24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 EYLÜL 2020 7 Modacı Gül Hürgel’in keten tutkusu Bu çeviri sizle buluşsun istedim Beni hayat SEDAUÇAR ‘Çocuğun gördüğü Gül Hürgel, Parsons Tasarım düştür barış’ OKUDUKLARIM İZLEDİKLERİM besliyor okulunda moda ve tasarım eğitimi aldı. Türkiye’de medikal ve Birkaç yaş büyük ağabeyim Özdemir İnce’yle yakınlıklarımız çok yıllar önceden başlar. O da bizden birkaç yaş büyük sevgili eşi Ülker İnce, çiçeği burnunda liseİngilizce öğretmenimizdi. DÜŞÜNDÜKLERİM ülkesinde sekiz yıl hapis cezasına mahkum olmuş, şimdi yıllar sürecek sürgününe gitmekte olan oğluna, küçük kardeşine söylüyordu. Bu hafta ondan (Fransızcasından) çevirdiğim “Barış”ı yayımlamayı plan teknik tekstil üretimi yapan aile şirketinde Sonra Türkiye İşçi Partililiğimiz....Şiirde kardeşliğimiz.... Onun ustası olduğu, benim sonradan adım attı ATAOL BEHRAMOĞLU lamıştım. Özdemir İnce 1 Eylül Salı günü köşesinde aynı şiirin İonna Kuçuradi ile ortak çevirilerini yayım çalışırken, hep aklında ğım Fransızca ve Fransız şiiri yakınlıklarımız. Birlikte imzaladığımız Dünya Şiiri ladı. Bir an tasarımdan vazgeçmeyi düşündüm. Fakat (gerçi “Kardeş Türküler” adlı kitabımda ve birçok kendi koleksiyonunu Antolojisi... Ve büyük şair Yannis Ritsos’la dost luğumuz. yerde okurla buluşmuş olmakla birilikte) bu çeviri de gazetemizin okurlarına ulaşsın istedim. hazırlamak vardı. “Okulda O ve Ritsos çok daha öncelerden ve çok daha yakın dosttular. Özdemir’in bu yakınlığa Fotoğraf: İ. Çelik başarılı bir öğrenciydim. ilişkin çok değerli anıları ve şiirleri vardır. Benimki karşılaşıp görüş Her zaman meler bakımından belki sa ‘Bir gün ketenden yıca az, ama anlamca değeri yüksek, öz bir dostluktu. İkisi Atina’da, biri koleksiyon yapacağım’ derdim. Selanik’te üç görüşmemiz vardır. Sonuncusunda (Atina, 1984) ben sürgün yolumda Atina’dan Atina, 1977 Vera Tulyakova’nın anılarında oku Çünkü keten giymeyi çok bir kaçak göçmen olarak geçerken, yaşamakta olduğu Ada’dan beni uğurlamaya gelmişti. muştum... Yaşar Kemal Toros’larda gezerken bir çobandan Nâzım Hikmet’in “Bugün Pazar” şiirini dinlemiş ve not Fotoğraf: Kurtuluş Arı seviyorum” diyor. Askere, gurbete giden oğlunu uğurlamaya gelen bir baba gibi... Fransızca konuşuyorduk. etmiş... Çoban, kimin olduğunu bilmediği şiiri kendince, aklında kaldığınca okuyor kuşkusuz...Gerisini şöyle anla Gül Hürgel O uğurlamada bana “Hayatımız gü tıyor Yaşar Kemal: “Nâzıma şiiri oku zeldir...” demiş ve “Hayat demiyo dum ve hangisi daha güzel diye sor rum, hayatımız güzeldir...” diye çiz dum... Bazı yerde benimki, bazı yerde mişti altını... onun ki diye yanıtladı...” Yıllardır kumbarasında biriktirdiği derin gözlemleri ve romantik tutkularıyla kendi adını taşıyan “Gül Hürgel” markasını kurdu. Bir kadının hayatını kolaylaştıran, giyebileceği kıyafetler yaratmak amacıyla yola çıkan Hürgel, keten giyme MODA ENDÜSTRİSİ NE DURUMDA? İçinde insan barındıran her sektör etkilendi. Çok zor bir döneme giriyoruz ama bunu akıllıca yöneten herkesin bu işin içinden az zararla çıkacağına inanıyorum. Sektör yılda iki yerine neden sekiz koleksiyon hazırlama gibi var oluşsal soruları sormaya başlamışken, bu aslında değişim için bir fırsat Bunu, sürgünü, hapsi, işkenceyi ya Çevirilerden hangisinin daha güzel ol şamış bir devrimci baba, ağabey olarak, duğuna okur karar versin... BARIŞ yen İngilizlerin bile önyargısını kırdı. Şimdi kra da olabilir. Her marka kaçınılmaz bir şekilde kendi içinde küçülmeler yaşa Çocuğun gördüğü düştür barış. liyet düğünlerinin vazgeçilmezi. Markasında za yacak ama ayakların yere daha sağlam basacağına inanıyorum. Ananın gördüğü düştür barış. rif bir biçimde ekilmiş, stilin karmaşıklığını ge Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış. liştirmeye çalışan Gül Hürgel’le buluştuk. u Markanın kuruluş hikâyesini sizden dinleyebilir miyiz? Okulda kafamda hep vardı bu plan olarak. Aldığım eğitim beni altyapısal olarak sektöre hazırladı. Kâğıt üzerinde koleksiyon hazırlamak kolay ama bunu gerçek hayatta yapmak zor. Üniversitede her hafta bir koleksiyon yapıyorduk... Atölyemde, bir numune ile başladık ve ardından 1015 parçadan oluşan küçük bir koleksiyon çıkardım. Şu an yılda 2 koleksiyon yapıyorum ve her koleksiyonda yaklaşık 3035 parça kıyafet var. Marka büyümesi organik şekilde oldu diyebilirim. LİAN GİYİNCE BÜYÜDÜ u Nasıl oldu peki? Türkiye’de Gül Hürgel elbisesi ilk giyen Lian Beraha idi. Beş sene önce Instagram daha agresifti ve giyilen bir şey anında sorulup alınıyordu. Lian giydikten sonra kartopu gibi büyümeye başladı. İstanbul’da kendi atölyemizde üretiliyor. Dünyaya keten üreten bir firmayla birlikte çalışıyoruz. Koleksiyonları sadece Paris Moda Haftası’nda gösteriyorum. Çalışmalarımı evden yönetmeye çalıştım. KARANTİNAYI Üretimde kapasiteyi neredeyse durdurduk ve herkes birbirinden uzaktı bu süreçte. NASIL Gerektiğinde dikim yaptık. Yeni normal düzende GEÇİRDİ? vardiyalı bir şekilde çalışmaya başladık. rım, gördüklerim, yediğim yemekler, tanıştığım insanlar, mimari, bazen bir yerde gördüğüm desen... Bunların hepsi birer birikim. Devamlı her açıdan kendimi besliyorum. Kumbara gibi sürekli oraya atıyorum. KETEN ARTIK YENİ LÜKS u Birçok büyük marka keten kullanımı arttırdı. Keten artık yeni lüks diyebilir miyiz? Evet, diyebiliriz. Keten 34 sene öncesine kadar bu kadar kullanılmıyordu. Hatta Matches Fashion’a ilk girdiğimizde bana ilk “İngilizler keten giymez” dediler. Ben de dedim ki: “Giyecekler. Keten insanı serin tutar. Bir giysinler alışacaklar.” Şimdi İngiliz Kraliyet düğünlerinde bile giyiliyor. Lady Amelia, Kitty Spencer, Charlotte Olmpia satın aldı. Bu isimler benden direkt satın alanlar. Claudia Chaffer Matches Fashion’dan satın almış mesela. GELECEKTE NE YAPACAK? Beni heyecanlandıran şey, 18 Ağustos’ta açtığım showroomum. Misafirlerimizi randevuyla ağırlayıp onlarla tanışmak oldukça keyifli. En son cam boncuklardan bir takı koleksiyonu ve çocuk koleksiyonu hazırladım. Hep sonraki koleksiyonu çalışmak Akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya baba elinde yemiş dolu bir sepet; ve serinlesin diye su, pencere önüne konmuş toprak gibi ter damlalarıyla alnında... barış budur işte. Evrenin yüzündeki yara izleri kapandığı zaman, ağaçlar dikildiğinde top mermilerinin açtığı çukurlara, yangının eritip tükettiği yüreklerde ilk tomurcukları belirdiği zaman umudun, ölüler rahatça uyuyabildiklerinde, kaygı duymaksızın artık, boşa akmadığını bilerek kanlarının, barış budur işte. Barış sıcak yemeklerden tüten kokudur akşamda yüreği korkuyla ürpertmediğinde sokaktaki ani fren sesi ve çalınan kapı, arkadaşlar demek olduğunda sadece. Barış, açılan bir pencereden, ne zaman olursa olsun gökyüzünün dolmasıdır içeriye. Bir tas sıcak süttür barış ve uyanan bir çocuğun gözlerinin önüne tutulan kitaptır. Başaklar uzanıp, “ışık! ışık!” diye fısıldarken birbirlerine! Işık taşarken ufkun yalağından. Barış budur işte. Kitaplık yapıldığı zaman hapishaneler geceleyin kapı kapı dolaştığı zaman bir türkü ve dolunay, taptaze yüzünü gösterdiği zaman bir bulutun arkasından cumartesi akşamı berberden pırıl pırıl çıkan bir işçi gibi; barış budur işte. Geçen her gün yitirilmiş bir gün değil de bir kök olduğu zaman gecede sevincin yapraklarını canlandırmaya. Geçen her gün kazanılmış bir gün olduğu zaman dürüst bir insanın deliksiz uykusunun ardı sıra. Ve sonunda, hissettiğimiz zaman yeniden zamanın tüm köşe bucağındaki acıları kovmak için ışıktan çizmelerini çektiğini güneşin. Barış budur işte. Barış, ışın demetleridir yaz tarlalarında, Yurtdışına Matches Fashion ile açıldık, sonrasında Net a Porter’a girdik. Ardından Moda Operandi geldi. Amerika, Avrupa, Kore satışımız olan kıtalar... u Gül Hürgel markasını nasıl konumlandırmalıyız? Zamansız, şık, rahat ve yersiz. 18 yaşında bir genç kadın da 80 yaşındaki kadın da bana fotoğraf gönderiyor. Tasarımlarımın içinde kendilerini çok feminen ve rahat hissettiklerini dile getiriyorlar. Her tasarımcının sahip olduğu bir kalıp vardır zaten. Bir tarzı vardır. Giyen kadın kendini nasıl hissediyorsa o şekle bürünüyor. Elbise kişi ile bütünleşiyor. Kadının kültürü, gideceği yer elbiseyi tamamen farklı bir auraya büründürüyor. Aynı elbise Capri’de başka Londra’da başka enerjiye sahip. Bukelamun gibi istediği şekle sokabiliyor. Lastik gibi istediğiniz yere çekebilirsiniz. Bir ayakkabıyı değiştirdiğin zaman çok feminen bazen çok maskülen. Onun dengesi de bende. O benim tarzım. O benim DNA’mda olan bir şey. u Duygu ve düşüncelerinizi ne besliyor? Beni hayat besliyor. Seyahatlerim, yaşadıkla u Dört senelik bir marka ve basamakları hızlı hızlı çıkıyor. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz? Kendimi daha yavaştan alıyorum. Koleksiyondaki parçaları doğru yapmak lazım. Her dönem insanlar sizden yeni ve farklı bir şeyler beklerken onun da büyüsüne aldanıp markanızın DNA’sından şaşmamalısınız. Benim önceliğim satış değil. Ben önce kendim beğeniyor muyum, hoşuma gidiyor mu, benim mantığıma ve aklıma sığıyor mu ona bakıyorum. Giymeyeceğim bir şeyi kimseye giydirmem. u Kırılma noktası, unutamadığınız an var mı? Matches Fashion ve Net a Porter’a girdiğimizde çok sevinmiştim. Marka kurulduktan 34 ay sonra hemen satışa başladık. Sonra diğerleri geldi. u Sosyal Medya’nın markalar üzerinde yadsınamaz bir etkisi var değil mi? Sosyal medya, kulaktan kulağa görsel olarak yayılan en hızlı mecra. Bence doğru noktalara atış yaparsanız, mağazalar gibi, zaten doğru kapıdan içeri girmiş olursunuz. Instagram garip bir noktada ve bana bir gün çökecekmiş gibi bir his veriyor. İnsanlara biraz fazla gelmeye başladı. benim için bir rutin. Kafamın arkasında biriktirdiğim konular var ve ne zaman canım isterse o zaman hayata geçireceğim. Türkiye’de bilinen bir ev tekstili markasıyla ortak koleksiyonumuzu yakında piyasaya süreceğiz. iyilik alfabesidir o, dizlerinde şafağın. Herkesin “kardeşim” demesidir birbirine, “yarın yeni bir dünya kuracağız demesidir; ve kurmamızdır bu dünyayı türkülerle. Barış budur işte. Ölüm çok az yer tuttuğu gün yüreklerde, mutluluğu gösterdiğinde güven dolu parmağı yolların, şair ve proleter eşitlikle çekebildiği gün içlerine büyük karanfilini alacakaranlığın... barış budur işte. Barış sımsıkı kenetlenmiş elleridir insanların sıcacık bir ekmektir o, masası üstünde dünyanın. Barış, bir annenin gülümseyişinden başka bir şey değildir. Ve toprakta derin izler açan sabanların tek bir sözcüktür yazdıkları: Barış. Ve bir tren ilerler geleceğe doğru kayarak benim dizelerimin rayları üzerinden buğdayla ve güllerle yüklü bir tren. Bu tren, barıştır işte. Kardeşler, barış içinde ancak derin derin soluk alır evren. Tüm evren, taşıyarak tüm düşlerini. Kardeşler, uzatın ellerinizi. Barış budur işte.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear