Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Ankara 251/24 Nisan 2009 NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhuriyet Kültür Merkezi’ne (CKM) konuk olan Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Erdal Atıcı, Köy Enstitüsü mezunları emekli öğretmenler Eyyüp Yaşar, Talip Apaydın ve Mustafa Aydoğan, günümüz eğitim sistemini ve mezun oldukları Köy Enstitüleri’ni anlattılar. Konukların, gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’a sevgilerini ileterek başladıkları “Köy Enstitülüler Anlatıyor” adlı söyleşiye, Köy Enstitüleri’nden mezun olan öğretmenler de katıldı. Söyleşinin yöneticiliğini yapan Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Erdal Atıcı, eğitim sisteminin her geçen gün daha büyük sorunlar içerisine sürüklendiğini söyledi. Türkiye’de 8 milyon kişinin okumayazma bilmediğini, okul çağında olan birçok gencin de eğitim görme olanağını bulamadığını anımsatan Atıcı, “Türkiye’de sözleşmeli geçici öğretmenlik gittikçe artıyor. Bugün 50 binin üzerinde sözleşmeli, 150 bin civarında da ücretli öğretmen var. Son 6 yılda emekli olan öğretmen sayısı 100 binin üzerinde, atananlar ise 159 bin civarında. Bu sayılara artan öğrencilerin sayısı da eklenince, karşımıza tahmin edersiniz ki öğretmen açığı çıkıyor. Eğitimdeki sıkıntılar bunlarla da sınırlı değil tabii. Eğitim son yıllarda, özelleştirme ve dinselleştirilme durumlarıyla da karşı karşıya. Ne yazık ki bu iki tehlike eğitimi amaçlarından saptırıyor. Bilimsellikten, laiklikten ve çağdaşlıktan uzaklaştırıyor” dedi. Söyleşiye konuk olan emekli öğretmen Eyyüp Yaşar, Osmanlı dönemindeki eğitime değindi. Türk eğitim sisteminin aşamalarını ve gelinen noktayı irdeleyen Yaşar, “Durum saptamasından sonra bu olumsuzlukların giderilmesi için düşünülen çarelere bakalım. Türkiye’de mecburi eğitim 1924 yılında başladı. O dönemlerde Türkiye’de irili ufaklı yaklaşık 40 bin köy vardı. 1935 yılında Cumhuriyet hükümeti anayasa hükümlerine uyarak, eğitim olanağını arttırmak için yeniden hamle yaptı” diye konuştu. Emekli öğretmen Talip Apaydın, Köy Enstitüleri’ndeki yaşamı anlattı. Köy Enstitüleri’nin eğitim verdiği ilk yıllarda insanların MezunlarıKöyEnstitüleri’nianlattı A yoksul, çocukların konuşmaya çekindiklerini belirten Apaydın, kendisinin de yoksul bir aileden geldiğini kaydetti. Apayadın, şöyle devam etti: “Babam yoksuldu. O dönemlerdeki toprak ağaları, zenginler, gerici din adamları ve çirkin politikacılar Köy Enstitüleri’ni kabullenemediler. Halktan yana eğitimi bir türlü içlerine sindiremediler. Bu durum bugün de sürüyor. Halkımız aydınlanmacı eğitime geçerse şu an bizi yönetenlere de oy vermez. O yüzden şu an Türk halkının uyanmasını, çağdaş yurttaşlar olmasını istemiyorlar. Bin dereden su getiriyorlar. Ben ve benim gibi Köy Enstitüleri’nden mezun olan tüm arkadaşlarım gerçekten çok değişik bir eğitim aldık. Yani klasik okullara benzemeyen bir yapıda eğitim gördük. Eğitimin yanında üretim ve iş içinde düşündürücü, çalıştırıcı, çağdaşlaştırıcı bir şekilde yetiştik. Hem eğitim görüp hem de çalışan insan, kişilik sahibi olduğu gibi haklarına sahip olmasını da bilir. Emekten yana olur.” ‘Mevcut eğitim yapısı değiştirilmeli’ SÖYLEŞİDE söz alan emekli öğretmen Mustafa Aydoğan da Türkiye’deki eğitimin çıkmaza girdiği zamanlarda, “Köy Enstitüleri kapatılmasaydı” düşüncesinin gündeme geldiğini söyledi. Aydoğan, “Eğitim alanımızda olumsuzluklar yaşanmaya başlayınca, Köy Enstitüleri’nin yeniden açılması gerektiği konusu gündeme geliyor. Devamında da ‘Açılırsa nasıl açılır’, ‘Açılmazsa neden açılamaz’ konuları tartışılıyor. Aslında bugün öyle bir iktidar var ki, onların Köy Enstitüleri’ni açmaları olanaklı değil. Çünkü Köy Enstitüleri halkçı bir eğitimin ürünüydü. Bunlarda öyle halkçılık filan yok. Son seçimlerde yolsuzluk ve usulsüzlüklerden bahsedildi. Peki bu yolsuzlukları usulsüzlükleri yapanlar okuryazar olmayan insanlar mı? Yoksa en üst düzey okullarda eğitim gören insanlar mı? Buradan da şu çıkıyor: Bugünkü eğitim sistemi yolsuzluk yapan insanları yetiştiriyor. Onun için hemen değiştirilmesi gerek” dedi. Aydoğan, Köy Enstitüleri’nin sadece okul değil, köy eğitimini de bütünüyle içine alan bir sistem olduğunu ifade etti. 12