Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
I i 0 Çelik tencere satıcılarına elini veren kolunu alamıyor Eğer çelik tencere pazarlayan bir kişi günün birinde sizin de kapınızı çalacak olursa, siz istemeseniz de "almyazınız" olan bu çelik tencereye sahip olmak üzeresiniz demektir. apı kapı dolaşarak çelik tencere satan gezici pazarlamacılar, son zamanlarda çok sayıda hanımın korkulu rüyası haline gelmeye başladılar. "Çok sayıda hanımın" diyoruz, çünku bize bu konudaki şikâyetlerini iletenlerin tümü kadınlar ve hepsi de türlü yutturmacalarla kendi iradeleri dışında "çelik tencere sahibi yapıldıklarından" yakınıyorlar. Çoğumuz, özellikle büyük kentlerde yaşayanlarıınız kapı kapı dolaşarak şampuandan battaniyeye, ansiklopediden ithal malı makyaj malzemesine çeşitli ürünleri satmak amacıyla kapımızı çalan gezici pazarlamacılarla karşılaşmışızdır. Malı tüketicinin ayağına kadar gölüren, zaman zaman yeni Ürünleri tanıtıp küçük eşantiyonlar veren, hatta taksitle satış olanağı tanıyan bu pazarlamacılardan alışveriş yapmayı cazip bulan küçük bir tüketici grubıı bile vardır. Ancak "çelik tencere pazarlayanlan" daha öncc kapımızı çalan "masum" pazarlamacılardan ayrı tutnıak ve onlara karşı uyanık bulunmak gerektiğine inanıyoruz. Bu tür bir pazarlamacı neyse ki bugüne kadar bizim kapımızı çalmadı, ama eşten dosttan ve telefonla ya da mektupla bize başvuran tüketicilerden dinlediğimize göre çelik tencere pazarlamacıları öylesine şaşırtıcı yöntcmler uyguluyorlar ki, bu tuzağa kimin hangi nuktada yakalanacağını önceden kestirmek ve "an nasıl olsa benim basıınıt gelmez" diyebilmek galiba pek mümkün değil. K gazeteci arkadaşımızın iki hafta kadar önce başından geçen bir olayda somutlaştırmak ve bu kez sizlere "daha ciddi" uyarılarda bulunmak istiyoruz. Şöyle ki: Eğer kapınızı çalan kişi bir çelik tencere pazarlamacısıysa ve eğer siz çelik tencere sahibi olmaya niyetli değilseniz, tek bir kelime bile konuşmadan kapıyı pazarlamacının yüzüne kapatınız. Uyarılarımızı espriyle karışık biraz da abartacak olursak... Belki kapıyı pazarlamacının suratına kapamak yetmeyebilir. Dolayısıyla kapıyı kapadıktan hemen sonra evdeki tüm bireylere, apartman sakinlcrine ve hatta kapıcıya çelik tencere sahip olmak istemediğinizi tembih etmelisiniz. Belki bu da yetmeyebilir. Onun için evinizin yakın çevresindekilere, eğer sizin adınıza para verip bir çelik tencere satın alan olursa, o tencereyi kafasında kıracağınızı net ve açık bir dillc söylemeniz de uyarıcı olabilir. Hatta tüm bu önlemlere ek olarak çelik tencere sahibi olmak istemediğinizi kocaman bir kâğıda yazıp apartmanın en görünen yerine kirahk ya da satılık kat ilanı gibi asmanızda bile yarar olabilir. Şaka bir yana... Ama kapıdan kovulan bu pazarlamacıların bacadan nasıl girdiklerine ilişkin somut örnekleri dinledikten ve her gün icat edilen yeni cambazhkları duyduktan sonra gönlümüz, daha hafif uyarılarda bulunmaya elvermedi. Bu uyanların ardından gazeteci arkadaşımızın başına gelen son örneği sizlere aktarmak istiyoruz: Arkadaşımız bir cumartesi günil evde otururken telefon çalıyor ve kendisine .... Çelik Tencere Pazarlama Şirketi'nin talihlı mUşterisi olduğu, şirketten bir armağan kazandığı ve bu armağanın kendisinin evde olduğu bir zaman iletilmek istendiği, bu arada çelik tencerelerin de tanıtılmak istendiği söyleniyor. Gazeteci hanım, "Ben iş günleri evde olmam, ama kadınım evdedir, siz armağam ve çelik tencerelerin broşür lerini kadınıma bırakın. Ben ilgilenirsem sizi ararım" diyor. Pazarlamacılar eve geldiklerinde gazeteci hanım da tesadüfen eve telefon ediyor ve pazarlamacılara net bir dille "Broşiir bırakın, ben ilgilenirsem sizi ararun" diyor. Ne var ki telefon kapandıktan sonra pazarlamacı evde çalışan kadına "Sizin hanımla anlaştık. llk taksit olarak 7 bin lira vereceksinlz" diyor ve parayı alıp kadına diğer taksitlerle ilgili bazı senetler imzalattırdıktan sonra çekip gidiyor. Gazeteci hanım akşam eve geldiğinde, başına gelenlere hem şaşırıyor, hem de öfkeleniyor ve ertesi sabah pazarlama şirketini arayarak "Çelik tencere sahibi olmak istemediğini, dolayınyla paranın kendisine iade edilmesini" istiyor. Ancak aldığı yanıt "Bizde tahsil edilen para geri ödenmez" oluyor. Bize aktarılan örneklerden anladığımız kadarıyla bu çelik tencere pazarlamacıları özellikle çalışan ya da günün büyük bölumü evde bulunmayan kadınları hedef seçiyorlar ve hatta kapılan gözetleyerek, ailede asıl söz sahibi hanımın evden çıktığı saatleri kollayıp, evde sürekli bulunan, fakat daha az "uyanık" olan hanımla işi kotarıyorlar. Biz bu örneklerde firma adı vermedik. Ama yukarıdaki olayda adı geçen firmanın ismini öğrenmek isteyen varsa bizi arayabilir. Bu arada çelik tencere pazarlamacılannın tümünün dolandıncı olduğunu söylemek istemiyoruz kuşkusuz. Ancak son dönemde özellikle bu alanda yaygınlaşan "dolandırıcılığın" önlenmesinde en büyük görev, sanırız aynı piyasada yer alan ve adlarına leke sürülmesini istemeyen diğer çelik tencerecilere düşüyor. Tüketiciler bu alanda at oynatan dürüst pazarlamacılardan bu başıbozukluğun önünü almalarım bekliyorlar. Ekmeğin mayalısı, yumurtanın kayısısı daha besleyici • Yoğurda kaşık girdikten sonra oluşan yeşilimtrak su dökülürse vitamin değeri azalır. • Yumurta gerek çiğ yendiğinde gerekse çok katı pişirildiğinde besin değerinden kaybeder. cbimizdeki parayla daha iyi yaşamanın yollarını aradığırtıız bu köşede, bu hafta besinlerin hazırlanmasında ve pişirilmesinde dikkat etmemiz gereken bazı noktaları hatırlatmak ve çeşitli besinlerden en fazla yararın nasıl sağlanabileceği konusunda bazı ipuçları vermek istiyoruz. Haccettepe Universitesi Beslenme ve Diyetetik Bolümü Başkanı Prof. Ayşe Baysalın "Genel Beslenme Bilgisi" adlı kitabından yararlanarak yaptığımız derlemede, ekmek gibi, yumurta gibi.sebze ve bakliyat gibi nispeten ucuz yiyeceklerin besin değerinden nasıl en fazla yararlanılabileceğini anlatmaya çalışacağız: • Ekmek, çörek ya da kurabiye için haBelki hatırlayanlar olabilir, biz bu tür zırlanan hamurun mayalandırılması, besleden yakınmaları 23 ay kadar önce tzmit' yici değerini arttırır. Kimyasal kabartıcılar ten bize yazan Aysel Sözen adlı İse aksinc hamurun besleyici değerini azalokurumuzun mektubunda somutlaştırmış tır. Mayalandırılmadan yapılan ekmeğin ve bu köşeden "Kapınızı çalan pazarlama besleyici degeri, mayalı ekmekten daha diicılara kanmayın" diye bir uyarıda bulun şiiktiir. muştuk. Aysel Sözen, kapıyı çalan ve çelik • Kkmek ince dilimlenip kuartıldığında, tencere satmak isteyen bir pazarlamacıya besleyici değeri azalır. Ama sanıldığının akbu tencerelerle kesinlikle ilgilenmediğini sinc kalori miktarı azalmadığı için kızarmış söylediği halde, onun işte olduğu saatleri ekmek de kızarmamış olanı kadar enerji gözüne kestirip kapıyı tekrar çalan ve Ay verir. sel hanımın yaşlı annesini evde yalnız ya• Tarhana, yogurt ve unun kanşımıyla kalayan pazarlamacı, "Biz Aysel hanımla mayalandınlarak yapıldığından besleyici deanlaştık" diyerek 4 bin liralık tencereyi Ay ğeri yüksektir. l'isirirken içinc pişmiş nohut, sel hanımın annesine satmış ve Aysel hanım fasulye ya da havuç eklenmesi değerini dazorla ve istemedigi halde çelik tencere sa ha da arttırır. hibi yapılmıştı. • Yumurta, siit, yogurt, peynir ve tahinBu yayınm ardından bizi arayan ve yine le yapılan tatlıların besleyici değerleri, saçelik tencere pazarlamacılarından şikâyet dece un, yag ve şekerle yapılan tatlılardan çi olan tüketıcilerin yakınmalannı ise, bir daha üstündür. Şeker yerine pekmez kulla (*. nılması, tatlının besin değerini yükseltir. • Tarhana guneşte kurutulursa vitamin değeri azalır. • Yoğurda kaşık girdikten sonra oluşan yeşilimtrak su atılırsa vitamin degeri azalır. Yine yoğurt torbaya konup siizülür ve süzülen suyu atılırsa vitamin kaybı olur.. • Makarna, erişte, pirinç, kuru fasulve, nohut, merciraek ve yaş sebzelerin haşlandıktan sonra suları dökulursv, besleyici değerleri azalır. • Yaş sebzeleri mümkün olduğunca az haşlamak ve çig yemek suretiyle besin değerinden en fazla yarar saglanabilir. • Mercimek ve nohut gibi baklagilleri, vaş sebzelerin akdne iyice pişirmek gerekir. Iyice pişirildiklerinde besin değerleri yükselir. • Yumurta çig yenirse ya da sarısının etrafı yeşillenecek kadar uzun süre pişirildiğinde besleyici değeri azalır. • Meyveler kesildikten ya da suyu sıkıldıktan sonra bekletildikleri takdirde vitaminleri kaybolur. Sıkışlmlmış meyve suvu buzdolabında bile vitaminlerini yitirir. • Yeşil ve san seb/elerden yapılmış salatalara limon ya da sirke eklendiğinden itibaren bu sebzelerin içindeki A vitamini yokolmaya başlar. • Sütlu tatlı yapılırken şeker önceden konur, birlikte pişirilirse ve pişmc suackıde fırında yüksek ısı varsa, tatlının besleyici degeri azalır. • SUt aşırı kaynatılırsa besin değeri azalır. Pastörize ya da sterlize olmamış süt 5 dakikadan daha az kaynatılırsa mikropları ölmez.