24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

10 13 MART 2011 / SAYI 1303 Doktor, muayenehanesini istiyor Baklıan hasta sayısına göre ücretlendirmeyle amaçlanan nedir? Performans halk arasında “hekim eskiden kahve çay içerdi, öğleden sonra muayenehaneye kaçardı, ne iyi oldu da Sağlık Bakanlığı ‘şu hekimlere çok çalış performans göster bakalım’ dedi de, doktor odasında sabahtan akşama bize bakacak” şeklinde algılanıyor olabilir. Performans, hekimin hastasına zaman ayıramaması, kendi meslektaşıyla rekabet esasına dayalı ortak havuzdan pay almak adına daha fazla hastayı “görme”sidir. Kamu hizmetinde doktorlara nasıl şartlar sunuluyor? Bu şartlar ne kadar tatmin edici? Neredeyse pek çok hekim kamu hastanesi ve üniversitede hak ettiği maaşı alıyor olsa onca vergi yükü ve sorumluluk altına girip muayenehane açmaz. O özel hastaneden diğerine gece yarılarına kadar koşmazdı. Toplumdaki pek çok önyargının aksine benden çok daha deneyimli hekimlerimizin ne iş kanunu, ne muhasebe, ne işletme konusunda donanımları, ne de böyle bir zihniyeti yok. Aslında hekimlik de Ne kadar hasta o kadar para tıpkı mühendislik ve mimarlık gibi bir iştir. nsan hayatı ve sağlığı gibi yaşamın en önemli alanında hizmet verenlerin emeğinin karşılığını alması da en doğal haktır. Bir de var olan duruma bakalım. Mesai saati uygulamaları ve performans sistemi çıktığından bu yana eğitim ve araştırma hastanelerinde asistan hekim eğitim toplantıları yapılamıyor. Sürekli provoke edilen hasta ve yakınları, hekime her türlü şiddeti ve hakareti kendilerine hak görüyor. Tek hekim olan bir acil serviste “hekiminizi seçebilirsiniz” ibaresi asılı. SGK anlaşmaları nedeniyle eskiden kullanılan nitelikli ve tedavi gücü yüksek ilaçlar artık ödenemiyor. Sağlık personeli sayısı SGK anlaşmalı çalışan vakıf üniversitelerinde dahi yetersiz. Sistemin bir diğer can yakıcı noktası da tüm bu sisteme entegre edebilecek “hekim kadrosu”nu oluşturmak üzere her geçen gün yeni “özel tıp fakülteleri ve vakıf üniversiteleri” kurularak binlerce dolar karşılığı nitelikli eğitimden uzak, vasıfsız “doktor”lar yetiştirilmesi. Bugün “sistematik ücret gaspı”nın öncüsü Universal Hastane Grubu, Yeni Yüzyıl Üniversitesi’ni kuruyor, Acıbadem Hastanesi kendi fakültesini kuruyor... G Belki yasada böyle bir yasak yok ama yeni yönetmeliklerdeki şartlar doktorların muayenehane açmasını imkânsızlaştırıyor. Şimdi doktorlar haklarını geri istiyor. Sağlık Bakanlığı’nın kendilerini kamuda çalışmaya zorlamasını protesto etmek için bugün Ankara’ya yürüyüşe geçiyorlar. DEN Z ÜLKÜTEK N D oktorlar bugün stanbul’dan Meclis’e yürüyecekler. Sebebi özel muayenehane açmanın neredeyse imkânsız hale gelmesi. Her muayenehane için şart koşulan, içinde acil çağrı cihazı bulunan tuvaletler, bebek emzirme odası, özürlü hastalar için rampa, 80 metre genişliğinde asansör gibi birçok apartmanda sağlanması imkânsız şartların yerine getirilmesi isteniyor. Tamgün Yasası’yla kamuda çalışan doktorların özel muayenehane açmasını yasaklayan Sağlık Bakanlığı, bu taleplerle muayenehane açan doktorları devlet hastanelerine yönlendirmeyi amaçlıyor. stanbul Tabip Odası Özel Hekimlik Komisyonu Koordinatörü Dr. Pelin Taşkıran, doktorların muayenehane açma hakkını geri almak için en çok çalışan isimlerden biri. Taşkıran’la yeni yönetmeliklerin doktorları nasıl etkileyeceğini konuştuk. Tabip odalarının örgütlemesinde ne gibi bir rolünüz var? Bununla ilgili çalışmalar nasıl başladı? Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 2004 mezunuyum. Hazirandan beri stanbul Tabip Odası ( TO) Özel Hekimlik Komisyonu Koordinatörüyüm. O tarihe kadar özel sektörde hekimlik alanına dair örgütlenme modelinin teoride kaldığı, temsiliyet, iletişim ve eylemlilikten uzak bir kısırdöngüde olduğunu söyleyebiliriz. Hükümetin sağlık politikalarıyla ilgili sıkıntılar nasıl başladı? 2003’te “sağlıkta dönüşüm programı” başlığı altında başlatılan “sağlık sektöründe özelleştirmeler” ve metalaşma sürecinin bu sektörde çalışan hekimlere ve diğer sağlık çalışanlarına iş güvencesi, özlük hakları, çalışma biçimleri, ödemeler, iş yükü, en önemlisi de “mesleğin bağımsız icrası” açısından kayıplar yaşatacağı ve “emeği değersizleştiren” bir politika izleyerek emek üzerinde rant sağlanacağı öngörülmüştü. Nitekim AKP hükümetiyle bu program ardı ardına çıkarılan yönetmelikler ile hızla yürürlüğe girdi. Tamgün Yasası’yla birlikte muayenehaneler için öngörülen değişiklikler nelerdir? Kamu hastanesinde çalışan hekimlerin ve üniversitede görevli öğretim üyelerimizin mesai saati, performans, döner sermaye kısıtlamaları, serbest meslek icra haklarının yok edilmesi gibi pek çok baskıyla karşı karşıya olduğumuz biliniyor. Özel hekimlik alanını talan eden yönetmeliklerse neredeyse hiçbir ülkede varolmayan,daha da önemlisi devletin kendi kuruluşlarında ve aile sağlığı merkezlerinde asla sağlamadığı fiziksel şartları zorunlu hale getiriyor. Şu anda TTB Dr. Pelin Taşkıran açtığı davayla deprem dayanıklılık belgesi, yangın merdiveni gibi konularda yürütmeyi kısmi olarak durdurmuş olsa da muayenehane açılışlarının kriterleri belirsiz “ruhsatlandırma”ya tabi olması, Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenmesi, serbest meslek icramızın ve hasta mahremiyetinin temeli olan muayenehane kayıtlarının düzenli olarak bakanlığa bildirilmesi gibi hususlar halen yürürlükte. Daha da ötesi 6 Ocak’ta yayımlanan yönetmelikle de serbest meslek icra edilen ve randevu sistemiyle çalışılan muayenehane ve laboratuvarlara “tamgün mesai uygulaması”nın getirilmiş olması. Bakanlık, çıkardığı “özel hastane” yönetmelikleriyle de kadro ve çalışma biçimleri, çalışma saatleri ve ücretlendirmeler konusunda hekimleri baskı altına alarak çalışma hakkını da kısıtlıyor. Yine 6 Ocak yönetmeliğiyle Sağlık Bakanlığı “Kadro dışı geçici çalışmak isteyen hekim bir özel kuruluşta mutlaka tam zamanlı çalışıyor olmak zorundadır, yoksa 30 gün içinde çalışma belgesi iptal edilir” ibaresiyle yönetmelik değişiklik maddesi getirmiş ve “28 Şubat’a kadar başvur yoksa hakkınız yanar" diyerek de tüm hekimleri il sağlık müdürlüğü önünde harap etmiştir. 1219 sayılı yasayla hekimlik mesleğinin serbest icrası ve hasta hakkı açısından önemi yok sayılarak kanundan üstün yönetmelikler ile yabancı sermaye ortaklı “özel hastane zincirlerinin” önü açılıyor. Tüm bu düzenlemeler “hekim muayenehaneleri”ni hedef gösteren popülist söylemler altında yürütülüyor ve bakanlık tarafından kamuoyuna gerçekdışı açıklamalar yapılıyor. Bu değişikliklerin sonucunda ne öngörüyorsunuz? Sağlık ve eğitimin metalaşması çok yakın vadede toplumumuza büyük zararlar getirecek. Mesleki bağımsızlık hakkı olmayan, özel hastane patronlarının her türlü sömürüsüne ve emeği değersizleştirilerek çalışma ortamında da türlü şiddete maruz kalan hekimlerin, halka “nitelikli” sağlık hizmeti verebilmesi, kamu hastanelerinde performans üzerinden para kazanma odaklı hasta bakarak iyi hekimlik yapabilmesi, üniversitede asli görevi hekim ve bilim adamı yetiştirmek olan öğretim üyelerimizin odalarına kapatılıp “yüzlerce hasta bakacaksın” baskısı altında eğitim verebilmesi mümkün değil. G bimuziklazim.com, işi müzikle olan tüm profesyonellere kolaylık sağlayacak bir müzik bankası Müzik mi lazım? S NEM DÖNMEZ B akalım hangilerini anımsayacaksınız? Sana’nın “Sürdükçe” reklamı, “annecim annecim baksana şampuanım bitmiş alsana”, Akbank’ın bir aşk hikâyesi anlatan reklamı ve daha pek çoğu. Tüm bu reklam 'jingle’larının yaratıcısı Jingle House’un kurucusu Ömer Ahunbay şimdi de müzikle ilgili tüm profesyonellerin kullanabileceği bir web sitesi yarattı. bimuziklazim.com adresinde 60 tür müzik örneği var. Site sayesinde, besteciler jingle ya da dizi müziği bestelerini profesyonellere ulaştırabilirken yönetmenler de taze müzik aramak zorunda kalmayacaklar. Biz de Ahunbay’a bimuziklazim projesini ve Jingle House’u sorduk. Jingle House bugüne dek aklımızda kalan pek çok reklam müziğinin jingle’ını yaptı. Hikâyesi nedir? 1991’de tesadüf sonucu yaptığımız ilk reklam müziği projesinin uluslararası ödül alması sonrasında artan iş potansiyeli bizi bu konuda şirketleşmeye yönlendirdi. Ortağım Hakan Özer’le birlikte çıktığımız bu yolda reklam sektörünün bize olan güveni neticesinde 20 yılda binlerce projede yer alma şansını yakaladık. Nasıl bir tesadüftü bu? 80’li yılların sonlarında kendi bestelerini çalan The China Band adında bir grubum vardı. Bir yandan da gündüzleri seyahat acentasında uçak bileti satıyordum. Bir gün içeri bir kadın geldi ve ve yurtdışından gelecek bir film ekibi ile ilgili bir organizasyon talebinde bulundu. Ben gerekli çalışmayı hazırlarken proje için bir müzisyen aradıklarına kulak misafiri oldum ve şaka yollu o konuda da yardımcı olabileceğimi söyledim. O sırada içeri filmin yönetmeni de geldi. Yönetmen meğer bizi daha önce sahnede izlemiş. Bir demo yapmamızı istedi ve her şey öyle başladı. Gerçekten de harika bir tesadüfmüş... Peki bu kadar tercih edilmenizdeki etken ne sizce? Biz o dönemlerde müzikte dünya standartlarını yakalama ve daima farklı besteler üretmek çabasında olarak çalışmalar yapmaktaydık. Bu gayretimizi halen gerek reklam projelerinde gerekse grubumuz Rebel Moves’da sürdürüyoruz. Tabii ki beste yapıp müzik üretme kapasitemizin yanında, marketing ve sosyoloji alanındaki araştırma ve öğrenme çabamız da etkili. bimuziklazim projesinin fikri nasıl gelişti? Evinde, stüdyosunda müzik üreten yüzlerce müzisyen arkadaşımız var. Medya ile bu eserleri buluşturmak için bimuziklazim.com’u kurduk. Amatörprofesyonel her müzisyen, eserlerini buraya koyabiliyor ve medya sektörü de sistemdeki arama motoru ile ihtiyaci olan esere anında ulaşabiliyor. Reklam sektörünün hızına yetişebilecek bir sistem bu. Peki nasıl para kazanacaklar? Sistem çok basit. Satıştan elde edilen gelir, besteci ve bimuziklazim.com arasında yarı yarıya paylaşılıyor. Bu ve diğer konulardaki soruları cevapladığımız bir web sitesi daha kurduk: bilgialmakistiyorum.com. Kimler kullanabilecek bu müzikleri? Müziğe ihtiyacı olan herkes. Bu siteden önce bu işler nasıl yürüyordu? bimuziklazim.com bir stok müzik bankası. Ama diğerlerinden ayrılan özellikleri var. çeriğimizi Türk müzisyenlerin eserleri oluşturuyor. Her geçen gün içeriğimiz yenileniyor, güncelleniyor. kincisi, bizden lisanslanan bir eser anında yayından kaldırılıyor. Yani bir eseri sadece bir kişi kullanabiliyor. Reklam jingle’ının, normal bir şarkıdan farkları neler? Reklam müziği bir markanın kampanyanın sesi olarak bakıldığında melodisinden altyapısına kadar tamamen marketing stratejileri gözetilerek brieflendirilir, burda duygu direk olarak bu stratejiler sonucu oluşturulur. Oysaki bir müzik eseri insani duyguların ruha hitap edeceği en iyi formatın sanatçı tarafından vücuda getirilmesidir. Peki, bimuziklazım’da dizi, film için de şarkılar bulunabilecek anladığım kadarıyla. O sektöre de taze kan gelmiş olacak sanırım? Sektörünün ihtiyaçlarına hızlı cevap aradığı durumlarda en iyi çözümlerden biri olacağına inanıyorum, tabii ki farklı renklerin varlığı da genel anlamı ile çok önemli. G C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear