Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Ankara 304/30 Nisan 2010 DünyacaünlüşütsanatçımızŞefikaKutluer: ‘Çokseslimüziğin gelişiminde yolunbaşındayız’ ünya, flüt sanatçımız Şefika Kutluer’i “sihirli flüt” olarak tanıyor. Bugüne değin yurtdışında, dünyaca ünlü orkestralar eşliğinde verdiği konserlerle Türkiye’yi tanıtan Kutluer’e göre, henüz ülkemizdeki çoksesli müziğin gelişiminde yolun başındayız. Ona göre Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Yüce Önder Atatürk’ün hedeflediği seviyeye gelebilmek için çok yol katetmemiz gerekiyor.Bu türlü festivallerin devlet tarafından da desteklenmesi gerektiğine işaret eden sanatçıyla, çoksesli müzik üzerine konuştuk: Çağdaş çoksesli müzik toplumumuzda hâlâ “elit” şeklinde düşünülüyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz ? I Sadece çoksesli müzik değil, bizim geleneksel müziğimiz de hak ettiği ilgiyi göremiyor. Bu tüketim çağında insanlar, maalesef, sadece kolay olanı seçiyorlar. Yeteri kadar meraklı ve araştırıcı olmadıklarından kendilerine sunulanla yetiniyorlar. Böylelikle rafine bir kültür oluşamıyor. Bizim geleneksel sanatımız da müziğimiz de çok değerli. Dede Efendi, Itri ve Tanburi Cemil Bey gibi zamanını aşmış ve dönemini çok olumlu etkilemiş ünlü Türk bestekârlarına hayranlık duymaktayım ve onların eserlerini klasik müzik formunda tekrar canlandırmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Çoksesli müzik hem icracıları hem de dinleyicileri için bir eğitim ve alışkanlık işidir. Türkiye’de de Atatürk’ün açtığı yolda bir eğitim var ancak daha yolun başındayız. Unutmayalım ki özellikle Avrupa 500 yıldır klasik müzikle birlikte yaşıyor. D ? Selda GÜNEYSU mutlu ediyor. Bazı konserlerimden sonra tebrik veya imza için gelen onlarca gencin hepsinin flüt çaldığını öğrenmek ve hem şaşırtıyor, hem de gerçekten çok mutlu ediyor. “Sizi dinledikten sonra, 40 yaşında flüte başladım” diyen kişilerin sayısı çok. Dünyanın pek çok yerinde konserler verdiniz. Yurtdışında Türk müzisyenlerimiz nasıl tanınıyor? I Atatürk’ün konservatuvarı kurmasının sebebi, Anadolu’nun ruhunu yansıtan müziğini ve ritmini dünyadaki en gelişmiş sistemi kullanarak, yani çoksesli müzik ile bestelenecek eserleri bu okullarda yetişecek Anadolu’nun yetenekli yorumcuları vasıtasıyla dünyaya tanıtmak ve Anadolu müziğini, ritmini çoksesli olarak dünya repertuvarlarının içine katmaktı. Türk musikisi son derece değişik bir forma, melodiye ve ritim yapısına sahiptir. Onun için konservatuvar eğitimi içinde bu konudaki eğitimin de öncelikli olarak alınması lazımdır. Ancak ondan sonra Anadolu’nun çok renkliliğini, çoksesli olarak harmanlayabilirisiniz. Yurtdışında, az sayıda da olsa, çok tanınan değerli müzisyenlerimiz var. Gerçek anlamda birer emekçi olarak, tamamen kişisel uğraşla, bu çok zorlu yolda ülkemizi gerektiği şekilde temsil etmeye gayret ediyoruz. “Türkbestecilerinehayranlık duyduğunuve çokseslimüziğin aslındabireğitimvealışkanlık işi”olduğunuher fırsattadilegetirensanatçı,SevdaCenapAnd MüzikVakfı’nca düzenlenen27. UluslararasıAnkaraMüzik Festivali’ndede konservermişti. ‘Ankaralılarınkalbimdeki yeribirbaşka’ Ve 27. Uluslararası Ankara Müzik Festivali... Ankara’da böyle bir festivalin düzenlenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Ankaralı sanatseverlerin benim kalbimdeki yeri her zaman başkadır. Ankaralıların çok bilinçli olduklarını ve gelişmeleri çok iyi izlediklerini biliyorum. Ankara konserlerimde her zaman çok mutlu olurum. Uluslararası festivaller çok önemlidir ve sayıları artmalıdır. Bunun için de başta devlet olmak üzere bütün özel kuruluş ve şahıslar tarafından desteklenmelidir. ‘Kalıcı eser bırakmak önemli’ Sizin gelecekteki projeleriniz nelerdir? I Geçen ay Paris’te “Fransa’da Türk Mevsimi” çerçevesinde Mevlana ve Yunus Emre konçertolarını çaldım, ayrıca bir de resital verdim. Önümüzdeki günlerde İstanbul ve İzmir’de çeşitli müzisyenlerle konserlerim var. Daha sonra İsviçre, Slovenya, Londra, New York ve Washington’da konserlerim devam edecek. Şu anda dünya piyasasında bulunan 16 CD’min dışında kaydını gerçekleştirdiğim ancak henüz piyasaya çıkmamış CD’leri de var. Ayrıca gerçekleşme aşamasında olan ilginç projelerim de sırada. Bir sanatçı için kalıcı eser bırakmak çok önemlidir. CD’lerimin dünya çapındaki etkilerinden çok memnunum. Yıllar önce “Carmen Fantasy” CD’min, Sony firması tarafından “Altın CD” ile ödüllendirildi. Çalışmakta olduğum İsviçreli CD firması Gallo, geçtiğimiz yıl bütün CD’lerimin uluslararası başarısından dolayı, CD’lerimi Altın CD Koleksiyonu etiketi ile yayınlamaya karar verdi. Klasik flüt repertuvarının en önemli eserlerinden oluşan CD kayıtlarım devam etmektedir ve dünya klasik müzik endüstrisindeki büyük krize rağmen bu CD’leri yapabildiğim için çok mutluyum. Albüm çalışmalarıma devam ediyorum. ‘İlgi sürekli artıyor’ Dünyanın pek çok ülkesinde “sihirli flüt” olarak tanınıyorsunuz... Son yıllarda yan flüt çalmak isteyen pek çok gence rastlıyoruz. Siz nasıl görüyorsunuz? Gerçekten de yan flüte ilgi arttı mı? I Yıllar önce New York’ta, Carnegie Hall’de verdiğim ilk konserimden sonra New York Times’in yazarı böyle bir başlık attı ve ondan sonra artık hep böyle kullanıldı. Çok güzel ama ağır bir sorumluluk yükledi bana bu unvan. Flütün sesi benim için ruhsal evimin kapısını açan bir sihirli anahtardır. Gerçekten de doğaüstü bir güce sahiptir. Flüt mitolojide de Tanrıların çalgısı olarak bilinir. Türkiye’de son yıllarda yan flüte olan ilgilinin inanılmaz boyutta arttığını görmek ve bunda benim katkım olduğunu düşünmek beni çok 2