24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Cumhuriyet Ankara 293/12 Şubat 2010 nkaf sına, kamuoyuna açıkladım bu adı. Hem resmen, hem de halk tara?ndan benimsendi bu isim. Kısaca, AKl\/I deniliyor şimdilerde. AKKÃRA ı Adaletsiz |I ıl ernen her büyük kentimizde “Adalet Sarayı” var. Nerde görsem yüreğim burkuluyor, tepem atıyor. Gerçek demokrasilerde “saray” olmaz, olmamalıdır da. Saray; monarşilenn, krallıkların, imparatorlukların, saltanatlann, hakanlıklann lüks, alayişli otunna ve yönetme mekânlandır. Bizim Osmanlı saraylanmız, çok doğru olarak, müzeye dönüştürüldü. (Zamamn Başbakam Rahrnetli Nihat Erim “Kültür Sarayı”mn adım değiştinnemden hiç memnun olmadıydı. Ben kendisine karşı Sadece “Saray”ı “Merkez”e çevinniş olsaydım, eminim, “Saray”a dönüş üzerinde ısrar edecekti. Arna “Atatürk”ün adı olduğu için cesaret edemedi. Sonraki bazı “gerici” devlet adamları da, aym nedenle olsa gerek, merkezi saraya çevinneye cüret edemediler.) Atatürk dönemirnizde Cumhuriyetimiz Türkiye”de “Adalet Sarayı” sayıhiçbir saray açmadı, inşa etrnedi. Adalet mız kaçtır, bilmiyorum. Son on yılda en binalarimızın resmî adı “Adliye” idi. az elli tane inşa edilmiş olsa gerek. Saray terimi, l950”li yıllardan sonra, Saray, demokratik değerlere karşıdır. karşıdevrim hareketleriyle, gericilikle Bazı demokratik ülkelerde, hâlâ saraylarda başladı tekrar. En berbat ömeklerden biri, krallar ve kraliçeler var ama, onlar tarihİstanbul”daki “Kültür Sarayı” idi. “Külsel irngeler ve nostaljik sirngeler olarak detíir Sarayı” (o acıklı yangından sonra) vam ediyor, iktidar ve yönetim onlarda de“Atatürk Kültür Merkezi” oldu. ğil. Bakanı olduğum sırada ben koyduın ve baAdalet ile Saray, aslında zıt anlamlar verir. Demokrasi, eşitlik rejimidir; saraylar iktidar için fırsat eşitliğini temelden sıfıra indirir ve adaletle hiç ilişkisi olmayan (bazılan keyfî, gaddar, ceberut) kararlar Saray nadolu Çağdaş Eğitim Vakfı, ülkemizin çocuklarına ve üniversite öğrencilerirıe mükemınel yardıınlarda bulunan bir hayır deme ği. .. MiGeArt Sanat Galerisi, Ankara”nın kendi iç güzellikleri ve yıllar boyunca gerçekleştirdiği etkinliklerle ğöz bebeği olan müstesna bir sa nat canevi... İkisi el ele vererek 4 Şubat Perşembe akşamı, burslu öğrenciler yararına, bir konser düzerılediler. Sanatı ve kişiliğiyle dinleyicilerini büyüleyen Gökhan Sezen, 16 eski ve yeni şarkıyla bir Türk musikisi şöleni sundu. Sayın Ayla Hatırlı”nın yönettiği ANAÇEV, Ankara”da “Dünya Barışı Çocuk Yuvası”nda altı yaş altındaki çocuklara eği tiın veriyor. Uç tane de eğitiın evi var. İlk saraylardan çıkmıştır, kimi yerlerde bugün ve ortaöğretim ile üniversitelerdeki yüzlerce öğrenciye burs sağhyor. Ulkemizin en bade çıkmaktadır.) şarılı eğitiın vakı?arından MİGEART Galerisi”nde Sayın Mine Ozrnan, uzun yıllardır, modern sanatın koruyucu meleği. Bir zevk şaheseri olan bu mekândaki müzik şölerıi, dinleyicileri coşturdu. Emeği ğeçenlere ödüllerini veren Eski Bakarılar Hikrnet Türkiye Cumhuriyeti”nde adalet saraylan olması yanlıştır, demokrasiyle çelişkilidir, kararlarda hakkaniyet gibi yaşamsal bir erdeme gölge Bizde adalet, saray sözünden kurtarılıp arindırilmalıdır. Sami Türk ve Hikrnet Uluğbay çok anlamlı birer konuşma yaptı. E ğitiın ve sanat için olağanüstü bir ğeceydi. Nitekim, Keçiören Belediyesi”nin Etlik”teki koca havuzu, ihmal ve tahsisatsızlık yüzünden berbat duruma düşmüştü. “Cumhuriyet Ankara” mükemmel bir hizrnet vererek yetkilileri uyardı da, aklayıştı belki. Kentler, özellikle İstanbul varyum gibi temizlenerek, canlandırilarak, başkentler, düşman deniz kuvvetlerinin koyeniden hemşerilere açılıyor. lay hede? olabilirdi. Aslında, Ankara gibi, bahtı kara bir 1920”li yıllardan sonra savaş uçaklabozkır kentinde, benzeri ABD ve Avrupa n ve ?izeler öyle yaman gelişti ki denizşehirlerinde genellikle “Deniz Dünyası” den tehlikelerin pek önemi kalmadı. adıyla bilmen devasa bir ya da birkaç ak nkara, denizden yoksun, hatta akarsulardan uzak bir kent olduğu için, savunrna bakımından avantz?lı diye düşünülerek başkentlik için uygun göZamanına göre isabetli bir an varyum yaratılmalı. Bu(nlar) Etlik” teki gibi açık havada ya da tamamıyla kapalı mekânlarda kurulabilir. olan her de niz varlığı, balina ve köpekbalıklarından deniz kaplurnbağalanna, tropik bölge balıklarına kadar hepsi barındırılıp teşhir edilmeli. Büyükşehir Belediyesi”nin asli bir görevidir bu: Ankara”yı deniz yaşantısına en güzel, en heyecan verici ömekleriyle kavuştunnak. JD Ne dersiniz? Keşke İstanbul, Türkiye Cumhuıiyeti”nin başkenti olsaydı (ya da, hatta, olsa) diye düşünüyor musunuz? Galiba bazı siyasetçilerimiz o doğrultuda düşünmüyor ama, herhalde, onlar Osmanlı özlemi ya da Osmanlı ideoloji açısından istiyorlar bunu. Her neyse... Ankara, denizsizliğin âcizliği içinde yaşıyor, ya da sadece bocalıyor. Böyle bir biçareliği biraz olsun gidermek için Keçiören Belediyesi, bir “dev akvaryum” yaratınıştı. Bilmiyoruz, deniz yaratınak gibi tra ,QQ9 :7 .,,.. C iz konuşkan milletiz. gelenekleriınizde sözel unsurlar ağır basar. Çağdaş topluınuınuz bazı entellerin “mahalle baskısı” tanıını bir yana“mahalle dedikodusu”na kendini kaptırınıştır. Cep telefonu kullanınakta dünya rekorlarına yakın olrnaınız da, ağznnıznı hiç dunnadan laf yapmaya düşkünlüğündendir. Dolayısıyla, televizyonlanmızda da laf ebeliği, söyleşi ve tartışmalar gırla gidiyor. Güzel konuşanlar çoğunlukta. Oysa TV ekranları ilk kez evleriıniz üzerinde egemenlik kurduğunda, hemen herkes konuşmaözürlü gibiydi. Kem kürn edenler, bocalayanlar, kekeleyenler, a1a1 gibi sesler çıkaranlar, gak guk edenler... “Yani” en sık kullanılan doldunna jikomik bir girişim miydi bu? İnsan, gülsün mü, ağlasın mı, bilemiyordu. Yapay deniz olur mu? Yine de denizin bir kesi sözdü. Kısacık bir konuşmada düzinelerle “yani” işitilirdi. Sonra “işte”, yerini aldi “yani”nin. Git gide azaldı her ikisi de. Şimdi, en rağbette olan söz “şimdi” TV programlarında bir soru sorulunca, cevap ne olursa olsun, “şimdi...” diye başlıyor. Oysa, yapılacak olan izahın zamanla hiç ilişkisi yok. Sırf zihin asıl söylemek istediği sözü araınak üzere vakit bul sun diye kullanılan bir doldunna keliıne. Aıneıikan ve İngiliz televizyonlarınm acemilik dönemlerinde cevapların çoğu, “Well”, “I mean...”, “Now” gibi anlaınsız ifadelerle başlardı. TV programlanna katılanlar, sonraki yıllarda, deneyiın ve özgüven edinince bunlardan vazgeçtiler. Bizde de, er geç benzer düzelrneler olacaktır. Aına şiındi, pek çok cüınle, yerli yersiz, “şimdi” diye başlıyor. mini taklit eden bir yer açtılardı. Elbette deniz varlıklarını, özellikle türlü çeşit balıklan, su yoksulu bir şehrin insanlanna her şeyden önce çocuklaratanıtrnak ve sevdirrnek için “akvaryumlar” çok yararlıdır. Ne var ki, masra?ı ve zahmetli iştir bu akvaryumların bakımı, temiz tutulması hele bahkların yaşatılması.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear