25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

17 EKİM 2021 6 İmbros’tan Gökçeada’ya bir hüznün hikâyesi Gökçeada, Ege’nin Bu yıl ödül Cevat Çapan’a lacivertine doyulan Bir şiir plajlarıyla İki günde olduğu kadar, yarışmasından yakın tarihin DÜŞÜNDÜKLERİM anılarıyla da notlar yüzleşilen eşsiz bir yer. başlar ada Yunus Na- di Şiir Yolunuz 2021 Yarışması’na mutlaka da her zaman olduğu gibi düşsün bu çok sayıda kitap ve dosya ile katılım oldu. Türkiye’ nin en Hepsini tek tek, elden gel- ATAOL batısındaki en sevdası diğince inceledim. BEHRAMOĞLU Elden geldiğince diyorum, büyük adasına. çünkü bu tür okumalarda eksik “2 kısa ya da yanlış değerlendirmeler her zaman söz konusudur. günde nasıl Bu nedenle değerlendirme kurullarında bulunmaktan Rum da yine elden geldiğince kaçınıyorum. mezelerinin, ada sevdalısı Şu anda, Yunus Nadi adına düzenlenen ve yıllardır sür- ada şarabının tadına olunur’’ mekte olan şiir yarışması değerlendirme kurulu üyeliğim, doymadan ve tabiiki anımsadığımca bu alandaki tek üyeliğimdir… Kastro’da, Semadirek’in dersinin, Yazarı olduğu gazetemizin ve yarışmaya adını veren arkasından sessizce en güzel kişinin kimliği böyle bir görevi üstlenmiş ve sürdürmek- Ege’nin mavi sularının te oluşumu gerekli kılıyor… uygulaması içine kayan güneşin HHH batışını izlemeden Gökçeada... Bu yılın ödülü şiir çevirmeni, öğretim üyesi ve şair dönmeyin. Cevat Çapan’ın oldu. Değerlendirme kurulunun kararı oybirliğiyle alındı. Şiire hem çevirmen hem şair olarak büyük emek ver- miş seçkin bir edebiyat adamının bu ödüle hak kazanmış unan mitolojisinde de- olması kuşkusuz olması gerekendir. VOLKANİK BEREKETLİ TOPRAK nizlerin tanrısı Poseidon, Fakat kitapları ve dosyaları incelerken dikkatimi çeken kardeşleri gibi, Olympos çalışmalardan söz etmenin de hak tanırlık olacağını dü- Y Dağı’nın karlı zirveleri- ökçeada ya da 2600 yıldır bilinen Hagios Dimitrios tepesi volkanik bir olu- şündüm ve bir yazıyla bu çalışmaların özellikle dikkati- ni tercih etmemiş, sara- mi çekenlerinden söz etmek istedim…. ismiyle İmroz, sörf ve dalış tutkun- şum. Zaten ada toprağının yüzde 75’i de yını, İmroz (Gökçeada) ile Tene- Glarının, hafta sonu şehirden kaçış volkanik özelliğe sahip. Dolayısıyla an- HHH dos (Bozcaada) arasındaki bir yer- “Bir Uçurumun Haritası” adlı kitabıyla yarışmaya ka- planları yapanların gözde adresi artık. tik çağdan bu yana, bağcılık ve şarapçılık, LALEHAN tılan Alphan Akgül’ün adını ilk kez duyuyor oluşum de, Ege’nin mavi derinliklerinde in- Adada 300 kadar yerleşik Rum nüfusunun önemli geçim kaynaklarından biri olmuş. UTKAN gerçekten de benim eksikliğimdir. şa etmiş. Altın arabasını çeken alev bir bölümü, geçmişteki zorlu şartlara rağ- Gökçeada’nın merkezi, eskiden Pana- lalehan-70@ Yarışmaya katıldığı kitabındaki şiirler ilgimi çekince bi- yeleli atları ne zaman suyun yüzü- men ata toprağından kopamayanlar. Bir gia Mahallesi olarak adlandırılmış. Fener hotmail.com yografisine baktım. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniver- ne çıksa İmroz’da fırtınalar kop- bölümü ise yıllar sonra yaşadıkları şehir- Rum Ortodoks Patrikhanesi’ ne bağlı olan sitesi Sanat Tarihi Bölümü’nü bitirdikten sonra Bilkent muş. Poseidon kış aylarında seya- lerden çıkıp ata toprağına geri dönenler. Metropolit merkezi ve kilisesi, merkezde- Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü’nden yüksek lisans hat etmeyi daha çok seviyor ola- Kabatepe Limanı’ ndan bineceğiniz gemi ki Fatih Mahallesi’nde. Metropolit kili- ve doktora dereceleri almış.Washington Üniversitesi’nde Eski cak ki, kışın kopan Kuzey Ege fırtı- ile hava şartlarına göre 1.5-2 saat süren sesinin hemen yanıbaşında da Fatih Ca- modern şiir kuramları, metafizik şiir ve yaratıcı yazarlık naları sebebiyle adanın anakara ile bir yolculuk sonrasında Gökçeada’ ya va- misi var. Gökçeada’nın 5 eski köyü koru- köylerin, konularında çalışmış. Doktora çalışmasının adı özellikle olan bağlantısı kesiliyor sık sık. Ta- rıyorsunuz. Kuzu Limanı’ na yaklaşırken ma altına alınmış şimdilerde. Kaleköy, de- muhteşem ilgimi çekti: Anlamın Sesi. Yahya Kemal Beyatlı’nın Şi- rihçi Homeros’un İlyada Destanı, sizi karşılayan çorak görüntüye aldanma- niz kıyısına yerleşimi olan tek köy. Asıl adı ir Estetiği. “Anlamın Sesi” kavramı, üzerine başlı başına İmbros’un adına rastladığımız bir yın; adanın iç kesimleri ve köyleri olabil- Kastro olan köyün tepe noktasındaki kale bir düşünmeye değer. Bu tez çalışması kitap olarak yayım- başka kaynak. 10 yıl süren Troya diğince yeşil ve üzüm bağları, zeytinlik- kalıntısı, gün batımını ve Semadirek man- yaşanmışlık lanmış. Oktay Rifat’ın şiirleri üzerine de yine kitap ola- Savaşı sonrasında, bir sabah, tahta- ler ile kaplı. Limana yaklaşırken görünen zarasını en keyifle izleyeceğiniz yer. rak yayımlanmış bir çalışması var. Her ikisini de okumak barındıran dan yapılmış bir at bulur Troyalılar isterim. Şiirimiz üzerine yapılmış bilimsel değer taşıyan kent kapısında. Akaların da artık sa- eski taş çok az çalışma olduğu için bu alandaki ürünlerin özel- vaşmaktan yorulduğunu, atı ise ken- evlerin likle önemsenmesi, izlenmesi, desteklenmesi gerekiyor. dilerine hediye olarak bıraktıkları- Yortu zamanı Alphan Akgül özgün ve iyi bir şair. Yukarıda adını an- nı düşünürler. Oysa 1000 gemiden arasından dığım çalışmalarından anlaşılabileceği gibi modern şiiri- oluşan Aka donanması İmbros’un tepelere mizi ve kuşkusuz modern Batı şiirini biliyor, tanıyor. Tam kafeler dolup arkasına saklanmıştır. Troyalıların olarak tanımlayamadığım bir nostaljiyle beni kederlendi- tırmanın, atı kente almasıyla birlikte, saklan- ren bir şiirini bu yazıyla birlikte okuyacaksınız… dıkları İmroz’dan çıkarak kenti ele köy taşıyor İlgimi çeken, beğeniyle okuduğum bir başka kitap Hay- geçirirler. dar Eroğlu’nun “Tuyuğlar”ı oldu. Yaşamını yıllardır ülke kahvelerinde dışında sürdüren Eroğlu’nun ülkesinden de şiirden de (bu Köyün limanı antik çağdan beri var olan BİR ZAMANLAR oturun. demektir ki dilinden de) kopmadığını biliyorum. “Tuyuğ- ve 1970 yılında Kuzu Limanı iskelesi- Adadaki ilk yerleşimin tam olarak Çamaşırhane Eski Rum lar” bunun en son bir kanıtı. nin yapımına kadar ada halkı tarafın- ne zaman başladığı bilinmiyor an- “Tuyuğ”, rubai gibi dört dizeden oluşan bir şiir türü. dan kullanılan bir liman olmuş. İstan- köylerinin cak Kaleköy’deki kalıntılar, bu kö- kale, Biga ve Bulgaristan’dan ge- Sözlükte rubaiden farkı, İran edebiyatına özgü rubaide bul’ dan 1 hafta süren bir yolculukla gelen gemi yün, antik çağlarda da bir yerleşim en etkileyici tirilenlerin yerleştirilmesiyle de- aruzun çeşitli kalıpları kullanılırken Türklerin yarattığı açıkta demirler, yolcular ve adaya getirilen mal- yeri olduğuna dair kanıtlar sunuyor. vam eder. Kıbrıs olaylarının başla- bir nazım şekli olan tuyuğda aruzun sadece bir kalıbının olanı ise lar kıyıya kayıklarla taşınırmış eskiden. Merkez- Köyün tepe noktasındaki kalenin dığı 60’lı yılların başına kadar, eki- kullanılması olarak açıklanıyor. den Kaleköy’e giden ana yoldan ayrılıp döne dö- yerinde bir pagan tapınağı bulundu- -şüphesiz- li tarlalarıyla, şaraplarının sıkıldığı Haydar Eroğlu tuyuğlarından birinde bütün şiirlerini ne yükselen bir rampanın ucundaki Bademli ko- ğu, kale inşa edilirken de bu tapına- bağları ve köyleriyle, Ege’nin bere- Shinudi, Hayyam’ın tek bir rubaisiyle değişebileceğini söylese de ruma altında olan bir diğer köy. Eski adı Gliki ğın mimari parçalarından faydala- ketli sularının ikramı olan çeşit çe- aşağıdaki gibi bazı tuyuğları bence Hayyam’ın rubaile- olan Bademli’ ye, “adanın balkonu’’ diyor halk. şimdiki nıldığı düşünülüyor. şit deniz mahsulleriyle cennetin yer- riyle boy ölçüşebilecek nitelikte: 1960’ ların öncesinde, Panagia Mahallesi’nde ya- MÖ VI. yüzyılda Atina yö- adıyla yüzündeki temsilcisidir İmroz ade- Yalana yanlışa karnın tok madem, şayan Rumların bağlarının olduğu yer eski Gliki. netimine bağlanan ada, sırasıy- ta. Kıbrıs’taki dengenin bozulma- Kalan günlerin az, giden çok madem, Dereköy. Köy kahvesinin üzerindeki 1903 tarihli güneş sa- la Roma ve Doğu Roma (Bizans) sıyla birlikte, İmroz’da da kara gün- Gününü gün, akşamını akşam et; ati işlemiyor artık. Ada merkezinden batıya uza- hâkimiyetine girmiş, 1204 yılında- ler başlar. Yaptırımlar gündelik ha- Burada kalan, oradan gelen yok madem! nan karayolunun üzerindeki ilk köy Zeytinli ya ki Latin hâkimiyetiyle, başkent yatı kâbusa dönüştürür. Köylerdeki Hülya Deniz Ünal’ın “Leçe”si, Arif Berberoğlu’nun da asıl ismiyle Hagios Theodoros. Burası, Fener İstanbul (Konstantinopolis) gibi, okullarda Rumca eğitim yasaklanın- “Kemikler Konuşsun”u, Abuzer Gülpınar ve Muzaffer Patriği Bartholomeos’ un doğduğu köy. Daracık, Latin İmparatorluğu’nun sınırla- ca pek çok aile göç eder adadan. Demircioğlu’nun dosyaları ilgimi özellikle çeken başka- Arnavut kaldırımı sokakları, kimi terk edilmiş taş rına katılmış. ca çalışmalar oldu. evleriyle, geçmişte asılı kalmış bir havası var kö- Adanın en önemli karakterle- HAYALET KÖY DİYORLAR Demircioğlu’nun dosyası “Gün Işığı Soneleri” adı- yün. Zamanın durduğu izlenimi yaratan köy so- rinden, Fatih Sultan Mehmet’in hi- Araziler hızla istimlak edilir ancak nı taşıyor. Dosyadaki şiirlerin tümü gerçekten de sone- mayesine aldığı tarihçi Kritovou- adanın ulaşımının zor olması bahane nin (sonnet) kıta ve uyak düzenine büyük ölçüde bağlı- los, İstanbul’un fethinden sonra ada edilerek değerinin çok altında bedel- lıkla yazılmış. Zaten ilgimi özellikle çeken de bu oldu. halkının paniğe kapılarak güneyde- ler ödenir toprak sahiplerine. Üç bü- Demircioğlu 1953 doğumlu bir şair. 2000’li yıllarda ya- ki Kefalos Burnu’ndan kaçmaya ça- yük ve bereketli ova istimlak edile- yımlanmış şiir kitapları var. lıştığını, kendisinin aracılık ede- rek havaalanı, devlet üretme çiftliği Bir vezin, kıta, uyak vb. düzenine bağlı olarak yazmak rek adadan bir heyeti Fatih’in hu- ve açık cezaevi inşa edilir. Balıkçılı- şiire olanak sağlar. Özellikle genç şairlerimizin bu konu- zuruna gönderdiğini ve yıllık bir ğa ve anakaraya yapılan et ihracatına da çalışması, öğrenmesi, düşünmesi, denemeler yapma- vergi karşılığında yerel idare- getirilen kota, ada halkının elini aya- sı gerekiyor. Çünkü genellikle ve çoğunlukla şiir konu- Shinudi (Dereköy), nin devamını sağladığını, böyle- sunda sıfır bilgiyle yazıyorlar. ğını bağlayarak geçim kapısını kapatır. ce adadan göçü de engellediği- kocaman 1965’te Dereköy’e yapılan ceza- ni yazar... 1927’den sonra, ada- Galaktoboureko evi köyün kaderini değiştirir. Farklı çamaşırhanesi, eski DENİZ ATI nın nüfusu hızla artmaya baş- yerlerden getirilen mahkûmlar, gün- zeytinyağı işliği, lar, 1960’ların ortasına kadar On adım ötede derya içre bir deniz atı var düz inşaat işlerinde çalışmaya, ak- kaklarında kafelere rastlıyorsunuz. Bunların ço- nüfus, ağırlıklı olarak Rumlar- Nihayetsiz su kümesi içinde kıpırdıyor ve ta oradan 3 sineması, ipek şam da cezaevinde yatmaya baş- ğu, ata toprağına dönen Rumlar’ın işlettiği ka- dan oluşmaktadır. Adaya ilk nü- Bana bakıyor, bunu nasıl hissettiğimi bilmiyorum lar. Adada artan hırsızlık, tecavüz dokuma atölyeleri feler. Köye, 15 Ağustos’taki Koimisis yortusunda Ama ne zaman kıyıya yanaşsam, o da sağa sola fus yerleştirmesi 1947’de başlar. olayları neticesinde, Atina, Ameri- ile adanın en büyük giderseniz, bayram için Yunanistan’ dan gelenle- Kıvrılıp benim olduğum yöne doğru salınıyor 1973’te Trabzon’dan, 1984’te ka ve Avustralya’ya hatta elmas ma- rin ve yerli halkın oluşturduğu bir kalabalık kar- Ey deniz atı! Kimsin sen? Nasıl oluyor da köyüymüş bir Isparta’dan, sonrasında Çanak- denlerinde çalışmak üzere Güney Varlığımdan haberdarsın? Nasıl oluyor da şılıyor sizi. Köyün alameti farikası ise sakızlı mu- Afrika’ya toplu göçler baş- zamanlar. O tuhaf vücudunla sen varsın? Çekip sandalyemi, hallebi ve dibek kahvesi. Eskiden, taş dibeklerde, lar. 1600 haneli köyün 300 Sırtımı dönüyorum denize, ama deniz atı hâlâ orada, demir çubuklarla dövülen kahve elekten geçirilir- hanesi, ilk 6 ay içinde göç- Varoluşumla seziyorum onun varlığını... miş. 200 vuruştan, 100 gr kahve çıktığını söylü- mek zorunda kalır. Şimdi- Tıpkı sevgilim, ta uzaktan, yıllar ötesinden bana yor Diamandis. Zeytinli’den bir sonraki köy, es- lerde “hayalet köy” diyor- Baktığını sezdiğim gibi... Cam, taş ve ispirto yığını içinde ki Agridia, şimdiki adıyla Tepeköy. Köy merkezin- lar eski Shinudi’ye. 1991’de Gözlerindeki son buğuyu sildiğim andan beri deki kilise, Başmelek Gabriel’ in, Hz. Meryem’ e kapatılan ve salça fabrika- Yaklaşık bin yıldır bakıyorsun, tıpkı o deniz atı gebeliğini müjdelediği 25 Mart Müjde Günü’ ne sı yapılan cezaevinin ağır- Gibi... Nasıl oluyor da, olmadığın halde varsın adanmış. Dolayısıyla, kilisenin ismi, “Evangelis- lığı, köyün üstünde hâlâ. Yosunlar değince vücuduna, ağır bir melankoli mos tis Theotokou”. Pazar sabahları, ayinden çı- İskânla getirilen güney- Çöker üstüne, - “O sen misin?”, Öpünce suyun kan köy halkı, meydandaki çınarın altında, köy Adanın doğu halkının yanı sı- Teni dudaklarını, çizgisi kaybolur yüzünün, kahvesinde oturuyor. Buraya oturunca “galak- bilinen en eski ra birkaç Rum aile - “O sen misin?”, Taksim meydanında, anıtın önünde toboureko’’, tadılması gerekenlerden. Sütlü mu- adı İmroz (İmbros) yaşıyor köyde an- Havada sıkılı yumruğun, bakışlarını kaçıran hallebi ile doldurulan böreğin, şerbet ile buluş- Gökçeada olarak 1970 cak, yıkıntı evle- Kim varsa ona vurmak için, - “O sen misin?”, masından oluşan galaktoboureko, frappe ile taç- yılında değiştirilir, Bak, çekildi sular, kızıl bir mermere döndü sahil, rin arasında yürür- landırılıyor genellikle. Tepeköy, 15 Ağustos yortu- demografik yapı ise Ve son ziyası güneşin, söndü çoktan, ken geçmişte yaşa- sunun en coşkulu yaşandığı köylerden biri. Ayin- çoktan değişmiştir ama o deniz atı hâlâ nan acıları hissedi- İmbros, sörf ve dalış tutkunlarının, hafta sonu den sonra keşkek dağıtılıyor, eğlence sabaha ka- kıpırdıyor suda. artık. yor insan yüreğinde ALPHAN AKGÜL şehirden kaçış planları yapanların gözdesi... dar devam ediyor... Mağrur ve Devrimci... istemsizce. OKUDUKLARIM - İZLEDİKLERİM Fotoğraf: Aykut Küçükkaya
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear