23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 TEMMUZ 2008 CUMA ONUR ÇARŞISI eski günlerini arıyor B Zeynep ŞAHİN Fahrettin Telseren aşkentin en eski kapalı alışveriş mekanlarından olan “Onur Çarşısı”, eski günlerini arar hale geldi. Esnafın “siftahsız” kepenk indirdiği, çalışanlarını birer birer işten çıkarmak zorunda kaldığı çarşının çalışanları endişeli: “Böyle giderse birkaç ay sonra çarşının yüzde 70’i boşalacak!” Onur Çarşısı’na giriyorsunuz... Tezgahtaki görevliler dükkanların ağzına dizilmiş, müşteri bekliyor. İçeri girenlerin alışveriş yapması en büyük istek... Bunun için yanından geçilen her dükkandan, “Buyurun” daveti duyuluyor. Çarşıda çok değil birkaç yıl önce duyulan, hatta insanı yoran gürültüden eser yok. Müşteri satıcı diyaloglarıyla yankılanan çarşıda, şimdi dükkanlardan taşan belli belirsiz müzik sesleri var. Aslında Onur Çarşısı, Kızılay’ın göbeğindeki konumuyla, kolaylıkla ulaşılabilecek bir noktada bulunuyor. İçine girdiğinizde ise birçok ürünü, farklı çeşitleri ve markalarıyla bulabilme olanağınız var. Günlük kıyafetten spor giyime, ayakkabıdan iç çamaşırına her türlü giyim eşyası mevcut. Ancak sadece giysi ile sınırlı değil Onur Çarşısı’nda bulunabilecekler. Çeyizlik ya da dekorasyon ürünleri, ev tekstili, hediyelik eşya, takılar, aksesuarlar, kozmetik ürünler... Çarşı birçok şeyin alışverişinin yapılabileceği ürün yelpazesine sahip. Fiyatlar da oldukça hesaplı. Hatta aynı ürünün satıldığı birçok noktaya göre daha uygun fiyatlarla ihtiyaçları karşılayabilmek mümkün. Ne var ki müşteri yoğunluğundan adım atılacak yer kalmadığı, özellikle hafta sonları dolu dolu olduğu zamanları artık sadece özlüyor Onur Çarşısı. Esnaf da “Ankara’nın en gözde çarşısıydı burası” diyerek, yaşanan değişime üzülüyor. Onur İşhanı içindeki dükkanında ağırlıklı olarak çocuklar için olmak üzere kitaplar, eğitim materyalleri satan Atlas Pazarlama’nın sahibi Fahrettin Telseren, “30 yıldır buradayım. Eskiden çarşıdaki müşteri yoğunluğu yüzünden nefes alamazdınız ama bugün doğru düzgün gelen gidenin olmadığı bir yer haline geldi Onur Çarşısı” diyerek anlatmaya başlıyor. Onur Çarşısı içindeki 23 dükkanın boşaldığını, işhanında da birçok boş dükkan bulunduğunu söyleyen Telseren, çarşının yaşadığı sıkıntıların nedenlerini şöyle sıralıyor: “Çarşıya aracınızla gelemezsiniz çünkü park edecek yer yok. Cadde üzerine birkaç dakikalığına bıraksanız bile hemen ceza geliyor. Alışveriş merkezlerinin hepsi pazar günleri açık. Ama asıl alışveriş yapılacak gün olmasına karşın burası pazar günleri kapalı. Kızılay da giderek eski cazibesini yitiriyor. Hükümet her gün ekonomi iyiye gidiyor diye söyleyip duruyor ama esnaf halinden memnun değil, iyiye giden bir şey yok.Ben mal sahibiyim.Eğer kiracı olsaydım, şimdiye kadar çoktan kapatıp gitmem gerekirdi. Kâr edemiyoruz zaten; tek tük iş yapabiliyoruz.” Onur Çarşısı’nı gezerken karşılaştığımız bir başka esnaf ise ellerini iki yana açıp, “Bittik biz, bittik” diyerek, içinde bulundukları durumu özetliyor adeta... “Maliyecilerden” çekindiği için ismini vermek istemiyor ama yaşanan sıkıntıları da paylaşıyor Cumhuriyet Ankara’yla: “Son 2 senedir bittik! Bütün esnaf bitti, iş yok. Emekli maaşımızı alıp buraya yatırıyoruz.Kârdan geçtik zarar ediyoruz. Ama hep zarar hep zarar nereye kadar gider onu da bilmiyoruz... Esnafı bitiren en önemli neden, milletin cebinde para olmaması. Diğer nedenler ondan sonra geliyor ama asıl neden millette para yok! Enflasyon düştü deniyor, ekonomi iyi deniyor ama hepsi hikaye... Onur Çarşısı esnafı olarak biz artık vergimizi bile ödeyemez haldeyiz.” ‘Birçok gün siftahsız bitiyor’ GÜLŞEN Torun da Onur Çarşısı’ndaki bir başka esnaf. Kapanan dükkanları örnek göstererek, “İş olsa esnaf dükkanını kapatır mı? Birer birer kepenk indiriyorlar. Açık olanlar da her sabah ‘bir umut’ deyip geliyor ama siftahsız gün geçiriyor” diyor. Onur Çarşısı’ndaki boş dükkanlara insanların borç harç mağaza açtığını ancak birkaç ay sonra zarar üstüne zarar ettiği için kapatıp gittiğini belirten Torun, esnafın binlerce YTL ’lik borçla baş başa kaldığının altını çiziyor. Torun, “Mal sahipleri bile kapatıp gitme noktasına gelmişken, kiracılar hiç dayanamıyor” diyor ve ekliyor: “Böyle giderse, çarşının yüzde 60 70’i birkaç ay içinde boşalacak.” Çarşıdaki her dükkanın daha önce yanında mutlaka birkaç kişi çalıştırdığını, bayram, yeniyıl gibi günlerde ise eleman sayısının yoğunluğu karşılayabilmek için artırıldığını anlatan Torun, şimdilerde ise dükkanlarda sadece iş sahiplerinin bulunduğunu, personellerin teker teker çıkarıldığını anlatıyor. Torun, çarşıdaki işlerin yıldan yıla kötüye gittiğini, esnafın 2001 krizinden sonra bile daha iyi durumda olduğunu vurgulayarak, şöyle devam ediyor: “İnsanların alım gücü giderek düşüyor. Ülke dünyanın çöplüğü haline geldi, hep ithal ürünler geliyor. Alışveriş merkezleri de esnafı bitirdi. Ankara’da birbiri ardına alışveriş merkezleri açılıyor. Burası bir memur kenti. Bu kadar merkezden kim alışveriş yapacak? Bir süre sonra alışveriş merkezleri de birbirini vuracak, onlar da bitecek. Arz fazla ama talep yok çünkü alım gücü yok. İnsanların reel gelirleri çok azaldı, istihdam yok. Üniversite mezunu gençler tezgah açıp, kıyafet, toka satıyor.” ‘BİTTİK BİZ, BİTTİK’ Kızılay’ın göbeğindeki çarşıya kimse uğramaz oldu. Esnaf, çoğu zaman siftah yapmadan dükkanını kapatıyor. 4
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear