26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

29 Nisan 2011 Cuma 356 15 TİYATRO nu.” Bu oyunun sahnelenmesindeki amaç da geleneksel gölge oyununu siz çocuklara tanıtmak ve sevdirmek. Şimdi diyeceksiniz ki, “gölge oyunu” da nedir? Siz hiç “Karagöz ve Hacıvat”ı duydunuz mu? Hani, akıllı mı akıllı bir Hacivat vardır. Bir de onun her söylediğine karşı çıkan sevimli Karagöz. Bir perdenin arkasından seslenir izleyicilerine... Eğer hâlâ çıkaramadıysanız Karagöz ve Hacıvat’ı, büyüklerinize sorun. Çünkü onların çocukluğunda çokça sahnelenen bir “gölge oyunu” idi “Hacıvat ve Karagöz.” Ne dersiniz, siz de ileride çocuklarınıza küçükken izlediğiniz bir “gölge oyununu”, “Karagöz Sihirli Ağaç”ı anlatmak ister misiniz? Yanıtınız “evet”se o halde sizleri CKM’ye bekliyoruz. (442 30 50) Sevgili minikler, Cumhuriyet Ankara’nın sizler için bir haberi var. Hepinizi gazetemizin Ankara Temsilciliği’nde yer alan Cumhuriyet Kültür Merkezi’ne (CKM) bekliyoruz. Çünkü CKM’de, yarın saat 10.30’da, sizler için Tiyatro Pembe Kurbağa, “KaragözSihirli Ağaç” adlı oyunu sahneleyecek. “KaragözSihirli Ağaç” oyunu aslında bir “gölge oyu YANSIMALAR ŞeŞk KAHRAMANKAPTAN seŞk@kahramankaptan.com / www.kahramankaptan.com AKPbildirgesinde‘Kültür’: ‘Sanat’la‘zanaat’ikarıştıran bakışaçısı CUMHURiYET ANKARA’NIN SEÇ TiKLERi D SERGİ Sevgili Ankaralılar, sizlere bu hafta, ressam bir babanın, Cemil Eren’in, çocukları Barış ve Zeynep Eren ile birlikte açtığı resim ve heykel sergisini gezmenizi öneriyoruz. Bilindiği gibi Cemil Eren, “beyazların ressamı.” Yani beyaz bir tuval üzerine beyazı resmeden ender ressamlardan biri. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgâhı Anıtkabir’in tavanındaki freskler de ressam Eren’e ait. Sadece bu kadar mı? Ressam bir dönem Devyaptı. Örneğin Akün Sahnesi’nin vitrayları da ressamın izlerini let Tiyatroları’nda da görev iki çocuğu... taşıyor. 1927 doğumlu sanatçının iki de çocuğu bulunuyor. Kendisi gibi ressam ız” resim ve heyŞimdi ressam Eren, iki çocuğu Zeynep ve Barış ile birlikte, “BabaOğulK Krea Artisan kel sergisi açtı, Park Caddesi, Alımcı Park Villaları, 2870. Sokak’ta yer alan ri, Zeynep Eren’in “Kibele”yi örSokağı’nda. Ressam Cemil Eren’in beyaza işlediği resimle ri görmek nek alan “Tombul Kadınları”nı ve Barış Eren’in “insanı” konu edindiği resimle Mayıs’a değin görülebilir. (240 33 99) istiyorsanız, sergiyi kaçırmayın. Sergi, 15 Tiyatroseverler, Tunali Hilmi Caddesi’nde yer alan Mavi Sahne’de iki sezondur şair ve neyzen Neyzen Tevfik’in yaşamını konu edinen “Hiç/Neyzen Tevfik” sahneleniyor. Sedat Demirsoy’un yönettiği oyun, “mektebi sokaklar, yatağı kaldırım, sermayesi ‘ney’i olan bir rindin, bir efsanenin öyküsü” aslında. Oyunda, tiyatroseverlerin “Kar Beyaz” ve “Son İstasyon” adlı filmlerden de tanıdığı Ziver Armağan Açıl rol alıyor. Neyzen Tevfik’in şiirlerini dinlemek ve yaşamına tiyatronun diliyle tanık olmak için bu oyun bire bir. (426 26 29) TİYATRO KONSER Sanatseverler, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO), Türkiye’nin ilk konservatuvarı olma özelliğine sahip Ankara Devlet Konservatuvarı’nın kuruluşunun 75. yıldönümünü kutlamak amacıyla konser verecek. Şef Burak Tüzün’ün yöneteceği orkestra konserde, Mozart’ın “1. Keman Konçertosu si bemol majör”, Bohuslav Martinu’nun “Obua Konçertosu” ve Antonin Dvorak’ın “9. Senfoni ‘Yeni Dünya’ mi minör Op. 95” adlı eserlerini seslendirecek. Çağıl Yücelen Akın (keman) ve Ulaş Yurtoğlu (obua) da konsere solist olarak katılacak. Hafta sonunda konsere gitmek isteyenler için bu konser ideal bizce. (311 26 45) ört yıl önceki gibi, seçim bildirgelerinin “kültürsanat” bölümlerine bir göz atalım: AKP bildirgesinin “kültür” başlıklı bölümünde, kavramlar doğru kullanılmıyor, nicelik ve gelenek, yuvarlak ifadelerle ön plana çıkartılıyor. Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi’nde temsil ve sahne sayılarının arttığı, inşa halindeki kimi kültür merkezlerinin tamamlandığı, yenilerinin yapıldığı doğru. Teşekkür ederiz. Rakamlara AKP’nin internet sitesindeki bildirgeden ve icraatların anlatıldığı kitapçıktan ulaşabilirsiniz. Ama binaların kendileri kadar, yerleri, içinde ne yapıldığı, hangi sanat yapıtlarının sahnelendiği veya sergilendiği (ya da sergilenemediği) önemli. AKP döneminde, bizzat Başbakan’ın istekleri doğrultusunda işlevsiz hale getirilen İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nden, Ankara’da tüm projeleri hazır olduğu halde yapımı konusu rafta tutulan yeni opera binası ve benzeri durumlardan bildirgenin ilgili bölümünde tek satırla bile söz edilmiyor. Bundan kıvanç da duyulmuyor ki, bildirgede yapılanlar arasında “İnsanlık Anıtının yıktırılması”, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nin kapısına kilit vurulması gibi vurgular bulunmuyor. Sanat, “üretilen” değil, “yapılan”dır, sonunda “ürün” değil, “yapıt” elde edilir. Ancak AKP bildirgesinde “Türkiye’de kültür ve sanat değerlerimiz muhafaza edilecek, yeniden üretilecek ve gelecek nesillere aktarılacaktır” denilerek sanat kavramına fabrika mantığı ile yaklaşılıyor. Buradaki “yeniden üretim” kavramı, gelişimi değil, durağanlığı, var olanların kopyalarının üretilmesini anlatmıyor mu? Bu mantık, “sanat” ile “el zanaatleri”ni bir tutan ya da karıştıran mantıktır. Ülkeye ikisi de lazımdır ama “sanat”tan pek söz edilmiyor. Bildirgede “sanat” ile “zanaat” kavramlarının birbirine karıştırıldığı anlaşılıyor. “Geleneksel” ve “çağdaş” arasında bir denge bulunmuyor, tercihin gelenekselden yana kullanıldığı anlaşılıyor. Bildirgede, kurulacağı belirtilen müzelerin adlarının sıralanması dışında yeterince somut proje, adı konulmuş somut vaat yer almıyor, kültür ile sanatın altyapı gereksinimi gözardı ediliyor. Bol bol “destek” vaatleri var ama içi boş. Eğitim alanında da “klasik ve halk müziğimize müfredatta daha çok yer verileceği” ve geleneksel sazların daha çok öğretileceği vurgulanıyor. Hangi müfredatta? İlköğretimde mi, lisede mi, güzel sanatlar liselerinde mi, yoksa konservatuvarlarda mı? Belli değil! Birbiriyle çelişkili pek çok sözcük ve kavramın bulunduğu bölümün önceki çeşitli metinlerden “kesyapıştır” yöntemiyle hazırlanmış olduğunu düşünebiliriz. Nasıl olsa kimse bildirgeleri okumuyor, çekilen nutuklara bakılıyor! Geçtiğimiz 8.5 yıl içinde “mahalle baskısı” diye adlandırılan ortamın giderek ağırlaştığı, gerçek sanat ve sanatçıya yönelik baskının, tahammülsüzlüğün arttığı, buna göz yumulduğu ve hatta özendirildiği bir ortam yaşandı. AKP bildirgesinin mantığı, ne yazık ki bu ortamın giderek ağırlaşabileceğinin işaretlerini satır aralarında barındırıyor. Yerimiz kısıtlı, haftaya CHP bildirgesinin ilgili bölümüne göz atacağız.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear