27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ö NCE S AĞLIK ? Dr. Cem SUNGUR Cumhuriyet Ankara 222/3 Ekim 2008 DünyaKanserDeklarasyonu G İç Hastalıkları Profesörü Nefrolog ünümüzde kanser adı altında sınıflandırılan hastalıklar; AİDS, sıtma ve tüberkülozun neden oldukları can kayıplarından daha fazla ölüme neden olmaktadır ve 2010 yılında birinci sıradaki ölüm nedeni haline gelecektir. 2030 yılına ulaşıldığında, dünyada her yıl 12 milyon insanın kanser nedeniyle hayatını kaybedeceği tahmin edilmektedir. Bu ölümlerin yüzde 80’i, kanser için hiç kaynağı olmayan veya sınırlı kaynakları olan, düşük veya orta gelir grubunda yer alan ülkelerde gerçekleşecektir. İleriye dönük tahminler yapılırken iki varsayımdan hareket edilmektedir; kanser tedavisinin sonuçlarında yakın gelecekte önemli bir gelişme olmayacağı ve kanser riski ile ilgili sorunların değişmeyeceği kabul edilmektedir. Böylece dünya genelinde kanser gelişme sıklığında her yıl yüzde 11.5’luk bir artış olacağı öngülmektedir. Dünya çağında eşgüdüme gerek var Bu karamsar tablo değiştirilmesi mümkün olmayan doğal bir felaket gibi ele alınmamaktadır. Öte yandan bu olumsuzlukların değiştirilebilmesi için dünya çağında bir eşgüdüme gereksinim vardır. Bu amaçla, 2731 Ağustos 2008 tarihleri arasında İsviçre’nin Cenevre kentinde düzenlenen Dünya Kanser Kongresi sırasında, Dünya Kanser Deklarasyonu’nda güncelleme yapılmıştır. Deklarasyon ilk kez 2006 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin başkenti Washington D.C.’de yayımlanmış ve kanserle ilgilenen tüm taraflara, yaklaşmakta olan kanser krizi ile baş etmek için çağırıda bulunulmuştur. Amaç hükümetlerin, hükümet dışındaki kurum ve kuruluşların, uluslararası derneklerin ve özel sektörün kanserle yapılan mücadeleye aktif olarak katılımının sağlanmasıdır. Kanserle ilgili olarak yürütülecek politikalar çok büyük çeşitlilik göstermektedir ve kanseri önleme yöntemlerinden, hayatının sonuna gelmiş olan hastaların bakım ve tedavisine kadar geniş bir yelpazeyi kapsamına almaktadır. Politikaların ve yaklaşımların daha somut hale gelmesi için 2020 yılına kadar ulaşılması amaçlanan 11 hedef belirlenmiştir. Bu hedefler: 1) Tüm ülkelerin kanseri denetim altına alma planlarının olması, 2) Küresel kanser yükünün daha iyi ölçümlenebilmesi için önemli derecede gelişme sağlanması, 3) Tütün kullanımı, obesite ve alkol kullanımı konularında önemli derecede düzelme elde edilmesi, 4) İnsan papillomavirüs ve hepatit B virüsünün yaygın olduğu toplumlarda, toplum çapında aşılama kampanyalarının yürütülmesi, 5) Kanser konusundaki batıl ve yanlış inançların giderilmesi, 6) Erken tanı programlarının önemli ölçüde geliştirilmesi, 7) Palyatif (belirtileri gideren ve azaltan) tedaviler de dahil olmak üzere, bütün dünyada kanserin tanı ve tedavi yöntemlerine, dünya genelinde erişimin sağlanması, 8) Etkili ağrı kesme yöntemlerine tüm dünyada ulaşılabilir olması, 9) Onkoloji konusunda eğitim olanaklarının yaygınlaştırılması, 10) Sağlık çalışanlarının göçünün önemli ölçüde engellenmesi, 11) Tüm ülkelerde kanser tanısı alan hastaların sağkalım sürelerinin belirgin şekilde arttırılması. Gündemde önemli yer işgal etmiyor Bu hedefler son yıllarda hızla biriken verilere ve gözlemlere dayandırılıyor. Dünya Sağlık Örgütü ilk kez 2005 yılında, kanserle mücadelenin tüm hükümetler için bir öncelik olduğunu açıklamasından sonra, kanserle mücadele konusunda değişik grupların ilgi duymaya başladığı izleniyor. Öte yandan kanser ve kanser ilişkili sorunlar, henüz dünya gündeminde AİDS, sıtma ve tüberküloz kadar önemli bir yer işgal etmiyorlar. Son yıllarda “Çocuğum Önemli” (My Child Matters) ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun yürüttüğü “Kanser Tedavisinde Eylem Programı” gibi etkinlikler yeni başlayan uluslararası çabaların örneklerini oluşturuyor. Hepatit B ve insan papillomavirüs (HPV) aşısı konusundaki bilinçlenme her geçen gün artıyor. Ülkemizde kanser nedeniyle yaşanan sağlık sorunları sadece sağlık çalışanlarının değil, tüm vatandaşların günlük yaşantısının bir parçası. Özellikle sigara tüketimi, sağlıksız beslenme ve çevresel etkenler nedeniyle ortaya çıkan kanserlerde birçok ülkeye göre daha dezavantajlı durumdayız. Kanser istatistikleri konusunda son yıllarda önemli gelişmeler sağlandı ama, sorunu bütün boyutları ile ölçümleyebildiğimiz söylenemez. Kanser konusundaki yanlış inançlar ve önyargılar hâlâ çok yaygın. Kanser konusunda eğitilmiş sağlık çalışanı ve kanser hastalarına erken tanıdan hayatın son anlarına kadar uzanan kapsamda örgütlü bir sağlık hizmeti ise tersine yetersiz. Kanser deklarasyonunda açıklanan 11 hedefe ulaşmak için ulusal politikalar geliştirmekte geciken ülkeler arasında yer alacak olursa, Türkiye kansere en ağır bedel ödeyen ülkelerin başını çekebilir. 20
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear