24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Engelleri yaratan zihniyet ? Bilge YİĞİT bilge.yiğit@gmail.com Engel dediğimiz şey bizim algılarımız nedeniyle vardır. Biz onu engel olarak algılamaktan vazgeçersek artık engel olmaktan çıkar. Boyumuz erişmediği için dolaba uzanamadığımızı düşünelim. Peki, bunu engel olarak görüyor muyuz? Hayır. Bir tabureye çıkıp istediğimiz nesneye kolayca ulaşıyoruz. İşte toplumumuzda engelli bireylerin yaşadığı aynen budur. Gereken şey sadece bir tabure olduğu halde biz, ayrımcı bakış açımızla, “engelli” ismini verdiğimiz bir grup yaratıp, onları dışlamayı ve soyutlamayı seçiyoruz. Yaşam ve çalışma alanlarını engelleri ortadan kaldıracak şekilde tasarlamak ve inşa etmek mümkün değil mi? Elbette mümkün. Bunun için öncelikle ayrımcı ve tek tipçi zihniyetin sorgulanması gerekiyor. Ülkemizde ne yazık ki farklı olan, farklı düşünen ya da farklı hareket edenler sık sık ayrımcılığa uğramaktadır. Peki neden? Nasıl bir zihniyet kendine benzemeyeni reddeder, yok sayar? Kaçımız bugüne kadar engellilerin haklarını ve bu hakların ne kadarının imkân sunulmaması nedeniyle gasp edildiğini düşündük? Bir ülkede tüm çocukların eğitim alma hakkı varken, tekerlekli sandalyede olduğu için, görme ya da işitme engelli olduğu için bir çocuğa, “Bu okulda okuyamazsın” demek eğitim hakkının gaspıdır. Bir işe başvuran engelliye engelli olduğu için, önyargıyla “Sen bu işi yapamazsın” demek, hakkını gasp etmektir. ulaşım, yasalar karşısında icraata yansıyaneşitlik) eşit olarak faydalanmasını sağlayabilen ve bu uğurda çaba gösteren toplumlara gelişmiş diyebiliriz. Bilim ve teknolojide bu kadar ilerlemiş olan insanlığın haklar ve özgürlükler konusunda, barış içinde birlikte yaşama konusunda bu kadar geri olması beni şaşırtıyor. İnsanlık olarak nasıl nesiller yetiştiriyoruz ki her yerde ayrımcılık, her yerde savaş, her yerde kavga. İnsanın güç sahibi, mülkiyet ve egemen olma hırsına bu derece tutsak olması, başkalaştırıcılığı, başka olanı değersiz ve düşman görmesi insanlık tarihine baktığımızda yüzyıllardır süregelen bir durum. Bu bir ütopya özlemi değil. Böyle bir dünyaya inananlar bu yolda bir adım atmalılar. Herkesin bu konuda yapabileceği bir şeyler olduğuna gönülden inanıyorum. İşe kendi sosyal çevremiz ile başlayabiliriz. Haklar ve eşitlik konusunda bilinçli olanlar sormaya ve talep etmeye başladıklarında zincirleme bir etki yaratacaklardır. Bu bizim kendimize ve gelecek nesillere olan borcumuzdur. Borcunu henüz ödeyememiş insanların hissettiği vicdan huzursuzluğunu hissedip, emek vermek, inanmak ve mücadele etmek, birlik olmak gerekiyor. Her şeyi kanısadık O kadar kanıksadık ki her şeyi, trafik kazalarını, haksızlıkları, ölümleri. En kötüsü de bu. Hayata seyirci kalmaya bayılıyoruz. Kolay çünkü. Düşünmeyi gerektirmiyor, eylem gerektirmiyor. Dizi film izler gibi izliyoruz hayatı. Bizim dışımızda kalan hayatları seyretmekle yetiniyoruz. Bizim evimiz var, bizim arabamız var, bizi seven insanlar var, mutlu mesut yaşayıp gidiyoruz işte, gerisi bizi ilgilendirmez. Peki, bunun için mi yaşıyoruz? Ayrımcılık görenler, ezilenler, dışlananlar, haksızlığa uğrayanlar? Bizi ilgilendirmez. Gereken yerde tepkimizi dile getiriyoruz ama tepki eylem değil. Kelebek etkisi yaratmaya ne dersiniz? İşe sosyal çevremizle başlayalım Toplumun azınlığının değil çoğunluğunun engelli olduğunu düşünelim bir an için. O zaman bambaşka bir toplumda yaşıyor olurduk. Tüm yaşam ve çalışma alanları engellilere uygun olarak düzenlenirdi. Toplumun tüm bireylerinin her türlü sosyal imkândan (eğitim, Bu yazı Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği (AFSAD) tarafından hazırlanmıştır. Başkent EDAŞ’dan yeni proje ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş. (Başkent EDAŞ), hazırladığı “Aydınlatma Sistemlerinin İyileştirilmesi Projesi”ni tamamladı. BEDAŞ tarafından yapılan açıklamada, çevre ve trafik güvenliğinin artırılmasının yanı sıra, kentleri daha estetik bir görünüme kavuşarak aydınlatılabilmenin amaçlandığı ve “Aydınlatma Sistemlerinin İyileştirilmesi Projesi”nin tamamlandığı belirtildi. Ekonomik ömrünü dolduran aydınlatma ekipmanlarını yenileriyle değiştirildiğini kaydedildiği açıklamada, “Henüz ekonomik ömrünü doldurmamış, kullanılır durumda olan fakat dış etkenlerden etkilenerek arızalanan aydınlatma armatürleri ise bakım ve onarımdan geçirdi. 14 Haziran14 Temmuz tarihleri arasında, Başkent EDAŞ bölgesi genelinde yürütülen çalışmada, olumsuz hava koşulları, hava kirliliği gibi nedenlerden ötürü kirlenen ve aydınlatma kalitesi düşen armatür camları sökülerek temizlenip, monte edildi. Dış etkenler nedeniyle kırılan ve kullanılamaz olan armatürler ise yenileriyle değiştirilerek yanar duruma getirildi. İlerleyen dönemlerde ise bakım ve onarım çalışmalarının periyodik olarak planlı bir şekilde yürütülmesi ile problemlerin birikmeden çözümlenebilmesi mümkün olabilecek” denildi. 3,2 milyon müşteriye hizmet veren Başkent EDAŞ genelinde yürütülen projede, 6 bin 334 adet yeni armatür montajı, 16 bin 277 adet armatür onarımı, bin 348 adet mahalle ve köyün aydınlatma ekipmanın bakımı, Ankara genelinde 2 bin 290 kilometrelik cadde ve bulvardaki aydınlatma sistemine bakım ve onarım yapıldığı ifade edilirken, toplam 76 bin 670 adet armatürün yanar hale getirildiği açıklandı. 7
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear