Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
E V E K O N O M İ S İ Meral Tamer Satıcının insafına kalmamak için... Hep "uyanık" olmalıyız Ezik büzük, hatta çizik teflon tavalar, sapsız kulpsuz tencereler, en mutena semtlerdeki mağaza raflarında alıcı bekliyor. hibinin kendisiydi. Mağaza, Ayyıldız'a oranla çok daha ufak olmasma karşıhk, mal çeşidi açısından çok zengindi, hem de her malın stokta yedeği vardı. Böylelikle tüm gereksinmelerimi, raflardaki "eüenmiş" ınalların arasından seçip, sonra "ellenmemiş" olanlarının defosu olup olmadığını araştırıp ayırdım ve pırıl pırıl malları almanın gönül rahatlığı içinde evime döndüm. Paketleri açarken bir de baktım ki teflon tencerenin kapağının tutacak yeri olan bakalit kısmı yok. Kapağın ortasında kocaman bir delik. Yani tencereyi kullanmak mümkün değil. Başımdan kaynar sular indi sanki... Anlaşılan tüm ambalajları teker tekeraçarken, ayrı bir ambalaja sarılı olan tencere kapağını açmayı unutmuşum. Geri götürdüğümde satıcının değiştireceğinden eminim, ama o gün o işi yapacak vaktim yok... Bu kez de kendi dikkatsizliğime epey sinirlendim ve biz tüketicilerin her an uyanık, her an tetikte olmalan gerektiğini, bir anlık bir dalgınlık halinde bile arzu edilmeyen durumlarla karşılaşılabileceğini bir kez daha anımsadım. Neyse yapacak bir şey yoktu! Ertesi gün elime tencereyi alıp yine Pangaltı'nın yolunu tuttum. Satıcı gayet nazik bir şekilde özür diledi ve bakalit kısmı da olan bir tencere kapağını verdi. Ben homurdandıkça da "hanımefendi sorun etmeyin, böylelikle yiizüniizii bir kez daha görmiiş olduk" diyerek beni yatıştırmaya çalıştı. Mağazadan çıkıp bir arabaya binebilmek için yolun karşı tarafına geçince iyice öfkelendım. Tam karşımda duran Ayyıldız Mağazasının vitrininde koskocaman harflerle "yüzde 20 indirim, biiyük tenzilat" yazıyordu. Bir hesap yaptım, 3150 liralık tabaklardan yü2de 20 indirim yapınca zaten 2500 li' ra oluyordu. Anlaşılan fiyatlara önce zam yapıldı gibi gösterilmiş, sonra da ucuzluk var denmişti. Zavallı tüketicilerden biri olan ben de tam fiyatlara zam yapılıp ucuzluk başlamadan önce bu mağazadan alışveriş yapma gafletinde bulunmuştum. Tüketicilerin sorunlarını çözmeye uğraşan bir kişi olarak "bizim iilkemizde tiiketicinin işi ne kadar zor" diye kara kara düşündüm. Ertesi gün başımdan geçenleri gazetedeki arkadaşlara anlatırken biri hemen atıldı ve kendi başından geçenleri anlattı. Bu arkadaşımız geçenlerde tstanbul'da açılan bir fuardan bir balkon masası satın almıştı. Masanın parasını, siparişi verdiği gün fuarda ödemiş, parayı alan yetkili, masanın ertesi gün eve teslim edileceğini vaat etmişti. Ama aradan değil günler, haftalar geçtiği halde masa gelmiyordu. Üstelik firmayla her irtibat kurulduğunda masanın gönderileceği vaat ediliyordu. Sonunda bir ayı aşkın bir mücadeleden sonra masa arkadaşımızın evine ulaşmıştı, ancak arkadaşımız bir daha bu tür fuarlardan mal almaya tövbe etmişti. Bu hafta anlattıklarımız da biz "uyanık" geçinen basın mensuplarının başından geçen tiiketici manzaraları... Meyve alırken gözümüzü dört açmazsak çürüğünü yemek zorunda kalırız, ekmek alırken parmaklarımızı ekmeğin içine taze mi diye bastırmazsak bayat ve kurumuş ekmek almamız pekâla mümkündür. Bu iş tüm ahşverişlerimizde böyledir. Hepimize kolay gelsin! D Çocuğa nasıl davranalım? Doç. Dr. Haluk Yavuzer: Anne ve baba, kafasında nasıl bir çocuk tasarlıyorsa, önce kendi öyle olmalı. • Bu yazacağımız konunun Ev Ekonomisi ya da tüketicinın korunmasıyla ne kadar ilgisi var bilemiyoruz, ama Akbank'ın yayın organı AkKadında Doç. Dr. Haluk Yavuzer'le yapılan bir röportajı okuduktan sonra, bir anne olarak bu okuduklanmızın kısa bir özetini aktarmadan edemedik. Doç. Dr. Yavuzer, "Anne ve baba, kafasında nasıl bir çocuk tasarlıyorsa, önce kendisi öyle olmalı ve çocuğa doğru annebaba örneği verebilmelidlr" diyor. Annebabalar yalan söylemeyen, sevgi dolu, dengeli, tutarlı ve düzenli bir çocuk yetiştirmek istiyorlarsa, kendilerinin de çocuklarına karşı yalan söylememesi ve belli olaylar karşısında hep aynı tepkileri gösterip, istikrarlı davranması gerektiğine işaret eden Doç. Dr. Yavuzer, kaygıları, korkuları olan patalojik anne babaların bu huylarını aynen çocuklarına da aktaracaklarına dikkatl çekiyor. ep tüketicilerin başından geçen olayları ve şikâyetlerini aktaracak değiliz ya.... Biraz da kendi başımızdan geçenleri anlatalım. Kızımın doğum günü olduğu için başımı kaşıyacak vaktimin olmadığı bir gün, çelik çaydanlık, teflon tava pastameyve tabağı almak üzere çarşıya çıktım. lşim acele olduğu için fazla etrafı dolaşmadan doğruca Pangaltı'daki Ayyıldız adlı züccaciye mağazasına girdim. Daha önce o mağazada bazı eşyaları gözüme kestirmiştim, hatta fiyatlan da aklımdaydı. önce çelik çaydanhklara baktım. Fiyatları 15 bin lira ile 53 bin lira arasında değişiyordu. 53 bin liralık etiketi görunce epey şaştım ve he'men orta karar bir çaydanlık seçip ayırdım. Sonra teflon tava bakmaya başladım. Beğendiğim tavanın içi çizikti. Aynı boy ve aynı tipin ambalajlı ve sağlam olanını istedim. Tezgâhtar içeri girip bir süre kayboldu. Sonra elinde ambalajsız ve bir tarafı iyice eğilmiş bir tavayla geri döndü ve "aynı boy ve aynı tipten sadece bu kalmış. Bakın bunun bir tarafı ezik ama tefionunun çiziği yok. Siz en iyisi bunu alın" dedi. Baktım sahiden teflonunun hiç çiziği yok, ama tava çarpılmış bir araba gibi bir kenarından göçük. "Pekiyi, ama indirim yapmanız gerek. Yarı fiyatına alırım" dedim satıcıya. Bunun üzerine tezgâhtar hafif alaylı bir gülümsemeyle, "Hiç olur mu hanımefendi, ben onu üretfci firmaya iade edip paramı aynen geri alacagım" dedi. lçimden, "madem ki üretici firmaya iade edip paranızı geri alma olanagına sahipsiniz, öyleyse eğribüğrii tavayı müşteriye kakalamaya neden uğraşıyorsunuz!.." demek geldi, ama sustum. H "öyleyse ben bir teflon tencere alayım" dedim. Teflon tencereler içinde de benim istediğim boy ve tipte olanından doğru dürüst bir tane bulunamadı. Bu eşyaların satıldığı mağaza süpermarket olsa haydi neyse... Çünkü bu tür yerlere giren çıkan müşteri sayısı çok fazla, ayrıca müşteri elinde sepetlerle dolaşırken sağa sola daha kolay çarpabilir ve raflarda duran eşyalar düşüp ezilebilir. Ama züccaciye konusunda iddialı olup Osmanbey'in göbeğinde yer aJan bir mağazanın raflarında çizik, ezik eşyalar yakışık alır mı? Her neyse, teflon tencereden de vazgeçtim, ama içime kurt düştüğü için seçtiğim çelik çaydanhğın da ambalajlısını istedim. Yine tezgâhtar bir süre ortalıktan yok oldu ve ondan da stoklarında başka bulunmadığını belirterek özür diledi. Sinirlendiğimi belli etmeden bir kat aşağı indim, orada payreks pasta tabakları vardı. Tanesi 2500 lira olduğunu sandığım bu tabaklardan alıp paketletıirdim. Hesabı ödemeye hazırlanırken, bir yandan da "aman neyse, cam eşyada ezik mi, çizik mi diye sorun yok. Olsa olsa bunlar kırık olabilir ve kırık olsa sergilenemez" diye düşünüyordum ki, hesabı tanesi 3100 liradan yaptıklarını farkettim. Neden diye sorduğumda "bu mallara yeni zam geldi" dediler. Neyse bu zammı sineye çekip, hiç değilse pasta tabaklarını alabilmiş olmanın gönül rahatlığı içinde hızla Ayyıldız mağazasından ayrıldım ve yine aynı hızla teflon tava ve çelik çaydanlık satan başka bir mağaza aramaya başladım. Yolun karşı kenarına geçtiğimde Kurtuluş yolunun hemen ağzında Ornek Züccaciye adjı bir başka mağazaya girdim. Sanırım bu mağazada müşteriye hizmet veren, mağaza sa Haluk Çocuklarla ebeveyn arasında sağlıklı bir iletişim kurulmasının son derecede önemli olduğuna işaret eden Doç. Dr. Yavuzer, anne ve babalara şu önerilerde bulunuyor: • Ebeveynler öncelikle çocuklarını çocuk olarak kabul etmeliler. • Onlara yeterli ilgi ve güven ortamı hazırlamalılar. • Çocuklarına aşırı ilgi göstermemeli, yaş ve cinsiyetlerine göre onlara gerekli sorumlulukları verebilmeliler. • Ebeveynler her an çocuklartmn yanmdaymış gibi onlara destek olmalılar, ama aynı zamanda onların yanında değilmiş gibi çocuklarını ozgür bırakmalılar. Yazının başında da belirttiğimiz gibi bu konu ekonomiyle pek ilgili değil, ama Ev Ekonomisi köşesi okurlarının çoğunun sanırız ilgisini çekebilir. Hem ara sıra yapılan istisnalar kaideyi bozmaz, değil mi? D 23