Catalog

29 Nisan 2011 Cuma 356 17 VİZYONDA BU HAF TA Hızlı ve Öfkeli 5 Zefir Panda:SihirliYol BeniAslaBırakma Tür: Aksiyon Yönetmen: Justin Lin Oyuncular: Vin Diesel, Paul Walker, Jordana Brewster Brian ve MiaToretto, Dom’u özgürlüğüne kavuşturduktan sonra, yetkilileri atlatmak için sınırları geçtikten sonra Rio de Janeiro’nun bir köşesinde ortaya çıkarlar. Özgürlüklerini kazanmak için son bir işe asılmak zorundadırlar. Alışılmadık müttefikler, en iyi yarışçılardan oluşan seçkin ekiplerini bir araya getirirken, onların ölmesini isteyen ahlaksız iş adamından kurtulmanın tek yolunun, onunla karşılaşmak olduğunu biliyorlar. Ama onların peşine düşen sadece bu iş adamı değil... İnatçı federal ajan Luke Hobbs, asla hedefini kaçırmıyor. Dom ve Brian’ın izini sürmekle görevlendirilince, onları yakalamak için ekibiyle birlikte kapsamlı bir operasyon başlatıyor. Şimdi Hobbs, başka biri elini çabuk tutup onları yakalamadan önce, avını köşeye sıkıştırmak için içgüdülerine güvenmek zorunda... Tür: Dram Yönetmen: Belma Baş Oyuncular: Cem Yılmaz, Vahide Gördüm, Budak Akalın Filme adını veren 11 yaşındaki başına buyruk kız çocuğu Zefir, yaz tatilini anneannesiyle dedesinin Doğu Karadeniz Dağları’ndaki evinde, annesinin yolunu gözleyerek geçirir. Sonunda ona kavuşur, ancak annesi Zefir’i almaya değil, uzun bir yolculuğa çıkmadan önce onunla vedalaşmaya gelmiştir. Film, ergenlik çağına girmekte olan dik başlı bir kız çocuğunun, kendisini anneanne ve dedesinin bakımına terk ederek ideallerinin peşinden dünyanın öbür ucuna gitmeye karar veren annesiyle arasındaki bağlılık ve çatışma ilişkisi çevresinde gelişiyor. 2009 yazında Ordu’nun Çambaşı yaylası yakınlarında çekilen filmde, ağırlıklı olarak yöre sakinleri rol aldı. Tür: Animasyon Yönetmen: Robert D. Hanna Seslendirenler: Je rey Lee Hollis, Joy Michele, Patrick Pumpuang KG, Prens Po’ya aşık oldu; Panda onlara eşlik etti. İmparator, oğlunun partiye katılmasına kızınca O’nu eve yolladı. Ertesi gün KG, Prens Po’yla karşılaşmak için kiraz bahçesine gitti.Tam sevdalarını itiraf edeceklerdi ki, Prens Po, Prenses Mei tarafından kaçırıldı ve amansız bir mücadele başladı. Tür: Dram Yönetmen: Mark Romanek Oyuncular: Keira Knightley, Carey Mulligan, Andrew Garfield Ruth, Kathy veTommy çocukluklarını neredeyse cennetten çıkma bir İngiliz yatılı okulunda geçirir. Erişkinliğe adım attıklarında ise aralarındaki güçlü sevgiyi sindirmeye çalışırken bir yandan da onlardan gizlenen, kabullenmesi güç bir gerçeğe ve korkunç kaderlerine hazırlanmaları gerekmektedir. Üçü de diğer insanlara organ sağlamak için üretilmiş klonlardır. ELEŞTİRİ Eren AYSAN atar tiyatrosunun kurucu yazarı sayılan Kerim Tinçurin’in “Sönmüş Yıldızlar” eseri, geçtiğimiz günlerde seyirciyle buluştu. Acıklı biten aşk öyküsünün merceğe alındığı oyun, tipik bir melodram. Tatar seyircisinin “Sönmüş Yıldızlar”ı benimsemesinin ardında, her şeyden önce metinde, milli tiyatro edebiyatının özelliklerinin yer alması yatıyor. Ayrıca bölgenin sevdiği türkülerin bulunması, Tatarlarla Ruslar arasındaki çelişkilerin üstü örtük verilmesi de metnin can alıcı yanlarından biri. Ancak bütün bunlar bir tiyatro eserinin evrensel olabilmesi için yeterli nedenler değil. Bu nedenle de yerel kaynaklarla beslenen aşk öyküsü destansı özellik taşımaktan uzak. Oysa dramatik yapısı güçlü ve yerel kaynaklarla ilerleyen bir aşk öyküsü rahatlıkla dünya insanına hitap edebilir. Buna en iyi ör Sönmüş Yıldızlar nek, Nâzım Hikmet’in Ferhat ile Şirin oyunu… Belli ritüelistik özelliklerinin yanında, yazarın Ferhat özelinde, aşkı bireyden topluma kaydırmasıyla metin çok boyutlu hale evriliyor. Her ülkenin milli edebiyat özelliği taşıyan, “edebi kanon”u olarak nitelenen eserleri vardır. Bir yapıtın milli edebiyat açısından kurucu özellikler taşıması, evrensel olabilmesi için yeterli değildir. Yazarın, dünya halklarına sunduğu sanatsal bakış ve anlayış, ne kadar yüksekse, o kadar güçlü bir yapıt vardır karşımızda. Sanat yönetmenlerine düşen görev, ülkeler arasındaki sanatsal ilişkiyi güçlendirme amacı güdüyorlarsa, böylesi eserleri bulup çıkarmaktır. Bu yolda yalnızca tematik bir arayış içine girmek, kolaycılığa kaçmaktır. Yazık ki, Tataristan’la ülkemiz arasındaki sanatsal bağı sıkılaştırmak adına böyle bir arayış söz konusu değil. Oyunu sahneleyen Raşit Zagidullin Tatar tiyatrosunun önemli isimlerinden biri. Ancak onun da nefesi, zaten evrensel nitelikten yoksun bu oyunu, estetik kazanımı yüksek bir noktaya taşımaya yetmemiş. Özellikle ikinci perdede, iki aşığın bir daha kavuşamayacağını anladığımız sahneler trajik olandan, komik olana geçiveriyor. Bu da, “Romeo Juliet”e benzediği söylenen aşk öyküsünü hafifletiyor. Sahne tasarımı ve oyunculuk vasatın altında… Bunca olumsuzluğun içinde mucizevi T bir biçimde müzik ve dans kendini kurtarabilmiş… Özellikle müzik düzenlemesini gerçekleştiren Can Atilla’nın çabasını kutlamak gerek. Atonal bir müziği ülkemiz dinleyicisinin ku lak zevkine taşımak adına imkânsızı başarmış. Belli ki, “evrensel oyun”, Tataristan’la imzalanan sanatsal protokolün eksik kalmış temel maddesi.