24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Ankara 327/8 EKİM 2010 Kudsi Erguner Erol Erdinç Erdinç ve HSO Yaylıları Cité des Arts’ın içine bir org bile sığdırılmış çok amaçlı küçük oditoryumunda, önce barok döŞefik KAHRAMANKAPTAN nemin günümüzde en fazla sesyapıtlarından biri olan lendirilen sefik@kahramankaptan.com / www.kahramankaptan.com Vivaldi’nin dört mevsimiyle açonbahar Paris’te tüm luyor. Bu atölyelere çeşitli ül tılar konseri. Solistler, senfoni griliğiyle hükmünü sür keler 20 yıllık abonmanlarla üye düzeninde orkestranın birinci meye başlamış. Bulvar oluyorlar. Pek çok Asya ve Af keman grubu ön rahlelerinde kaldırımlarında, metro rika ülkesinin de sahibi bulun oturanlardan görevlendirilmişti. girişlerinde çınar yap dukları atölyeler var ve buralara Vivaldi’nin ölümsüz barok konrakları uçuşuyor, yağmur çisele iki ayla bir yıl arası kalıp çalış çerto dizisinden, Seda Baykara yip duruyor. “Sonbahar tamam mak üzere sanatçılarını yollu İlkbahar, Demet Emen Yıldıama, sekiz mevsim de nereden yorlar. Bugüne kadar aralarında rım Yaz, Eylem Başarır çıktı?” demeyin! Hem Anotonio Türklerin de bulunduğu 18 bin Sonbahar ve Ayşe Akçay Kış konçertolarını sesVivaldi (16781741), hem Astor lendirdiler. Her biri Piazzola’dan (18211992) dördinleyicinin ayrı ayder mevsimi alırsanız, eder sekiz e Sermet ve Erdinç Cité des Arts sahnesind rı alkışını almışlardı mevsim! Bu program şef Erol ama dizinin sonunErdinç yönetimindeki Hacetteda birlikte selama pe Senfoni Orkestrası yaylıları taçıktıklarında görrafından Paris’te seçkin bir dindükleri tezahürata leyici kitlesine, uzun yıllardır karşı hazırlıklıydıdünyanın değişik ülkelerinden lar. Dört kemancı gelen sanatçıları kucaklayan özelbu kez Piazzola’nın likli bir merkezde sunulunca, Libertango’suyla biz de başlığı “Paris’te Sekiz “bis”lerini yaptıMevsim” diye atıverdik. lar, hem de dinleyicinin kulağını ikinCité des Arts ci yarıya hazırlaÖnce kavramları birbirleriymış oldular. le ilişkilendirelim. Şef Erol ErTangoya yeni dinç, sekiz yıldır Hacettepe Senbir ufuk açan 20. foni Orkestrası’nın genel müzik yüzyıl bestecisi direktörlüğünü yapıyor. Aynı Astor Piazzozamanda Kompozisyon ve Şefla’nın (1921lik Ana Sanat Dalı Başkanı. An1992 ) “Buenos kara Devlet Konservatuvarı’nı Aires’de Dört bitirip operada bale şefliği yapMevsim” i Vivaldi’ninki kadar den fazla sanatçı bu konukluk tıktan sonra uzmanlık için devlet bursuyla gittiği Paris’te tam ve çalışma programından, Fran tanınmazdı. Türkiye’ye yapıtı beş yıl kalmış. Yetenekli ve çok sız kontenjanları sayesinde ya notalarını getirip çeşitli orkesyönlü bir piyanist olduğu için, rarlanmışlar. Çünkü, Seine Nehçeşitli mekânlarda piyano çala ri kıyısında kurulduğu 1965 yılından bu yana Türkiye’nin kenrak geçimine katkı sağlamış. Paris’te bulunduğu yıllarda dine ait bir atölye üyeliği yoktu. ona kucak açan, kalıp çalışabi Sonunda, sanatçılara destek leceği atölyeyi küçük bir katkı amacıyla Paris’te Banu Dicle payı karşılığı tahsis eden, devlet başkanlığında kurulan SiMiT ve özel kişilerin oluşturduğu bir adlı derneğin girişimleriyle vakıf tarafından kurulmuş olan “ İKSV tarafından 20 yıllık bir Cité des Arts / Uluslararası Sa atölye için üye olunmuş. Bir yıl nat Sitesi”ydi. Binada 260 özel içinde yararlanan sanatçı sayısı stüdyo, 500 metrekarelik sergi beş ama hepsi de plastik sanatlar alanı, ortak kullanıma açık öz alanından... Umarız önümüzdegün baskı atölyeleri, değişik bü ki dönemlerde İKSV, genç soyüklüklerde konserprova sa listlerin de bu olanaktan yararlanmasını sağlar. lonları bulunuyor. Bu merkezi kuruluşundan Sanatçılara tahsis edilen atölye sayısı, ek binalarla 300’ü bu itibaren Madam Felix Bruneau yönetmiş, on yıl önce emekli ol Vivaldi, Piazzola, ErolErdinçve Paris’te Sekiz Mevsim Yans malar muştu. On yıldan bu yana ilk kez merkeze bir etkinlik için geldiğini öğrendik. Konserin merkezdeki organizasyonunu ise şimdiki yönetici Genevieve Varlık’ın özenle yapmış olduğunu, en ince ayrıntılara kadar ilgilendiğine tanık olduk. Konser öncesi konuşmalarda Erol ve Vera Erdinç’in özel teşekkürlerini aldılar. Baroktan tangoya... S tralarla seslendirerek tanıtan Erol Erdinç’tir. Bu yapıtta piyanist olarak hünerini de gösterme olanağı bulan Erdinç, birinci kemanda Demet E. Yıldırım’ın parlak sololarının, viyolonselde Pınar Turan ve kontrabasta genç Ertuğ Torun’un dolgun tonlarıyla tango ritmini canlı tutmaları, yaylıların genel olarak volümlü ama yuvarlak eşliğiyle konserin dorukta sonlanmasını sağladı. Kendi kadansında yaptığı doğaçlamalar ve Türk tangosundan Necip Celal Andel renklerini de kadansa yedirmesi ilginçti. Rastlantıya bakın ki, yapıtı büyük ilgi gören Piazzola da bir yıl süren Paris’teki kompozisyon eğitimi sırasında Cité des Arts’ta kalmıştı. Sürprizler: Sermet ve Erguner Salondaki canlılık sürüp gidince bu kez yaylılarla Kara Karayev’in üç dansından ikisiyle dinleyiciyi sarıp sarmalayan Erdinç’in doğaçlamadan “sürpriz”leri de vardı. Paris’te yaşayan devlet sanatçısı piyanistimiz Hüseyin Sermet’le uluslararası neyzenimiz Kudsî Erguner de dinleyiciler arasındaydı. Erdinç, önce Hüseyin Sermet’i davet etti sahneye... Sermet, dinleyiciyle hoş bir diyalog kurarak giriştiği doğaçlamada, klasikten caza doğru inen yumuşak bir müziği ortaya koyuverdi. Burada Sermet’in, piyanonun yanı sıra Paris Konservatuvarı’ndan mompozisyon diploması sahibi olduğunu da hatırlatmakta yarar var. Erdinç de, şakacı mizacına uygun biçimde, Azeri türküsü “Ayrılık”ı “Rahmaninof stili” çaldı. Kudsi Erguner’le birlikte yaptıkları doğaçlama ise, çeşitli renkleri bir araya getiren gecenin hoş ve hafifçe mistik bir havada noktalanmasını sağlıyordu. Erguner bazen kadifemsi, bazen ipeksi tonuyla nasıl bir “nefes üstadı” olduğunu bir kez daha sergiledi. Bu konserin dinleyicileri arasında Paris Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu, OECD Temsilcimiz Büyükelçi Ahmet Erozan, Başkonsolos Uğur Arıner, Paris’te yaşayan ünlü ressamlarımız Utku Varlık, Ömer Kaleşi, İsmail Yıldırım, Ody Saban da vardı. Garipsediğim ise Büyükelçi’nin Paris’te Türkiye’yi başarıyla temsil eden Hacettepeli sanatçılar onuruna küçük bir davet vermeyi düşünememiş olmasıydı. Neyse ki dinleyiciler, konser sonrası fuayedeki mütevazi selfservis şarap ikramı sırasında sanatçılarla biraz sohbet olanağı bulabildiler. “Sekiz Mevsim”, iki buçuk saat süren esintileriyle sona erdiğinde, Paris sokaklarında sonbahar, dökülen çınar yapraklarını uçuşturmaya devam ediyordu. HSO Vivaldi Solistleri 18
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear