24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Sıradan olmak özeldir ? A. Betül CAN asubetcan@yahoo.com D oğuştan engellenmiştim. Beynimde hasarla doğmuştum. Bedenimle yapabildiklerim oldukça sınırlı, beynimle yapabildiklerim ise alabildiğince sınırsızdı. Kısıt sevmeyen ruhum ailem tarafından da desteklenince, kendi bildiği yolda yürüyen biri haline gelmiştim. Okula başlamak istediğimde, “Bu çocuk gerizekâlı, hiçbir zaman normal okula gidemez” diyen pek bilgili (!) profesör doktora bile aldırış etmemiştim. Arkadaşlarım gibi ben de üniversite sınavına hazırlanıyordum. Okula, dershaneye, tedaviye gidiyordum. İdeallerime erişmek için aşmam gereken en önemli ve en zorlu kapıda olduğumun bilinç ve heyecanı, yorgunluğumu unutturuyordu. Sınav başvurusu tarihi geldiğinde, dershanedeki matematik öğretmenimin bir uyarısı oldu: “Betül, sınav için yardımcı istemen gerekir.” İtiraz ettim. Birçok sınava girmiştim; parasız yatılı sınavları, fen lisesi sınavı, dershane sınavları... Anadolu lisesi sınavının ilk basamağını, dershaneye bile gitmeden kazanmış bir öğrenciydim ben. O güne kadar “sınavda yardımcı” kavramından haberim bile olmamıştı. Üniversite sınavının diğerleri gibi olmadığını, geleceğimi doğrudan etkileyecek bir sınav olduğunu, hakkımı yedirtmemem gerektiğini anlattı. Haklıydı; ama “herkes gibi başarabileceğini kanıtlamak” için bıkmadan usanmadan çalışan birinin yardım kabul etmesi kolay mıydı? Herkes gibi olduğumu kanıtladım 1994 yılında ODTÜ Matematik Bölümü’nden mezun olup, bir kamu kuruluşunda bilgisayar programcılığı yapmaya başladım. ODTÜ’ye ne zaman gitsem, hocalarımın sevgi ve gururlarını okurum gözlerinden. Yıllar sonra karşılaştım “kaynaştırma eğitimi” kavramı ile. “Engellilere özel” olmayan okullara giden engellilerin aldığı eğitimi tarif eden bir tanım olduğunu sandım önce. Sonra anladım ki, benim aldığım eğitim “kaynaştırma” değildi. “Normal” okula gitmekle kalmamış, “normal” eğitim almayı da başarmıştım. Herkes gibi olduğumu kanıtlayabilmiştim. Temmuz ayında, lise arkadaşlarımla bir akşam yemeği yedim. Arkadaşlarımın yanında kendimi ne denli rahat ve mutlu hissettiğimi anlatabilecek kelime bulamıyorum. Ne kadar iyi kaynaşmışız ki, 20 yıl sonra bir araya geldiğimize bu kadar sevindik. Çocuklarıkaynaştırmayaçabalayanlaraşaşıyorumdoğrusu;hemenkaynaşırlarzira.Acımasız da değildirler. Ben çocukken, benim çocuk arkadaşlarım öyle içtenlerdi ki... Acımasızlıkolaraknitelenençocukyaklaşımlarını,doğalveşirinbuluyorum.Geçtiğimizyıllarda ısrarla gündeme taşınan kaynaştırma eğitimihakkındaolumsuzöngörülerimvardı. Bugünlerde, uygulaması hakkında duyduklarım,öngörülerimingerçekleşmişolduğunugösteriyor.EngelliöğrencilerMilliEğitim’e başvuruyormuş,kaynaştırmaeğitiminemi,özeleğitimemiihtiyaçduyduklarına kararveriliyormuş;okararagörebirokulagidiyorlarmış.Böylebiruygulamaayrımcılıktır. Engelsiz öğrencilerin okul seçme hakkı varken,engelliöğrencilerinseçmehakkınınolmaması kabul edilemez bir durumdur. Üstelik, kaynaştırma eğitiminde dikkat edilecek hususlar arasında,“çocuğu normal hale getirmekdeğilde,yeteneklerinieniyişekilde kullanmalarını sağlamak en önemli he Okula gitmek yaşama hazırlamaktır def olmalıdır”* diye bir madde var. Temel eğitimiyetenekleryadayetilerilesınırlamak, hele ki bu yeti ve yetenekleri somutlaştırmakmümkündeğilkenbuçocuklarayapılabilecekenbüyükhaksızlıktır.Okulagitmek, hayatahazırlanmakdemektir. Birinsanıhayatboyukoruyupkollamakmümkündeğilse,kideğildir,okuldakorumakve/veya eksik yetiştirmek adil midir? http://okulweb.meb.gov.tr/35/02/959733/dokuman%20arsivi/Kaynatrmaeitiminedir.doc* Bu sayfa Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği (AFSAD) tarafından hazırlanmıştır. 7
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear