24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 UMUT EKER Cumhuriyet Pazar için yazdı 18 EYLÜL 2011 / SAYI 1330 SELÇUK EREZ Ekonomi ne kadar teğet? ünyanın her yerinde ekonomi tepetaklak... Halk, Yunanistan’da, spanya’da, talya’da ve daha birçok yerde sokaklara dökülüyor... Arabistan’da insanlar neden böyle her gün üzerlerine kurşun sıkılsa da meydanlarda bağırıp çağırmağa başladılar? Sadece demokrasi istediklerinden mi? Nedenlerden biri, hatta başlıcası ekonomik sıkıntılarının çok artmasıdır. ngiltere’de patlak veren isyanların başka nedeni mi var? Kaç yılda düzelirmiş? Öyle politikacıların dedikleri gibi yakında düzelmeyeceğini anlamayan kalmadı. Çare? Yunanistan’a “Vergileri arttırırsanız, devlette ne varsa özelleştiriseniz IMF ile AB size yardım eder” dediler. spanya’da ne yapılmalıymış? “Çalışanları koruyan yasalar yürürlükten kaldırılsın, işten çıkarmak kolaylaşsın, tazminat verilmesin.” Portekiz’de kamu giderleri kısılacak, KDV arttırılacak... rlanda’da, satış vergileri artacak, memur emeklisi aylıkları azaltılacak vb. ABD’de bile öyle... “Çalışana az maaş, sosyal giderler kısılsın...” Her yerde önerilenler üç aşağı beş yukarı bunlar: Açık, daha çok çalışandan kırpılarak kapatılacak ama geliri çok olan fazla rahatsız lk insandan Madonna’ya ütün sanat ilk insanla başladı. Tabii buna styling de dahil. lk insan önce bir yaprak aldı, mahremiyetini buna sardı. Sonra da beline bir kuzu postu. Ağaçtan iki parça dal aldı ve onu da kafasına koydu. Yani ilk gerçek styling eldeki imkânlarla bundan 6000 bin yıl önce yapıldı. lk insan da farkındaydı. Hatta ilk sinyali yeşil yapraklı dalı kafasına takarak o verdi; styling “stil” kelimesinden değil “soul” kelimesinden türemişti. Ve işte binlerce yıl sonra bunun ispatı Michael Jackson! Bense o ruha sadece aklımı kattım. Yüzyıllardır süre gelen koca bir sektöre stylingin bulucusu olan “ilk insana” saygımdan işime kurnazlığımı değil de sadece “aklımı” katarak yeni adımlar attım. Elimde biraz teknoloji vardı elbette. Bir makas aldım, bir parça deri ve iple yola çıktım. Çizme, pantolon derken sadece teknolojiye teşekkür ederek ikonlar yarattım. Yüzümü dünyaya çevirdiğimde arkamda ilk insan ve kreatif direktörlüğünü yaptığı milattan öncesiyle, önümde Dior, Marc Jacobs, Tom Ford, D&G vardı. Madonna, Elvis Presley, Beyonce’den ilhamla daha çok stil yarattım. Teşekkürüm yine teknolojiye oldu. Bugün hâlâ dünyanın pek çok yerinde stylistler olarak belki küçük esinler, belki küçük kopyalar ya da yeni buluşlarla yeni stiller türetiyoruz. Türkiye’ye baktığımda ise stil üretiyoruz ama koşamadan. Aynı fikri, farklı renklerle ya da farklı fikirleri tekrar tekrar aynı renge yamayarak “tek olma” hırsı yüzünden maratona bir türlü başlayamıyoruz. Styling işini işte ben bu yüzden; eldeki malzemeye, mekana, bedene ve ruha analizimi yüzde 100 yaptıktan sonra geçmişten biraz ilhamla “gelecekteki henüz yaratılmamış tarzlardan aldığım kopyalarla”, sırların ve sınırların çokta ötesine geçmeden, ilk ve tek olmayacağını bilerek avangard stiller yaratmaya çalışıyorum. D edilmeyecek! Obama, “Geliri yükseklerden biraz daha fazla vergi isteyelim” diyor. Cumhuriyetçiler yaygarayı koparıyorlar. Neden? Çünkü kârları azalırsa yatırım yapmazlarmış... O zaman da işsizlik çoğalırmış... Bugün dünyanın birçok ülkesinde işsizler, geliri az olanlar, bursu kesilen öğrenciler, ümidini yitirenler daha fazla sıkboğaz edildiklerinde, daha büyük tepkilerle sokaklara dökülüyorlar. Şimdi bazı sağ iktidarlar bile, geliri çok olandan da istemek zorunda kalacaklarını düşünmeye başladılar. Mesela, talya, yılda 128 bin dolardan fazla kazanandan yüzde 5 bin 213 dolar kazanandan da yüzde 10 daha fazla vergi alacak. Peki bir ülkenin çok kazanan şirketlerinin yüzde büyük bir oranı, iktidarın pekiştirdiği yandaşlara aitse? O iktidar ne yapar bu krizi atlatmak için? Yandaşına değil, geliri zaten kısıtlı olanlara bindirdikçe bindirir. Geliri düşük çoğunluk işin aslınıastarını anlarsa ne olur? Anlamaması gerekir! O zaman, bunun, yani teğetliğin bahis konusu olmadığının fark edilmemesi için ne yapılır? Uluslararası kriz çıkartılır, dikkatler o tarafa çekilir! G selcukerez@gmail.com B Espirisentır Misafir şair 3. Köprü Kılıç mı daha keskin ayırır Yoksa masum bakışlı Mavi bir su mu daha keskin ayırır nsanı sevdiğinden... Söyle bana ey sevgili Daha kaç köprü gerekecek Şehrin iki yakasını bir araya getirmeye... Nihan Aktaş Tek olmadığımı bilerek ruha saygımdan ve aklıma olan inancımla sektöre yeni bakış açıları kazandırıyorum. Çünkü tekrara ve kopyalara değil, avangard ve merak uyandıran işlere ihtiyacımız var. lk insandan çok daha fazla teknolojiye ve malzemeye sahipken henüz avangardı bu kadar yakalayamamış olmamızdan yakınmıyorum. Çünkü söylediğim gibi styling kelimesi “stil” kelimesinden değil “soul” kelimesinden türemiştir. Bu ruha fazlasıyla sahip olan ben Umut Eker ve markam Umut Eker VIII bünyesinde yeni buluşları avangardla buluşturmaya devam edeceğim... G 1983 yılında stanbul Bakırköy’de dünyaya geldi. Çocukluğu oldukça eğlenceli geçti, okul yıllarında aile baskıları sonucu bir bankada staj yapmaya başlamıştı ve sonunun bir bankacı olmaya gittiğini fark ettiğinde her şeyi bırakıp güneye kaçtı. Tatil gibi başlayan macera kısa bir süre sonra onun yaşam alanı olmuştu. Yaklaşık sekiz ay gibi bir süre güneyde kaldı. Dövmeye olan tutkusunu tetikleyen bu dönem sonrasında stanbul’a geri döndü ve Beyoğlu Diesel’de işe başladı. UMUT EKER Kısa bir süre sonra da birçok markadan modellik teklifleri almaya başladı. O dönemde modellik artık onun ikinci işi oldu. Sonrasında mağaza müdürlüğü ve kreatif direktörlüğe kadar yükseldi. 2002 yılında Diesel’den ayrılıp birkaç arkadaşıyla bir street fashion marka kurdu. Oldukça hızlı büyüdüler ve yurtdışında birçok ülkeye ihracat yaptılar. Fakat sonra hisselerini devredip, dinlenme ve birçok şeyden uzaklaşma kararı aldı. Sonra geri döndü ve kendine ait bir marka yarattı. G Fırsat..Fırsat.. G Ben güzele güzel demem, Twitter da panpişleri olmazsa! G Doğru söyleyeni sadece dokuz köyden değil, dokuz gazeteden de kovuyorlar artık! brahim Ormancı Kırılmamış rekorlar aciliyetten satılıktır. Stoklarımız sırıklıdır. Yüksek atlama emeklisi H av a durumu Utandırma Servisi Zaten bunlar top umuzun da işini bitirecekler diye bir kaygı duyuyordum. Kemal Ateş 123: Her albümleri bir hikâye DEN Z ÜLKÜTEK N 23, son dönemin en dikkat çeken gruplarından biri. Albümlerini sırf ardı sıra gelen şarkılar olarak da tasarlamıyorlar. Onlar için her albüm birbiri ardına gelen birer hikâye. Again ve Laughter gibi şarkılarına çektikleri kliplerle de adlarından söz ettiren 123'le ilgili geri kalanları grup üyelerinden Berke Can Özcan'dan dinleyelim. 123’ün hikâyesi nedir? Nasıl kuruldu grup? Grup ben, Burak Irmak ve Feryin Kaya olarak 2004’te kuruldu. Vokalistimiz Dilara Sakpınar’ın katılımıysa 2009’da gerçekleşti. Aynı senenin sonunda ilk albümümüz “Aksel”i kendi plak şirketimizden yayınladık. Bu albümde Dilara yoktu. Aksel’den 6 ay sonra “Stereo Love” adında 6 şarkılık bir EP daha yayınladık. Bu Dilara’yla ilk albümümüzdü. Ayrıca albümdeki tüm şarkılar 123 metronomda olduğu için Üfleme ulayn! 1 grubun isminin 123 olmasını da açıklar nitelikteydi. Nitekim Stereo Love’daki şarkılar Aksel’den bile önce yapılmıştır, Stereo Love'ın ardındansa üçlemenin ikincisi olarak tasarladığımız “Arve”yi 2010 aralık ayında yayınladık. Üçlemeyi bitirmeden önce “Lara” adında bir albüm daha yayınlayacağız. Sahibinin Sesi Bu kadar ucuz görünmenin, ne kadar pahalıya mal olduğuna inanamazsınız! Misafir çizer: Akdağ Saydut Albümlerinizin yanında kitap da oluyor. Evet. Aksel, Arve ve Anja albümlerinin kitaplı versiyonları var. Stereo Love ve Lara kitaplı albümler değil. Kitaplı albümler yapıyoruz çünkü bir hikâye anlatmak gayesindeyiz. Hikayesiyle birlikte bu albümlerin CD raflarında değil kütüphanelerde durmasını istiyoruz sanırım. Şarkı sözlerinizden internet sitenize kadar sanki yurtdışını hedefler bir haliniz var. nternet üzerinde Türkçe web sitesi yapmak yanlış geliyor bize. nternet dünyayı ilgilendiren bir şey. Sonuçta albümlerimiz dijital olarak dünyanın her yerinde satılıyor. Şarkılarımızın büyük bölümünün ngilizce olması yurtdışını daha çok hedeflediğimiz için değil içimizden böyle geldiği için. Türkçe şarkıların olduğu bir albüm de yapacağız elbet. Eylül ayında ilk yurtdışı konserimizi de Paris’te veriyoruz. Son olarak zmir Senfoni Orkestrası’yla yaptığınız ortak çalışmadan da bahseder misiniz. Geçen yıl da benzer bir konseri Eskişehir'de gerçekleştirdik. Yani aslında zmir ikinciydi. lk günden beri hayalimizdi senfoniyle çalmak. Büyük bir orkestra, büyük melodiler, büyük ses, bunları kim istemez? Orkestra şefimiz Ender Sakpınar sayesinde gerçekleşebildi bu büyük projeler. Devamı da gelecek. G www.123theband.com Petşop C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear