Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Emir Ersoy Türk popundan Latin yarattı Emir Ersoy, Projecto Cubano ile yeni projesi Karnaval'da tanıdığımız şarkıları yeni bir versiyonla sunuyor. Cenk Erdem Sayfa 5 Basın Müzesi’nde sarardık ABD'deki Basın Müzesi'nde büyük bir dünya haritasında ülkelerin basın özgürlükleri de renklerle anlatılıyor; yeşil, sarı ve kırmızı. Her nisan ayında güncellenen haritada, ülkelere 0 ila 100 puan arasında not veriliyor. 130 arası yeşil, 3060 arası sarı, 60100 kırmızı renkle gösteriliyor. Notlamada siyasi yaklaşımlar, hukuki tavırlar ve ekonomik koşullar gözetiliyor. Türkiye 55 puanla sarı renkli. İlhan Taşcı / Sayfa 2 “Sana âşığım” derken bir daha düşünün! “Seni sevmek yanlışsa, doğru olmak istemiyorum” onlar için bir şarkı sözünden fazlasıydı. Bir kez “Sana âşığım” dediler ve bu aşkın peşinden gittiler. Bir sürü bedel ödeseler de verdikleri sözü tuttular. Şimdi birlikte yaşlanmanın tadını çıkarıyorlar. Yasmin ile Renan’ın öyküsünü okuyun ve ondan sonra “Seni seviyorum” demenin anlamını bir kez daha düşünün. Ayşe Yıldırım / Sayfa 2 Beyaz camın “öteki” yüzü ESRA AÇIKGÖZ Y Ağır Roman Yeni Dünya anımızdan kayıp geçiyorlar, bizler, alt ve üst orta sınıf ve onun daha üstündekiler onları görmezden geliyoruz, hatta bazen gerçekten de görmüyoruz. O kadar uzaklaştık ki sokaktan. Korkuyoruz. Onlara dokunmaktan korkuyoruz. O kadar ki, ekranlardan bile gözlerinin içine bakmıyor, halimize şükretmemizi sağlayacak “ajite” haber görüntülerinin dışında görünür olmalarına izin vermiyoruz. Ancak bu sezon başlayan üç dizi bunu kıracak. Kayıp Şehir, Şubat ve Ağır Roman Yeni Dünya yüzünü sokağa dönüyor. Hepsi kendi tarzıyla, kimi fantastik anlatımıyla, bizi sokağın insanlarıyla yeniden göz göze getiriyor. Tomris Giritlioğlu’nun öykü geliştirme ve proje tasarımını, Tuğrul Eryılmaz’ın danışmanlığını, Yıldırım Türker, Murat Uyurkulak, Seray Şahiner ve Leyla Olça’nın senaristliğini yaptığı Kayıp Şehir, İstanbul’un arka sokaklarında yaşanan, yoksulluğun sebep olduğu insanlık trajedilerini, kadınların, Çingenelerin, travestilerin, hatta siyahların uğradığı ayrımcılığı, işçi, emekçi sorunlarını ve sokak çocuklarının şiddet dolu dünyasını farklı bir dille gözler önüne seriyor. Şubat, “Yarayla alay eder, yaralanmamış olan” sloganıyla yola çıkıyor, fantastik bir anlatımla da olsa bize “yeraltı”nda yaşayanların hayatlarını anlatıyor: “Şehrin altına daha iyi bak! Bir reklam panosuna, sana doğru sürüklenen bir kâğıda. Bir tramvayın taşıdığı kırmızı bir güle bak, o gül sana haykıran bir aşk ilanı olabilir. Yaşadığın şehre bak! Hiç görmediklerini göreceksin, onları göreceksin.” Leyla ve Mecnun dizisinin yönetmeni ve yapımcısı Onur Ünlü’nün Emin Gürsoy’la birlikte tasarımını yaptığı, senaryosunu Funda Alp'le yazdığı dizinin yönetmenliğini ise Volkan Kocatürk yapıyor. Ağır Roman Yeni Dünya ise, kentsel dönüşüm projeleriyle yıkılmakta olan bir mahallenin Kolera’nın sakinlerinin mücadelesine tanıklık etmeye çağırıyor bizi. Aslında hepimizin bildiği bir mahalle bu, sadece ismini değiştirsek hemen hatırlarsınız; Tarlabaşı, Sulukule, Ayazma, Ankara Dikmen, Samsun Canik... Metin Kaçan’ın eserini Yıldız Tunç senaryolaştırıyor, yönetmen koltuğundaysa Metin Balekoğlu var. Peki bu dizilerin dönem dizileri karşısında şansları ne? Sokakta yanından gelip geçtiğimiz, sabah çöpümüzü atarken rastlaştığımız, ama çoğumuzun çoğunlukla gözümüzü kaçırdığımız “öteki”ler dizilerde ne kadar takip edilir? Bu seyir hali bir yüzleşme de getirir mi? Bunları, Kayıp Şehir dizisinin proje danışmanı Tuğrul Eryılmaz, senaristlerinden Murat Uyurkulak, Ağır Roman Yeni Dünya’nın oyuncusu Nesrin Cavadzade ve yönetmeni Metin Balekoğlu, Şubat dizisinin proje tasarımcısı ve senaristi Onur Ünlü ile konuştuk. Devamı 4. Sayfada Şubat Televizyon dünyası bugünün hikâyesi yokmuş gibi, uzun zamandır dönem dizilerine takılı. Neyse ki yeni sezonda yüzünü sokağa dönmüş diziler boy gösterdi; Kayıp Şehir, Ağır Roman Yeni Dünya ve Şubat. Farklı tarzlarda ancak hepsi de sokaktan besleniyor. Yanından geçip görmezden geldiğimiz insanların yaşamlarını hayatlarını... Hem de “onlar”la aynı göz hizasından bakarak. Peki bunların diğer diziler karşısında şansı ne? “Öteki”ne açılan ekran “onlar”ı az da olsa anlamamıza yardımcı olabilir mi? İzlemek bir “yüzleşme” de getirir mi? Yanıt, muhataplarından. Kayıp Şehir C M Y B C MY B getiriyor ekrana; İşçilerin, evsizlerin, travestilerin, işsizlerin, çingenelerin