Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
İlişkilerimle bağlandığım dünyada ben ? Yasemin Şenyurt yaseminsenyurt@gmail.com Fotoğraf: Murat Şen yle engeller var ki aramızda ayrılamıyoruz! Bu engelleri aşıp kendi yaşamlarımız için önemli adımlar atmayarak aşkın sevgiye dönüştüğünü söyleyerek kandırıyoruz hem kendimizi hem birbirimizi. Birbirimizinhayatınamüdahaleederkenbirbirimiz için yaptığımız fedakârlıkları öne sürüyoruz. Yeni bir başlangıca olan umudumuz ve inancımız nerede? Yeni bir başlangıçta bizi korkutan ne? İki insan arasında kurulan bağın başka düzeylerde ve başka yoğunluklarda yaşanabileceği düşüncesi neden bu kadar gözümüzü korkutuyor? İki insandan söz ediyoruz. Olanakları,seçimleri,iradesi olan iki insanın arasındaki bağ ister aşk olsun ister arkadaşlık bir süre sonra bağımlılığa dönüşüyorsa ve bağımlılıklarsonucundainsanlar yaşamlarına ve geleceklerine müdahale edemiyorlarsa bu noktada durmak ve düşünmek gerekir. Korkularla ya da alışkanlıklarla süren bir ilişkide kendi olmak ve kendini gerçekleştirmek ne kadar mümkün? Böyle bir ilişkide birbirini duymak ve anlamak ne kadar mümkün olabilir? Bağımlı olmak bir başka deyişle on Ö suz yapamayacağını düşünmek insanın derinliğini,geleceğini ve bilincini ve elbette dünyayla, başkalarıyla ilişkisini olumsuz anlamda değiştirir. Bağımlı olmak yaşamı o kişiye ya da o nesneye göre sürekli olarak düzenlemek anlamına gelir ki bu durum bir süre sonra bütün dengeleri altüst eder. Kişinin öncelikleri o nesneye ya da o kişiye göre belirleniyorsa öyle engeller oluşur ki kişiyle kendisi arasında! Duyamayabiliriz. Göremeyebiliriz. Yürüyemeyebiliriz. Bütün bunlar her an her birimizin başına gelebilir. Bu engellerle birlik te yaşamayı öğrenebilir ve bu engelleri aşıp kendimiz olma yolculuğunda ve kendimizi gerçekleştirme sürecinde engelimizden yararlanabiliriz. Kendi kendimizi bağımlılıklarla engelliyorsak ya da birbirimizi bağımlılıklarla engelliyorsak o zaman da öncelikle bu durumun farkına varmalıyız. Nasıl ki hastalığını anlayamayan bir insan doktora gitme gereği duymuyorsa bizler de bağımlılıkların bizi nasıl engellediğinin farkında değilsek müdahale etme gereği duymayız. Kıskançlık cinayetleri, intiharlar ya da buna benzer olaylar aslında bağımlılığın bize ken di yüzünü göstermeden bir başka deyişle sinsice içimize yerleşmesi ve onu fark etmememiz sonucunda gerçekleşmiyor mu? O halde bağımlı olmaya başladığımızı fark eder etmez bu durum için yardım almamız gerekiyor. Bazen biz de fark edemeyebiliriz fakat yakınımızdaki insanlar bu bağımlılığı fark ederlerse onların desteklerini arkamızda hissederek gecikmeden müdahale etmeliyiz. Bu düşüncelerimi ve duygularımı psikoloji alanına ilgi duyan ve bağımlılık konusunda özellikle de ilişkilerde bağımlılık konusunda bazen tükenme noktasına gelmiş bir insan olarak yazıyorum. Murat Şen’in fotoğrafının bana yazdırdıkları dışında içimde yarattığı değişim o kadar önemli ki...Bağımlılığın engellediği bir insandım ama şu anda bağımsızlık mücadelemi veriyorum. Geleceğin derinliklerinden , bilincimin derinliklerinden korkmayarak ve olanak, seçim, irade sözcüklerinin altını çizerek! İlişkilerle bu dünyada yaşıyor ve bu dünyayı anlıyor hatta seviyoruz: Postacıya bir gün kendi şiirimi okudum. Bir daha okur musunuz dediğinde afalladım. Afallamak iyidir, Sohbete daldık, Uzun zaman olmuştu Çok şiir aldı giderken Çok şarkı bıraktı bana. Bu sayfa ankara Fotoğraf sanatçıları Derneği (aFsaD) tarafından hazırlanmıştır. Gar önüne yapılan kavşağa ilişkin iptal kararı inşaatın bitmesinden sonra açıklandı Gökçek’e iptalarkadangeldi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anakent Belediyesi’nin Gar önüne kavşak yapma projesine ilişkin yargıdan gelen iptal kararı, inşaat bittikten sonra çıktı. İnşaat Mühendisleri Odası’nın (İMO) başvurusu sonucu alınan karar yine uygulanmıyor. İMO Başkanı Nevzat Ersan yargı kararının uygulanması için Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ı göreve çağırdı. Ersan, Anakent Belediyesi’nin, Ankara 7. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilen “Gar Önü Katlı Kavşak Projesi” hakkında açıklama yaptı. Ersan, “Melih Gökçek ve zihniyetinin işlediği suçların engellenmesi için Cumhurbaşkanı ve Başbakan dahil herkesi kentine ve tarihine sahip çıkmaya çağırıyoruz” dedi. Kavşak projesini 18 Nisan 2008 tarihinde yargıya taşıdıklarını ve 14 Ocak 2010 tarihinde Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin “projenin yürütmesini iptali” yönünde karar verdiğin anımsatan Ersan, şu değerlendirmeyi yaptı:“Gar önü katlı kavşağı, TCDD’ye ait kamusal alanların talanına yönelik; insan, kentli yaya haklarına aykırı; şehircilik ve kent planlama ilkelerinin hepsine, yürürlükte olan ulaşım politikalarına, ulaşım planı karar, ilke ve hedeflerine aykırıdır. Yaya ağırlıklı bir güzergâhta, yayaların önemsenmeden sadece araç trafiğine yönelik bir düzenlemedir. Bu düzenleme ile meydan, meydan olma özelliğini kaybetmiştir. Kavşak, tarihi yapı olan Gar Gazinosu ve 2. Bölge Binası gibi tescilli yapılara ve 70 yıllık ağaçların köklerine zarar verecektir.” Gökçek’in, “Meslek örgütlerinin ve emekten yana güçlerin halkın haklarını savunduğu her durumu, ‘bu karşı çıkışlar ideolojik’” yaklaşımıyla geçiştirdiğini dile getiren Ersan, alınan kararla “Gökçek ve onun neoliberal piyasacı anlayışının mahkum edildiğini” söyledi. ‘Katlıkavşakbirtuzaktır’ Ersan, Ankara’da birçok örneği olan katlı kavşak uygulamalarına ilişkinde şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu katlı kavşakların tamamen iptal edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir kavşak bir sonraki kavşağın yapılmasını gerektiriyor. Bu bir tuzaktır, bu tuzağa Belediye Başkanı düştü. Raylı sistem bu kent için uygulanabilir tek çözümdür. Kuğulu 1, Kuğulu 2 katlı kavşaklarının yapılmadan önceki halini özlüyorum. Kendimi otobana girmiş gibi, kentin dışındaymışım gibi hissediyorum.” 7