25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

17 EKİM 2021 5 Antalya Altın Portakal Film Nihal Yalçın: Oyuncu yönetmen ilişkisi müthiş bir güven ilişkisi... “Zuhal’e gelen Festivali’nde bu yıl en iyi kadın oyuncu eleştirilerden ödülünü alan Nihal Yalçın, hepinizin çok mutlu malumu, hiç de istemediği bir tartışmanın oldum. Yaptığın içine çekildi geçen hafta boyunca. şeyin anlaşılmış Güvenirsem “Zuhal” adlı filmdeki rolüyle festivalin olması o kadar en dikkat çekici performansını sunan kıymetli Yalçın ile tören öncesi bir araya geldik. bir şey ki...” hiçbir şeyden afta boyu süren ve olmadık yerlere çeki- len o tatsız tartışmayı ve Nihal Yalçın’a sah- nede yapılan terbiyesizliği hiç anmaya- lım mümkünse. 58. Antalya Altın Porta- H kal Film Festivali’nin Ulusal Uzun Metraj Yarışması’nda yer alan 10 film içinde kadın yönetmen (Naz- lı Elif Durlu) imzası taşıyan ve bence festivalin en güzel çekinmem filmlerinden biri olan “Zuhal”in başoyuncusu Nihal Yalçın öyle incelikli, öyle beklenmedik bir performans sundu ki, bazı yurtdışı festivallerinde olduğu gibi kadın erkek ayrımı olmaksızın tek bir oyuncuya ödül vermek gerekse rahatlık- Bir masadan la alırdı, almalıydı bence. Yine de onunla konuşmadan önce yarışmadaki tüm filmleri izledim ve onun kadar ağırlıklı bir role sahip ikinci bir kadın oyuncu olmayışına hem şaşırdım farkın yok! hem üzüldüm. Zaten Yalçın’ın ödül konuşmasında sarf etti- ği “Güçlü rakiplerim yoktu anlaşılan” sözü de bu eksikliğe “Oyuncu yönetmen ilişkisi dikkat çeken bir cümleydi; kibir ve narsisizm (ki her oyun- müthiş bir güven ilişkisi. Eğer cu biraz narsisisttir) değildi sebebi. Uzatmayalım, Su Otel’in ben güvenirsem hiçbir şeyden EMRAH bahçesinde bir araya geldiğimiz Nihal Yalçın ile kahkaha- çekinmem. Ama çok kontrol- KOLUKISA nın eksik olmadığı keyifli bir sohbete oturduk ve bakın ne- cü ve çok garantici yönetmen- ler konuştuk. ler var. O gene bence bu topra- ğın alışkanlığı yani kimse eleş- uAntalya’daki ulusal yarışmada 10 film izledik ama iç- Yalçın, ödül tirilmek istemiyor, kimse risk lerinde bir kadın karakterin merkezde olduğu tek bir film vardı: “Zuhal”. Neden böyle sizce? almak istemiyor... Hayır ya, bir alan filmi için şey deneyelim… Bence yönet- Çünkü erkekler kadınları genel olarak başlarına gelen şey- “ Sanki iyi bir lerin müsebbibi olarak görüyorlar ya, o yüzden onlar yani menlerin kafalarının değişme- si gerekiyor. Çünkü Türkiye’de restoranda kadınlar hep arkada dolanıyorlar. Haliyle de, herhalde yö- netmenlerin bu kadar erkek olması ve filmleri daha çok er- yönetmenler oyuncuyu na- tadım mönüsü sıl yöneteceklerini bilmiyor- keklerin çekiyor olması belki genel alışkanlıktan yani bu ül- gibi… Yalnız kenin alışkanlığından... Erkekler anlatıyor… Kadınların an- lar. Hâlâ oyuncuya ton veren, ‘Buradan gel, dön, böyle bak’ lattıkları hikâyelerde de erkekler oluyor. Belki kadını kurban çok yemediniz gibi görmekle ilgili olabilir diye düşünüyorum. Çok da dü- diyen… Mesela cast yaparken mi? Valla işini kolaylaştırır diye ‘Nihal şünmek istemiyorum açıkçası, erkek yönetmenler, kadın yö- hiçbir şey netmenler; erkekler, kadınlar değil, yapabilme fırsatlarının bunu oynar’ diyor, benden za- ten başka bir şey beklemiyor. daha çok olmasıyla ilgili olabilir. Film yapmak da öyle baş- anlamadık ka bir sürü şey de öyle… Ama bir yönetmen oyuncudan (gülüyor)… onun bile bilmediği bir şey çı- BEN HİÇ EV ALMADIM karmalı, büyüsü o, işime hay- Her şey çok ran olmamın nedeni o. O ka- uFilmde annenizi de Nur Sürer oynuyor. Nasıldı onun- lezzetliydi ama dar çok senaryo okuyorum ki, la anne-kız oynamak? acaba o etten diyorum ki ben bunu oynasam Nur Abla’yı çok severim ve bir oyuncu olarak da başka ne olacak? Ben yaptım bunla- biraz daha bir hayranlığım var politik olarak duruşuna da ayrı bir hay- rı. Gel bir köylü kadın oyna… ranlığım. Bana mesafe konusunda çok yardım etti... Aslın- mı yeseydik Yaparım, şive de yaparım, ağ- da anne ve kızlar arasında mesafesiz bir mesafe vardır ya... larım, acı da çekerim ama be- falan gibi bir Kaybetmekten korkmadan birbirine istediğin her şeyi ya- “Kendimi çok beğeniyorum, çok hoş ni orada hâlâ gıdıklayan hiç- pabilirsin çünkü o ilişki bozulmaz. Orada saygının da say- his. Ama hayır bir şey yok. Beni zorlayın… O bir kadın olduğumu düşünüyorum, gısızlığın da sınırları yoktur. Bence birçok kadın, annesini yani güzel bir yetenekli bir kadınım ama kime ne da yönetmenin işi. Dert sadece çok net anlıyor, hak veriyor ama bazen hak vermemek bel- hikâyeyi anlatmaya kaldığında filan durumundayım. Standardın yemek yedik, ki de bizi besliyor mu onu düşünüyorum... Ben de annemle dışında bir algısı olan yüzüm, kimse oyuncuyla uğraşmıyor, çok didişirim, hâlâ... Yani annemden ne istediğimi bilmiyo- güzel bir şarap oyuncu genel olarak biraz kos- gözüm var. Bazen çok çirkinim, rum ve Zuhal’in de öyle bir durumu var. Annenin kendi ha- hatta insanların ‘Allah Allah hoş tüm muamelesi görüyor. Zeki içtik ve tadı yatını kurmuş ve kurgulamış bir kadının evine hâlâ anahtar- (Demirkubuz) bana öyle diyor- görünüyor ya’ dedikleri bir tipim. la girip onun mutfağına ondan çok hâkim olma hali aslında damağımızda Aslında ben tam bir Türkiyeliyim, du: ‘Bu masadan farkın yok!’ Zuhal’in neden böyle bir kız olduğunu da bize gösteren bir kaldı… Bence Sana göre yok. Benim o masa- o yüzden çok isterim bir makyaj hal. Anne de zaten şöyle geliyor: “Kızım dikkat et komşu- reklamında oynamak… dan farkım yoksa masayı oy- herkes bunu bir larınla ilişkilerine…” Tam da hepimizin sürekli nat (gülüyor).” (gülüyor)” bu ülkede yaşadığı şey, el âlem ne der... düşündü.” uZuhal size yakın bir karakter rı sordum: “Sen kimsin Nihal? Ne- mi peki, çok bilerek oynuyor gi- lerden hoşlanırsın?” “Seni beğe- bisiniz… nen, seven, yetenekli bulan bir Çok yakın. Birçok kadı- Hayali, makyaj reklamı! sürü insan var ama (çok sıkıl- na çok yakın. Hepimiz yolda dığım anlar oluyor kendim- tercihler yapıyoruz ve ya- den) sen bu kadar eğlence- şam hakikaten sürekli ken- uOyunculuk fikri ne zamandan? konservatuvara girebilecek parayı top- li bir kadın değilsin. Niye dini dönüştürmeye çalış- Hep çok taklit yapan, eğlenen bir ço- ladım, yani kayıt ücretini, eğer kazanır- eğlenceli görünüyorsun in- tığın bir yer ya… Bence cuktum. Ama alt sınıf bir aileden, alt sınıf sam diye harç parasını falan denkleştir- sanlara?” deyip içeriden bir özellikle kadınlar için da- bir mahalleden gelip oyunculuk nedir bil- dim. Sonra girdim, kazandım. İyi ki dene- yerden kendimi çok kurca- ha da performansa daya- miyordum. İlk, babam dedi mesela, “Be- mişim. Sonra konservatuvarda da çok an- ladığım bir döneme denk lı bir hal alıyor. Tabii ki nim kızım oyuncu olacak” diye… Herkese lamadım oyunculuğu çünkü Yıldız Kenter, geldi “Zuhal”, o yüzden de oyuncu hep önce kendinden söylüyordu bunu. Ama oynamayı çok sevi- hiç bilmediğim bir aura, bir atmosfer… onu çok anladığımı düşünü- yola çıkıyor... Zuhal’e ya- yordum, okulun bütün tiyatro gösterileri- Ben gerçekten yolda öğrendim oyunculu- yorum. kın hissettiğim yer şuydu, 6-7 ni ben yaparım, 23 Nisan koreografilerini ğun ne demek olduğunu. sene önce gerçekten evde otu- ben yaptırırım filan… Annem beni ha - uGaliba oyunculukta öğrenmek uKendini kurcalamak oyun- rurken şöyle bir hal geldi: “Biz berim bile olmadan belediyenin ti- bitmiyor hiç… culukla mı alakalı? neden bu kadar eşyaya ihtiyaç du- yatro kursuna yazdırıyor… Sonra Yok, hiç. Hayatta da bitmiyor İyi bir oyuncu konservatuvar oku- yuyoruz? Benim bir eve ihtiyacım var lisede Kartal’daki Kartal Sanat ki… malı, tiyatro yapmalı… Bütün bu “-malı, mı?” Ben hiç ev almadım, hiç ihtiyaç duy- İşliği’nde tiyatro yapmaya başla- uKeşke onun rolünü oyna- -malı, -malılardan” sonra, bir de şöyle oyna- madım, çünkü hem mülkle ilgili derdim hem de dım, bir sene falan takıldım. Ama saydım dediğiniz oyuncular var malı. Mış gibi oynadığım çok performansımın olduğu- köklenmenin öyle bir şey olmaması… Niye bir eve ihtiyaç oyuncu olma aşkım hiç yoktu. Ben mı? nu hissediyorum kendimi izlerken, çok razı olmadığım per- duyayım? Ya da hiç çocuk yapmak istemedim, bir mal var- hukukçu olacağım derdim daha çok. Çok beğendiğim insanlar oluyor formanslar var. Burada tabii ki çok baskın yönetmenlerle ça- lığını bir şeye aktarmak durumunda da hissetmiyorum. Son- uNeden hukuk? tabii, ama keşke dediğim bir şey yok, oy- lışmış olmamın etkisi de var. Konservatuvarda da çok bas- ra “Ben neden bir koltukla, yatakla bağ kuruyorum” deyip Gene çok iyi konuşabileceğimi düşü- nanmış oluyor çünkü. Ama mesela Cate kın ve tek tipleştirici bir eğitim sistemi olduğu için ben hep evi kapattım. nüyordum yani. Yırtarım, alırım filan gi - Blanchett’a çok bayılıyorum. Umarım tıp- oradan yırtmaya, daha gerçekçi, daha inandırıcı nasıl olunur bi. Bizim Kartal’da herkes deniyordu kon- kı ona olduğu gibi bana da iyi bir firma - üzerine çalışıyorum. Olduğun halinle ne kadarsın ve oldu- uCiddi ciddi? servatuvara girmeyi ve olmuyordu… Şöy- nın parfüm reklamı, fondöten reklamı ge- ğun halini reddetme üzerine bir süredir çalışıyorum. Mesela Evet. Sonra kendime eşyalı bir ev tuttum. Tabii o eşya- le bir muhabbet dönüyordu: “Torpilsiz al- lir diye düşünüyorum (gülüyor). Tek ha- artık oyunculuğu çok daha kolay ve eğlenceli bir hale getir- lı evde “Bunlarla daha önce kim yattı, ne oldu” filanlar baş- mıyorlar, giremezsiniz…” Allah Allah de- yalim o. Çünkü ben televizyonda da sine- dim kendim için. Filmde mesela doğaçlama yapmadık ama ladı. Bu sefer daha büyük bir eve çıkıp daha çok eşya aldım dim ve ilk sene girmedim sınava, liseyi bi- mada da işini yapabilen şanslı azınlıkta- bizim 30 kez aldığımız sahneler oldu. Ben şöyleydim hep: yıllar sonra (gülüyor). Zuhal gibi işte… Yeni evimde bir tirdikten sonra da çalışmak zorundaydım, nım, bu büyük bir lüks bence. Nazlı’nın “Nazlı bir daha alalım mı burayı?” Çünkü o kadar keyif alı- şeyler alırken hep kendime şunu sordum: “Bu koltuğu ni- işe girdim. ÖSS’ye de girmedim, başvu- Zuhal’i bana vermesi bile kendimi şanslı yordum ki oynamaktan. Ne yoruldum ne mutsuzlaştım, hep ye istiyorsun? Gerçekten rahat edeceğin için mi, yoksa evine ru param bile yoktu. Gittim çalıştım ettim, hissettiren bir şey. bir şey daha denemek istediğim için tekrar ettik bir sürü sah- gelen arkadaşların ‘Ya ne güzel döşemişsin evi, ooo zevkli neyi. Nazlı da çok açıktı. Bana çok alan açtı. de kızsın’ diyecekler diye mi?” Kendime bir sene hep şunla- OTOBÜSTEKİLER Kemal Urgenç pazar.dergi@cumhuriyet.com.tr 17 EKİM 2021 SAYI: 1649 n Yayın Koordinatörü İmtiyaz Sahibi: HİLAL KÖSE ÖZTÜRK CUMHURİYET VAKFI adına n Görsel Yönetmen ALEV COŞKUN MÜNEVVER OSKAY Genel Yayın Yönetmeni n Editör DENİZ ÜLKÜTEKİN AYKUT KÜÇÜKKAYA n Sayfa Tasarım EMİNE BİLGET Sorumlu Müdür n Reklam Genel Koordinatörü HAKAN AKARSU ESRA BOZOK Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 e-posta: reklam@cumhuriyet.com.tr Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın Yazının tamamı PAZARTESİ cumhuriyet. com.tr’de Fotoğraf: Cansu Boğuşlu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear