27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Ankara 304/30 Nisan 2010 Kredikartıaidatlarındatüketiciyeiyihaber ? Turhan ÇAKAR Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı ankaların tüketicilerden “üyelik aidatı” adı altında kestiği yıllık kart ücretlerinin haksız şart olduğu ve bu ücretlerin tüketicilerden istenemeyeceğine ilişkin Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin kararını daha önce bu sayfada tüketicilerin görüşlerine sunmuştuk. Tüketicilerin, kendilerinden bankalara kesilen yıllık üyelik aidatı kesintilerinin iadesi konusunda tüketici sorunları hakem heyetlerine yaptıkları başvurularda, bazı hakem heyetlerinin son yılın dışında geriye dönük yıllık kart ücretlerinin talebinin reddine karar verdikleri görülmektedir. Ancak, hakem heyetlerinin bu şekildeki kararlarına itiraz eden tüketicilerin tüketici mahkemelerince haklı görüldüğüne ve on yıl geriye dönük olarak tüketicilerden kesilen yıllık üyelik aidatı kesintilerinin faiziyle birlikte tüketicilere iade edilmesine ilişkin elimizde 5.ve 7. Tüketici Mahkemelerinin kararları bulunmaktadır. Aşağıda, Ankara 7. Tüketici Mahkemesi’nin bu konuda vermiş olduğu bir karar özeti okurlarımızın görüşlerine sunulmuştur. Konuyla ilgili olarak, tüketicilerin Tüketici Hakları Derneği’ne başvuruda bulunmaları halinde, kendilerine yardımcı olunacaktır. B Kararın özeti Dava, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının kısmen iptali istemine ilişkindir. Hakem Heyeti dosyası, kredi kartı hesap ekstreleri, kredi kartı üyelik sözleşmesi örneği, bankadan gelen kayıtlar, bilirkişi raporu ve diğer belgeler dosyada mevcuttur. Çankaya Kaymakamlığı 1. Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı, 28/10/2008 tarih ve 2236 sayılı karan ile 2008 yılı üyelik ücreti/kart aidat bedelinin iptal edilerek tüketiciye iade edilmesine, diğer üyelik ücretlerinin ödemeden itibaren 1 yıl içerisinde talep edilmediği anlaşıldığından bunlara yönelik talebin reddine karar vermiştir. Sözleşmenin incelenmesinde, 23/06/2000 tarihinde davacı ve davalı banka arasında imzalandığı. 11. madde hükmü uyarınca faiz. ücret, vergiler ve diğer ferilere ilişkin düzenlemeler yapıldığı, kartın verileceği 2 yıl için üyelik ücreti alınacağı, takip eden yıllar için üyelik yenileme ücreti alınacağı hükme bağlanmıştır. Mahkememizde görülen emsal dosyalar ve yüksek Yargıtay yerleşik uygulamalarına göre, sözleşmenin önceden hazırlandığı, standart sözleşme niteliğinde olduğu, kart hamiline sözleşmeden suret verilmediği anlaşılmıştır. Bunun aksine, banka tarafından dosyaya herhangi bir delil sunulmamıştır. 4077 s.K. 6 maddesinde yapılan düzen lemeye göre, satıcı ve sağlayıcının tüketici ile müzakere etmeden tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kurallarına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şart sayılır. Buna göre sözleşmedeki bir hükmün haksız şart olarak değerlendirilebilmesi için; 1) Satıcı tarafından müzakere edilmeden sözleşmeyi tek yanlı olarak konulmuş olması, 2) Tarafların hak ve yükümlülüklerinde tüketici aleyhine bir dengesizlik oluşturması. 3) Bu durumun iyi niyet kurallarına aykırı olması gerekir. Taraflar arasında tanzim edilen sözleşmenin tamamı veya sözleşmedeki bir veya birkaç hükmim haksız şanın kabulü için yukarıda belirtilen bu şanların tamamının aynı anda bulunması zorunludur. Sözleşme incelendiğinde, kredi kartı ücreti veya yıllık aidat bedeline ilişkin hükmün banka tarafından tek taraflı olarak sözleşmeye konulduğu, bu durumun tüketici ile müzakere edilmediği, aksine bir iddianın bulunmadığı, sözleşme de bu konuda her hangi bir hüküm olmadığı v tüketici aleyhine dengesizliğe sebebiyet verdiği anlaşıldığından bu hükmün haksız şart niteliğinde olduğu kabul edilmiştir. (13 II.I). 