Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 Park Fora, özgün, zengin ve farklı lezzetleriyle sizi bekliyor... enehatun’da 5 yıldır Ankaralılara hizmet veriyor Park Fora balık restoranı... İlk kez gidiyorsanız terasında sizi bir sürpriz bekliyor. Düzenleme muhteşem, Ankara’da değil de, kendinizi bir sahil kasabasında hissediyorsunuz... Mekânın girişinde balıkların ve diğer deniz mahsullerinin seçildiği bölüm karşılıyor sizi. İçeriye açık ve doğal renklerde bir dekorasyon hâkim. Şık, aynı zamanda mütevazı ve insanı kucaklıyor... D ‘Denizürünlerisenfonisi’ N LEZZETLi ANKARA ELİF EROL http://lezzetliankara.blogspot.com İddialı mönü Uzun bir gecenin başlangıç noktası olabilecek restoranın barı da, mönüsü kadar iddialı. Türkiye ve dünyadan zengin şarap listesi ve eşsiz lezzetleri üstüne üstlük denizin tadı ve kokusuyla Ankara’ya getiriyor... Mevsimine göre Türkiye denizlerindeki tüm balıkları bulabilirsiniz. Balıklar restoranın özel yetiştirilmiş personeli tarafından mezattan özenle seçiliyor. Park Fora, “Deniz ürünleri senfonisi yaratma” sloganıyla yola çıkmış. Yaklaşım, farklı lez zetleri, özgün balıkları ve zengin mezeleriyle özel tatları hedefliyor, başarıyor... Balıkseverlere alışılmışın dışında farklı seçenekler sunuyor. Gerek marinasyonu, gerek sunumuyla farklı bir tada sahip olan fırın istiridye, mönüde tadılması gerekenlerin başında yer alıyor. Sarımsak, tereyağı ve maydonozun senfonik uyumu, güveçte pişirme tekniği, istiridye reddedenleri bile baştan çıkarabilir. İspanyol yemeği Paella mönüdeki farklı seçeneklerden. Temel malzemesi pirinç ve safran. Lezzet açısından göz doyurucu bir seçim... Restoranda 20 çeşit meze var. Deniz ürünlü pazı sarması, patlıcanlı ezme, Çerkez balığı, balık pastırması öne çıkıyor. Park Fora’nın özel pişirme teknikleriyle hazırlanan balıklar ve karideslerin yanı sıra çok sayıda kendine özel tarifi var. Özel tat ve teknik Kalkan tandır, hamurda balık, balık beğendi, levrek dolma ve balık İskender, balık yemeyi reddedenleri ikna edebilecek bir görsel şölenle sunuluyor. Çıtır çıtır incecik dilimlenerek kızartılmış patateslerin üzerini örten leziz balık özel sosu ve yoğurdu servis edildiğinde ağızda bıraktığı tad, balık sevmeyenleri müdavimi yapacak derecede başarılı. Park Fora’da mönüyü oluştururken gösterilen özen yemekler de kullanılan malzemenin kaliteli olması önkoşuluyla başlıyor. Restoranda donmuş veya hazır gıda kesinlikle kullanılmıyor. Otlar Ege’den geliyor, sebzeler ise günlük olarak halden alınıyor. Balıkta kullanılan soslar yine restoranda hazırlanıyor. Grup ve şirket yemeklerine de ev sahipliği yapan Park Fora, bu tarz toplantılar için VIP salonunda hizmet veriyor. Teras katı 150 kişilik oturma kapasitesine, 10 kişilik bar kapasitesine, alt ve üstkatı ise 200 kişilik oturma kapasitesine sahip olan ve iki farklı konsepten oluşan mekân gecenin geç saatlerine kadar hem lezzetli hem de keyifli saatler sunuyor. Park Fora Nenehatun Caddesi No:97 GOP 447 73 00 Tadım Notları Prof. Dr. Ertan ANLI http://tadimnotlari.blogspot.com Tokaji: Kralların Şarabı layan küfe de asil küf (Botrytis cinerea) adı verilir. Böylece dünyanın asil küflü ilk şarabı ortaya çıkar. Günümüzde Almanya’nın Rhin, Fransa’nın Sauternes bölgelerinde asil küflü ünlü şaraplar olsa da, kuşkusuz “Tokaji” şaraplarının yeri çok özel. Bizleri davet eden “Tokaj Kerstkedohaz” şarap evininin yetkilisi Bela Varga ile çok özel “asil küflü” şarapları tattık. Tokaji bağlarının yüzde 70’ini bölgeye özgü “Furmint” üzümü oluşturuyor. Yüzde 2025 kadarı Harselevu, çok az kısmı da Muscat de Lunel, Zeta, Kabar ve diğer yerel üzümlerden oluşuyor. Burada iklim çok önemli. Üretici diken üzerinde. Zamansız bir yağış, bütün yılı mahvedebiliyor. Önce nemli ve sisli bir ortam, sonra küf gelişimine uygun bir pastırma yazı gerekiyor. Aksi takdirde, o yıl asil şarap yok. Tokaji şaraplarını dünya vitrine çıkaran kişi ise Fransa kralı XIV. Louis. 1703 yılında Transilvanya prensi II. Rakozci, krala hediye olarak Tokaji şarabı gönderiyor. Şarabı çok beğenen kral, Versailles sarayında konuklarına ikram ediyor. Bir gün kral, şarabı ünlü Madame Pompadour’a sunarken tarihe geçen “Vinum Regum, Rex Vinorum (Kralların Şarabı, Şarapların Kralı)” sözünü sarfediyor. Böylece Tokaji soyluların şarabı oluyor. Bethoven, Liszt, Schubert, Heinrich Heine, Goethe, Johan Straus, Voltaire ve Joseph Haydn gibi birçok ünlü bu şarapların peşinden koşar... Asil küflü Tokaji şarapları sarıtopaz renkli güzel görünümleri yanında, çikolata, şeftali, Hindistan cevizi, bal, olgun ayva, kuru meyvelerden oluşan çok zarif ve asil bir damağa sahipler. Tatlı ya da az tatlı olmalarına göre; meyveli tart, pastalar, çikolata ve kuru yemişlerle ve Macaristan’ın ünlü kaz, ördek ciğeri ve pateleriyle mükemmel uyum sağlıyorlar. Şaraplar, şeker düzeyleri giderek artan 3, 4, 5, 6 puttanyos olarak sınıflandırılıyor. Macar halk dilinde puttanyos 25 kilogramlık tahta üzüm sepeti anlamına geliyor. 6 puttanyos, 136 litre şarabın içinde 6 sepet asil küflü üzüm olduğunu, yani tatlılığını gösteriyor. Unutmayın, elinize fırsat geçerse bu asil şaraplar mutlaka demeye değer… eçen hafta sonu Macaristan’ın Slovakya sınırındaki şarapları ile ünlü Tokaji bölgesindeydim. Hegyalja dağlarının eteklerindeki Avrupa’nın ve dünyanın en önemli tatlı şaraplarından biri olan Tokaji’lerin (Tokay) üretildiği bu bölge, sisli, nemli ve volkanik karakterdeki topraklarıyla gerçekten çok özel bir bölge. İşin ilginç yanı, bu şarapların üretimine atalarımızın eli değmiş. Kanuni Sultan Süleyman 29 Ağustos 1526’da Mohaç Savaşı’nı kazanır, Macaristan’ı fetheder. İşin şarabı ilgilendiren yanı ilginç. Osmanlı’dan korkan Macar çiftçisi, hasat döneminde bağını bahçesini terk edip, dağlara kaçar. Osmanlı halka dokunmaz, köylüler geri dönerler. Döndüklerinde bağlarının üzerini küf tabakasının örttüğünü görürler. Bir kısmı üzümleri kaderine terk etse de, bazı hırslı bağcılar küflü de olsalar üzümleri şaraba işlerler. Sonuçta özel bir aromaya sahip, tatlı bir şarap ortaya çıkar. Bu oluşumu sağ G