26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Ankara 297/12 Mart 2010 ANKARA ANKARA Talât HALMAN BD’de, Temsilciler Meclisi’nin başkanlığını on yıllarca yapan Tip O’Neill isimli bir milletvekili vardı. Bir sözü akıllarda, dillerdedir. “All politics is local.” Anlamı şudur: “Politika daima yereldir.” Kurt siyasetçi O’Neill iyi bilirdi ki: Kaderi ve kariyeri kendi seçim bölgesinde alacağı oylara bağlı olan politikacı, seçmenlerinin menfaatlerini ve tercihlerini çoğu zaman milli ülkülerin bile üstünde tutmak zorundadır. 4 Mart 2010 günü, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi, Türkiye aleyhine “soykırım” kararı alırken, 23 politikacı “oy için kırım kırım” kırıtıyordu. Genel Kurul ya da Senato tasarıyı reddedebilir, Obama veto eder belki. “Ümit fakirin ekmeği.” Tasarı, bir aşamada engellensin diye Obama hükümetinin çabaları olacak gibi. Yerel iradeye karşı gelen bazı Amerikalı politikacıların hezimete uğradığı iyi bilinen bir gerçek. Temsilciler Meclisi’ndeki “Türk dostu” bir vekil, kendi seçim bölgesindeki Türk aleyhtarlığını hiçe saydıydı. O bölgede bir avuç Türk kökenli seçmen vardı ama Ermeni, Elen, Kıbrıslı Rumlar çok sayıdaydı. Vekil, çok mu seviyordu ulusumuzu ve ülkemizi? Ne gezer! Diplomatlarımızın kese kağıtları içinde verdiği rüşvet dolarlarına meftundu, o kadar. Bölgesindeki oylarla yıkıldı gittiydi. ABD’deki Türk kökenli seçmenlerin sayısı hele Kaliforniya’da, New York’ta, Massachusetts’te çok azdır. İhsan Sabri Çağlayangil, Ermeni sorununda ve Kıbrıs davasında ABD’nin niçin Türkiye’yi desteklemediğini sorunca Henry Kissinger demişti ki: “Türk kökenli Amerikalıların sayısı birkaç milyona çıkarsa sorun kalmaz. Sayıyı arttırmaya bakın.” Birleşik Amerika’da bize düşman birkaç topluluğun her biri, Türk kökenlilerden çok daha kalabalık, varlıklı, organize, nüfuzludur. Kendi aralarında çok dost olmasalar bile, zaman zaman Türkiye’ye karşı ittifak kurarlar. Politik âlemde destek görürler. Kamuoyunda bizden çok daha etkindirler. Medya üzerinde egemenlik sahibidirler demek abartı olmaz. Üç dört nesildir ABD vatandaşı olan Türk kökenlilerden tek bir kişi bile Amerika’da üst düzey bir göreve seçilmemiştir. Türklere karşı olan bazı topluluklardan sadece belediye başkanları ve valiler değil, milletvekilleri ve senatörler çıkmıştır – hatta cumhurbaşkanı yardımcısı, cumhurbaşkanı adayı. Kongrede çok sayıda komite başkanı olmuştur onlardan. Bizden sıfır. Çünkü bizim devletimiz böyle siyasal girişimleri benimsemediği gibi, ABD’deki Türkler de destek sağlamaz. “Türk günleri”ndeki yürüyüşlere birkaç bin Türk katılır ama, bir milli davamız için birkaç bin do AKKARA OyKırım lar sağlanamaz. Varlıklı olmayan etnik topluluklar arasında bile, ABD Türklerinin kişi başına geliri düşüktür, yardımda bulunmak yeteneği cılızdır. 1981’de, Atatürk’ün doğumunun 100. yılı dolayısıyla “The New York Times” gazetesinde bir sayfalık bir ilân için gereken 15 bin doları, en varlıklı Atatürkçü Türklerden (biner dolar olarak) sağlamak, çok zor olmuştu. Amerika’da çok zengin Türklerin sayısı hâlâ azdır. Onların bazıları da, ne yazık ki, Türkiye’ye ve ulusal sorunlarımıza destek sağlayacak kadar cömert değildi ve değildir. Oysa, kimi etnik topluluklar, kendi çıkarlarına göre, bize karşı muazzam miktarlarda para toplayabilmektedir. Onların gücü, Türkiye’nin bazı çıkarlarını eziyor, sesimizi kesiyor, bizi ve tari A ANKARA ULUSLARARASI FİLMFESTİVALİ kendi iktisadi sıkıntıları devam edeceği için kaybetti. Türkiye’nin uluslararası itibarı bir kere daha zedelendi. TürkiyeABD ilişkileri sarsıldı – karar tasarısı kongrede kabul edilip Obama tarafından da imzalanırsa büyük sorunlar çıkacak. Muhtemel zararlar vahim olabilir. Ama... kazançlı çıkanları azımsamayalım, Sayın Başbakan. Ermeni diasporası, “zafer” kazandığı için bayram ediyor. Türk düşmanı ülkelerde ve etnik topluluklarda büyük sevinç var. Türkiye’nin AB üyeliğini istemeyen 1960’lardaki ve 1970’lerdeki “Türk düşmanı Ermeni diasporası”nın ABD’de ve Avrupa’da gerçekleştirdiği propaganda kampanyası öyle başarılı oldu ki görsel ve basılı medyada “Türkler 1 buçuk milyon Ermeniyi öldürdüler” ve “Tarihteki ilk soykırımı Osmanlı devleti yaptı” gibi söylemler klişe olarak kullanıldı, hâlâ da kullanılıyor. Dünya iletişim tarihinde bu kadar etkili olmuş başka bir etnik itham yok gibidir. ABD Temsilciler Meclisi’nin Dış İlişkiler Komitesi’nde 4 Mart 2010’da aleyhimize verilen kararı Başbakan Erdoğan 6 Mart’taki konuşmasında haklı olarak eleştirirken “Kim ne kazandı?” diye sordu. Ermenistan Cumhuriyeti’ndeki halk, AnkaraUluslararasıFilmFestivali,10Mart2010Çarşamba gecesigüzelbirtörenleaçıldı.Buyılki21.FestivalOnurÖdülü,ünlüşairGültenAkın’averildi.RahmetliMahmutTaliÖngören’inyarattığıDünyaİletişimVakfıveyönettiğifestivaller,onunumduğudüzeyevekapsamakavuştu.21.festival,düzinelerlenefisfilmgösterecek.Ankara’nınTürk sinemaalemininbiryüzakı,21Martpazarakşamınakadarsürecek.Ogece,kapanışveödültöreAvniylesonaerecek.Ankaralısinemaseverhirupalımizi leriçinmükemmelbirfırsat,büların keylekelifine diyecek yükbirmutluluk. yor. yok. Bize karşı olsa gerek. Belki en fazla sevinen, ABD’deki Ermeni kiliseleri... 20. yüzyılın ortalarında o kiliseler, yaman bir endişeye kapılmıştı. ABD’ye giden Ermeniler, o topluma mükemmel ayak uydurmuştu, pek çoğu Ermeni olmayanlarla evleniyordu, yeni nesiller Ermeniceyi öğrenmiyordu; dahası, Ermeni kiliselerine uğrayanlar, sadece yaşlılardı. Kilisenin geleceği çok karanlık görünüyordu. 60’lı 70’li yıllarda ABD’nin bazı büyük kentlerindeki kiliseler cemaatleri kalmadığı için kapılarını kilitlemek zorunda kalmıştı. 60’larda, 70’lerde ASALA cinayetleri bile Türkiye aleyhine propaganda için soy soykırım suçlaması yapmaya hazırlanan İsveç Parlamentosu da memnun kırım ilhamını yaymak üzere istismar edildi. Soykırım mitolojisi Amerikan zihinlerine, evlerine, okullarına yerleşti. Ermeni milli/kültürel benliği diasporada güçlendi. Kilise, kârlı çıktı. Kapılar açıldı, âyinler kalabalıklaştı. New York’ta, Manhattan’da merkezî bir Ermeni katedrali inşa edildi. Âyinlerde, toplantılarda tıklım tıklım doludur o katedral şimdi. Diaspora, kilise ve her türlü Türk düşmanları yoğun ve yaygın propaganda kampanyaları yürütürken bizim siyasal önderlerimiz, dolayısıyla devletimiz pasif kaldı. Uzun süre sadece “1915’te hiçbir olay yer almadı” gibi tümden inkârla yetindik. Sonraki savımız, “Ermeniler Türkleri öldürdüler, Türkler Ermenileri değil” tarzında oldu. Meydanı bize karşı kampanyalar için boş bıraktık. Değerli arkadaşım Şükrü Server Aya, muazzam bir kişisel çabayla, 1910’ların, 20’lerin ABD, Rus, Alman, İngiliz vs. ve hatta Ermeni belgelerini, basın haberlerini, resmî yazılarını tarayarak “soykırım” iddialarını, abartılmış rakamları, sahte ve çarpıtılmış olayları belirleyen koskoca iki kitap yayımladı. Türkçesi: “Soykırım Tacirleri ve Gerçekler.” İngilizcesi: “The Genocide of Truth.” Devletimiz ve medyamız, yıllar boyu, bize yöneltilen ithamları çürüten pek çok belge ve bilgiyi kullanmayı beceremediği gibi, Aya’nın bulduklarını da görmezlikten geldi. Meydan, düşmanlarımıza, İslam/Türk aleyhtarlarına, ırkçılara bırakılmıştır. ABD Kongresi’ndeki bazı siyasetçiler, Ermeni diasporasına şirin görünerek oy sağlamak için prim yapıyorlar. Oydan başka şeyler de kazanıyorlar mı, kim bilir? Ama, şunu unutmayalım ki, diasporanın asıl amacı, “soykırım”ı ABD Kongresi’ne kabul ettirerek, Türkiye Cumhuriyeti’ne yüzlerce tazminat davası açmaktadır. Böyle bir “kazanç” uğrunda, diaspora her şeyi göze alarak, daha nice yıllar, hatta belki on yıllar boyunca uğraşacaktır. Belki Obama ve yakın çevresi “soykırım” tasarısını engeller. Ne var ki, seçim kampanyası sırasında, oy kazanmak için, Ermeni seçmenlere yaranmak için, “soykırım” iddiasını destekleyen, doğrulamaya çalışan sözler söylemişti. Şimdi, zor durumda. Tasarıyı akamete uğratırsa, diasporanın hatta başka etnik seçmen gruplarının oylarını kaybedebilir. Komitede “komedi” oynayanlar, oy kazanacaklar. Bu öyle bir oyun. 19
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear