Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Ankara 267/14 Ağustos 2009 Klasik keyifler ekibi mağara sahnede T Saklı Vadi’de Klasik Keyişer... Yans malar Şefik KAHRAMANKAPTAN sefik@kahramankaptan.com ürkiye’nin doğal güzelliklerinde, tarihsel mekânlarında mutlaka “senfonik” konserler mi düzenlenecek ya da “opera” temsilleri mi verilecek? “Oda müziği”ne uygun yer yok mu? Bu soruların cevabını Ellen Jewett Hüsam Süleymangil çifti “Olmaz olur mu?” diye verdi. Doğrusu bu yanıtı vermek için gerekli altyapıya sahiptiler... Ellen, Amerika’da oda müziği ile öne çıkmış, üniversitelerin müzik okullarında ders veren sıkı bir kemancı, Hüsam da özellikle küçük ve seçkin gruplarla çalışan yetkin bir rehber... Didim, Fethiye ve Kapadokya’da ilk uygulamalarını yaptıkları “Klasik Keyifler” projesini hazırladılar ve birkaç yıldır ısrarla sürdürmeye çalışıyorlar. Son durak gene Kapadokya’da, Mustafapaşa’da (Sinasos) doğa hârikası “Saklı Vadi”deydi. Ama bu kez sadece konserle yetinilmemiş, bir çalışma atölyesi düzenlenmişti. Bir hafta boyunca lisans eğitimi aşamasını geride bırakmış genç müzisyenler, ustalık çalışması yaptılar. Ellen Jewett, Ian Jesse (keman), Burcu Tunca (Viyola) ve Ozan Tunca (Viyolonsel) ile hem usta bir dördülü, hem de hoca kadrosunu tamamlamıştı. Bu yıl ara veren Datça Müzik Akademisi’nde tanıdıkları başta olmak üzere toplanan genç müzisyenleri de tek tek anmadan geçmek istemiyorum: Zeynep Karaçal, Billur Kibritçioğlu, Kıvanç Tire, Aslı Erdal, Zeynep Simge Acunaz, Özge Özerbek, Mersiha Teskereci (keman), Gökçen Erdem, Pelin Ergüç, Hüseyin Mehmetoğlu (Viyola), Erdem Akça, Özden Alşan, Mehmet Gökhan Bağcı (Viyolonsel). Aralarında Zeynep ve Billur gibi yüksek çalışmalarını Amerika’da sürdürenler de vardı, Gökçen gibi devlet sınavı kazanıp Samsun Opera Orkestrası’na üye olan da... fe’de açık olarak yaptılar. İki gün boyunca, çalışmalarını, genel provalarını ve sonunda konseri izledim. Sıklıkla atıfta bulunduğum “çalarak gösteren hoca” kavramının ne denli önemli olduğunu bir kez daha uygulamalı olarak gördüm. Zaten Ellen ile Ian’ın derslerini geçen yaz Datça’da da izlemiş ve hayranlık duymuştum. Gençlerin eksikliklerinin aşağılanmadan, kafalarına arşe vurulmadan nasıl hem anlatılarak, hem gösterilerek düzeltilebildiğine tanıklık ettim. Ozan ve Burcu da, hiç öyle “aferin dersek şımarırlar” gibi ters anlayışlara sapmadan, yanlışları açıklıkla söyleyen ama doğruyu yaptıklarında öğrencilerine sevecenlikle yaklaşan, onları öven hocalar. Sonuçta Saklı Vadi’de doğal bir sahne oluşturan mağaranın içine konuşlanan müzisyenlerden Felix Mendelssohn’un (18091847) o güzelim oda müziklerini etkinliğin adına yakışır biçimde “keyifle” dinledik. Sahneden kaya duvarların arkasına da sarkan müthiş bir doğal akustik, iyi seslendirilen bir müzik ve en önemlisi dinleyiciye ulaşan “içtenlik”... Aralarında Amerikalı, Fransız ve İtalyanların hemen dikkati çektiği dinleyicilere kapıda verilen “gözboncuklu” biletler, dileyenlere ikram edilen bir kadeh yörenin Kocabağ şarabı, yerel ışıklandırmanın yarattığı gizemli ortamda kayalara tırmanmaya çalışan küçük çocuklar... Karşılayıcıların, ikram sunanların hepsi gönüllü... Her şey doğallık içindeydi. “Klasik Keyifler”, henüz açıklanmamakla birlikte “davet üzerine” eylülde de bu kez Kapadokya’nın çömlekçiliğiyle ünlü Avanos’una bir dinletiyle taşınmaya hazırlanıyor. “Yeni Yedi Hârika Kurumu”, dünya çapındaki anıtların ve doğal değerlerin korunması çalışmalarını “Mirasımız Geleceğimizdir” sloganıyla amaç edinmiş bir kuruluş olarak “Yeni Yedi Doğa Harikası”nı internet üzerinden oylamayla seçmeye girişti. Önce adaylar arasına girmek önemliydi. Değerli flüt solistimiz Şefika Kutluer’in eşi Alabanda Turizm’in genel müdürü Refik Kutluer, konuyu kendine iş edinerek hem Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı harekete geçirdi, hem de internet kullanıcılarını... Projenin UNESCO Genel Direktörü başkanlığındaki uzman heyetinin, oylara göre belirlenen 77 aday arasından seçeceği 21 finalist arasına kalmak önemliydi. 2011’de bu 21 aday arasından yedi yeni doğa harikası seçilecekti. Sıkı bir trafikten sonra huzursuz bir sessizlik başlayınca, meraklanıp sordum ve Kutluer’den “272’den 28’e kalmasını sağladık ancak Bakanlık gerekli destek yazısını vermediği için Kapadokya elendi! Oysa devam edebilseydik 7 Harika arasına gireceğine de emindim” yanıtını aldım! Demek ki Bakanlık, girişimi sözle desteklemiş ama yazılması gereken “resmî” yazıyı yazıp göndermemişti! Elbette vardır bir gerekçeleri! Büyük bir tanıtım fırsatı kaçmış ama gene de bunlar Kapadokya’nın müthiş bir doğa harikası olduğu gerçeğini değiştirmiyor. ÇALARAK GÖSTEREN HOCALAR Çalışmalara, 200. doğum yılı nedeniyle “Hepsi Mendelssohn” başlığı konulmuştu. Bestecinin Opus 12 ve 44 numaralı dördülleriyle 20 numaralı sekizlisi çalışıldı hafta boyu... Ellen, herkesin eşit biçimde yararlanabilmesi için parçaların bölümlerinde kadroları değiştiriyordu. Uygulamaya hoca konumundaki çalgıcılar da dahildi. Ürgüp’te kalan ekip, bazı provaları birer mini dinleti havasında, etkinliğin sponsorlarından Esbelli Evi ile Ziggy CaSaklı Vadi’de Mendelshonn tınısı PİYANOLU BİR MAĞARA! Yaklaşık beş yıldır gelmediğim Ürgüp’te, özellikle de Esbelli Evi’nin mağara odasında iki gece geçirmek bir başka keyifti. Yıllarca emek verip ilk “mağara konukevi” örneğini yaratarak bölgeye bir “model” getiren hukukçu Süha Ersöz, insanın uygar bir otel konforuna sahip olarak kendini bir evde hissedebilmesi için, öyle ince ayrıntıları özenle düşünmüş ki... Hele, piyanosu, geniş müzik arşivi ve kullanıma hazır dizüstü bilgisayarlarıyla, dinlence sediriyle “oturma odası” insanın içini açıyor. Her odanın kendine özgü mutfağı var. Başınıza dikilen servis elemanları yok ama gereksinim duyduğunuzda mutlaka birini buluyorsunuz. TV’de Mezzo, radyoda başta Swiss Classic olmak üzere tüm klasik radyoların uydudan kulakları şenlendirdiğini yazmadan geçmemek gerek. NuraySelim Yüksel çiftinin içini klasik, terasını rahat üslupta döşediği Ziggy Cafe de leziz mutfağıyla yemek için kayda değer bir mekân.. Esbelli Evi’nde açık prova KAÇAN BİR FIRSAT “Güzel atlar ülkesi” Kapadokya, gerçekten de dünyanın önemli doğa hârikaları arasında yer alıyor. Ne yazık ki, bu gerçeğin tescili kılpayı kaçırıldı. İsviçre’deki 18