03/03/2008, 2007/11236 E.. 2008/2982 sayılı kararı.) Yüksek Yargıtay yerleşik uygulaması da bu yöndedir. lunması halinde yasal nedeni olmaksızın yapılan ödemeler B.K. 125 md. hükmü uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde her zaman geri istenebilir. Bu halde B.K. 66 md.de öngörülen sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan 1 yıllık zamanaşımı süresi uygulanmaz. (Aynı görüşte 13 H.D. 01/02/2005, 13068/1212 sayılı kararı). Benzer şekilde bankada: mevduat hesabı bulunan davalıya fazladan yapılan ödemenin istirdadı talebine yönelik davada, taraflar arasında mevduat sözleşmesi ilişkisi bulunduğu kabul edilerek B.K. 125 madde uyarınca 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içerisinde fazla ödemenin istenebileceği, bu gibi hallerde sebepsiz zenginleşme hallerinde uygulanabilecek B.K. 66 maddede öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmasının doğru olmadığı yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından kabul edilmiştir. (HGK 09/02/2005, 2005/1120 E. 2005/34 K.) Zamanaşımı süresi uygulanır Kredi sözleşmesine aykırı davranılarak yapılan ödemelerin alacak hanesine kaydedilmediği ve fazla tahsilat yapıldığı ve yine bu krediden kaynaklanan haksız takip yapıldığı, borç olmayan bir paranın «işlendiği iddiası ile açılan ve kredi sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda da B.K 125 madde uyarınca öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. B.K. 66 maddede öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması hiç bir şekilde mümkün değildir. (01/07/22003 , 1331/7211 sayılı kararı). Yerleşik uygulama bu yönde istikrar kazanmış olup Yargıtay uygulamasında kabul edildiği üzere taraflar arasında mevcut sözleşme ilişkisi geçersiz olsa bile, bu halde dahi kural olarak yapılan ödemelerin 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ifadesi talep edi lebilir. Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi kurulu raporlarında; taraflar arasında kredi kartı üyelik sözleşmesi bulunduğunu, bankanın 2002 tarihinden itibaren yıllık üyelik aidatı kesintisi yaptığım, 2007 yılına kadar yapılan kesinti miktarının 147,00 TL olduğunu, işlemiş avans faizinin 123,28 TL olduğunu bildirmişlerdir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun bulunmuş olup, denetime elverişlidir. Taraf itirazları, bu nedenle reddedilmiştir. Bankalar, Anonim Şirket statüsünde olup, kredi sağlama, kredi verme ve topladıkları kredileri değerlendirme gibi bir çok işi gerçekleştirirler. Esas faaliyet alam itibariyle sürekli parayla iştigal etmektedirler. Kural olarak temerrüt B.K. 101 vd.madde hükümlerine tabiidir. Ancak bankanın faaliyet alanı değerlendirildiğinde, haksız surette alınan yıllık aidat bedellerinin hesaba girdiği andan itibaren banka tarafından nemalandırıldığı ve bundan gelir elde edildiği kuşkusuzdur. Genel hukuk prensiplerinden olan “hiç kimse kendi kusuruna dayanarak menfaat elde edemez” ilkesi gözetildiğinde, bankanın yasal dayanağı olmaksızın aldığı üyelik ücretlerini hesabına girdiği andan itibaren avans faizi ile birlikte iade etmesi hakkaniyet ve adalete uygun olur. Anlatılan nedenlerle; HÜKÜM 1 DAVANIN KABULÜNE, 2 Çankaya Kaymakamlığı 2. Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığının 28/10/2008 tarih ve 2236 sayılı kararının KISMEN İPTALİNE, 3 Kredi kartı üyelik bedeli olarak davacı tarafça ödenen 147,00 TL asıl alacak ve 123.28 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 270,28 TL’nin davalı taraftan TAHSİLİNE, davacı tarafa ÖDENMESİNE, asıl alacağa (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) dava tarihi 11/11/2008 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz uygulanmasına, Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. Haksız şart niteliğinde Üyelik ücreti alınmasına ilişkin hüküm, haksız şart niteliğindedir. Buna dayanarak alınan son 1 yılın ücreti dışında bugüne kadar alınan ücretlerin de zaman aşımı süresi içerisinde olmak kaydıyla, kart hamili tarafından her zaman talep edilmesi mümkündür. Taraflar arasında sözleşme mevcuttur. Kural olarak taraflar arasında akdi ilişki bu T ü k e tic i Ha k l a r ı De r n e ğ i / TE L : 425 15 29 4 17 93 34 419 37 74 / t h d@ tu k e t ic ih a k l a r i.o r g. tr w ww .tu k e ti c ih a k la r i .o r g.t r 11
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear