Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3 HAZİRAN 2012 / SAYI 1367 9 İskoçya’da isli tatlar... SELÇUK EREZ Sağ olun Bekir Bey! Ö nce Başbakan, Bekir Coşkun’un kaleminden pislik aktığını söyledi. Ardından yardımcısı Salih Kapusuz da bu yazarımıza dair ağza alınamayacak sözler yöneltti. Başbakan’a, yardımcı ve eklentilerine, tutumlarının yanlış olduğunu anlatmamız gerekiyor. Son zamanlarda gülmenin sağlığa yararlarını ortaya koyan önemli bilimsel araştırma sonuçları yayımlanmaktadır: Maryland Üniversitesi’nden Dr. Michael Miller ve Stanford Üniversitesinden Dr. William Fry, gülmenin, damarların genişlemesine yol açtığını saptamışlardır. Bu araştırıcılar, gülen, kahkaha atan insanların beyinlerinin hipotalamus bölgesinden salınan bazı maddelerin, damarlara ulaşarak, buralarda nitrik oksit salgılattıklarını, bu maddenin de damarları genişlettiğini düşünmektedirler. Damarlar genişleyince dokulara daha fazla kan gitmekte, tansiyon da düşmektedir. Dr. Michael Miller, gülmenin tıbbi yararı konusunda yaptığı başka bir araştırmada, kalp damar ameliyatı geçirmiş ya da kalp damarı tıkanıklığı nedeniyle tedavisi gerekmiş 150 insanla, bu tür sorunları olmayan 150 kişiyi incelemiş, kalp hastalıkları ve ameliyatları geçirenlerin, günlük olaylara normal kimselerden daha az oranlarda güldüklerini, ortada fol ve yumurta olmadığı zaman bile, sağlıklı kimselerden daha fazla kızgınlık ve gerginlik sergilediklerini saptamışlardır. Dr. Miller, bu sonuçlara bakarak, kalp hastalıklarının önlenmesi için önerilmekte olan egzersiz yapmak, sigara içmemek, az yağlı gıdalarla beslenmek yanında sık sık gülmenin de yer almasının gerektiğine inandığını söylemiştir. Şimdi biz, bu bilgilerin ışığında, güçlü mizahı ile kaleme aldığı makalelerinde bizi güldüren, ufuğumuzu Tevfik Fikret’in Abdülhamid zamanında tanımladığı gibi bir “dudu muannit” yani inatçı bir duman yine gelip sardığında bile neşelenmemize yol açan yazılar yazdığı için Bekir Coşkun’a teşekkür mü etmeliyiz yoksa ona kızıp tüm paşaların ondan davacı olmalarını mı istemeliyiz? Başbakan’a ve Kapusuz’a ve onlar ne derlerse alkışlamaya yatkınlara tavsiyemiz, bundan böyle Bekir Coşkun’u sıkça okumaları, yazdıklarının zevkine bizim gibi varıp kahkahalarla gülmeleridir. Paşalara da dava açmalarını değil, Coşkun’un makalelerini biriktirmelerini, bunları çocuklarına da okumalarını önermelilerdir. ww.selcukerez.com selcukerez@gmail.com ürümek... Hep ileriye doğru.. Geriye bakmadan, kararlı dik adımlarla... Hızlı ama telaşsız... İskoçya’nın serin tepelerinde uçsuz bucaksız yeşil vadilere bakarken aklımda hep yürümek, hep yürümek... Kafasında silindir şapkası, kara çizmeleri ve yürüyüş değneğiyle hep yürüyen adamın yüzü görünmüyor, ama adımları aklımdan çıkmıyor. Hiç ummadık bir zamanda kendimi ‘belki bir gün giderim’ diye haritada bir kez olsun bile bakmadığım bir coğrafyada bulmuşum. İskoçya’nın kuzeyindeki Aberdeen kentinin de kuzeyinde Dufftown civarında bir şatodayım. Işınlanırcasına geldiğim bu noktada, damağımda bir yudum isli viski tadı, İskoçya’yı anlamaya çalışıyorum. Sadece üç malzeme, su, arpa ve maya, dünyanın en müthiş viskilerini üretmeye yetiyor. Topu topu bu üç malzemeden kâh odunsu, tütsülü, şarapsı tatlar çıkıyor, kâh tahıl başağının olgunluğu, çimenin yeşili hissediliyor. Boğazdan yağ gibi süzülen içkide yerine göre balımsı çiçekler açıyor, meyvelerin ışık gibi tazeliği yansıyor. Zaman zaman kuru meyvelerin yanıksı yankıları tereyağlı İskoç kurabiyeleri gibi içinizi ısıtıyor. Üç basit malzemeden bin bir kat tat doğuyor. Su ve arpadan bu kadar farklı lezzetler elde edebilmenin bir sırrı olmalı, hatta birçok sırrı.. Gezdikçe ipuçları ortaya çıkıyor. Lakin İskoçya gizemli, sırlarını bir kerede ortaya dökecek gibi değil. İskoçya’nın granit taş evleri kapalı kutu gibi; Speyside Nehri kara sessiz bir sırrı taşıyor gibi; koyunları suskun, esen rüzgâra karşı kalın yün yumakları gibi; yamaçlarındaki çalılar rüzgârı yakalamaya hazır gibi... İskoçya’nın belki de en tuhaf özelliği toprağı... Çalıların kapladığı tepelerde, çimlerin yayıldığı ovalarda, arpanın yetiştiği tarlalarda, karlı dağlarda, sık ormanlarda tek görünmeyen toprak... Gerçekten de bitkilerin altında gizlenmiş topraktan bitkisel fosil tortularıyla oluşmuş Y turba kömürü çıkarılıyor ve çimlenmiş arpayı kurutmakta kullanılıyor. Kömürün isi arpaya geçiyor. Speyside nehrinin granit kayalıklardan süzülmüş temiz suyu İskoç viskisine duruluğunu veriyor. Viskinin asıl sırrı ise fıçılarda gizli. Uzmanı bu iş için yılda bir kere Amerika’ya ormanlara gidiyor, kesilecek ağaçları tek tek seçiyor. Fıçılar sonra birkaç yıllığına Portekiz’e tatile gönderiliyor... En az üç yıl Madeira veya Sherry ile macera yaşayan fıçılar olgunlaşmış ve tadını almış olarak İskoçya’ya geri dönüyor ve viskiyi yıllandırmakta kullanılıyor. AYLİN İskoçya’nın en köklü viski evlerinden biri olan Johnnie ÖNEY TAN Walker’ın logosu yürüyen adam. Kurucusunun soyadına atfen 1920 yılında geliştirilen bu simge markanın “Keep walking/Yürümeye devam” mantrasının da kaynağı olmuş. İyi bir fikir ve kararlı adımlarla ilerlemek. İşte Walker ailesinin kaderini belirleyen bu iki şey olmuş. Serüven 1819 yılında bakkal dükkânında malt viskileri harmanlayıp kendi bileşimini yaratma fikriyle başlamış ve talih “yürü ya kulum” demiş. Drummier Şatosu’ndaki duvarlarda “yürümek” ile ilgili sözler asılı... Bir tanesi özellikle dikkatimi çekiyor. “Büyük adımı atmaktan korkma, Uçurumu iki küçük adımda aşamazsın!” Yemek sonrası hayal bile edemeyeceğimiz viskilerin bulunduğu odada şöminenin önünde koltuklara çöküyoruz. Çeşit çeşit viskileri tatmanın sonu yok. Herkes odalarına çekilince teyzemin ‘Yürümek’ romanından satırlar okuyorum. “Hiçbirimiz ötekinden daha iyi değiliz. Aynı yolda, yalnızca bir adım ilerde, aynı yolda, aynı alışkanlıklarla, yalnızca bir adım ilerde. Biraz daha atak, biraz daha serseri olmak, o kadar. Gece ilerliyor. İçkiler tükendi. Meraklar, yorgunluklar. Şimdi giderler. Hiçbir şey değişmemiş olur. Yemekten sonra oturduğumuz koltuklardan, hiçbir şey yapmamış, hiçbir şeyi değiştirmemiş, geliştirmemiş olduğumuz halde yorgun, ölesiye yorgun kalkarız; kapımızı kapar, bakarız yüz yüze, yabancı.” Birden silkiniyorum.. Hayır, oturmak yok, ölesiye yorgun kalkmak yok... Serin İskoç havasında dirilip Nâzım Hikmet’in dizeleriyle odama çıkıyorum. Yürümek; yürekten gülerekten yürümek... aylinoneytan@yahoo.com Dumanlı Mary Johnnie Walker’ın marka elçisi Tom Jones değişik viskileri tattırıyor. Her birinde farklı kokuları, tatları yakalamak eğlenceli bir oyun gibi. Tütsülü lezzetlere düşkünlüğümü keşfedince beni giderek daha dumanlı tatlara yönlendiriyor. Viskiyi yaz aylarına yakıştıramadığımı söylüyorum. Birdenbire “Sana bir şey yapacağım” diyerek bir şişeye hamle yapıyor. Hayatımdaki en lezzetli Bloody Mary’yi yudumluyorum. Sanki puslu sislerin arasından güneş açıyor. Yürümeye devam! Bunu içeni kim durdurur ki… 1/3 ölçü viski, 2/3 ölçü domates suyu, buz Malzemeleri doğru seçmek önemli. Viski kömür gibi isli bir tadı olan 18 yıllık Lagavulin gibi olmalı. Johnnie Walker Black Label da olabilir. Domates suyu ise kendinden tuzlu ve hafif baharlı olacak. Tom Jones Schweppes’in Türkiye’de bulunmayan kokteyller için hazır domates suyunu kullandı. Yerli Atatürk Orman Çiftliği domates suyu harika olur. Uzun bir bardağı buzla doldurun, viskiyi ve domates suyunu ekleyin ve karıştırın. İşte bu kadar! Seni usluluk yaparken yakaladım! “Çocuklarımıza iyi tercihler sistemleri ile öğrencilerde yapmayı öğretmeliyiz. olumlu davranışlar gelişiyor. Proje, önümüzdeki yıl Çocukların kendi kendilerine öğrenmelerini bekleyemeyiz. Üsküdar ilçesinde seçilen 5 Yanlış yaptıklarında da doğru devlet okulunda pilot olarak yaptıklarında da bunu onlara uygulanacak. söylemeliyiz.” Aslında Odak nokta: İyi davranış bugünkü yazının özeti bu cümle! Söyleyen de “Okul Margreet Oudheusden, Temelli Olumlu Davranış “Seni Usluluk Yaparken Geliştirme” (ODGE) projesi Yakaladım” başlıklı kapsamında Türkiye’de seminerinde, projenin ana odak noktasının “iyi davranış” seminer veren Amsterdam Üniversitesi’nden olduğunu Doçent Margreet vurguladı. Oudheusden. Oudheushen'e Pek çok ülkede göre, çocuklarımıza iyi uygulanan ODGE, ABD’de Tim Levis tercihler yapmayı tarafından öğretmeliyiz. geliştirilmiş ve 46 Çünkü olumlu eyalette, 13.300 davranış iyi tercihler yapmayı okulda kullanılan FİGEN bir yöntem. gerektirir. Bu ATALAY Yapılan süreçte araştırmalar, öğretmenin rolü ODGE uygulayan okullarda, çok önemli. Dışarıdan çok fazla uyaran geldiği için okuldan ayrılmaların azaldığını; disiplin olaylarının öğretmenler çocukların yüzde 4060 arası düşmesinin davranışlarını yönetmekte yanında akademik başarının zorlanıyor. İyi ve şeffaf da arttığını göstermiş. kurallara ihtiyaç var ve öğretmenler kuralları net İSTEK Belde Okulları’nda 1.5 yıldır uygulanan proje, olarak ortaya koymalı. Türk kültürüne uygun olarak Çocukların kendi kendilerine belirlenen değerlere göre öğrenmelerini bekleyemeyiz. uyarlanmış. Proje ile Yanlış yaptıklarında da doğru yaptıklarında da bunu onlara öğretmenler arasında sınıf ve okul içinde tutum birliği söylemeliyiz. figenatalay@yahoo.com sağlanıyor; ödül ve yaptırım Adlisentır Misafir şair EBRULAR bir çentik daha çek ömrünün takvimine vakit erişmemişken *** Savaştan yara almadan çıkmış, barıştan geçmiş, ağır yaralı. *** kapıyı çalan var! Tak tak! (olsun diye uyak) kapıyı açan yok! Ne yapsak? (olsun diye uyak) Eray Canberk (Kent Kırgını) Nasıl uygulanıyor? İSTEK Özel Belde Anadolu Lisesi Müdürü Selime Çimen'in verdiği bilgilere göre, Amsterdam Üniversitesi koordinatörlüğünde yürütülen projenin ilk yılında öğretmen, öğrenci ve veliler arasında çekirdek gruplar oluşturuldu. Bu gruplara 3’er günlük eğitimler verildi ve tüm okul için değerler, bunlara bağlı olarak da davranışlar, ödüller ve yaptırımlar belirlendi. 20112012 öğretim yılının başında her sınıf seviyesi ve her şubeye tüm bu değerler, davranışlar ve beklentiler anlatıldı. Öğretim yılının başından bu yana uygulanan proje sonucunda derse geç girme, ödev yapmama gibi sorunlar düzeldi, disiplin olaylarında azalma oldu. ODGE’de davranış bakımından öngörülebilir açık, net bir okul ortamı yaratılıyor. Bu amaç ile her okul kendisi için önemli olan değerleri belirliyor ve bu değerlerin davranış karşılıklarını yazıyor. Örneğin okul “saygı” değerini belirledi ise bu değerle ilgili beklenen davranışlar öğrencilere öğretiliyor. Davranış öğretimi yapıldıktan sonra öğrenciler olumlu davranış gösterdiklerinde takdir ediliyor, olumsuz davranış gösterdiklerinde de daha önceden belirlenen sonuçlara katlanıyorlar. Off the record Para insanları bencil, acımasız, duyarsız ve tutucu yapıyormuş! Kahrolsun paylaşmak, kahrolsun merhamet, kahrolsun duyarlılık, kahrolsun ilericilik! Lav sıtori Martının yüreğini elledim dün gece Sabahtan başkasını sevemem dedi Mehmet Kıyat Yaz bilim atölyeleri T aşkışla’da bulunan İTÜ Bilim Merkezi’nde bu yaz tatilinde farklı temalarda bilim ve teknoloji atölyeleri açılıyor. 11 Haziran’da başlayacak atölyeler şunlar: Çılgın Bilim Atölyesi (711 Yaş). Okuldan Önce Bilim Atölyesi (46 Yaş). Elektronik Atölyesi (711 Yaş). Uçan Makineler: Model Uçak Atölyesi (710 ve 1114 Yaş). Arkeoloji Yaz Okulu (711 Yaş) Minikler öykü anlattı! A tacan Eğitim Kurumları tarafından 56 yaş grubu çocuklarına yönelik düzenlenen “Öykü Anlatı Yarışması'”nın şampiyonu Ekin Düzgün oldu. Yarışmanın ikinciliğini Tufan Toker, üçüncülüğünü de Yağmur Ceren Somuncuoğlu kazandı. Yarışmada, Yusuf Bilal Evbaşı, “JestMimik Sahneyi Kullanma”, Sude Akbaş, “Dilin Anlaşılabilirliği”, Beyza Kuruçay “Sesi Kullanma”, Duru Şengül, “Öykünün Devamlılığı” ve Ayşe Zeynep Oral “Yaş Seviyesine Uygun Öykü Seçimi” kategorilerinde birinci oldular. Jüri Özel Ödülleri’ni ise Melisa Giz Cengiz ve Demir Bahar kazandı. Balık hafızalı toplum olsak, kredi kartlarının, simkartların, Facebook hesaplarının şifrelerini unutmaz mıydık? İbrahim Ormancı Petşop Sahibinin sesi Bir kelime yeterlidir, gerisi laftır. Haftanın sanat çizelgesi 1 Şiir ikinci bi mısraya kadar yasaklanacak. 2 Üç heykel merkeze alınacak. Misafir çizer: Orhan Önal C M Y B C MY B