider. Kyoto'da beş topluluk olmasına karşın, Tokyo'da bunlar yirmiyi bulur. Bunlardan önemlisi ise Japon toplumunun en etkili politikacı ve büyük işadamlanna hizmet verir. Bu topluluklardan ikisi Tokyo'nun en zenginlerinin ve etkili politikacılanrun bulunduğu Şimbaşı ve Akasaka ilçelerindedir. En önemli politika ve iş anlaşma ve görüşmeleri, buralarda.geyşaların önünde oluşur. Japoncadaki çayhane politikası (maçiai seiji) deyimi de bunu gösterir. Bu iki büyuk kentin dışında, geyşalar sayıca ve önemce giderek azalmaktadırlaı. Taşra geyşalarına "çiho" deniyor ve giderek bunların sayıları azalıyor. Kyuşu Adası'ndaki çok kalabalık Fukuoka kentinde :skiden çok geyşa varken,günümüzde bunıuı sayısı seksene düşmüş. Tkinci biıyük kent Osaka'da ise sayıları yok denecek denli azalmıştır. Buna karşın, kaplıca ve ıhcaları olan yeflerde, geyşalara daha çok rastlanmaktadır. örneğin, Tokyo'dan trenle bir saat uzaklıkta bulunan Atami'de yedi yüzü aşkın geyşa bulunmakta. Yalnız bunlara biraz alçaltıcı birdeyim olan "onscn geyşa" denmektedir. Burada geyşa, sanat bakımından daha duşük fakat daha seks ağırlıklıdır. Böylece, geyşalıkta, günümüzde birtakım alt türler oluşmakta.gerçek geyşa ile gene "geyşa" denilen yen1 türler arasında, alabildiğine ayrılıklar orta ya çıkmaktadır. Belki de dış dünyada, geyşalıkla fuhuşu bir tutmada, bu yeni tür geyşalar rol oynuyor. D Geyşanın kadınlığa geçişi a 496 « "Mayko" ya da çırak geyşanın kızlığının bozulması olayına "miasuage" deniliyor. Ancak bunu hoyrat bir genç erkeğin yapması yerine parası olan, anlayışlı yaşlı bir erkekçe yapılması yeğleniyor. Bu iş bittikten sonra da erkeğin kızla başkaca ilişkisi olmuyor. Bir oda hazırlanıyor, bu odaya üç tane yumurta bırakılıyor. Herkes odadan çıktıktan sonra kadınlar yan odadan kızın yanında olduklarını belirtmek için öksürüp ses çıkararak varlıklarını belirtiyorlar. Bu arada erkek kıza yatağa yatmasını söylüyor. Yumurtaları kırıyor ve sarılarını yedikten sonra akını kızın bacakları arasına sürüyor. Sonra da iyi geceler deyip ışığı söndürüp gidiyor. Ertesi gün gene aynı şeyler oluyor. Bir hafta süren bu yumurta işlemi sırasında erkek yavaş yavaş parmağını * Tokyo'daki telefon kulübelerinde rastiayabileceğiniz "Batı türü" telekızların küçük ilan etiketleri. Iri sayfalar, kızların telefon numaraları, 90 ya da 120 türü sayılar, beraberliğın d^kika olarak süresi; 25 bin ya da 23 bin sayıtarı ise ' lekızlarla beıaber geçirilen bu sürenin fiyatı... 17