Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Ankara 239/30 Ocak 2009 ErtuğrulGünay’a AçıkÇağrı: DevletSolistleri Soruşturması Sonuçlandırılmalı, GerekliDüzenleme Yapılmalıdır... Yans malar Şefik KAHRAMANKAPTAN sefik@kahramankaptan.com gılar) Bu listeden İdil Biret’in iki yıldır “emekli” olduğunu belirtelim. Ondan önce emekli olan Devlet Sanatçıları Suna Kan, Ayla Erduran, Ayşegül Sarıca ise “güncelleme” yapılarak listeden çıkarılmış. Gelelim 2.5 yıl içinde kamuoyuna yansıtılana: 16 Temmuz 2008 tarihli Hürriyet’te “Bakanlıkta ‘bankamatik sanatçı’ operasyonu” başlıklı bir haber yayımlandı. Haberde şöyle deniliyordu: “Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın başlattığı soruşturmada, yurtdışında yaşadıkları ve başka işlerde çalıştıkları tespit edilen üç sanatçı üzerinde yoğunlaşıldı. 1998’de ataması yapılan sanatçılardan Arife Gülşen Tatu’nun 10 yılda beş, Hüseyin Sermet’in sekiz, Meral Itır Güneyman’ın ise sadece üç konserde görev aldıkları belirlendi...Sanatçıların yılda iki ikramiye ile birlikte ayda 2 bin 500 ile 3 bin TL maaş aldıkları ortaya çıktı. Orkestra Müdürü Kenan Gökkaya, ‘Solist sanatçı kadrosunda yasal bir boşluk vardı. Sanırım bakanlık da bu boşluğu gördü ve kapatacak’”. Piyanist mi, pizzacı mı, barmen mi? Hangi işlerde çalışmışlar? Pizzacıda garsonluk, barda barmenlik mi yapmışlar, yoksa Cumhuriyet Bayramı töreninde piyano çalmış, her göreve çağrıldıklarında uuslararası programları çerçevesinde koşup gelmişler mi? Üniversitede hocalık yapıp Türkiye’nin sanatçısıhocası olarak ülkelerinin yüzünü ağırtmamışlar mı? Aynı gazetede altı gün sonra 22 Temmuz 2008’de New York mahreçli “Ünlü piyanist Meral Güneyman niye işten çıkarıldı?” başlıklı haber yer aldı. Deneyimli gazeteci Doğan Uluç bulup konuşmuş, yerim dar hepsini alamıyorum buraya, ama bakın Güneyman ne diyor: “Bunca yıllık hizmetimden sonra eposta ile işime son verilmesi beni çok üzdü. Bu bana hazırlanmış bir tuzak. Suçlamalarda bulunmak istemiyorum ama gerçekleri de konuşmak lazım. İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Müdürü Kenan Gökkaya Bakanlığımızı yanlış bilgilendirdi. Bakanlık gerçekleri bilmiş olsa bana sırt çevirmeyecek. Devlet sanatçısı olarak 20 küsur yıl önce ilk sözleşmeyi imzaladığımda Türkiye ve Amerika’da yaşadığımı, dışarda yaptığım plaklar dahil tüm müzik faaliyetlerimi bildirdim. Her yıl verdiğim sözleşmelerde geçen yılın aktivitelerini de belirttim. İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Müdürü ve diğer bir yetkiliye şimdiye kadar iadeli taahhütlü bir düzine mektup gönderdim. Son kez, 20082009’da konserler vermek, sizinle çalışmak istiyorum, lütfen olumlu karşılayın, dedim. Cevap alamadım. Ziyaretlerim dahi sonuç vermedi. Telefonla aradığımda dilekçelerin gelmedi dediklerinde makbuzlarını gönderdim. Bulduk dilekçelerini, demeye mecbur kaldılar.” Anadolu’nun halk deyimlerinden biri şöyledir: “Akrep etmez, akrabanın akrabaya ettiğini”... Sanat camiasının içindeki kimi olaylara baktıkça anımsayıveriyorum bu sevimsiz halk deyişini... Buradaki “akraba” sözcüğünün yerine bir sanat erbâbını yerleştirdiğinizde sevimsizlik devam ediyor ama söz de yerine oturuveriyor. Tabii ki, teşbihte hata olmaz, sözüm dayanışmacı, olumlu, verimli, gelişmeci sanatçılarımızdan dışarı! Kültür ve Turizm Bakanlığı kadrosunda yürürlükteki yönetmeliğe göre çalıştırılması gereken, “solist sanatçılar”la ilgili gene bu sayfada 2006 yılının Haziran ayında bir yazı yazmış, bazı uyarılarda bulunmuş, çözüm yolları önermiştim. (Bkz: www.kahramankaptan.com) Aradan iki buçuk yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına karşın, bir “arpa boyu” yol katedilmediği gibi, kılıçlar çekilmiş, bu sanatçılara karşı adeta bir savaş açılmış durumda. Önce kimdir bu sanatçılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın resmî sitesine 26 Ocak 2009 tarihinde girip tıklayarak bakalım. Kadrolarının bağlı olduğu kurumları ve çalgılarını ben ekledim: CSO: Çağıl Yücelen Akın, Tunç Ünver, İsmail Aşan (keman), Gülsin Onay, Verda Erman, İdil Biret (Piyano), İzmir DSO: Hüseyin Sermet, Mehveş Emeç, Yeşim Gökalp, Burçin Büke, Meral Güneyman, Mehmet Kerim Okanşar (Piyano), Şefika Kutluer, Gülşen Tatu (Flüt), Tuncay Yılmaz (Keman), Safinaz Olcay (Viyola), Gülgün Akagün Sarısözen (Viyolonsel), Erden Bilgen (Trompet), Devlet Çoksesli Korosu: Yıldız İbrahimova (Şan), Okay Temiz (Vurma Çal Meral Güneyman Solistlerin bağlı bulunduğu Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün üst düzey yetkililerinin müzikten, “solist” kavramından, uluslararası işleyiş ve dolaşımdan, yönetim programa koymazsa solistin gidip zorla konser verecek yetkisi bulunmadığından hiç haberleri yok mu? Orkestralar nasıl yabancı şef ve solistlerle önceden tarih belirliyor, üste de para ödüyorlarsa, şahsa bağlı devlet solisti kadrosunda bulunanlarla da tarihlerini belirler, onları “rencide etmeyecek” eğitim programları da düzenlerler, herkes yönetmelikte üzerine düşeni yapar! Sadece İzmir’le değil, öteki orkestralarla da konser verirler. Ama, sanatçıları kendi kurumlarında görev alabilmek için her yıl “dilekçe vermek” durumunda bırakmak, tuzak kurarcasına davranmak bilmem “Devlet”e yakışıyor mu? Hüseyin Sermet özür ve cevap bekliyor Gelelim Hüseyin Sermet’e... Bu sezon İstanbul DSO ile açılış konseri yaptı, Antalya DSO ile çaldı, bu hafta Çukurova DSO ile çalacak, ilkbaharda da CSO’nun programında yer alıyor. İzmir DSO da programa koymuş ama kendisiyle temas ederek mi, yoksa “açıp internetten baksın” diye düşünerek mi bilemem. Zaten bir antivirüs kullanıyor ve bilgisayarı koruma altındaysa, İZDSO sitesine de ulaşamaz çünkü, sitenin farkında olmadan zararlı solucan veya virüs yaydığı gerekçesiyle, ulaşılamıyor! Uluslararası alanda konser piyanisti olarak önemli bir yere sahip olan Devlet Sanatçısı Hüseyin Sermet’i Paris’ten telefonla aradım, anlattıkları aynen şöyle: “Tokyo konserinden Paris’e dönerken İstanbul’a uğradım, bir arkadaş telefon edip gazetedeki bankamatik haberini bildirdi. Bir özür bekledim, ses çıkmayınca sayın Bakan’a mektup yazdım ve bu yönetim devam ettiği sürece İZDSO’nun hiçbir etkinliğine katılmayacağımı ve tahkikatın sonuçlanmasını bekleyeceğimi bildirdim. Ses çıkmadı! Hâlâ bekliyorum!” Demek ki Hüseyin Sermet, İZDSO’nun devlet solistlerine görev vermiş görünmek adına “Keloğlan Senfoni’de” programına çıkıp, sunucunun “Anlatın bakalım, devlet solistliği nedir” türünden sorularına muhatap olmayacak. Çünkü 810 dakika, kenara yerleştirilmiş piyanoda öğrencilere “bir şeyler” çalmak üzere, kendisine resmen bildirilmemiş, “arkadaşlardan duydum” dediği 19 Mart’taki “etkinlik” için İzmir’e gitmeyecek! Soruşturma sonuçlandırılmalıdır Bu sanatçılara görev vermezseniz, sahneye çıkartmazsanız, tıpkı futboldaki “maç eksikliği” gibi bir durum ortaya çıkar! Görev verme, sanatçının kendi gayretiyle yurtdışında yaptığı çalışmaları yok say, sonra da “yetersiz” yaftası yapıştırıp sözleşmesini feshetmeye uğraş! Eğer gerçekten yetersiz buluyorsan, kurarsın adam gibi bir tarafsız kurul, dinlerler ve bu gerekçeyle yönetmelik hükmüne göre sözleşmeyi feshedersin! CSO da, kendi solist kadrosundaki keman sanatçılarından sadece Çağıl Yücelen Akın’a son dönemde yılda bir konser veriyor, 6660 sayılı yasa uyarınca Paris’te eğitim görmüş, eski “hârika çocuk”lardan Devlet Sanatçıları Tunç Ünver ile İsmail Aşan’a konser vermiyor! Bu isimler eğer köreldiyse, bunda itilip kakılmalarının, “maaşını alıyorsun ya, sesini çıkarma” nasihatlarının da payı yok mu? Sanata ve sanatçıya duyarlılığını bildiğim, güvendiğim Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ı, göreve davet ediyorum. Bitmedi mi yedi aydır hâlâ müfettiş soruşturması? Bu soruşturma bitmeli, müfettiş raporu kamuya açıklanmalı, bakanlık da gereğini yapmalıdır. Bakanlığın internet sitesi “güvenilecek bir duruma” kavuşturulmalıdır. Meral Güneyman’ın sözleşmesi fesih mi edildi, yoksa hâlen yürürlükte mi? Bakıyorum siteye göre listede, yani kadroda görünüyor! Sitedeki özgeçmişlere bakıyorsunuz, İZDSO kadrosundaki devlet solistlerinin bazıları hâlâ, daha önce bulundukları Çukurova DSO’nun ya da İstanbul’un kadrosunda görünüyor! Bir devlet internet sitesinin doğru ve güncel bilgileri sunması gerek! 18