Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 “Ne yapmaya çalışıyor bunlar böyle?” diye düşünmüş ağaç. “Neler oluyor?” Mumlar yanıp eriyor, dallara kadar küçülünce söndürülüyormuş ve sonunda çocuklar ağacı yağmalama iznini koparmışlar. Ah, ağacın üstüne öyle bir atılmışlar ki, bütün dallar çatırdamış. Tepesinden ve altın yıldızdan tavana bağlanmış olmasaymış, mutlaka devrilirmiş ağaç. Çocuklar ellerindeki güzel oyuncaklarla etrafta koşturup duruyorlarmış. Yaşlı dadıdan başka kimse ağaçla ilgilenmiyormuş artık, dadı da sadece, dalların arasında bir elma veya ceviz kalmış mı diye bakıyormuş. Çam ağacı durgun ve düşünceliymiş şimdi, ormandaki kuşlar hiç böyle bir şeyden söz etmemişlermiş. Ertesi gün tekrar mumlarla, oyuncaklarla, yaldızlar ve meyvelerle donatılacağını umuyormuş. “Yarın titremeyeceğim!” diye düşünmüş. “Kavuştuğum güzelliklere yürekten sevineceğim.” Ve bütün gece boyunca sessizce durup düşüncelere dalmış. Ertesi sabah, uşak ile hizmetçi içeri girmişler. “Tekrar başlıyor işte, yaşasın!” diye düşünmüş ağaç, ama gelenler onu salondan çıkarıp merdivenlerden tavan arasına sürüklemişler ve hiç gün ışığı görmeyen, karanlık bir köşeye atmışlar. “Bu da ne demek oluyor!” demiş kendi kendine ağaç. “Ben ne