23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 “Biz biliyoruz! Biz biliyoruz!” diye cıvıldaşmış serçeler. “Aşağıda, kentin orda pencerelerden içeri baktık. Biz biliyoruz nereye gittiklerini! Ah, aklının almayacağı kadar büyük bir güzelliğe, zenginliğe kavuşuyorlar! Camlardan içeri baktık ve onların sıcacık odaların ortasına dikildiğini, müthiş süslerle, altın yaldızlı elmalarla, ballı çöreklerle, oyuncaklarla ve yüzlerce mumla donatıldığını gördük.” “Peki sonra?” diye sormuş çam ağacı bütün dalları titreyerek. “Sonra? Sonra ne oluyor?” “Bundan başka bir şey görmedik! Ama eşi benzeri görülmedik bir şeydi!” “Ah böyle bir mutluluğa ben de kavuşacak mıyım acaba?” diye çığlıklar atmış küçük ağaç. “Yılbaşı bir gelse! Uzadım artık, geçen yıl götürdükleri ağaçlar kadar da büyüdüm. Ah, bir arabaya koysalar beni! O sıcacık odalarda, o güzellikler, zenginlikler içinde olsam! Peki sonra ne olur? Tabii ki arkasından daha iyi, daha güzel şeyler gelir, yoksa niye öyle süslesinler ki beni! Mutlaka daha güzel şeyler olur!” Çam ağacı büyümüş, büyümüş, yazkış yeşermiş; zümrüt yeşili bir renk almış! Onu gören insanlar, “Çok güzel bir ağaç bu!” demişler... Yılbaşı gelince de, hepsinden önce o gitmiş! Balta bedenine saplanmış, ağaç
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear